CHP Kurultayı başladı....Kılıçdaroğlu: Sırtımdan hançerlendim

CHP Kurultayı başladı....Kılıçdaroğlu: Sırtımdan hançerlendim

Fotoğraf: AA

CHP 38. Olağan Kurultayı “İkinci Yüzyılda Demokrasi ve Birlik Kurultayı” sloganıyla Ankara’da başladı. Divan Başkanlığı’na İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun oy birliği ile seçildiği kurultayda, 81 ilden gelen bin 367 kurultay delegesi yeni genel başkanı ve yeni parti yönetimini seçecek.

2 gün sürecek kurultayda, bugün genel başkan seçimi yapılacak, yarın ise 60 üyeli Parti Meclisi (PM) ve 15 üyeli Yüksek Disiplin Kurulu seçilecek.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve genel başkan adayı Özgür Özel, 38. Olağan Kurultayın yapılacağı Ankara Spor Salonu'na geldi.

Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile saat 12.15'te kurultayın yapılacağı alana girdi.  Burada delegeleri selamlayan Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve eşi, daha sonra kendileri için ayrılan bölüme geçti.

otot.jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Özgür Özel ise salona kendisini destekleyen milletvekili ve delegelerle giriş yaptı. Partilileri selamlayan Özel de daha sonra kendisi için ayrılan alana oturdu. Özel'in selamlaması sırasında tribünlerden dev Özgür Özel afişleri açıldı

Kılıçdaroğlu, salona gelişi ve partilileri selamlamasının ardından, yeterli çoğunluğa ulaşıldığını belirterek, kurultayı açtı.

CHP'nin 100 yaşını doldurduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Dünyada 100 yaşını dolduran ender partilerden birisiyiz. Çünkü bizim partimizi kuran kişi dünya siyaset tarihine altın harflerle yazılan bir kişi. O kişinin adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür" dedi.

CHP Kurultayı'nın çalışmalara başlaması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından divan başkanlığı seçimine geçildi. Divan başkanlığına verilen tek önerge ve oy birliği ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu seçildi.

İmamoğlu, kurultaya çalışmalarında başarı dilerken, kendisini bu göreve layık gören delegelere teşekkür etti.

CHP'nin bu ülkenin kurucu ve birleştirici gücü olduğunu belirten İmamoğlu, "CHP, bu toprakların en kapsayıcı siyasi geleneğidir. CHP altı ok ilkeleriyle kendini ifade eden, eşitlikçi, özgürlük, insan hakları kaygısı taşıyan, insanca ve hakça bir düzen isteyen herkesin partisidir" dedi.

CHP'nin Anadolu gibi renkli bereketli, Türkiye gibi cesur ve güçlü olduğunu vurgulayan İmamoğlu, şunları kaydetti:

Bütün eksikleriyle 100 yıllık tarihimiz bizim onurumuzdur. Bugün Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının bu ilk günlerinde bizi hayati bir görev bekliyor. Cumhuriyet ve demokrasinin ilkeleri etrafında hep birlikte buluşmaya ihtiyacımız var. Bir toplumsal bütünleşmeye, ülkemizi zenginleştirmeye ve zenginliklerimizi adil biçimde paylaşmaya ihtiyacımız var. Etkili bir sosyal devleti yeniden inşa etmeye ihtiyacımız var. Bunları gerçekleştirmek için her şey Cumhuriyet'in 100 yıllık partisinde vardır. Çünkü Cumhuriyet'i kuran adında halk olan tek parti CHP'dir. Bu yüzden ilk günden beri cumhuriyetçi, ilk günden beri hep birlikte halkçıyız. Bu büyük gücün bir delegesi olmak hepimiz için başlı başına bir onurdur. Bu göreve bugün hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var.

 "Bu kurultay tarihi bir kurultaydır"

Türkiye'nin de CHP'nin de bundan çok daha iyisini yapabileceğine tüm kalbiyle inandığını vurgulayan İmamoğlu, "Ülkenin makus talihini bir kez daha yenebileceğimizi çok iyi biliyorum." değerlendirmesinde bulundu. İmamoğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

İşte bu yüzden bu kurultay tarihi bir kurultaydır. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında bu kurultay, milletimiz, devletimiz ve partimiz adına tarihi bir kurultay olacak. Bugün ve yarın büyük bir yolculuğun adımını atacağız. Bu kurultay sadece CHP'nin kurultayı değil, Türkiye muhalefetinin toptan şekilleneceği bir kurultaydır. Bu kurultay toplumsal muhalefete büyük güç verecektir. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Atatürk. Bu büyük halk bizim en büyük gücümüzdür. Bizler halkımızın ferasetine güveneceğiz ve onunla birlikte yürüyeceğiz. Bu kurultay geleceğin Türkiye'sini adım adım atacağımız bir kurultaydır. Kurultayımız biter bitmez 2024 yerel seçimleri için hep birlikte omuz omuza vereceğiz, her sokakta, her mahallede halkımızla buluşacağız. Pek çok ilde, beldede, ilçede göreceksiniz yerel seçimleri hep birlikte kazanacağız. 2028'i de biz kazanacağız, 2029'u da biz kazanacağız, milletçe kazanacağız. Buna yürekten inanıyorum.

AA-20231104-32648056-32648055-CHPNIN_38_OLAGAN_KURULTAYI.jpg
Fotoğraf: AA

 

“Sırtımda hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım”

İmamoğlu’nun ardından kürsüye Kılıçdaroğlu geldi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasının ilk kısmında Ak Parti’nin politikalarını 7 maddeyle eleştirdi.

“100 yıllık bir tarih her siyasal partiye nasip olan bir tarih değildir. 100 yıllık tarih içerisinde genel başkanlarımız tutuklandı, hapse girdi. Yılmadık. Şimdi 100. yılımızı kutluyoruz. Türkiye'de hiçbir partiye nasip olmayacak tarihi beraber yaşıyoruz. CHP'yi 100 yıl yaşatan; gerçek kuruluşunun savaş meydanlarında Kuvayi Milliyeciler tarafından gerçekleştirilmesidir” diyen Kılıçdaroğlu, “Biz sıradan bir parti değiliz. Biz Kuvayi Milliyecilerin partisiyiz. Biz Atatürk'ün partisiyiz. Biz hiçbir evladımızın yatağa aç girmememesi için mücadele eden bir partiyiz. Biz herkesin inancına, herkesin kimliğine, yaşam tarzına saygı duyan bir partiyiz” dedi.

 “Bu salon diğer partilerin kurultaylarına benzemez. Bu salonda 5'li çeteler, oligarklar, uyuşturucu baronları yok. Bundan sonra da asla olamayacaktır. Bu salonda mafya bozuntuları, rüşvetçiler yok. Bundan sonra da olmayacaktır diyen Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı sırasında yaşananları şöyle anlattı:

Tarihin bize yüklediği zorunluluk. 6 lider oturduk. bu tabloyu kısmen anlattım ve kendilerine şunu söyledim; Ülkede demokrasi yok. Bir sorunlar yumağı haline geldi. Biz 6 lider tarihin bize getirdiği sorumluluğu yapmak zorundayız.

Uzun uzun anlattım. 6 parti bir araya geldik. Ülkeyi nasıl yöneteceğimiz için oturduk çalıştık. Ortak mutabakat metni hazırladık ve halkımızla paylaştık. Güçlendirilmiş parlamenter sistem için çalışmalar yaptık. İş, cumhurbaşkanlığı adaylığının seçilmesine gelince masadan kalkmalar ve masaya geri dönmeler geldi. Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım. Usta Nazım'ın dediği gibi ateşi ve ihaneti gördük ama yılmadık, yıkılmadık. Yapılan bütün kumpaslara, yalana dolana rağmen, çalıştık, yılmadık, yıkılmadık asla ve asla boyun eğmedik. Yolu doğru olanın yükü ağır olur, hançerle beraber yükümüz ağırdı. Beni asıl üzen sırtımdaki yük değil sırtımdaki hançerlerdi. Seçim bitti, kazanamadık.

“İlk işim onları değiştirmek oldu”

Daha nefes alamadan değişim söylemleri başladı. Değişim söylemlerini dillendirenler uzun süredir değişmeyenlerdi. Ama seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu. Hayatın kendisi değişir zaten. İlk değişimi, 2019, en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. En büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. Örneğin ne diyorlardı? Bu cehape varya, Sivas'ın ötesine gidemiyordu diyorlardı. Peki bugün, bugün oralardan milletvekili çıkardık. Hangi değişimden söz ediyorsunuz? Girilemeyen yerlere girdik. CHP Türkiye coğrafyasının her yerinde konuştu, tartıştı. Değişimin içinde olanlar değişimi fark edemezler. Asla yan yana gelemez dedikleri insanlarla yan yana geldim, kucaklaştım. Dilimizi değiştirmek zorundaydım. Biz sadece muhalefet eden bir parti görünümündeydik. Ama öyle köklü bir değişim yaptık ki Türkiye'nin en temel sorunlarına çözüm üreten bir parti olduk. Biz hangi sorun varsa Türkiye coğrafyasında o sorunlara akılcı çözümler üreten tek partiyiz.

Değişimci olunca değişmeyen arkadaşların çok sık dillendirdiği bir şey var; "CHP sağa kaydı". Bunlar sağın da solun da ne olduğunu bilmiyor. Çok açık ve net. CHP halkın partisidir. 6 okumuzdan birisi halkçılıktır. Avrupa'nın en güçlü sosyal demokrat partisi CHP'dir. Değişimin içinde olanlar değişimi fark edemezler. Biz muhalefet politikamızı da değiştirdik. Sosyal kimlikler üzerinden politika üretmeye başladık. Bazı arkadaşlarımızın sosyal kimliğin ne olduğundan haberi olmayabilir. 

Her bir sosyal kimliğin sorunlarına akılcı politikalar üretmek için seferber oldu. Bizim sağa kaydığımızı söyleyenler! Çöpten kağıt toplayanların yanına kim gitti? Bu kardeşiniz gitti. Sendikaların bile doğru dürüst sahip çıkmadığı taşeron işçileri örgütledik. İktidar en son kadro vermek zorunda kaldı. Bu sağcılık mıdır solculuk mudur?

Biz kimsesizlere sahip çıktık, onların sesini yükselmek için mücadele ettik. Hangi siyasi parti apartman görevlilerinin yanında gitti? Ben, haramzadelerin sofrasına oturmadım. O insanların sofrasına oturdum. Onlar da bizim Halil İbrahim sofrasına oturdu, dertlerini anlattı. 

Türkiye coğrafyasının her adımını karış karış gezdim. Gezmeye de devam edeceğim. Herkesin sorunlarını dinledim. Bugün geldiğimiz noktada sorun yaşayanların ilk başvuru adresi CHP oldu. Ben Anadolu'nun benzer hayatlarına sahip bir coğrafyadan geliyorum. Kardeşlerimin, evlatlarımın ne yaptığını kimse bilmez. Ben nasıl yetiştiysem onları da öyle yetiştirdim.

Benim sırça köşklere ihtiyacım yok, benim evim benim sarayımdır. Saray'ın sofrasına gidip diz çökmedim. Doğru bildiğimi hak için adalet için savunacağım! 

7 mart 2023 grup toplantısında şu cümleyi kurdum:

Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak zordur. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için emeklinin, memurun, işçinin hakları yendiği zaman Bay Kemal gibi TÜİK önüne giderek direneceksiniz. Deprem bölgesinde 2 gece geçireceksiniz. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için elektriği, suyu kesilen milyonlarca insanın sesi olacaksınız. Elektriğinizi kesip 1 hafta elektriksiz yaşayacaksınız. Bunları biz yaptık. Biz şimdi sağcı mı olduk?

“Yol arkadaşı olacaksan Bay Kemal'i arkadan hançerlemeyeceksin”

Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için başka partilerin CHP'ye müdahale etmesine izin vermeyeceksiniz. Kimlerin neyi beklediğini, CHP'yi nasıl karıştırdıklarını çok iyi biliyorum. Bu örgüt Türkiye'nin çimentosudur. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak için SADAT'ın kapısına dayanıp meydan okuyacaksınız. Bay Kemal'in yol arkadaşı olacaksan Bay Kemal'i arkadan hançerlemeyeceksin. Hangi badireleri atlattığımızı, verdiğimiz mücadeleleri ne çabuk unuttunuz? Kimse unutmasın! Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi sağlam olarak limana götüreceğim. 

Tüzük kurultayında değişim nasıl olur, sadece Türkiye değil tüm dünya görecek! Yüzde 50 cinsiyet kotası getireceğiz. En zayıf halkamız bugüne kadar çözmekte en zorlandığımız kısım ev kadınları... Evlere girmemiz lazım, sorunlarını onlardan dinlememiz lazım. 6-7 ayda 100 bin yeni kadın üyeyi partimize kaydettik. Kadın üye sayımızı artırın. Her yerde her zaman ön seçim olacak. Genel sekreterlik makamını güçlendireceğiz. İç denetim mekanizmasını getireceğiz.

CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nda Kılıçdaroğlu ve Özel yarışacak

CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nda İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile Manisa Milletvekili Özgür Özel genel başkanlık için yarışacak.

Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu, genel başkan adaylığı için verilen sürenin sona erdiğini belirterek, sonuçları açıkladı.

İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel'in yeterli delege imzasına ulaştığını ve genel başkanlık için yarışacaklarını belirtti.

CHP tüzüğüne göre, genel başkan adayı olabilmek için toplam delegenin yüzde 5'inin imzası gerekiyor.

CHP'nin 1366 kurultay delegesi bulunuyor. Buna göre 68 delegenin bir aday için imza vermesi gerekiyor.

Öymen adaylıktan çekildi: Kim kazanırsa kazansın, kaybeden ne yazık ki CHP ve Türkiye olmuştur

CHP Genel Başkan Adayı Örsan Öymen de yarıştan çekildiğini açıkladı. Kurultayda kürsüye çıkan Öylen “Gerçekleri olduğu gibi ortaya koymamız gerekiyor. Sayın Genel Başkanımız sırtından hançerlendiğini söyledi. 13 yılda 12 seçim kaybedilmiş, hepsinde mi sırtından hançerlendi? Böyle bir şey olabilir mi? Dünyanın hangi ülkesinde görülmüş, 13 yılda bütün seçimler kaybedilmiş, buna rağmen genel başkanlık koltuğunda oturmak nasıl açıklanabilir. CHP'nin oyu yüzde 22-26 bandında sıkışmış kalmış. Yüzde 48 değerli bir oydur fakat önceki seçimlerde de adayların toplam oyu yüzde 48'di” dedi.

Öysan daha sonra sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile adaylıktan çekildiğini duyurdu. Öymen şu ifadeleri kullandı:

CHP 38. Olağan Kurultay süreci ne yazık ki, medya ambargosu, adaylık imza tekeli, delegeye yönelik baskılar gibi uygulamalar nedeniyle, anti-demokratik bir ortamda gerçekleşmiştir. Kurultay, partideki bozuk düzenin bir parçası veya uzantısı olanların “yarışına” dönüştürülmüştür.

 Bu nedenle CHP Genel Başkan Aday Adaylığı’ndan çekilmeye karar verdim. Bu Kurultay’da, kim kazanırsa kazansın, kaybeden ne yazık ki CHP ve Türkiye olmuştur.

Cihaner: Aday adaylarının demokratik temsilleri engellenmiştir

Bu arada daha önce genel başkan adayı olduğunu duyuran İlhan Cihaner sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla yarıştan çekildiğini duyurdu.Cihaner açıklamasında şu ifadeleri kullandı: 

Kamuoyuna ve 38.Kurultay delegelerine, CHP’nin değerli üyelerine Partimizin geçmiş muhasebesinin yapılması, geleceğe ve iktidara giden yolun tartışılması, politik doğrultunun belirlenmesi gereken 38. Kurultayımız, maalesef partiyi bugüne getirenlerin ikiye ayrılarak, ilerletici bir dönüşümün ve yeniden inşanın boğulduğu bir açmaza mahkum edilmiştir.

Siyasi yaklaşımların tartışılması, yetkin kadroların belirlenmesi yerine belediye olanaklarının yarıştırıldığı çirkin bir ortam yaratılmıştır. Öte yandan yoğun bir medya manipülasyonu ile güç algısı yaratılarak kurultay süreci yalnızca iki kişinin yarıştığı “siyasetsiz” bir psikolojik savaşa dönüştürülmüştür.

“Vatan Cephesi” katılımlarını andıran imza açıklamaları baskıya dönüştürülerek diğer aday adaylarının demokratik temsilleri engellenmiştir. O kadar ki “diğer adaylara imza desteği verileceği” dedikoduları yayılarak bizlere destek olan delegelerimizin destekleri şaibeli hale getirilmiştir.

Bu anti demokratik, siyasetsiz ve kişilere indirgenmiş yarışın parçası olmayı reddediyoruz!

Bize imza ve omuz veren tüm yoldaşlarımıza saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz. Yolumuz uzun ve meşakkatli. Çoğu büyük mücadelelerden gelen Kurultay Delegelerimizin tüm bu anti demokratik koşullara rağmen en doğruyu tercih edeceklerine dair umudumuzu diri tutuyoruz. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi, Yaşasın Cumhuriyet!

CHP 38. Olağan Kurultayı sonuç bildirgesi kabul edildi:

CHP 38. Olağan Kurultayı'nda kabul edilen sonuç bildirgesinde, "Ülkemizde güçler ayrılığı ilkesine dayanan, etkin ve hızlı kararlar alabilme kabiliyetine sahip, yasama organı güçlü, denge ve denetleme mekanizmaları etkili bir şekilde işleyen, demokratik ve laik bir sistemi kuracağız" ifadelerine yer verildi.

Ankara Spor Salonu'nda yapılan Kurultay'da hazırlanan sonuç bildirgesi, delegelerin onayına sunuldu.

Delege oylarıyla kabul edilen bildirgeyi, Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre okudu.

Sonuç bildirgesinde, 38. Kurultay tarafından belirlenen hedefler 10 maddede sıralandı.

Bildirgede öne çıkan hedefler şöyle:

Hukuk güvenliğini sağlayarak vatandaşın alınan kararlara itimat ettiği ve adaletin sağlanmasından başka hiçbir amacı bulunmayan hakim ve savcıların olduğu bir Türkiye'yi kuracağız. İnsan haklarının garanti altına alındığı, şiddetin her biçimine karşı çıkılan ve asla tolerans gösterilmeyen, başta terör olmak üzere uyuşturucu, çeteleşme ve organize suçlar ile yoğun bir şekilde mücadele eden bir devlet mekanizmasına ülkemizi kavuşturacağız. Ülkemizde güçler ayrılığı ilkesine dayanan, etkin ve hızlı kararlar alabilme kabiliyetine sahip, yasama organı güçlü, denge ve denetleme mekanizmaları etkili bir şekilde işleyen, demokratik ve laik bir sistemi kuracağız.

Türkiye'de egemenlik bugün ne yazık ki gasbedilmiştir ancak CHP'nin mücadelesiyle kayıtsız ve şartsız milletin olacaktır. Türkiye güçlendirilmiş eğitim sistemi ve özgür üniversiteleri ile gelişen yeni teknolojileri ve inovasyonları pasif bir şekilde takip ve taklit eden değil, bu yeni teknolojilerin hem sivil hem de askeri alanlarda gelişmesine katkı sağlayan bir ülke konumuna gelecektir."

CHP iktidarında ekonomik ve sosyal politikaların birincil önceliğinin her vatandaşın insan onuruna yaraşan işlerde çalışabilmesi ve hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi olduğu vurgulanan bildirgede, kadına karşı şiddetin son bulmasının CHP'nin başlıca hedefleri arasında bulunduğu kaydedildi.

Milli güvenliğe, yaşam tarzına ve ekonomiye büyük zararlar veren, acımasız emek sömürüsünün öznesine dönüşen sığınmacıların ve kaçak göçmenlerin sebep olduğu sorunların insancıl, akılcı ve dünya standartlarında politikalarla çözüme kavuşturulacağına işaret edilen bildirgede, kente ve insana hizmeti önceleyen, demokratik katılım mekanizmalarını geliştirecek bir yerel yönetim modelinin oluşturulacağı belirtildi.

Deprem ve afetlere karşı dirençli kentlerin oluşturulacağı aktarılan bildirgede, iklim kriziyle mücadelenin önemine vurgu yapıldı.

Bildirgede, CHP iktidarında, Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefinin kesin bir şekilde takip edeceği, AB'ye üyelik için gerekli siyasi ve ekonomik kriterlerin gerçekleştireceğinin altı çizildi.

Özel: CHP'de hançer yok, hançerleyecek kimse de yok

Kurultayda başkanlık seçimi öncesi aday konuşmalarına geçildi.

Adaylardan Özel, konuşmasına, "Memleketimin dört bir yanında 6 ok bayrağını sallayanlara selam olsun. İzmir'de Agrobay'da direnen kadın işçilere, Sputnik'te direnen gazetecilere, Silivri'de, Bakırköy'de hepimizin yerine yatan Can Atalay'a, Tolga Şardan'a, Osman Kavala'ya, Çiğdem Mater'e, Selçuk Mızraklı'ya, Selahattin Demirtaş'a selam olsun" diyerek başladı.
Özel konuşmasında şunları söyledi:

CHP iktidar olmadıkça sağ partiler ülkeyi yönetti. Ülkeyi yoksullaştırdı. Kimlikler arası gerilimlerle ülkeyi kutuplaştırdı. Bunun sonucunda bizden daha geri kalmış ülkeler yanımızdan geçerek gittiler. Biz yoksullaştık, otoriterleştik. Değişimi başaramadığımız için demokratik dünyadan uzaklaşmış bir ülkeyle ikinci yüzyıla giriyoruz.

Hesabı ne Kemal Bey ne Özel ödüyor. Hesabı dünyanın en güzel ülkesinde yaşadığı halde dünyanın başka ülkelerinde hayal kuran gençlerimiz ödüyor. Hesabı kredi borcunu ödeyemeyen esnaflar, yoksullar fakirleşerek ödüyorlar. yeterli beslenemeyen, barınamayan üniversite öğrencileri ödüyor. Hesabı, adaletten yoksun sebeplerle cezaevine atılan gazeteciler, siyasetçiler ödüyor. Madenlerde hayatını kaybeden emekçilerimiz, tren kazaların yitip giden evlatlarımız, depremlerde güvenli olmayan konutlarda ölen yurttaşlarımız, kadın cinayetlerine kurban giden kadınlar CHP'nin iktidarda olmamasının bedelini canlarıyla ödüyor.

Uluslararası ilişkiler bir devlet politikası olmaktan çıktı. Kişisel hesapların yönetildiği bir alana dönüştü. Bu şahsi kararlar ayrıca ülkemizi bir sığınmacı deposuna dönüştürerek, komşumuzun içişlerine karışan ve 4.5 milyon mülteciyi Türkiye'ye getirecek bir süreci tetikledi. Bakın, Ortadoğu yine ateş çemberi. Bir terör örgütü olan Hamas'ın yaptığı katliam, İsrail'in devlet terörüne dönüştü. Biz, CHP olarak terörün her türlüsüne karşıyız, lanetliyoruz.

Biz yaş, mevki olarak sıkıntıları göğüslemek zorundayız. Ancak Sayın Genel Başkanımızın kullandığı bir ifade onlarca mikrofona, kameraya dönüştü. 'Bir hançerden bahsetti, sizinle mi ilgili' dediler. Hiç üstüme almadım. CHP'de hançer yok, hançerleyecek kimse de yok. Bizim partide kılıç da olmaz. Seçimlere iki gün kala sizin atadığınız önce Atatürk'e sonra da son genel başkanımız size olmadık laflar söyleyen, bir arkadaşıma sordum dediğiniz kişi Hasan Cengiz çıktı. Bu kişi Sayın Genel Başkanımıza bir kılıç getirmiş. Üstüne de 'Değişimciler için kılıçlar çekildi' diye paylaşmış. Lafım Sayın Genel Başkana olamaz. CHP'de danışman olan, profil fotoğrafında Erdoğan olan, değişimcilere kılıç çekenin alnını karışlarım.

Kılıçdaroğlu'dan Özel'e: Keşke burada anlattıklarını uzun süredir beraber çalışırken yüzüme söyleseydin

Özgür Özel'den sonra sahneye çıkan Kılıçdaroğlu konuşmasında, Özel'in açıklamalarını eleştirdi.

Kılıçdaroğlu, "Uzun yıllardır beraber çalışıyoruz. Eğer uzun yıllardır beraber çalışıyorsak ve CHP'nin bir dış politika danışma kurulu olduğunu bilmiyorsa arkadaşımız ve o politika kurulunda iki genel başkanın da yer aldığını bilmiyorsa oraya bir soru işareti koymak zorundayım" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Eleştiriye açığım. Benim kadar eleştiriye açık olan kimse yoktur. Parti Meclisi'nde beni eleştirenin sözünü kesmem dinlerim. Keşke burada anlattıklarını uzun süredir beraber çalışırken yüzüme söyleseydin. Hala benim Amerika'ya, İngiltere'ye gittiğimi arkadaşım öğrenmediyse, Türkiye'ye teknoloji getireceğimizden haberi olmayan biri varsa ve partimde görev yapıyorsa beni dinlemiyor demektir. Hala burada kısır bir politik tartışma dönüyorsa; o arkadaşlar Türkiye'yi değiştiremezler.

Siz eğer yüksek yetenek inşası kavramını dahi bilmiyorsanız CHP'yi tanımıyorsunuz demektir. Örgütlere gönderilen para... Tüzükte yüzde 40 diyor zaten. Peki, yüzde 40 göndermediysek; mali rapora neden el kaldırıp 'evet' dediniz? Bütün hesaplar denetlenir. Sayıştay, AYM tarafından denetlenir. Eleştiriye eyvallah ama kendi içinde tutarlı olması lazım.

Genel başkan olacak kişi olayları çarpıtmadan sağlıklı eleştiriler yapmalı.

Oy verme işlemi başladı

CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nda genel başkan seçimi için oy verme işlemi başladı.

CHP'nin Ankara Spor Salonu'nda devam eden 38. Olağan Kurultayı'nda saat 21.00 itibarıyla oy verme işlemine geçildi.

Ayrı bir salonda gerçekleştirilen oy verme işleminde 1366 kurultay delegesi, 23 sandıkta tercihini yapacak.

Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel'in yarıştığı seçimin ilk turunda salt çoğunluk şartı aranıyor.

Seçim ikinci tura kaldı 

CHP'de başkanlık seçimi salt çoğunluk şartı sağlanamadığı için 2. tura kaldı

Özel 682 oy alırken, Kılıçdaroğlu ise 664 oy aldı. Oy veröe işlemi 00:30'da başlayıp, 02:30'da sona erecek

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU