Gündeme girmese de Demokratik Kongo'da dünyanın en büyük insani krizlerinden biri yaşanıyor: 1998 yılından bu yana 6 milyondan fazla Kongolu savaşa bağlı nedenlerle hayatını kaybetti.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusunda konuşlanan yüzden fazla isyancı grubun neden olduğu çatışmalar, bölgedeki insanların güvenliğini tehdit ederken, sosyal ve ekonomik gelişmeleri de olumsuz yönde etkileyerek halkın yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor.
Durmaksızın devam eden şiddet olayları neticesinde 7 milyona yakın insan ülke içinde yer değiştirmek veya ülke dışına kaçmak zorunda kaldı.
Ülke genelinde çok sayıda mülteci kampı oluşturuldu.
Kongo'da barışçıl ve kalıcı bir değişim sağlamak için 2004 yılında kurulan Washington merkezli Kongo Dostları isimli sivil toplum kuruluşunun direktörü akademisyen Maurice Carney ile Independent Türkçe için Kongo'da süregelen krizi ve yapılması gerekenleri konuştuk.
Kongo'daki insani kriz nasıl başladı? Bu krizin devam etmesine neden olan başlıca faktörler neler?
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki insani kriz, Kongo'nun komşuları tarafından 1996 ve 1998 yıllarında Ruanda ve Uganda'nın başını çektiği iki işgalin ürünü.
1998 işgali, Birleşmiş Milletler'in İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyanın en ölümcül çatışması olarak adlandırdığı durumu tetikledi.
Ruanda ve Uganda'nın saldırı ve yağma savaşlarını, Kongo'nun doğusundaki isyancı gruplara verilen ve ülkenin o bölgesini istikrarsızlaştıran 20 yıllık destek izledi.
Yabancı destekli isyancı grupların yanı sıra ülkenin doğusunda düşük yoğunluklu çatışmaları körükleyen ve milyonlarca Kongoluyu yerinden eden 100'den fazla silahlı grup bulunuyor.
Kongo neden jeopolitik ve ekonomik açıdan önemli görülüyor? Uluslararası çıkarlar gibi dış faktörler Kongo'daki krizin dinamiklerini nasıl etkiledi?
Kongo uzun zamandır jeopolitik ve stratejik açıdan önemli bir ülke konumunda. Hem yüzölçümünün büyük olması hem de nüfus fazlalığı nedeniyle önemli.
Yüzölçümü bakımından Afrika'nın ikinci, 100 milyon nüfusu ile Afrika'nın dördüncü büyük ülkesi.
Afrika kıtasının kalbinde, ekvatorun tam üzerinde yer alır ve Afrika'daki diğer ülkelerden farklı olarak dokuz ülke ile sınır komşusu.
Kongo, dünyanın en büyük ikinci yağmur ormanına ev sahipliği yapıyor, bu açıdan iklim değişikliğiyle mücadele için vazgeçilmez konumda.
Çünkü Kongo Havzası yağmur ormanları dünyadaki tüm tropikal yağmur ormanlarından daha fazla karbon tutuyor.
Kongo, temiz yani yeşil enerjiye geçiş için hayati önem taşıyor. Dünyadaki tüm ülkelerin toplamından daha fazla kobalt üreterek açık ara dünyanın en büyük kobalt üreticisi konumunda.
Akıllı telefonlarda bulunan şarj edilebilir pillerin üretimi için hayati bir bileşen olan kobaltın dünyadaki üretiminin yüzde 70'ini gerçekleştiriyor.
Kongo'nun bugün içinde bulunduğu durumun temelinde dış güçler, özellikle de ABD ve Belçika'nın müdahalesi var.
ABD, 1960 yılında CIA aracılığıyla Kongo'nun demokratik yollarla seçilmiş Başbakanı Patrice Lumumba'yı devirmek ve suikast düzenlemek için tarihindeki en büyük gizli eylemini gerçekleştirdi.
Lumumba'nın 1960 yılında devrilmesi ve 17 Ocak 1961'de öldürülmesinden bu yana ABD, ülkede iktidara gelen her lider üzerinde söz sahibi oldu ve bu liderlerin hiçbiri Kongo halkının çıkarları doğrultusunda hareket etmedi ya da onların iradesini temsil etmedi.
ABD, CIA aracılığıyla Kongo'daki yozlaşmış, otoriter yönetimi kurumsallaştırırken Kongo'nun demokratik güçlerini de yok etti.
60 yıl sonra Kongo, ABD'nin bu feci müdahalesinin yaralarını hala sarabilmiş değil.
Kongo'nun doğal kaynaklarından yararlandığı bilinen ülkeler ya da kuruluşlar hangileri? Bu durum, krizin karmaşıklığını artırıyor mu? Kaynak sömürüsü ve ticareti yerel nüfusu ne şekilde etkiliyor?
Kongo'da Kriz: Gerçekleri Ortaya Çıkarmak (Crisis in the Congo: Uncovering the Truth) adlı filmimizin hemen başında herkesin Kongo'dan bir parça istediğini söylüyoruz.
Nitekim son çeyrek yüzyılda yaşanan saldırı ve yağma savaşları ve devam eden çatışmalar bu söylemimizin doğru olduğu kanıtlandı.
2001 ve 2002 yıllarında Birleşmiş Milletler, Kongo'nun madenlerini yasadışı yollardan sömürerek OECD kurallarını ihlal eden 85 şirketi listeleyen bir dizi rapor yayımladı.
Uluslararası alanda pek çok ülke ve şirket Kongo'nun zenginliklerinden faydalanıyor ancak bölgesel olarak Birleşmiş Milletler'in Kongo'nun yasadışı sömürüsünün vaftiz babaları olarak tanımladığı iki lider ve ülke Ruanda lideri Paul Kagame ve Uganda lideri Yoweri Museveni'dir.
Aslında Uganda, Uganda'nın Kongo'da işlediği savaş ve yağma suçları nedeniyle Kongo'nun Uganda'dan tazminat almaya hakkı olduğunu belirten 2005 tarihli Uluslararası Adalet Divanı kararının bir sonucu olarak Kongo'ya tazminat ödemek zorunda kalmıştı.
Ruanda da kesinlikle aynı akıbete uğrayacaktı ancak Ruanda, Uluslararası Adalet Divanı'na taraf değil ve Kongo Ruanda hükümetine karşı dava açmış olsa da yargılanamadı.
Ruanda ve Uganda Kongo'nun altın, kereste, koltan, kalay ve tungsten gibi madenlerinden faydalanmaya devam ediyor.
Aslında, Kongo'nun koltanının yağmalanması nedeniyle Ruanda, büyük koltan rezervlerine sahip olmamasına rağmen dünyanın en büyük koltan üreticisi haline geldi.
Bu iki ülkenin ekonomilerinin zayıf ve istikrarsız bir Kongo'dan muazzam fayda sağlaması, Kongo'nun zenginliklerinden ekonomik kazanç elde etmeye devam etmelerini sağlayan vekil milis grupları ile Kongo'da sürekli çatışma körüklüyor.
Çatışmaların sonuçları tam olarak nedir?
A. Yerinden edilme: Yerel halk, hükümet tarafından yabancı şirketlere satılan imtiyazlar nedeniyle geleneksel topraklarından ediliyor.
B. Çevresel tahribat: Birçok su kaynağı ve arazi, balıkları öldüren ve tarım arazilerini gıda yetiştirmek için imkansız hale getiren madencilikten kaynaklanan zehirli çamur nedeniyle tahrip oluyor.
C. Kronik sağlık sorunları: Büyük ölçüde radyoaktif maddelere maruz kalmaları nedeniyle zanaatkar madenciliği yapan madencileri kronik sağlık sorunları yaşıyor. Madenci ailelerin çocukları ciddi doğum kusurları ve sağlık sorunlarıyla dünyaya geliyor.
Kongo'da aktif olarak insani yardım sağlayan kilit kuruluşların altını çizebilir misiniz? Bu kuruluşların yardım ulaştırırken karşılaştıkları başlıca zorluklar neler? Uluslararası toplum, bu kuruluşların çabalarını nasıl daha iyi destekleyebilir?
Sınır Tanımayan Doktorlar, Uluslararası Kurtarma Komitesi, Katolik Yardım Hizmetleri, Dünya Gıda Programı, UNICEF, MedAir, Mercy Corps gibi insani yardım sağlayan bir dizi uluslararası kuruluş var.
Bu grupların önündeki en büyük iki engel, uluslararası düzeyde finansman eksikliği ve ülkenin doğusundaki 100'den fazla milis grubu ve özellikle de Ruanda destekli M23 isyancıları nedeniyle yerel düzeyde güvenlik eksikliği.
Bununla birlikte; Goma Actif, SOFEPADI, Sauti ya Mama Mukongomani ve Goma'da bulunan Yole Africa gibi yardım sağlayan yerel gruplar da var.
Yole!Africa, yardım ve desteğin ötesine geçen benzersiz programıyla öne çıkıyor.
Örneğin, on binlerce insanı yerinden eden 2021 volkanik patlamalarından sonra yardım ve sürdürülebilir destek sağlayabildiler.
Yerlerinden edilmiş kadınlara ve çocuklara sürdürülebilir destek sağlarken, kadınların kendi kendine yeterlilik sağlamasına vesile oluyor ve çocuklara sanat, müzik ve sporu içeren bütünsel bir bakım sağlıyorlar.
Özünde, programları mağdurların onurunu geri kazanmaya dayanıyor.
Uluslararası toplumdaki hükümetler insani krizin çözümü için daha fazla yardımda bulunabilir.
Yardım etmek isteyen sıradan insanlara ise ön saflarda yer alan ve yerinden edilmiş kişilere doğrudan yardım ve destek sağlayan yerel kurumlara bağışta bulunmalarını şiddetle tavsiye ediyoruz. freecongo.org web sitesi yardım ve destek sağlamak için iyi bir yer.
6,1 milyon insanın ülke içinde yerinden edildiği düşünüldüğünde, etkilenen nüfusun karşılaştığı en acil koruma ihtiyaçları neler? Sivil toplum kuruluşların kadınlar ve çocuklar gibi hassas grupların özel ihtiyaçlarını nasıl ele alıyor?
En acil ihtiyaçlar güvenlik, gıda, giyim, barınma ve ilaç. Yukarıda listelediğim kuruluşlar ve daha pek çoğu ön saflarda yer alıyor ve ellerinden gelen desteği sağlıyor.
Kuruluşlar, kadın ve çocukların özel ihtiyaçlarını, onları sürdürülebilir bir yola sokan yapılara entegre ederek ele alıyor.
Buna ek olarak, yerinden edilmenin yarattığı travmayı ele almak için hijyen ve ruh sağlığı bakımı konusunda kadınlara özel özen gösterilmesi gerekiyor.
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet mağduru kadınların saygınlığını yeniden tesis eden bazı olağanüstü kuruluşlarla birlikte çalışıyoruz.
Kongo'daki kriz neden medyada geniş yer bulmuyor? Durum hakkında farkındalık yaratmak için ne gibi çabalar sarf ediliyor? Medya, bölgedeki insani sorunlara dikkat çekmede nasıl bir rol oynayabilir?
Kongo'daki krizin medyada geniş yer bulmamasının çeşitli nedenleri var:
- Kriz, yaygın olarak karanlık, gizemli ve geri kalmış, sadece kötü şeylerin yaşandığı bir yer olarak görülen Afrika'nın kalbinde yaşanıyor. Dolayısıyla işler ne kadar kötüye giderse gitsin, dünyanın dört bir yanındaki insanlar bunu normal görmeye şartlanmış durumda, dolayısıyla milyonlarca insan ölebilir ve bu insanları harekete geçirmez çünkü bu hayatlar daha az değerli. Aslında, milyonlarca hayvan ölseydi, muhtemelen daha fazla dikkat çeker ve öfke uyandırırdı.
- Çatışma ve istikrarsızlık büyük Batılı güçlerin çıkarlarına meydan okumuyor ya da bu çıkarları sekteye uğratmıyor, hatta stratejik madenlere üç kuruşa erişmenin onların çıkarlarına hizmet ettiği iddia edilebilir, bu nedenle kriz göreceli bir belirsizlik içinde ortaya çıkabilir.
- Kriz yavaş bir tempoda ilerliyor, İsraillilerin Gazze'de Filistinlilere karşı yürüttüğü soykırım kadar dramatik değil. Kongo krizinde "iyi adamlar" ve "kötü adamlar" kolayca tanımlanamıyor, bu nedenle neler olduğunu ve insanların kimi desteklemesi gerektiğini öğrenmek için biraz araştırma yapmak gerekiyor. Farklı çıkarlar, krizin şeffaf olmayan doğası, dil engeli (Kongo Fransızca konuşulan bir ülkedir), insanların merak etmesini ve hatta ilgilenmesini engelliyor.
Kongo Dostları olarak siz insanların dikkatini çekmek ve farkındalık yaratmak için neler yapıyorsunuz?
Kongo Dostları ve bir dizi başka kuruluş Kongo'daki kriz hakkında farkındalık yaratmak için gayretle çalışıyor.
Kongo Dostları olarak bir kısa film hazırladık ve Kongo'nun iklim kriziyle mücadele ve temiz enerji dönüşümünü kolaylaştırma konusundaki önemine odaklanacak uzun metrajlı bir film hazırlama sürecindeyiz.
Son 16 yıldır her yıl dünyanın medya başkenti New York'ta bir film ve etkinlik serisi düzenliyoruz.
Kongo toplumunun ve çatışmanın ötesindeki yaşamın farklı boyutlarını ve katmanlarını sergilemek amacıyla tanınmış Kongolu film yapımcılarını davet ederek son çalışmalarını sunmalarını sağlıyoruz.
Ayrıca, ülke genelinde yaşananlarla ilgili hikayeleri paylaşmak için sosyal medya araçlarından yararlanıyoruz.
Makaleler yazıyor, röportajlar yapıyor, müzeler, tiyatrolar ve diğer kültürel kurumlarla işbirliği yapıyor, üniversite kampüslerinde konuşmalar yapıyor, Kongo'da yaşananlar hakkında toplulukları eğitmek için dünya çapında konuşma turları düzenliyor, ABD Kongresi, Kanada ve İngiliz Parlamentolarında tanıklık ediyor, inanç liderleriyle ortaklık kuruyor, müzisyenleri ve sanatçıları Kongo hakkında insanları bilgilendirmek için platformlarını kullanmaları için devreye sokuyor ve insanların ülkede neler olduğunu ilk elden görebilmeleri için Kongo'ya yıllık heyetler ve turlar düzenliyoruz.
Son olarak, kaynakları yetersiz olan ve hikayelerini paylaşmak veya yayınlamak için küresel platformlara sahip olmayan yerel Kongolu gazetecilerle çalışıyoruz. Genç ve harika gazetecilerden oluşan bir ağ ile çalışıyoruz.
Filistin etrafında örgütlenen vicdanlı aktivistlerin son dönemde artan ilgisinden büyük memnuniyet duyuyor ve Kongo'yu ve ülkede yaşanmakta olan feci krizi de ahlaki açıdan yüceltmek zorunda olduğumuzu hissediyoruz.
Patrice Lumumba'nın öldürülmeden önce eşine yazdığı son mektupta Kongolu dostlarına söylediği şu sözlerin gerçekleşmekte olduğuna inanıyoruz:
Yalnız değiliz. Afrika, Asya ve dünyanın her köşesinden özgür ve kurtulmuş insanlar her zaman Kongoluların yanında yer alacaktır.
Sizi #FreeCongo hareketine katılmaya ve Afrika kıtasının kalbindeki değişimin bir parçası olmaya davet ediyoruz.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish