Hindistan, Antarktika'da öncülü olan 35 yıllık "Maitri" istasyonunun yerine yeni bir araştırma tesisi inşa etmeye hazırlanıyor.
Aslında başlangıçta yalnızca 10 yıl süreyle faaliyet göstermesi planlanmış olan mevcut Maitri istasyonunun yerini alacak Maitri-2 istasyonu, Ocak 2029 yılına kadar yine Doğu Antarktika'da mevcut istasyonun yakınına kurulması planlanıyor ve yaklaşık 90 bilim adamına ev sahipliği yapabileceği söyleniyor.
Yeni araştırma tesisinin kurulması, Hindistan'ın Beyaz Kıta ile ilgili araştırmalarının kalitesini artıracağı öngörülüyor.
Yeni bir istasyonun kurulması planı aslında ilk olarak 2017'de duyurulmuş ve 3 veya 4 yıl gibi bir süre verilmişti ama sonra herhangi bir adım atılmamıştı.
Şimdilerde Hindistan Yer Bilimleri Bakanı Kiren Rijiju, yeni araştırma istasyonu Maitri-2'nin yerinin belirlendiğini ve yaklaşım yolu için ön topografik incelemenin sürdüğünü belirterek, istasyonun 2029 yılına kadar kullanıma hazır olacağını açıkladı.
Hâlihazırda Hindistan Yer Bilimleri Bakanlığı yaklaşan proje için bir tasarım yarışmasını onayladı.
Hindistan'ın Goa merkezli Ulusal Kutup ve Okyanus Araştırmaları Merkezi'ne (NCPOR) göre, master planlama, danışmanların işe alınması ve altyapının tasarlanması 18 ay sürecek ve ardından projenin sözleşmesi imzalanacak.
Yeni araştırma üssünün, uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen çevre protokollerine ve 2022'de kabul edilen Hindistan Antarktik Yasası'na ve aynı zamanda 2023 tarihli Hindistan Antarktik Çevre Koruma Kuralları'na bağlı kalacağı vurgusu yapılıyor.
Hindistan'ın bu "çok gecikmiş" stratejik Antarktik hamlesi;
Çin'in Beyaz Kıta araştırma alanında geniş ilerlemeler kaydettiği bir dönemde gerçekleşiyor ki Çin, 450'den fazla personel gönderdiği karlı kıtadaki beşinci araştırma üssünü kurmaya şimdiden başladı.
"Bilim Adamları Cenneti" Antarktika
Biyolojik, meteorolojik ve jeolojik araştırmalar için "Bilim Adamları Cenneti" olan buz kıtası Antarktika, iklim değişikliğinin etkilerini ölçmek için canlı bir laboratuvar görevi görüyor.
Bugüne kadar Antarktika'da kalıcı bir insan yerleşimi bulunmamasına karşın, aralarında Hindistan'ın da bulunduğu bölgeye dağılmış 29 ülkeden 70'in üzerinde araştırma istasyonu bulunuyor ve çeşitli alanlarda araştırmalar yapılıyor.
Antarktik araştırması, yerel ve küresel değişikliklerin geçmiş kayıtlarının deposu olarak daha geniş fiziksel ve çevresel değişiklikleri anlama konusunda küresel bir öneme sahip.
1958 yılında Uluslararası Bilimsel Birlikler Konseyi (ICSU) altında Antarktik Araştırmaları Bilimsel Komitesi (SCAR) kuruldu.
SCAR, Antarktika'daki bilimsel faaliyetleri başlatıyor, teşvik ediyor ve koordine ediyor; tüm ülkelerdeki bilim adamlarının saha faaliyetlerini ve planlarını tartışabilecekleri ve aralarındaki işbirliğini teşvik edebilecekleri bir forum sağlıyor.
Bu işbirliğini sürdürmek için 1959'da Antarktik Antlaşması ortaya çıktı. Antlaşma 1961'de yürürlüğe girdi.
Hindistan'ın Antarktik Programı
Her şey 1981'de ilk "Hint Antarktik Gezisi" ile başladı.
Hindistan Hükümeti Yer Bilimleri Bakanlığı'na bağlı Ulusal Kutup ve Okyanus Araştırmaları Merkezi tarafından denetlenen multidisipliner ve çok kurumlu bir girişim olan "Hindistan'ın Antarktik Programı" 1981 yılında Başbakan Indira Gandhi tarafından başlatıldı.
Bundan önce, yani ilk Hint bilimsel gezisi tasarlanmadan önce, Hindistan'ın araştırmacıları Sovyetler Birliği Antarktik Bilimsel Keşif Gezisi'nin bir parçasıydı.
Ancak iki başarılı Hint gezisinin ardından Hindistan, 19 Ağustos 1983'te Antarktik Antlaşması'na taraf oldu ve bu, Hindistan'ı kıtada yıllık Antarktik Antlaşması Danışma Toplantıları'ndaki 29 "danışman ülke"den biri haline getirdi.
1992'de imzaladığı "Antarktik Antlaşması Çevre Koruma Protokolü" 1998'de yürürlüğe girdiğinde, Goa merkezli bir "Ulusal Antarktik ve Okyanus Araştırmaları Merkezi" kurdu ve ismi "Ulusal Kutup ve Okyanus Araştırmaları Merkezi" (NCPOR) olarak değiştirildi ve bu merkez, Goa'daki "Ulusal Oşinografi Enstitüsü" tarafından yürütülen Antarktik operasyonlarını devraldı.
O zamandan beri Hindistan üç araştırma istasyonu kurdu; bunlardan ikisi "Maitri" ve "Bharati" şu anda faaliyette.
1983 yılındaki üçüncü gezisi sırasında kurduğu Antarktika'daki ilk bilimsel baz istasyonu olan "Dakshin Gangotri", buza battığı için 1990 yılında terk edildi ama şu anda bir tedarik üssü olarak, mal tedariki için bir ana geçiş kampı olarak kullanılmaya devam ediyor; Dakshin Gangotri isminin kaynağı, Ganj Nehri'ni besleyen Gangotri Buzulu'ndan geliyor; Sanskrit/Hintçe "Dakshin" sözcüğü ise "güney" anlamına geliyor.
Hindistan'ın ikinci üssü "Maitri", 1989 yılında kuruldu; Maitri, Antarktika'nın Schirmacher Vahası'nda yıl boyunca hizmet veren ve atmosferik-biyolojik-buzul bilimi-yer bilimi araştırmalarının yanı sıra jeomorfolojik haritalamaya odaklanan bir Hint araştırma istasyonu.
Hindistan'ın üçüncü Antarktik araştırma istasyonu "Bharati" ise 2012 yılında kuruldu.
Bharati, Maitri'nin yaklaşık 3000 kilometre doğusunda, Thala Fiyordu ile Quilty Körfezi arasında, Antarktika'daki Stornes Yarımadası'nın doğusunda, denizden yaklaşık 35 metre yüksekte yer alıyor.
Çok küçük bir ayak izine sahip olan istasyon, Hindistan Antarktik Programı'nın yıl boyunca bilimsel araştırmalar yürütmesine yardımcı oluyor.
Bu arada, şu ana kadar çalışmaları için gemi kiralayan Hindistan, Antarktika'daki üslerine yardım etmek için beş yıl içinde ilk Kutup Araştırma Gemisi'ni de ülkede inşa etmeyi hedeflediğini duyurdu.
Hadi filmi geriye saralım: Antarktika'ya ayak basan ilk Hint'in hikâyesi
1971'de Hindistan ve Pakistan gergin durumdaydılar ve bu kez Doğu Pakistan'ın (şu anda bağımsız Bangladeş devleti) kurtuluşu konusunda başka bir savaşa hazırlanıyorlardı.
Ülke kaos içindeydi, Hindistan'ın ekonomisi tıkanmıştı ve Yeni Delhi, İslamabad'a karşı tutumuna küresel destek bulmakta zorlanıyordu.
Böyle bir dönemde, Ahmedabad merkezli Fiziksel Araştırma Laboratuvarı'ndan (PRL) genç bir araştırmacı olan Paramjit Singh Sehra, tamamen farklı bir amaç için, elektrik kesintileri ve Pakistan sınırına yakın hava saldırısı sirenleri arasında Punjab'ın iç bölgelerine doğru ilerliyordu.
Donmuş kıtayı ve Güney Kutbu'nu ziyaret eden ilk Hint olmak üzere Sovyetler Birliği'nin 1971-73'teki 17. Antarktik Gezisi'ne çıkmadan önce ebeveynlerinin onayını almak için yola koyuldu.
Ancak keşif gezisi tonunun bilimsel olmaktan çok askeri olduğu kabul ediliyor ve Amerika ile Sovyet liderliğindeki güç blokları arasındaki gerilimi yansıtıyordu.
Hindistan Uzay Araştırma Örgütü (ISRO) ve PRL arasında düzenlenen gezinin amacı, öncelikle Antarktika'daki Sovyet roket meteorolojik fırlatma istasyonunu ziyaret etmekti.
Görev için gönüllü olan Sehra, normalde bu tür elverişsiz ortamlara girmeden önce alınan iklime alışma eğitimi olmadan Sovyet araştırma gemisi Profesör Viese'a bindi. Sovyetler, riski Sehra'ya ait olmak üzere onun geziye katılmasına izin verdi.
Sehra sonunda Güney Kutbu'nu ziyaret eden ilk Hint oldu ve Sovyet Mirny Antarktik gözlemevinde ve buz kırıcı Navarin'de Antarktik kıta sahanlığının çevresini dolaşarak iki yıl kadar zaman geçirdi.
Daha sonra yaşadıklarını şöyle yazdı:
Burası gerçekten perilerin dahi yaşamaya cesaret edemediği bir peri diyarı.
Başarılı yolculuğunun sonunda Sehra'ya Sovyet Antarktik madalyası verildi ve bu, Hindistan'ın donmuş kıtadaki varlığının başlangıcıydı.
Dönemin Başbakanı Indira Gandhi, özellikle Hindistan'ın kendi liderliğindeki 1971 savaşındaki zaferinden sonra, ülkeyi büyüyen bir güç olarak göstermeye ve uluslararası düzene bağlı kalmaya kararlıydı.
Bağlantısızlar Hareketi'nin bir parçası olan Hindistan, Soğuk Savaş döneminde taraf tutmasa da her zaman Moskova'ya yönelmişti.
Ancak Gandhi, babası Jawaharlal Nehru'nun izinden gitmeye ve alt kıtayı küresel düzene katkıda bulunan değerli ve sorumlu bir katılımcı olarak göstermek için tüm büyük küresel çok taraflı forumlara katılmaya istekliydi.
Hindistan, onun kisvesi altında, Birleşmiş Milletler Deniz Kanunları Sözleşmesi'nin sonuçlandırıldığı dönemde Antarktika'ya yönelik ilk stratejilerini formüle etmeye başladı.
Bu belki de Hindistan'ın, özellikle deniz yatağı madenciliği gibi alanlarda, Hint Okyanusu üzerindeki otoritesini kanıtlaması için uygun bir zaman olarak görülüyordu.
Böyle bir programı haklı çıkarmak için sunulan söylemlerin çoğu, Antarktik hava koşullarının Hint muson modelleri için kritik olduğu gerekçesiyle yürütülen bilimsel araştırmalara dayanıyordu.
Hindistan, Gandhi'nin okyanus geliştirme departmanını kurmasından ve öncelikli keşif programını başlatmasından yalnızca birkaç ay sonra, ekipman ve malzemeleri almak için Mauritius'ta küçük bir molayı da kapsayan, ilk Antarktik gezisini Aralık 1981'de Goa kıyılarından başlattı.
Ünlü Hint deniz biyoloğu Syed Zahoor Qasim, keşif gezisinin kritik bir parçasıydı; daha sonra donmuş kıtanın Hindistan için önemini, "kuzeydeki kara kütleleri ve Himalayalar tarafından kapatılan Hint Okyanusu'nun Antarktik sularıyla iletişim kurduğu tek yer" olarak tanımladı.
Hindistan buzkıran gemisi MV Polar Circle'ı Norveç'ten kiralamıştı. 77 gün süren keşif gezisi, 21 bilim adamı, personel, teknisyen ve donanma subayının taşındığı 21 bin 366 kilometrelik yolculuğu başarıyla tamamladı.
Bu ilk keşif gezisinin başlatılması, gizlice organize edilmesi ve yürütülmesi nedeniyle pek çok kişiyi şaşırttı.
New Scientist dergisi Hindistan'ın Antarktika'ya çıkarma işlemini "Hintler sessizce Antarktika'yı istila etti" şeklinde alaycı bir manşetle haber yaptı, çünkü Yeni Delhi 1959 Antarktik Antlaşması'nın imzacısı değildi.
Bugüne kadar Hindistan yalnızca "danışman" statüsünde yer alıyor. Aslında hiçbir ülke kalıcı bir statüye sahip değil.
Devletlerin son kategorisi, Antarktika üzerinde toprak talebinde bulunan veya bunu yapma hakkını saklı tutan devletlerdir.
Biraz daha geriye saralım: Hindistan'ın Antarktik politikası başlıyor
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Antarktika'ya politik, ekonomik ve askeri olmak üzere üç büyük cephede ciddi bir ilgi vardı.
Son derece elverişsiz iklime karşın, madencilik ve ABD ve Sovyetler Birliği gibi askeri üslerin potansiyeli hakkındaki sorular havada uçuşuyordu.
Bağımsız ve genç bir ülke olan Hindistan da mümkün olduğu kadar çok taraflı uluslararası forumlarda iz bırakmaya çalışıyordu.
Hindistan'ın New York'taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Arthur Lall, 1950'lerde Antarktika konusunu BM Genel Kurulu'nda gündeme getirmek ve Hindistan'ın tutumunu öne çıkarmak için iki girişimde bulundu, ancak pek başarılı olamadı.
Hindistan o sıralarda Antarktika'daki madencilik potansiyelinin kaçırmayı göze alamayacağı bir şey olduğuna karar vermişti.
Hindistan, Antarktik Antlaşması'na ancak 1983 yılında Indira Gandhi'nin yönetiminde katıldı ve donmuş kıtaya üçüncü gezisini başlattı.
Babasına göre çok daha şahin bir başbakan olan Gandhi, Hindistan'ın Antarktika'daki nüfuzunu ciddiye alıyordu.
Başbakan olarak ilk görev yaptığı dönemde (1966-77) masasına Antarktika ile ilgili iki sayfalık bir notun konması üzerine gizli bir çalışma yapılmasını istediği belirtildi.
Kod adı "Gangotri Operasyonu" olan bu çalışma, Hint bir diplomat ile CIA raporuna dayanarak Antarktika hakkında bilgi veren ABD merkezli Hint bir bilim adamı arasındaki toplantı notunun rutin bir güncelleme olarak Gandhi'ye gönderilmesiyle başlatıldı.
Bu not, Gandhi'nin Antarktika'da bir varlık kurma potansiyeline olan ilgisini artırdı ve 1977'de bu planı ileriye taşımak için sessizce bir çalışma başlattı.
Ancak Olağanüstü Hal'in karanlık dönemi, Gandhi'nin 1980'de tekrar iktidara gelmesiyle birlikte yeniden gündeme gelecek olan bu projeyi rafa kaldırdı.
Mayıs 1981'de Gandhi, kendi liderliği altında sessizce Okyanus Geliştirme Departmanı'nı kurdu (şu anda Birlik Yer Bilimleri Bakanlığı'nın kapsamı altında) ve "Gangotri Operasyonu" doğdu.
Gandhi'nin dışında yalnız üç kişinin Gangotri Operasyonu'nun tüm planını bildiği belirtildi ve bunlar Kabine Sekreteri C.R. Krishnaswamy Rao, Yardımcı Kabine Sekreteri K. Saigal (istihbarat komitesinin eski bir üyesiydi) ve Dışişleri Sekreteri Ram Sathe idi.
Daha sonra Hindistan'ın ilk gezisine liderlik etmesi için Syed Zahoor Qasim'i seçen kişi de Ram Sathe'ydi.
Gangotri Operasyonu, yani Hindistan'ın Antarktika'ya yaptığı ilk bilimsel keşif gezisi o kadar gizliydi ki bu gezinin bir üyesi olan Amitava Sen Gupta, "Kendimizi bir James Bond filmindeymiş gibi hissettik" diyor.
Aslında bugüne kadar Antarktik Antlaşması, ağırlıklı olarak kıtadaki toprak iddiaları üzerindeki çıkarlarını korumaya devam eden devletler tarafından "kapalı kapılar kulübü" gibi yönetildi.
Bununla birlikte, 1983 yılına gelindiğinde Hindistan, Antarktika'daki "Dakshin Gangotri" ismi verilen ilk üssü üzerinde çalışmaya başlamıştı.
Dakshin Gangotri'nin başarısı (üs 1990 yılında buza battıktan sonra hizmet dışı bırakıldı) ve Hindistan'ın aynı yıl Antarktik Antlaşması'nı "danışman üye" statüsüyle onaylaması sonrasında Yeni Delhi, kıtanın ticari kullanımının ne zaman başlayacağına hazırlanmak için maden haklarıyla ilgili müzakerelere katıldı (ki bunun asla gerçekleşmeyeceği ortaya çıktı).
Hindistan, bırakın gelişmiş dünyanın kontrolünü zayıflatmayı, Üçüncü Dünya içinde Antarktik konusunda fikir birliği oluşturmaya dahi zorlandı.
Hakim olan iki görüş Hindistan ve Malezya'nın görüşleriydi; Malezya'nın başlangıçta tüm antlaşma müzakere sistemiyle sorunlu bir ilişkisi vardı.
Hindistan'ın duruşu, Üçüncü Dünyanın Antarktik yönetiminde önemli bir taraf olmasını savunmak ve Antarktik Maden Kaynakları Faaliyetlerinin Düzenlenmesine İlişkin 1988 Sözleşmesi'nin ön plana çıkmasına izin vermemekti; Sözleşme daha sonra, Hindistan'ın 1992'de imzaladığı ve 1998'de yürürlüğe koyduğu Antarktik Antlaşması Çevre Koruma Protokolü lehine feshedildi.
Aynı yıl Hindistan, Goa merkezli Antarktik ve Okyanus Araştırmaları Ulusal Merkezi'ni de kurdu.
Antarktik Antlaşması'nın değerlendirilmesi kapsamında Antarktika kendi haline bırakıldı.
Kıtayı yöneten antlaşmalar kapsamında madencilik, atıkların boşaltılması, militarizasyon ve diğer benzeri faaliyetlere izin verilmemekte ve Antarktik Antlaşması Çevre Koruma Protokolü'nün yeniden değerlendirmeye alınacağı 2048 yılına kadar izin verilmeyecek.
Ancak Antarktik Antlaşması sistemi bunları ne desteklediği ne de reddettiği için ülkeler hâlâ toprak iddialarına bağlı kalıyor ve bu da onları belirsiz bir durumda bırakıyor.
Bugün Hindistan'ın Antarktika'da iki aktif araştırma üssü bulunuyor ama Dakshin Gangotri'den sonra amiral üssü olarak kurulan Maitri hâlâ ülkenin amiral üssü olarak kullanılmaya devam ediyor.
Maitri ismini, Hindistan'ın Antarktika'daki varlığını "ömür boyu bir rüya" olarak gören ve Hindistan'ın dördüncü gezisinin Aralık 1984'te yola çıkmasından bir ay önce suikasta kurban giden Indira Gandhi önermişti.
Hindistan Yer Bilimleri Bakanlığı Ulusal Kutup ve Okyanus Araştırmaları Merkezi tarafından şimdiye kadar Antarktika'ya 42 Hint Bilimsel Keşif Gezisi gerçekleştirildi ve bu geziler başarıyla tamamlanırken şu anda 43'üncüsü yürütülüyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish