Başka bir yolu mutlaka var... Bir sanatçı profillemesi: Emrah Yücel

Prof. Dr. Uğur Batı Independent Türkçe için yazdı

Ressam Emrah Yücel

Ben Profesör Doktor Uğur Batı.

Karar Bilimi Uzmanıyım ve burada sanat, kültür, ikna, idealar ve düşünce patlamaları kaleme alıyorum.

O zaman daha sorulurken cevaplanamayan soruların köşesine hoş geldiniz.


Sanatı, resmi, heykeli, ressamları yazmaya gayret ediyorum. İnanıyorum ki geleceğe giden yolumuz buradan geçiyor.

Sanattan, yaratıcılıktan, inovasyondan, fikirden, düşünceden, bilimden geçen bir toplumsal resah arayışından söz ediyoruz. Bunlar değer zincirinin parçaları.

Bu yazıda da böyle bir felsefeyle Türkiye'nin en özgün ressamlarından biri Emrah Yücel'i yazacağım.

İlham verici bir ressam o, ilham vermesini umduğum bir dilbilgisiyle öğelerine ayıracağım.
 

Emrah Yücel2.jpg
Ressam Emrah Yücel

 

Haydi sorularla başlayalım.

Sorular, sorular… O zaman şöyle sorsak;

"Herkes nerede?"

Hakikat nerede? Manzaraya bakan kim?

Bir mütefekkir, bir müverrih, bir müellif, bir münevver, bir muhaddis, bir müfessir, bir mutasavvıf, bir muhafazakâr, bir muntazam, bir modern?..

Makrîzî mi okur o uçuşan harfleri? Aynî mi acaba okuyan?

İbnü'l-Cevzi göz gezdiriyor sanki tarihin arka penceresinden?

Müellif Kiragos oradan bakıyor sanki...

Garplı bir mütefekkir Jacques Baimrille anlar mıydı?

Ya da kim ne anlar "Hakikat" tablosuna baktığında?

Ona tarihin bugünkü penceresinden baksan, harflerde ne görürsün?

İnsanda ne görürsün?

Mâide Suresi tefsirine baksan verilen "sofran"dır hayatın ve verdiğin sözleri yerine getir der, talimatları alırsın değil mi?

Şehirde ne görürsün? İnsan mı daha yakışır bu şehre göçmen kuşlar mı?

Kuşlar derseniz niye giderler onlar? Ve niye geri gelirler? Ne kadarı geri gelir?

"Azhap" ya da "Enbiya" tablosuna bakarsanız tarihin hangi zamanıdır bu?
 

Enbiya, 2019, Emrah Yücel.jpg
Resim: "Enbiya", Emrah Yücel, 2019

 

Hangi kaçışı? Bilmem...

Ya da seyyar zerzevatçılar, balıkçılar, oyuncakçılar, dondurmacılar, hallaçlar, pamuk şekerciler, baloncular, musluk tamircileri, tesisatçılar, lağımcılar, eskiciler, hurdacılar, sütçüler, yoğurtçular, berduşlar, ayyaşlar, sabah işçileri, gece işçileri, sevgililer, yalnızlar, pavyon yorgunları, kumarbazlar, müminler, tekinsiz yabancılar, hayalperestler, deliler, köpekler, kediler, bıkkın oyuncular, komedyenler ve yaptıkları işi, o iş neyse artık, bir komedyenlik gibi görenler...

Eviniz bu haritanın neresinde?

Ya sevdikleriniz?

Siz? Siz neredesiniz?

Şehrin hangi kokusu sizde ne uyandırıyor?

Tercihinize bağlı. Bir daha... Ne derim ben?

Bizim hikâyelerimiz var. Sizde belki birçok eski yolu ve yolcuyu uyandırabilecek hikâyeler...

Onun da hikâyesi var. Bir hattatın yazdığı eserinde imza yerinde "Ketebehu; Onu yazdı" manasında imza kullanılırmış.

Bu hattat ise başka bir hattat.

Modern mütefekkir Emrah Yücel'den söz ediyoruz. Onun eserlerinden.
 

Emrah Yücel, Sonsuz Düzen, 100 cm-100 cm Karışık Teknik, 2023.jpg
Resim: "Sonsuz Düzen", Emrah Yücel, 2023

 

Kamış kaleminin kabuğunu soymakta kullandıkları mikşatını eline aldığında ve ardından kalemin mürekkebini silmekte kullandığı mümsihasında cesaret var bu modern hattatın. 

Kendisini önemli bir yere koyuyoruz, yaptığını anlatmak gerekir diye düşünüyoruz. Akım yaratıyor.

Bu mektubu size yazan da bir râkımü'l-hurûf. Sanatı okuyan biri. Kendi için, sizin için. Bir hikâye yazıcı.

Bir ressamın hayatı da hikâye sayılmaz mı?

Ne dersiniz? Bir bakalım.
 

Emrah Yücel, Sonsuz Düzen,  100 cm-100 cm, Çap, Karışık Teknik, 2023 - Kopya.jpg
Resim: "Sonsuz Düzen", Emrah Yücel, 2023

 

Emrah Yücel: Bir sanatçıya ruhsal/kurgusal bakış

Bir ressamın fırçasının ucu hikâyelerin hangisine dokunur?

Yücel'in resimlerinde ilham verici, tarz yaratıcı, eserlerini tarihin sesleriyle gün ışığına çıkarmış bir minyatür ustasının gizli iddiasını da bulabilirsiniz, bir hakkâkın titizliğini de bir nakkaşın sabrını da... Nakkaşın sabrı...

Nereye, neleri nakşedebilirsiniz hayatınızda?

Hatırlanan, içinizde uyanan yine bu şehrin doğurduğu bir şiirse?..

Nakkaş kimi aramaktadır?..

Bin başlı bir ejder-i münakkaş/Mumdan bir gemi altı bahr-ı ateş...


Bakın, Şeyh galip de aramıza geldi. O da bize kendi aşkının tarifini yapıyor...

Aşk... Aşk... Aşk...

Aşk sahiden bir başlı bir ejder gibi mi kalbimize nakşedilmiştir?

Kim bilir...

Bize aksedendir bu belki. Hiç bitmeyen çaresizliğimiz... Muhteşem çaresizliğimiz...

Bin başlı bir ejder... Aşkı yaşamak ve yaşatmak için... Hüzün nakkaşlarının aramızda dolaştığını söylemiş miydik?

Ama bana sorarsanız şair asıl söylemek istediğine ikinci mısrada yer veriyor.

Ateş denizinde yüzen mumdan gemiler... Ne müthiş bir imge... Ne müthiş bir aşk tarifi...

Tasavvufun nefesini hissediyor musunuz?

Hakikat içimizde midir?

Ya "aşk"ın, bu uzun şiirin tutkulu kahramanının aradığı kalp diyarı?

Hakikat... Aramak için... Arayabilmemiz için...

O sınavlar bu yüzden mi yaşanır?

Sorular bu yüzden mi sorulur?

İnsan da birçok sınavdan geçmemiş midir?

Bir iz... Tarihe kendimizce manalı bir kayıt daha düşmek için...

O ateş denizinde yol almaya çalışan gemiler bakın bizi nereye getirdi.
 

Emrah Yücel, Kuşatma II, 80-117 cm, Karışık Teknik, 2023.jpg
Resim "Kuşatma II", Karışık Teknik, Emrah Yücel, 2023

 

Hafıza... Derin hafıza...

Soruyorum; Emrah Yücel'in bazı resimleri boşuna mı kırmızıya büründü?

Yok yere mi yangın yerine döndü ortalık?..

"Hüsn-ü Aşk"...

Şiir de o büyük aşk yangınlarının korkusunu ve yarasını taşımıyor muydu?

Geriye ne kalıyor?

En önemlisini sona sakladım. Tüm resimleri birleştiren ve içimde ne kadardır yer etmiş o sarsıcı duyguyu paylaşmanın tam zamanı şimdi.

Harfler... Bu resimlerdeki buruk harfler. Sanki tekrar hatırlanmak isteniyormuşçasına olan harfler. Burukluğun tüm manalarıyla...

Onlarda ne görüyorsunuz? Ressam ne görüyor?

Herkes kendi cevabını verebilir elbet. Ben burada bir yazı görüyorum.

Yazılmak istenip başka bir dilde yazılmış hikâyelerle karşı karşıyayız sanki.

Bir isyan da var sanki burada. Bilgece bir isyan... Geleneği yeniden inşa etme hayalinden gelen bir isyan...
 

Bedir, 2019, Emrah Yücel.jpg
Resim: "Bedir", Emrah Yücel, 2019

 

Başka bir alfabeyle dile getirilmek istenen bir isyan... Duha, Bedir, Tuva, Yaratılış tabloları…

Birçoğunda gizli, anlatılmamış bir tarihin fısıldadıkları vardı. İnsanın tarihinin... Kadim İstanbul tarihinin belki de... Bazılarını ben de size fısıldamaya çalıştım.

Bazılarını da kendime sakladım. Ben bir tabloya, bir ressamın fırçasına, kalemine, ruhuna baktığımda öyle bakıp durmam.

Yürürüm. Yürüyebildiğimce yürürüm... Benliğimdeki yorgunluğun hazzıyla... Daha fazlasını görme umuduyla...

Tıpkı yazma yolculuğunda olduğu gibi... Son yoktur ya...

Son nokta hiçbir zaman konulamazdır ya...

Harflere malul kalplerin hep bir anlatacağı vardır çünkü, bilirim.
 

Genesis, 2019, Emrah Yücel.jpg
Resim: "Genesis", Emrah Yücel, 2019

 

Emrah Yücel: Bir resme teknik bakış

Emrah Yücel geleneğin modern temsili bir ressam. Üstelik bu sadece figürle ele almıyor.

Harfleri kaligrafik bir düzende ele alıp, resimsel mekânı adeta iki boyutlu olarak tasarlıyor.

Sonradan birleştiriyor ama sanki figür/imge var ve harf var başlangıçta, ardından tek bir imge var. Çok başarılı bir tavır bu.

Yücel resmin yüzeyini "düzleştirerek" devam etmek ister gibi. 

Tercih etmiştir. Sadece bu değil, özellikle son dönem boyutlu/enstalasyon eserlerinde "çeşitli" kompozisyonlara da yönelerek, kaligrafik çizgileri, simetrik bir düzende yansıtıyor.

Dairesel/çapsal tercihler, iç içe sarmallarda harfler, derin döngü işleri… Hepsi bir simetri üstatlığı içeriyor.

Sanatçının resimlerinde belirtmek gerekir, garip bir duygusal aritmiden biçime dönüşen yüzeyler var.

Bu bir aktarım ve bu aktarım esnasında renk, çizgi ifadeleri ile bir "gerilim" sahnede oluyor.

Harfler, renk ve figür arasındaki bir gerilim. Biz acaba burada olalım mı tarzı bir gerilimden söz ediyoruz.

Emrah Yücel'in paleti, "harfleri" ve resim inşası, resimsel espasın "her yerini" planlayıp, çalışan yapıtlar olarak resimsel bir eylemlilik içeriyor. Bunda onun bir kaligraf oluşunun, bir hattat oluşunun büyük bir etkisi var diye düşünüyoruz.

Sonuçta sözünü ettiğimiz gelenek "şekilsel bir mükemmelliğe" dayanıyor.  

Yücel ve renk ilişkisine baktığımızda, kırmızının baskınlığında siyah, gri, sarı gibi ağırlıkta renkler görüyoruz. Sert ışıkları var tablolarının.  

Kırmızı rengi, aktör bir renk olarak tablolarında kullanman ressam, siyah tonlu renkler ile bir gerilim ve prestij, gri renkler ile soğuk bir titreşim yaratıyor.
 

Azhap, 2019, Emrah Yücel.jpg
Resim: "Azhap", Emrah Yücel, 2019

 

Duyusal bir tarzı olduğunu söylemek lazım Yücel'in, ressamın renk üstatlığında birçok rengi çevreleyerek alan oluşturan ve diğer renklerin kendi sözlerini, söylemesine imkân veren kapsayıcı boşluklara da işaret edelim.

Sanatçının resim kurgularının kaligrafik inşaya dayalı olduğu aşikâr.  

Bunun yanında resimlerinde yazı, imza ve notlar gibi sezilen-duyumsanan elemanları da kullandığı görülebilir.

Emrah Yücel'in resimlerinin tümünde her resmi figüratiftik ile biçimlenen senfonik bir yapıyı hemen sezebilirsiniz.

Yücel resimlerinde yapıntısal buluş ile benzetmenin bir arada olduğu açık ve net bir kaynaştımra çabası vardır.

Sanatçı, tuvalin doğasına uygun biçimde figür/nesneyi simgesel niteliğiyle olması gerektiği gibi kullanmakta, çizdiklerinin içeriğini de art alana atmamak için olsa gerek, ayrıntıdan ziyade minimal/ergonomik bir formla anlamın kutsiyetini kaybetmemektedir.

Bazı resimlerinde gördüğümüz kaligrafik/sofistike/karmaşık unsurlara deta kitle halinde birbirine girmiş figürsü unsurlar olarak karşımıza çıkıp, kendi yapısallığını oluşturmaktadır.

Bu yapıda Emrah Yücel'in "yapısalcı" bir anlayışa yaklaştığını, bize yapısalcıların önerdiği "parçalar arasındaki ilişki ve bağ ile bütünün kendini düzenler" öğretisini hatırlattığı söylenebilir. Onun amacı sanki nesnenin ihtiyacını göz ardı etmektir.

Aslında nesne kullanmadan üretilen sanatın nasıl olacağına dair sorular/sonunlar olmasına rağmen Yücel bunları dikkate almamaktadır gibi görünmektedir.

Emrah Yücel'in yapısalcılığında aynı zamanda uyumlu dinamik düzen duygusunu kuvvetlendiren, bunu da minimalizmle birleştiren öğeler vardır.

Ama o ölçüde uçucu olan bir izlenimi yaratmaktadır. Onun figüratif resim düzeninin parçada ve bütünde semantik olan ve bazen de bir puzzle düşüncesiyle kurulan düzeni işaret etmektedir.

Siluetler halindeki harf sürüsü, geometrik şekiller ya da kalem formları, aynı zamanda diğer dinamik görsel etkiler, tek başına cisimselleşmeyen, bir parçası bile sökülüp ayrılamayan yapısal bir mükemmeliyete doğru uzanır.  

Emrah Yücel resminde açıkça ortak bir düzen anlayışına bağlı bir bilgi felsefesi, sadece bir ressamın değil, sadece bir hattatın değil aynı zamanda bir grafikerin elinden ve gözünden çıkan bir tarz anlayışı vardır.

Dağınık figürler, istiflenmiş figürler, düzenli figürler, düzensiz figürler, kaotik olanlar ve olmayanlar en nihayetinde Emrah Yücel estetiğinin tümünü oluşturur.

Ki tüm bu yapısal unsurlar, resimde kendine has bir merkez düşüncesini işaret eden, genel hareketi belirleyen, statik ve dinamik alan dengesini sağlayan bağımsız güçlerle ortaya çıkar. 
 

Emrah Yücel, Nahl-Bal Arısı, 90-100 cm, Çap, Karışık Teknik, 2023.jpg
Resim: "Nahl-Bal Arısı", Karışık Teknik, Emrah Yücel, 2023

 

Bitirirken;

Sosyokültürel bir bağlama yazacağım bu yazıya.

Emrah Yücel ressamının tercih ettiği yol buna yakışır.

Rodin bizim heykele hayat verirken onu "Cehennemin Kapısı Önünde" eserinin bir parçası olarak yapmış.

Tariflediği kişi ise İlahi Komedya'nın yazarı şair Dante'den başkası değil. Bu yüzden de eserin ilk adı "Şair"miş.

Orta Bronz Çağdan kalma, 3800 yıllık bir sürahinin parçası. Üstelik bu eserin adı da şair. Çünkü şairler düşünce satan adamlardır!

Dünyada 160 ülkede üniversite, müze ve galerilerdedir. Bir tek bizde akıl hastanesindedir.

"Başımıza icat çıkarma" bu anlayışın devamıdır!

Ama olsun...

İdrak, insanın tüm hücreleriyle anlamasıdır. Kavramasıdır. Erişme, kavuşma, ulaşmadır.

En çok okumak, muhakeme etmek, muhalif olmak, yeni insanlarla tanışma, yeni yerler görme, farklı kültürlerle derinlemesine tanışma, inovatif düşüncenin önünü oldukça hızlı açan deneyimlerdir. 

Beyindeki bağlantıların çeşitliliği arttıkça, daha önce kurulmamış zihinsel bağlantıların da kurulması kolaylaşır.

Bu da genellikle birdenbire, düşüneni dahi şaşırtan bağlantı ve yeniliklerin zihinde doğmasını kolaylaştırır. Bu yaratıcılık demektir.

Kültür sanatı, sanat, hayal gücünü, hayal gücü, inovasyonu, inovasyon teknolojiyi, teknoloji rafahı doğurur.

Ya da bu tip ilişkiler bir değer zinciri olarak devam eder.

Picasso, Monet, Giotto, Botticelli, Bosch, Vasiliy Kandinsikiy, Dürer, Giorgione, Leonardo, Paul Cezanne, Michelangelo, Raffaello, El Greco, Caravaggio, Gustav Klimt, Zurbartan, Rembrandt, Dali, Poussin, Yayoi Kusama, Fragonard, Watteau, David, Guerin ve diğerleri…

Toplumsal refahı bu sanatçılar oluşturmuştur. Cesaretleri ile, yapabilme duyguları ile…

Değiştirebilme arzuları ile toplumlarına, zamanlarına ve sonrasın ilham olmuşlardır.

Evet, Einstein fizikten, Darwin biyolojiden, Bach ve Dede Efendi müzikten emekli olamamıştı!

Bu insanlar yetenek timsali mi, yoksa efsane derecede zeki bireyler miydi?

Bunu bilemeyiz ama kesin olanı yetenek "privi legium odiosum"dur, müsebbibine sihir bahşeder.

Emrah Yücel de öyledir. Bu tip sanatçıları pamuklara sarmak, idealize etmek, onları anlatmak, en çok da anlamak gerekir. 


Neyse. Bitiriyorum. Bitiyorum!

Başlarken demiştim;

Ben Profesör Doktor Uğur Batı.

Karar Bilimi Uzmanıyım, bir sanat düşüncesi üreticisiyim.

Ve hepinize şöyle sesleniyorum:

Biz size düşünmeyin demiyoruz, hobi olarak yine düşünün.

Ve büyük düşünün ki seneye de düşünürsünüz!

Ayrıca daima söylerim;

Bir yapıt yalan söylemez… Ona bakın, ne varsa onda vardır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU