Rus basınında Gazze savaşı: "İsrail yanlısı şirketler dünya çapında boykot ediliyor"

Gazze savaşının 37. gününde Rus basını ve yorumcular yaşananları nasıl görüyor?

Görsel: İzvestiya

Gazze savaşının 37. gününde Rus basını ve yorumcular manzarayı nasıl görüyor? 

Independent Türkçe için 12 Kasım Pazar günü Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik:


RIA Novosti:

Aleksandr Dugin'in RIA Novosti'de yer alan yazısı özetle şu şekilde:
 

 

Ukrayna'dan Ortadoğu'ya: Dünya üçüncü dünya savaşının eşiğinde

Çok kutuplu bir dünyanın bir kutbu olan Rusya, Ukrayna'da Batı ile savaş halindedir. Batı propagandasının etkisi altındaki birçok İslam ülkesi, bölgesel bir çatışmadan bahsettiğimizi düşünerek (ve İslam dünyasında da bunlardan birçoğu var) bu savaşın nedenlerini, hedeflerini ve doğasını net bir şekilde anlamadı. Ancak Filistin-İsrail çatışmasındaki küreselleşmenin doğrudan dünyadaki tüm Müslümanları etkilediği şu dönemde, Rusya'nın özel askeri operasyonu onların gözünde bambaşka bir anlam kazanacaktır.

Sonuçta bu, çok kutuplu bir dünya ile tek kutuplu bir dünya arasındaki bir mücadeledir; bu, yalnızca bir kutup olarak Rusya'nın çıkarları doğrultusunda değil, aynı zamanda dolaylı olarak (hatta doğrudan) ortaya çıkan tüm jeopolitik kutupların çıkarları doğrultusunda yürütüldüğü anlamına gelir. Bu en iyi Çin tarafından ve İslam ülkeleri arasında - İran tarafından anlaşılmaktadır.

Ancak son zamanlarda diğer İslam toplumlarında da (Suudi Arabistan, Mısır, Türkiye, Pakistan, Endonezya) geniş ölçekli jeopolitik bilinç hızla artıyor. Suudi Arabistan ile İran'ın yakınlaşması ve Türkiye'nin egemenlik politikası da buradan kaynaklanıyor. İslam dünyası kendisini ne kadar kutup, tek medeniyet olarak görürse, Rusya'nın davranışı da o kadar anlaşılır hale geliyor. Putin zaten dünya çapında, özellikle de Batılı olmayan ülkelerde popüler bir lider. Artık stratejisi dünyanın gözünde çok açık bir anlam ve gerekçeye kavuşuyor: Rusya zaten tek kutupluluğa, yani küreselizme ve Batı'ya karşı tüm gücüyle savaşıyor.

Çok kutuplu dünyanın tek kutuplu dünyaya karşı verdiği bu savaş bir kutup gibi sadece Rusya'nın değil, şekillenmekte olan jeopolitik kutupların hepsinin dolaylı yollardan (bazen ise doğrudan) çıkarları uğruna veriliyor. Bunu herkesten önce Çin en iyi anlıyor, Müslüman dünyasında ise İran. Ancak son zamanlarda Suudi Arabistan, Mısır, Türkiye, Pakistan, Endonezya gibi diğer İslam toplumlarında da kapsamlı jeopolitik bilinç hızla güçleniyor. İşte Suudi Arabistan ile İran'ın yaklaşması ve Türkiye'nin bağımsız politikası da buradan kaynaklanıyor.

Ve İslam dünyası kendini bir kutup, tek bir uygarlık olarak idrak ettikçe Rusya'nın davranışları da daha anlaşılır hale geliyor.
 

Şimdi Batı kendi İsrail ön kalesiyle İslam dünyasına saldırıyor, Filistin Araplarını soykırıma tabi tutuyor. Demek ki İslam'ın zamanı geliyor. Ve Batı egemenliğine karşı Müslümanların her an patlak verebilecek bu savaşında (bildiğimiz İsraillilerin, Filistinleri tamamen imha etmeyene kadar bu savaşı durdurmayacaklarından kuşku duymuyoruz, savaş artık Tevrat'ın emirleri düzeyine yükseltilmiştir) İslam dünyanın objektif müttefikleri vardır. Bu durumda herkesten önce Rusya ve kendi Tayvan sorununu çözmenin eşiğinde olan Çin. Ancak savaşın yeni cephelerinin açılacağı görünmektedir.

Bu durum üçüncü dünya savaşına yol açabilir mi? Muhtemelen evet. Ve belirli anlamda o savaş artık yapılıyor.

Görünen o ki kutuplar keni varlıklarını çatışmalar üzerinden kanıtlamak zorundalar. Ukrayna'da savaşı kazanacak olan Rusya kutbun tam yetkili ve bağımsız bir üyesi olacak. Çin ise Tayvan sorununu çözerek. İslam dünyası; Filistin sorununun adil çözümü üzerinde ısrar ederek.

 

İzvestiya

İzvestiya'da Anastasiya Kostina'nın yazısı özetle şu şekilde:
 

 

Reddedildi: İsrail yanlısı şirketler dünya çapında boykot ediliyor

Yahudi devletinin ekonomisine ne olacak ve yeni bir Yahudi düşmanlığı dalgası mı beklemeliyiz?

Ekonomik antisemitizm birçok ülkede yükselişte. Filistinli destekçiler, bir şekilde Yahudi devletiyle bağlantılı şirketleri boykot ederek İsrail'e baskı yapmaya çalışıyor. Bundan en çok Amerikan markaları zarar görüyor. Ancak uzmanlar, İsrailliler ya da Amerikalılar tarafından yaratılan her şeyi terk etmenin neredeyse imkansız olduğunu ve bu tür eylemlerde bir ikiyüzlülük unsuru bulunduğunu söylüyor. 


Ana günah keçisi McDonald's

Hamas'a karşı mücadelede İsrail'i herhangi bir şekilde destekleyen işletmelere karşı dünya çapında boykotlar yapılıyor. Aslında, ABD'nin Ortadoğu'daki çatışmada Yahudi devletinin ana müttefiki olması nedeniyle çok sayıda Amerikan markası gözden düşüyor. İsrailli şirketler ve hatta Yahudi kökenli iş adamlarının kurduğu işletmeler de boykot ediliyor.

Her şey McDonald's'la başladı. En ünlü fast food zincirinin İsrailli şubesinin temsilcileri, Hamas'ın sürpriz saldırısının ardından Ekim ayında İsrail askerlerine binlerce bedava yemek verdiklerini açıklamıştı. IDF askerlerinin geçimini hamburger ve patates kızartmasıyla sağlaması, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin ise temel gıda ve elektriğe bile erişememesi, Orta Doğu'da yaygın öfkeye neden oldu.

(…)

ABD'den Avustralya'ya

Özellikle BDS (Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar), Filistinlilerin önderlik ettiği ve her yolla İsrail'e baskı yapmayı amaçlayan bir hareket olan farklı ülkelerde radikal önlemler alınması çağrısında bulunuyor. Üyeleri boykotları, İsrail varlıklarının satışını ve yaptırımların uygulanmasını teşvik ediyor.

BDS'nin, "Filistin soykırımından kâr elde eden" şirketlerin belirli bir listesini yayınlayan kendi web sitesi var. Üstelik markalar boykot derecelerine göre gruplara ayrılıyor. Toplam (bu durumda tüketici) rezalet bekliyor, örneğin Puma (İsrail milli futbol takımı için üniforma dikiyor), HP (IDF için yazılım sağlıyor), Siemens (İsrail ile AB arasında deniz altı elektrik kablosu inşa ediyor).

(…)

En büyük boykot beklendiği gibi Ortadoğu ülkelerinde yaşandı. Türkiye'de pek çok belediye, işyerlerinde İsrail mallarının satışını yasakladı. Parlamento, İsrail'i destekleyen şirketlerin ürünlerinin kampüs restoranlarında veya kafeteryalarında satışa sunulmayacağını söyledi. Coca-Cola ve Nestle ürünleri milletvekillerinin menüsünden çıkarıldı. Yerel halk da sosyal ağlarda Unilever'i görmezden gelme çağrısında bulunuyor. Katar'da, Amerikan kafe Pura Vida Miami'nin şubeleri ve başkent Doha'daki Fransız pastanesi Maitre Choux, yönetimlerinin sosyal ağlarda İsrail yanlısı içerik yayınladığı bildirildiği için kapandı. Ürdün'de "Onların mermilerine yatırım yapmayın" sloganıyla İsrail yanlısı markalara yönelik mesajlar yayılıyor.

(…)

Antisemitizmin yeni eski turu

İzvestiya'ya konuşan Ortadoğu uzmanı Elena Suponina, “Küresel ölçekte antisemitizm konusunda yeni bir tur elbette mümkün. Prensip olarak bu zaten oluyor. Fransa'da Yahudi evlerine altı köşeli yıldızların çizildiğini, Almanya'da Yahudi karşıtı çağrıların duyulduğunu, Amerika'da sinagoglara saldırılar yapıldığını görüyoruz" dedi.

Çatışmanın halihazırda bölgenin ötesine yayıldığı ve hem Avrupa'da hem de Amerika'da ortaya çıktığı açık. Filistin sorununa yönelik tutum toplumdaki bölünmeleri derinleştiriyor ve adeta bir dönüm noktasına dönüşüyor.
 

TASS:
 

 

Binlerce Filistinli destekçi Sidney'de eylem yaptı

 Aralarında hem Müslüman toplumun temsilcilerinin hem de Avrupalı yerleşimcilerin torunlarının önemli sayıda bulunduğu katılımcılar, metropolün ana parkında toplandılar. Kamu kuruluşları ve derneklerin temsilcileri İsrail hükümetinin eylemlerini ve Gazze saldırısını sert bir şekilde kınadıklarını ifade ettiler

Filistin halkına destek için yapılan altıncı kez gösteri yapılmasına ilk kez Avusturalya'nın 100'ün üzerindeki Müslüman sivil toplum örgütü eylemi destekledi. Organizasyon Komitesi'nden TASS'a verilen bilgide “Ana amacın Filistin halkıyla dayanışma içinde olup bu ülke toprakları içindeki savaşın durmasını talep edenlerin sesinin duyulmasının olduğu” ifade edildi.

United 4 Palestine temsilcisi TASS'a “Biz her hafta sokaklara çıkıyoruz ve sayımız her geçen hafta artıyor. Biz ateşin durmasını talep ediyoruz. Biz Gazze Şeridi'ne ve Batı Şeria'ya barışın gelmesini istiyoruz” dedi.

Müslüman cemaatin birçok üyesinin yanı sıra, Yahudi mültecilerin varislerinin de kentin en büyük parkında bir araya gelen eylemcilerin önünde İsrail hükümetinin emellerini sert şekilde kınayan konuşan STK ve birlik temsilcileri şunları söyledi:

“İsrail'in Hamas'ın eylemlerine verdiği tepki tam bir insanlık ayıbıdır. Teröristlerin eylemlerinden dolayı halkı cezalandıramazsınız, kadınları ve çocukları öldüremezsiniz, hastaneleri bombalayamazsınız ve buna sessiz kalamazsınız."

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU