Bir Doğu Afrika ülkesi olan Tanzanya, her dinden insanın barış içinde yaşadığı nadir ülkelerden biri olarak nitelendirilebilir.
Ülkeye ticaret amacıyla gelen Arap ve Fars toplulukları sayesinde İslam dinini benimseyen Tanzanyalılar, Hristiyanlık inancıyla Avrupalı misyonerler aracılığıyla tanıştı.
Hinduizm, Caynizm ve Budizm gibi dinler ise Hintliler ve Çinliler vasıtasıyla ülkeye geldi.
Bugün Tanzanya'nın ticari başkenti Darüsselam'da ve turizm merkezi Zanzibar adasında neredeyse tüm dinlere ait ibadethaneler çoğu yerde yan yana yer alıyor.
Tanzanya İslamiyet'le nasıl tanıştı?
Tanzanya'nın İslamiyet'le tanışması çok erken bir dönemde, Hicri birinci yüzyılda gerçekleşti.
Doğu Afrika'ya gelen Müslüman Araplar, Farslar ve Hintliler zaman içinde yerlilerle evlenerek farklı bir kültür oluşturdular.
Bugün bu kültür bileşimini bilhassa Svahili (Kisvahili) adı verilen ve çoğu Doğu Afrika ülkesinde konuşulan dilde hissetmek mümkün.
Önce Portekiz sonra Alman ve İngilizler tarafından sömürülen Tanzanya'da Hristiyan misyonerlik faaliyetleri nedeniyle Müslüman nüfusun varlığı azalsa da İslam bu topraklardan hiçbir zaman silinemedi.
Günümüzde Tanzanya'nın Müslüman nüfusunun çoğunu Sünniler (Şafi) oluştururken, Şiilerin oranının yüzde 20 ve Ahmedilerin (Kadıyaniler) oranının ise yüzde 5 civarında olduğu tahmin ediliyor.
Ülkede çoğunluğu Zanzibar adasında olmak üzere İbadiler ve diğer bazı mezhepler de mevcut.
Darüsselam'da başta Şii Müslümanlar olmak üzere diğer İslam mezheplerinin varlığı çok belirgin bir şekilde hissediliyor.
Şia'nın İsmailiyye kolundan gelen Nizârî İsmâilîler yani "Hocalar" ve Tayyibî (Musta'lî) İsmâilî olan Dâvudî Buhra toplumu ülkenin en zengin ve etkin iki topluluğu.
İsmaili Dâvudî Buhra cemaati
İslam karşıtı siyaseti ile ülkedeki Müslümanlara yönelik şiddet eylemlerinin artmasına neden olan Hindistan lideri Narendra Modi'nin bir hayli yakın ilişkiler içinde olduğu tek Müslüman toplum olan ve Tanzanya'daki oluşumun temelini oluşturan Dâvudî Buhra cemaati, bugün Hindistan'ın en zengin ve en eğitimli Müslüman topluluğu olarak nitelendiriliyor.
Gucarati (Hindistan) kökenli olan Dâvudî Buhralar, tıpkı Nizârî İsmâilîler gibi yüzyıllar evvel Hindu inancından İslam dinine geçmiş ve Şiî mezhebinin İsmâilî kolunu benimsemiş bir topluluk.
Bu nedenle her iki toplumda da Hindu inancından kalma bazı küçük geleneklerin hâlâ canlılığını koruduğu söyleniyor.
İki İsmâilî mezhep arasındaki ayrım ilk olarak imamet noktasında başlıyor; ancak zaman içinde fıkhi ayrılıklar belirginleşiyor.
Nizârîler İmam Cafer'in oğlu İsmail'i imam kabul ederken Buhralar ise İsmail'in kardeşi Musa'yı imam olarak tanıyor.
Nizârî İsmâilî imamlarına bugün "Ağa Han" adı verilirken, Dâvudî Buhraların imamı ise "Dâ'î el-Mutlak" ismini alıyor.
Dâvudî Buhra cemaati, sünnet olduğu gerekçesiyle ağırlıklı olarak ticaret ile iştigal ediyor ve inançları gereği kazançlarının önemli bir kısmını cemaatlerine veriyorlar.
Nitekim "buhra, bohoro" kelimesi de Gucarati dilinde "tüccar" anlamına geliyor.
1588 yılında görevi devralan 27. Dâ'î el-Mutlak Dâvud bin Kutub Şah sonrası cemaat Dâvudî Buhra ismini alıyor.
Dâvudîlerin Dâ'î el-Mutlak adını verdikleri imamlarının, Fâtımî Halifeliği'nin Mısır'da ortadan kalkmasından sonra Yemen'e yerleştikleri, Yemen'deki baskılar sonrası da 16'ncı yüzyılda Hindistan'a geldikleri biliniyor.
Hayli zengin bir Müslüman topluluk olan Buhraların, Müslümanlara düşmanca yaklaşımı ile nam salan Narendra Modi ile olan yakın ilişkisinin sebepleri arasında bu dinî cemaatin zenginliğinin ve ticaretle uğraşmalarının önemli bir yeri olduğu iddia ediliyor.
Öte yandan Dâvudî Buhralar yaşadıkları ülkeye son derece bağlı olduklarını ve bunu kendilerine imamlarının bilhassa emrettiğini dile getiriyorlar.
Günümüzde Tanzanya'da Buhra Cemaati
Tanzanya'da Dâvudî Buhra nüfusunun 50- 60 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.
Dâvudî Buhra cemaatinin 53. imamı kabul edilen Seyyid Mufaddal Seyfuddin'in fotoğraflarını Buhra üyelerinin evlerinde ve onlara ait çeşitli kurumlarda (hastane, okul ve dükkânlar) görmek mümkün.
Geçen yıl temmuz ayında Tanzanya'yı ziyaret eden Buhra Cemaati dinî lideri Mufaddal Seyfuddin, hem Tanzanya Devlet Başkanı Samia Suluhu Hassan hem de Zanzibar Devlet Başkanı Hüseyin Ali Hasan Mwinyi tarafından karşılanmıştı.
Dâ'î el-Mutlak adı verilen imamın cemaat üyeleri üzerindeki otoritesi bir hayli belirgin.
Öyle ki, doğacak çocukların ismini onun seçmesi bir ayrıcalık kabul ediliyor.
Dâ'î veya Seyyid olarak da anılan bu imama bizzat ulaşamayanlar ise günümüzde e-mail yoluyla ulaşarak ondan isim seçmesini rica ediyor.
Bebek dünyaya geldikten 6 gün sonra isim, bebeğin kulağına ezan ile okunuyor "chatti"(çatti) adı verilen bir tören ile ilan ediliyor.
Buhra toplumunun her anlamda dijital çağa hızlıca uyum sağladığı söylenebilir.
Toplum üyelerine ait tüm bilgilerin toplandığı dijital bir sistem de mevcut.
Buhra Cemaati üyeleri kendine özgü giyim biçimleri ile göze çarpıyor.
Erkeklerin giydiği uzun beyaz elbiselere "kurta", kadınların giydiği renkli ve iki parçadan oluşan giysilere "rida" adı veriliyor.
Bazı cemaatlerde de olduğu gibi bu giyim şekilleriyle birbirlerini tanımış oluyorlar.
Tanzanya'nın Dâvudî Buhra cemaati mensubu Tasneem, Tanzanya'da tüm İslam mezheplerinin ve hatta tüm dinlerin barış içinde yaşadığını, ancak Hindistan'da siyasi nedenlerle hem dinler hem de mezhepler arası ayrılığın bulunduğunu belirtiyor.
Diğer Şiî mezheplerden (bilhassa İsnâaşerîyye) farklı olarak Buhra cemaati mensupları muta nikâhını kesinlikle kabul etmiyor.
Poligami ise, dinen kabul edilmesine rağmen cemaat içinde neredeyse hiç görülmüyor.
Buhra toplumuna ait camiler Şiilerden çok Sünnilerin camileriyle benzerlik gösteriyor.
Buhralar diğer Şiî mezheplerin secde ederken kullandığı mührü kullanmıyor.
Camileri her ne kadar tüm diğer mezheplere açık olsa da dinî etkinliklerde Buhra cemaati kendi içinde kalmayı tercih ediyor.
Kadına erkek ile aynı eğitim hakları tanınıyor, kadın eğitime ve öğretime teşvik ediliyor.
Diğer çoğu mezhebe kıyasla Buhra kadını çok daha sosyal ve hayatın içinde.
Uzun yıllardır Fransızca öğretmeni olarak görev yapan Tasneem, Buhra kadınlarının büyük bir kısmının son derece eğitimli olduğunu belirtiyor.
Tasneem, Darüsselam'daki Buhraların yüzde 80'inin çocuklarını "Al Madrasa Saifiyatul Burhaniyah" isimli eğitim kurumuna gönderdiğini belirtiyor.
Zira Dâvudî Buhraların açtığı bu okul, öğrencilere modern eğitimin yanı sıra İsmâilî mezhebini esas alan bir dinî eğitim imkânı da tanıyor.
Birbirine sıkı sıkıya bağlı olan bu toplumun bilhassa Kovid 19 sürecinde kurduğu destek ağını Tasneem büyük hayranlıkla anlatıyor:
Kovid salgını boyunca 'Smart Kitchen' (Akıllı Mutfak) dediğimiz mutfakta tüm Buhra toplumu ve muhtaçlar için yemekler pişirildi ve bu yemekleri isteyen herkes mutfağa gelerek yemeklerini alabildi. Aşılar temin edildi, maskeler dağıtıldı ve bu şekilde süreci çok daha rahat atlattık.
Ticarette sağladıkları başarı nedeniyle varlıklı olan Buhra cemaati genel anlamda eğitime yaptığı yatırımlarla da ön plana çıkıyor.
Dünya çapında çok sayıda eğitim kurumu bulunan cemaatin Tanzanya'da kurduğu Karimjee Jivanjee Vakfı çok sayıda eğitim projesine katkı sağlıyor ve öğrencilere burs eriyor.
Karimjee ailesinin Tanzanya'ya gelen ilk köklü ailelerden biri olduğu biliniyor.
Dâvudî Buhralar evlilik söz konusu olduğunda kendi cemaatleri içinde evliliği tercih ediyor.
Diğer Müslüman mezhepleriyle ve diğer dinlerle yapılan evliliklere sıcak bakmıyorlar.
Burada hem Hintli toplumlarda İslam öncesinden kalan kast saflığını koruma isteği hem de Sünni-Şiî mezhepler arasındaki uyuşmazlık ana nedenler olarak gösterilebilir.
Çoğu Şii mezhebinde olduğu gibi Buhralar da Sünnilerden Müslüman olarak bahsederken, kendilerini mümin olarak niteliyor.
Ancak Buhra cemaati Tanzanya'da kapalı bir topluluk değil, hem diğer Müslümanlarla hem de diğer dinden insanlarla olumlu ilişkiler kurdukları söylenebilir.
İsmini vermek istemeyen bir Davudi Buhra cemaati mensubu "İmam da bir insan, bazen insanlar ona birtakım ilahi vasıflar atfediyor ve imamı taparcasına seviyor. Ben onun mübarek bir zat olduğuna inanıyorum ancak o da hata yapabilir. Kendi cemaatimde eleştirdiğim bir diğer nokta ise seçilmiş olduklarını ve cennete yalnız kendilerinin gideceklerini düşünmeleri. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Her şeyden önce Müslümanım" diyor.
Kaynaklar:
http://ijtihadnet.com/history-of-shia-muslims-in-dar-es-salaam-tanzania/
https://books.openedition.org/africae/1002?lang=en
https://www.thedawoodibohras.com/
https://www.islamtanzania.org/articles/ea_colo.htm
https://www.jstor.org/stable/1595105?searchText=&searchUri=&ab_segments=&searchKey=&refreqid=fastly-default%3A2b811190de803ece94d6b8c5a940cd5d
https://www.thedawoodibohras.com/wp-content/uploads/2022/03/Bakersfield-family-October-2020-1152x1536.jpg
(Davudi Buhraların kıyafetleri, rida ve kurta.)
https://www.thedawoodibohras.com/wp-content/uploads/2022/12/Members-of-the-Dawoodi-Bohra-community-of-Indonesia-greet-Prime-Minister-Modi-on-the-sidelines-of-his-visit-for-the-G20-summit.-1-1024x684.jpeg
https://www.hindustantimes.com/ht-img/img/2023/02/10/550x309/WhatsApp_Image_2023-02-10_at_6.52.17_PM_1676035989195_1676035999718_1676035999718.jpeg
İslam karşıtı politikalarıyla tepki toplayan Hindistan lideri Narendra Modi, Buhra Cemaati'ni birkaç kez ziyaret etti ve cemaatin kurduğu bir okulun açılışında bizzat yer aldı. Açılış esnasında bu cemaatin çalışmalarına olan hayranlığını dile getirmesi, Modi'nin seçim öncesi Müslümanlara uzattığı zeytin dalı olarak yorumlanmıştı.
https://www.thedawoodibohras.com/wp-content/uploads/2022/08/PHOTO-2022-07-02-09-58-47.jpg
Seyyid Mufaddal Seyfuddin, Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan ile birlikte
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish