Mekke kurtarılmadan Kudüs kurtarılamaz

Altan Tan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Ali Jadallah/AA

Gazze'deki İsrail vahşeti her geçen saat daha da şiddetlenerek devam ediyor. 

Binlerce masum çocuk, kadın, yaşlı can veriyor. 

Ve ne yazık ki sözde demokrat Batı dünyası olan bitenlere sessiz. 

Bu dram 100 yıldan fazla bir süredir bu şekilde devam ediyor.

Her seferinde İsrail bir şeyleri bahane ederek şiddet uyguluyor, bunu gittikçe artıyor, Filistin'deki varlığını
Müslüman ve Hristiyan Arapların topraklarındaki egemenliğini her geçen gün artırmaya ve genişletmeye devam ediyor. 

Peki bu vahşet nerede duracak? 

Esas dünyanın üzerinde durması gereken bu.
 


Hamas'ın saldırısını gerekçe gösteren Siyonist güçler, orantısız bir şiddetle karşılık verdiler.

Tabiri caizse Gazze'de yaşayan 2 buçuk milyona yakın insanı boğmaya çalıştılar. 

Ve şu anda son darbeyi vurmak için her türlü hazırlıklarını yapmış durumdalar. 

Şimdi burada tabii ilginç şeyler var. 

İsrail'in ne yapmak istediği yeni değil… 

1897'de İsviçre'nin Basel kentinde Siyonizm'in ünlü fikir babalarından Theodor Herzl'in başkanlığında yapılan kongrede Nil'den Fırat'a kadar Büyük İsrail devleti, Yahudi devletinin kurulmasına karar verilmişti. 

İsrail açısından, Siyonistler açısından durum net. 

Kimse bunun doğruluğunu tartışmıyor. 

Genel itibarıyla, Siyonistlerin bu düşüncesinin yanlış olduğunu; böyle bir fikrin evvela bütün bir Ortadoğu'yu sonrasında da bütün bir dünyayı kana, ateşe bulayacağını, aklı başında herkes kabul ediyor. 

Tabii ki, akılları başlarından gitmiş, Evanjalistlerden tutun tanrıyı kıyamete zorlama teorisine kadar bir sürü saçmalıkların peşinde koşan insanlar hariç herkes kabul ediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Peki demokrat dünya, -renk, din, dil ayrımı yapmadan söylüyorum- vicdan sahibi, insaf sahibi olan insanlar ve tabii Müslümanlar ne yapıyorlar? 

Yani esas cevaplandırılması gereken soru bu.

Ne yazık ki bugüne kadar özellikle kendine "çok iyi Müslüman", "hakiki Müslüman", "İslamcı", "radikal"… adına ne derseniz deyin, bütün güçler sadece Filistinlilere gaz veriyorlar.

Gaz vermekten başka bir şey yapmıyorlar. 

Benim yıllar önce yayımlanan "En Uzun Yüzyıl" adlı bir kitabım vardı. 

Bu kitabımı kapağında "Mekke kurtarılmadan Kudüs kurtarılamaz" yazıyor. 

Bugün bütün bir Ortadoğu, Araplar, Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Ürdün, Mısır'ın burjuvazisi… bunların hepsinin paraları İngiliz Amerikan bankalarında.

Ve bunların sahiplerinin de çok büyük bir kısmı Yahudi. Siyonistleri destekleyen Yahudiler. 

İşte bu çark kırılmadan, İslam ülkelerindeki İsrail'i perde arkasından destekleyen gerçek destekçileri ortadan kaldırılmadan Siyonistlere bir şey yapılması mümkün değil. 

Yahudilerle, Müslümanların, Hristiyan Arapların, Dürzilerin birlikte yaşayacakları iki devletli çözümü
destekleyen güçler ne yazık ki yeterince hamle yapamıyorlar. 

Seslerini yükseltemiyorlar. İsrail'i bu çözüme zorlayamıyorlar. 

Bugün de başını İran'ın çektiği sözde İslamcı çevreler sadece gaz veriyorlar. 

Gaz vermenin ötesinde ciddi bir hamle yapamıyorlar. 

Her hamleden sonra İsrail varlığını büyütüyor, genişletiyor. 

Bugün de İsrail Gazze'yi her taraftan kuşatmış durumda. 

Gazze'yi durmadan bombalıyorlar. 

İsrail, önce oradaki nüfusu azaltıyor. Gazze'nin kuzeyi, şimdiki İsrail'in güneyi dediğimiz bölgeyi boşaltıyor.

Ardından da adım adım, hamle hamle varlığını büyütüyor. 

Peki ey İran, ey Hizbullah, ey Türkiye'de Filistin cihadından bahseden, gaz veren Mavi Marmara'yı bile organize edip, sonra o gemiye binmeyen kaçan vicdansızlar ne yapıyorsunuz? 

Eğer topyekûn bir savaşsa, buyurun topyekûn savaşa. 

Yok eğer bir çözüme zorlamaksa, gelin bütün güçlerinizi, varlığınızı bunun üzerinde yoğunlaştırın.

Arkadaşlar, kim en fazla bağırıyorsa, maalesef Filistinli Müslüman kardeşlerimize en fazla zararı onlar veriyor.

Bu meselede de çok fazla uzatmaya gerek yok, 1 hafta 10-15 gün zarfında işin rengi belli olacak. 

Eğer İsrail bir şekilde oraya girerse, katliamını büyütürse veya bir tampon bölge oluşturursa; her halükarda ileri bir adım atıp ileri bir kazanç elde ederse;

Tekrar söylüyorum İran'dan Hizbullah'a kadar Türkiye'deki sözde İslamcılara kadar siz neredesiniz? 

Eğer bunlara müdahale edemezseniz, bunu engelleyemezseniz siz de bu günaha ortaksınız. 

İnşallah -her konuşmamın sonunda bunu söylüyorum- dünyanın bugüne kadar harekete geçmeyen vicdanı, insaflı insanların vicdanı devreye girer de iki devletli bir çözüme doğru adım atılır. 

Yoksa bu mazlumların günahı başta onlara gaz verenlerin üzerindedir.

Peki Gazze direnmesin mi? 

İsrail'e teslim mi olsun? 

Hayır. 

Siz gaz verdiğinizin yarısı kadar onların yanında olun. 

Haydi Gazze'ye gidin, Filistin'e gidin.

Canınızla, malınızla, silahınızla destek olun. 

Yok efendim "uluslararası politika dünyadaki dengeler", bilmem ne…

Böyle saçmalıklarla insanların acılarını azaltacak adımlar atmaktan geri duruyorsanız, ahlaksızsınız.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU