İsrail ve Hizbullah 86 bin kişiyi Lübnan'ın içlerine kaçmaya zorluyor

Litani'nin güneyindeki köylerde artan gerginlik, ailelerin yaklaşık yüzde 75'inin kıyı şehirlerine yönelmesine neden oldu

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki Kafr Kila köyünü bombaladı / Fotoğraf: AFP

Doğuda Suriye'nin Golan Tepeleri'nden batıda Nakura kasabasına kadar uzanan 120 kilometre uzunluğundaki Lübnan-İsrail sınırında Hizbullah ile İsrail arasında yaşanan çatışmalar, Litani Nehri'nin güneyindeki kasabalardaki ailelerin yaklaşık yüzde 75'inin kıyı kentlerine yönelmesine ve Güney Lübnan'ın derinliklerinde şiddeti ve kapsamı artan savaşın korkusuyla okullara ya da yakınlarının evlerine sığınmalarına neden oldu. Sınır köylerinin sabit nüfusu ise yüzde 10'u geçmiyor.

Lübnan'ın güneyindeki bazı bölgeleri ziyaret eden ve orada bazı ailelerle tanışan Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinatörü İmran Rıza, Birleşmiş Milletler rakamlarına göre yerinden edilenlerin sayısının yaklaşık 86 bin kişiye ulaştığını ve bunların büyük bir kısmının Sur, Sidon, Beyrut ve Lübnan Dağı'na yayılmış barınma merkezlerinde bulunduğunu söyledi.

Ayrıca yaklaşık 60 bin kişinin evlerinde kaldığını ve bu insanların ekonomik, psikolojik ve kişisel kayıplara uğradıklarını kaydetti.

Ancak Independent Arabia'nınn aktardığına göre Sosyal İşler Bakanlığı'ndaki kaynakların gerçek sayının 120 bin kişiyi aşabileceğini belirtti.

Bu nedenle söz konusu resmi rakamlar pek gerçekçi olmayabilir. Beyrut'ta ikinci evi olan, ev kiralayan ya da akrabalarının yanına sığınan pek çok kişi istatistiklerde yer almıyor.

Rapor, istatistiklerin kapsamının sınıra komşu ve Litani Nehri'nin güneyinde yer alan köyleri de kapsadığını ancak İsrail'in hedeflemesinin Awali Nehri'nin güneyindeki Sayda, Nabatiye ve Jezzine ilçelerindeki bölgelere doğru genişlediğini belirtiyor.

Vatandaşların savaşın aniden yayılmasından duyduğu korku, birçoğunun evlerini terk ederek daha güvenli olduğunu düşündükleri bölgelerde kendi başlarının çaresine bakmalarına neden oldu.

Yüksek Yardım Komisyonu kaynaklarına göre, güneydeki köylerde tamamı yıkılan konutların 280'e, kısmen yıkılanların sayısı ise 500'e ulaştı; ayrıca aralarında 3 çocuk ve 3 gazetecinin de bulunduğu 28 sivil hayatını kaybetti. Bunun yanında yaklaşık 200 Hizbullah üyesi öldürüldü.

Diğer yandan İsrail ordusunun ve Tel Aviv'deki yetkililerin açıkladığı bilgiye göre, Hizbullah'ın gerçekleştirdiği saldırılar 8 sivilin ve 17 İsrail askerinin de ölümüne neden oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sınırlı imkanlar

Bu bağlamda, Yüksek Yardım Komisyonu Başkanı Tümgeneral Muhammed Hayr, çatışmaların genişleyebileceği korkusu nedeniyle şu ana kadar çatışmaların genel olarak güney Lübnan'daki köyler içerisinde olduğuna dikkat çekiyor.

Bu da Lübnan'ı tehlikeli bir felaketle karşı karşıya bırakacak ve bombalama devam ettikçe hasarın her geçen gün daha da kötüleştiğini ortaya çıkaracak.

Hayr, Yüksek Yardım Komisyonu'nun çatışmaların başladığı ilk 20 günden bu yana olaylara dahil olduğunu ve sınırlı bütçeye rağmen, ki bu gerçek ihtiyaçtan çok daha azdı, zararları saymaya, halka tazminat ödemeye ve mevcut imkanlarla yerinden edilenlere yardım sağlamaya başladığını açıkladı.

Hayr, barınma merkezlerindeki ailelere yardım konusunda "Güney Konseyi"nin de paralel bir rol oynadığına dikkat çekti.

Yüksek Yardım Komisyonu başkanı, Komisyonun mevcut çalışmalarının öncelikli hedefinin, vatandaşların evlerinde ve köylerinde kararlılıkla desteklenmesine ve hayatta kalmalarının devamı amacıyla gıda ve sağlık ihtiyaçlarının güvence altına alınmasına odaklanmak olduğunu belirtti.


Boş köyler

Güneydeki köylerini terk eden sakinler, yaklaşık 40 sınır köyünün neredeyse hiç sakininin kalmadığını, yalnızca içinde bulundukları koşullar nedeniyle kalmak zorunda kalanların bulunduğunu belirtiyor.

Bu arada, bombalama nedeniyle devlet okullarının eğitim-öğretim yılının başladığı ilk günlerden itibaren kapılarını kapatması nedeniyle ve Milli Eğitim Bakanı Abbas el-Halebi'nin, öğretmenlerin ve öğrencilerin yerinden edildikleri yerlere yakın başka okullara kaydolmalarına izin veren bir karar çıkarmasına rağmen yaklaşık 4 bin öğrenci eğitimde zorluk yaşıyor.

Okul çağındaki çocukların yaklaşı yüze 30'u öğrenimden mahrum kaldı. 

Ayrıca, çatışmaların ilk günlerinden bu yana hayati önem taşıyan tesislerin, kurumların ve restoranların çoğunun kapılarını kapatması, köylerinde temel hizmetlerin bulunmaması nedeniyle yerinden edilen kişilerin sayısının artmasına katkıda bulundu.

Bu arada İsrail'in güneydeki derin hava saldırılarının yanı sıra askeri operasyonu genişletme tehdidi de bölge sakinlerinin kaygısını artırıp başka yerlere kaçmalarına neden oldu ve bu da yerinden edilenlerin sayısını artırdı.


İzole alan

Yaron'un (İsrail sınırına komşu bir köy) belediye başkanı Ali Tuhfa'ya göre İsrail, sınır şeridi bölgesini izole etmeye çalışıyor.

Tuhfa, kasabanın büyük bir çoğunluğunun boşaltıldığını, Temmuz 2006 savaşında ise kasabanın tamamen yok edildiğini, savaşın bitmesiyle birlikte halkın yeniden yıkılma korkusuyla geri dönüp evlerini yeniden inşa ettiğini belirtti.

Tuhfa, İsrail'in sınır köylerini yok edip onları harap, yaşanmaz köylere dönüştürme planını ortaya koydu. Ayrıca İsrail'in köylerdeki hayati sektörleri yok etmeyi planladığını, öyle ki kümes hayvanı çiftliklerine, besi hayvanlarına ve mahsullere verilen zararı hesaplamanın zor olduğunu vurguluyor.

Buna karşılık Kafarkila sınır belediyesi belediye başkanı Hasan Şit, İsrail'in yerleşim yerlerinin hayalet kasabalara dönüşmesi fikrini kabul etmediğine, sınır köylerini yıkım ve yerinden etme yoluyla tampon bölge haline getirmeye çalıştığına işaret etti.

Özellikle yıkımın kasabaya yayılması nedeniyle kasaba sakinlerinin çoğunun Nebatiye ve Tire'ye göç ettiğine dikkat çekti.
 


Uluslararası Göç Örgütü

Uluslararası Göç Örgütü (IOM), çatışmaların başlamasından üç ay sonra, güney Lübnan'dan 82 binden fazla insanın yerinden edildiğini belirten raporunu yayımladı.

Örgüt, İsrail'in tehditlerinin artmasının ardından raporun hazırlandığı son haftada yerinden edilenlerin sayısında yüzde 8'lik bir artış kaydedildiğine dikkat çekti.

Rapor, yerinden edilenlerin çoğunluğunun (yüzde 93) 3 sınır bölgesinden geldiğini, bunların yüzde 48'inin Bint Jbeil'den ve yüzde 33'ünün Marjayoun'dan geldiğini belirtti.

Ayrıca bunların yüzde 12'si Sur'dandı. Yerinden edilenler beş bölgeye dağılmışlardı: Yüzde 31'i Tire bölgesine, yüzde 17'si Nebatiye bölgesine ve yüzde 15'i Sayda'ya sığındı. Yüzde 9'u Baabda'ya, yüzde 7'si Beyrut'a, geri kalanı ise diğer bölgelere dağıtıldı.

Uluslararası Göç Örgütü, yerinden edilenlerin yaklaşık yüzde 80'inin ev sahibi ailelerin yanında yaşadığını ve yüzde 17'sinin de kiralık evlerde yaşadığını bildiriyor.

Yüzde 1'i ikinci konutlarına taşınırken, yaklaşık yüzde ikisi (1.100 yerinden edilmiş kişi) 14 toplu barınakta yaşıyor.

Tire'de 758 yerinden edilmiş kişiyi barındıran beş toplu barınma merkezi, Hasbaya'da 152 yerinden edilmiş kişiyi barındıran yedi barınma merkezi ve Raşaya'da 38 yerinden edilmiş kişiyi barındıran bir toplu barınak bulunmakta.

Sayda'da ise 153 yerinden edilmiş kişiyi barındıran bir toplu barınak bulunuyor. Yerinden edilenlerin yüzde 37'si çocuk, yüzde 34'ü kadın ve yüzde 29'u erkek.

Bu bağlamda Tire Belediyeler Birliği Afet Yönetim Birimi medya koordinatörü Bilal Kaşmir şu açıklamada "Tire'ye gelen yerinden edilenlerin sayısı 22 bin 400'ü aştı" dedi.

Kaşmir, yerinden edilenlerin günlük ortalama sayısının 200 ila 300 kişi arasında değiştiğini, barınma merkezlerinde yaşayanların kendilerini barındıracak akrabalarının, alternatif barınma imkanlarının veya ev kiralama imkanlarının bulunmadığına dikkat çekti.

Ayrıca Tire'de yerinden edilenlerin yüzde 10'unun evlerinin tamamen yıkıldığının ortaya çıktığını belirttiği açıklamasını şöyle sürdürdü:

Büyük ekonomik kriz, enflasyon ve yüksek fiyatlar nedeniyle devletin yardım alanındaki imkanları çok zayıf. Bu yerinden edilme, aileler ve ev sahibi bölgeler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor ve savaşın büyüyeceğine dair korkular var. Çünkü sayıları iki katına çıkarsa yerinden edilenlerin hepsine cevap veremeyebiliriz.

 

 

Independent Arabia, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU