Vilayet meclisi seçimlerinin ardından Irak istikrarsızlaşabilir

Feyzullah Tuna Aygün Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Irak genelinde 2013'te Kerkük'te 2005'te yapılan vilayet meclisi seçimleri, 18 Aralık 2023 tarihinde gecikmeli olarak yapıldı.

Seçimlere katılım oranı Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği (IBYSK) tarafından yüzde 39 olarak açıklandı.

Seçimlere katılımın en düşük olduğu yer yüzde 19 ile Bağdat'ın Rusafa yakası, en yüksek olduğu yer ise yüzde 65 ile Kerkük vilayeti olarak açıklandı.

Ancak yasal değişiklik ile seçmen tanımının "18 yaşını doldurmuş ve elektronik seçmen kartını almış" olarak değiştirilmesi seçime katılım oranının beklenenden yüksek olmasına neden oldu.

Zira seçmen tanımı "18 yaşını doldurmuş Irak vatandaşı" olarak muhafaza edilmesi durumunda katılım oranı yaklaşık olarak yüzde 25 olurdu.

Bu anlamda Irak'ta toplumsal olarak siyasete olan güvensizlik eğiliminin artmaya devam ettiği görüldü.

Diğer yandan 2021 parlamento seçimlerinde 329 sandalyenin 73'ünü kazanan Sadr Hareketi'nin seçimleri boykot etmesi de katılım oranına etki etti.  

Zira Sadr Hareketi 2021 seçimlerinde geçerli oyların yüzde 10'unu almıştı. 

Bu doğrultuda yapılan seçimlerde İran'a yakınlığı ile bilinen Bedir Örgütü ve Sadıkun Blok'un önderliğindeki Nebni Koalisyonu vilayet meclislerindeki toplam sandalye sayısı olan 285'in 43'ünü elde etti.

Buna ek olarak gene İran'a yakınlığı ile bilinen Irak eski Başbakanı Nuri el-Maliki'nin Kanun Devleti Koalisyonu 35 sandalye kazandı.

Bunların ardından seçimlerden önce görevden alınan Irak Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi önderliğindeki Takaddum Koalisyonu 21 sandalye aldı.

Bunlara müteakip olarak 2021 seçimlerindeki oy sayısıyla yaklaşık bir sonuç elde eden Irak eski Başbakanı Haydar el-Abadi ve Ammar el-Hekim'in Ulusal Devlet Güçleri Koalisyonu 23 sandalye kazandı. 

Yapılan seçimlerin sonuçları ile önceki parlamento seçimleri arasındaki güç dağılımındaki farklılıklar, oluşturulacak vilayet yönetimleri zeminindeki yerel rekabet ortamı ile bunun Bağdat siyasetine yansıması ve 2025 yılında yapılması gereken parlamento seçimleri ülkenin yakın geleceği açısından istikrarsızlaştırıcı faktörleri oluşturuyor. 


Parlamento seçimi ile farklılaşan aritmetik

Seçimlerin ardından oluşan yeni denklem, 2021 parlamento seçimleri ile karar alma mekanizmalarındaki asimetri arasında bir ikileme neden oluyor.

Ülke genelinde yasal dayanağı olan bir kota sistemi kullanılıyor.

Bu bağlamda, örneğin Sünni kotasına sahip parlamento başkanlığı pozisyonu seçimi için Sünni taraflar, Sünni siyasetindeki güç dengesi doğrultusunda bir müzakere süreci yürütüyor.

Bu anlamda, Sünnilerin en büyük aktörü haline gelen Takaddum Koalisyonu ile Azim Koalisyonu'nun güç kaybetmesi sonucu ortaya çıkan Irak Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi liderliğindeki Hasim Koalisyonu, güç dengesinde önemli bir yer edinebilir.

Ayrıca Abbasi'nin koalisyonunda yer alan önemli Sünni isimler, Usame Nuceyfi, Rafi el-İssavi ile Cemal Kerbuli gibi, Hasim Koalisyonu'nun sahip olduğu seçmen desteğinin ötesinde bir etki alanına sahip olabilir.

Diğer yandan, Şiiler açısından oy sayısını ve kazandığı sandalye sayısını arttıran Nebni Koalisyonu ve Kanun Devleti Koalisyonu, Sünnilerdeki durumu tam tersine çevirerek mevcut yapıya yönelik bir sınamaya yol açıyor.

Seçim sistemindeki değişiklikle, bu iki koalisyon güney vilayetlerindeki bağımsız adayların kazandığı sandalyeleri de aldı.

Bu durumda, her iki koalisyon da parlamentodaki ağırlığının ötesinde bir etkiye sahip oldu.

Buna ek olarak, merkezi siyaset içerisinde parti siyaseti bağlamında yer almayan ancak hem bürokrasi hem de sosyal tabanı itibarıyla büyük bir etkiye sahip olan Sadr Hareketi'nin seçimlere katılmaması, Şiiler açısından önemli bir sınamadır.

Zira Sadr Hareketi'nin siyasi boyutuna rağmen siyaset içerisinde yer almaması ve Nebni Koalisyonu ile Kanun Devleti Koalisyonu arasındaki ayrışan yaklaşımlar nedeniyle, Iraklı Şiiler için bir kırılganlık oluşturuyor.


Yerel-merkezi rekabetler ve müzakereler 

Vilayet meclisi seçimlerinin ardından oluşturulacak meclislerde, vali ve vilayet meclisi başkanları seçilecek.

Bu pozisyonlara ek olarak, Bağdat'taki bakanlıklar tarafından koordinasyonu yapılan vilayetlerdeki sağlık ve eğitim gibi genel müdürlükler için atamalar yapılacak.

Bu pozisyonlar için yerel ve Bağdat'ta olmak üzere iki farklı seviyede müzakere süreçleri ilerlemektedir.

Yerel ittifaklar ile merkezi ittifakların çakışması, yerel hoşnutsuzluklara ve merkezde çatışmalara yol açabilir.

Bu bağlamda, Kerkük için özel bir parantez açılması gerekiyor. Zira Kerkük'teki durum tam anlamıyla yerel ve merkezi ayrışmanın ortaya çıktığı vilayetlerden biridir.

Vilayette KYB, 15 genel sandalyeden beşini alarak en büyük siyasi oluşum oldu.

Diğer yandan Türkmenler ve Araplar, toplam 16 sandalyeden sekiz tanesini elde ederek vali seçimi için bir oya ihtiyaç duyuyor.

Kerkük merkezli Türkmen ve Arap siyasetleri açısından vilayetin fiili olarak Kürt yönetimi altında olduğu zamana geri dönüş istenmediği için vali seçimi konusunda bir Kürt valiye karşı çıkılıyor.

Ancak merkezi siyaset açısından bakıldığında KYB'nin Türkmen ve Araplara oranla daha güçlü bir pozisyona sahip olduğu ve valilik konusunda daha fazla destek görebileceği söylenebilir.

Kerkük'teki kimlik bazlı yerel-merkez farklılaşmalarının ötesinde, Bağdat, Ninova, Musanna ve Necef gibi vilayetlerde aynı kimlik grupları açısından belirgin bir kazanan siyasi oluşumun olmaması, merkez ve yerel düzeylerindeki siyasetler için ayrışmaya uygun bir zemin hazırlıyor.


2025 yılında yapılması beklenen seçimler

Tamamlanan vilayet meclisi seçimlerinin ardından seçim sonrası süreci devam etmekte olup, vilayet meclislerinin toplanabilmesi için Başbakan Muhammed Şiya Sudani önderliğinde koordinasyon toplantıları yapıldı.

Yaşanan siyasi gerilimlere ve gecikmelere rağmen süreç bir şekilde ilerliyor.

Ancak bu süreç içerisinde yaşanan gerilimler ve müzakerelerdeki dengesizlikler, bir sonraki seçimlere yönelik yeni kırılmalara zemin hazırlıyor.

Zira 2025 yılında Irak'ta parlamento seçimlerinin yapılması bekleniyor.

2023 seçimlerinde elde ettiği oy ve sandalye sayısına göre yeterince yönetimlerde temsil edilmediğini düşünen aktörler, sonraki seçim sürecinde oluşacak kırılmaların çatlaklarını oluşturuyor.

Bu anlamda, Sadr Hareketi'nin seçimlere katılmamış olması nedeniyle Meysan Valiliği gibi elinde bulundurduğu pozisyonlardan birisini kaybetmesine ek olarak, siyaset içerisinde bulunduğu takdirde "veto" edebileceği diğer isimlerin yönetim pozisyonlarını elde etmesini engelleyemiyor.

Diğer yandan, özellikle Iraklı Şiilerin 2005 yılından itibaren yapılan her seçimde biraz daha parçalı bir şekilde seçimlere girmesi, Sünni liderliğinin Sünni vilayetleri kapsayacak yetenekte olmaması ve Kürtler açısından da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) siyasetine ek olarak merkezi siyasetteki KDP ve KYB ayrışması, 2025 seçimlerinin şahit olacağı gerilim ortamını gösteriyor.

Sonuç olarak, Kerkük'te 18 senedir yapılamayan vilayet meclisi seçimlerinin tamamlanmış olması kısa vadede bir başarı olarak görülebilir, ancak orta vadede ülkenin istikrarsızlaşmasına zemin hazırlayabilir.

Buna ek olarak, Gazze savaşı, terör örgütü PKK'nın Irak'ta artan aktivizmi ve İran'ın Irak'taki saldırıları, Sudani hükümeti ve Irak'ın istikrarı açısından sınayıcı diğer faktörleri oluşturuyor.

Diğer yandan, bu faktörlerin Irak'ın güvenlik ve mali disiplininde veya enerji piyasasında oluşturacağı oynaklıklar, Irak'ın gelecek vizyonu olarak isimlendirilen Kalkınma Yolu gibi stratejik projeleri sekteye uğratması da beklenebilir.

Dolayısıyla, sahip olduğu yer altı zenginlikleri, coğrafi konumu ve genç nüfus gibi kalkınmayı destekleyecek etkenlere de sahip olan Irak'ın yakın geleceğinde birçok sınamayla karşılaşması bekleniyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

DAHA FAZLA HABER OKU