ABD ve Çin'in Körfez rekabeti

Yeni ekonomik koridor, Washington'un sadece Pekin'i kuşatmak değil, yeniden nüfuz kazanma girişimi

ABD'li yorumcular, projeyi ABD'nin jeopolitik ittifaklarında bir değişimi temsil eden büyük bir anlaşma olarak görüyor / Fotoğraf: AFP

HindistanOrtadoğu üzerinden Avrupa'ya bağlayacak yeni ekonomik koridor girişiminin ayrıntıları, girişimin tüm tarafları daha sonra bir araya gelene kadar bilinmeyecek.

Ancak projenin Yeni Delhi'deki G20 zirvesi sırasında ilanı, birçok analiz ve yorum yapılmasına neden oldu. 

ABD merkezli CNBC ağı tarafından uzun bir raporda ABD'li yorumcular, projeyi, Çin'in 2013'te başlattığı 'Kuşak ve Yol' girişimiyle rekabet halinde ABD'nin jeopolitik ittifaklarında bir değişimi temsil eden büyük bir anlaşma olarak nitelendirdi.

Onlara göre bu durum, Körfez'de yükselen ülkelerin çıkarlarına hizmet etse de uluslararası ticarette daha fazla parçalanma anlamına geliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Rapor esas olarak Suudi Arabistan'ın çıkarlarına odaklanıyor. Öyle ki Krallık, BRICS ittifakına davet edilen altı ülke arasında yer aldı ve Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ne alternatif olarak nitelendirilen, Hindistan'ı Ortadoğu'dan Avrupa'ya deniz ve kara yoluyla bağlayan ekonomik koridor için Biden'ın açıkladığı ittifakın ortağı oldu.

Suudi Arabistan, iki ittifaka katılarak Çin-ABD rekabeti ortasında ekonomik ve stratejik fırsatlardan yararlanıyor.

Özellikle ABD ve diğer Batılı ülkeler, ulusal güvenliklerini korumak için Çin'e olan bağımlılıklarını azaltmaya çalışıyor.

Bu durum ise küresel ticareti engelleyen korumacı politikalar ve milliyetçi eğilimler ışığında küresel ekonominin parçalanmasına yol açmakta. 


Çatışma mı, rekabet mi?

Bu parçalanmanın sonucunda her ülkenin kendi çıkarlarını elde etmeye çalıştığı 'çok kutuplu bir dünyada karmaşık ilişkiler bütünü' ortaya çıkıyor.

Aynı şekilde siyasi risk danışmanlığı yapan Eurasia Group'un kurucusu ve başkanı Ian Bremmer, bir televizyon kanalına verdiği röportajda, "BRICS ile G7 arasında küresel bir çatışmaya doğru gitmiyoruz. Evet Çin; Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika'nın açık kaygılarına rağmen, BRICS zirvesinde altı ülkenin daha gruba katılma davetini garanti ederek kayda değer bir zafer elde etti. Ancak genişleyen BRICS ülkelerinin hepsi olmasa da çoğu, Çin'in bloktaki liderliğine karşı çıkıyor. BRICS üyeliğinin G7 ülkeleriyle ekonomik ve diplomatik ilişkilerine veya bu ilişkilerin gelişmesine engel olmasını istemiyorlar" açıklamasında bulundu.

Ancak rapor, tehlikelerin 'dahil edilmede' değil 'dışlanmada' yatabileceğine dikkati çekiyor.

Bu durum, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomik koridor projesinin açıklanmasının ardından G20 zirvesi oturum aralarında yaptığı açıklamayla açıkça görülüyor.

Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Biden'ın 'Türkiye'nin dışında kaldığı' girişimi ilanı sonrasında "Türkiye'nin katılımı olmadan koridor olmayacak" dedi. 

Yeni Ekonomik Koridor projesine katılan ülkeler, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki altyapı yatırım eksikliği boşluğunu dolduracak yatırım vaatlerini sabırsızlıkla bekliyor.

Bu durum, bölgesel tedarik zincirlerinin güvence altına alınması ve genel olarak ticari alışverişlerin ve ekonomik faaliyetlerin arttırılması anlamına gelecektir.

Bütün bunlar, Çin'in on yıl önce aynı zamanda küresel bir altyapı yatırım stratejisi olarak başlattığı Kuşak ve Yol girişiminin hedeflerine benziyor.

Eski ABD'li diplomat ve Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'nın şu anki başkan yardımcısı Evan A. Feigenbaum, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada "Sorun şu ki girişim, Çin'in Kuşak ve Yol girişiminin karşısındadır ve bu ABD'nin vizyonudur. Diğer tarafların vizyonu ise bunun diğer girişimlerden bir çıkarma değil, bir ekleme olmasına bağlıdır" dedi. 
 


Borç sorunları

Ekonomik koridor projesinin belki de en önemli özelliği, Kuşak ve Yol girişimindeki Çin yöntemine Amerikan alternatifi sunması değil.

CNBC raporuna göre en önemli hedef, ABD'nin Orta Doğu'daki rolünü yeniden tesis etmek olmaya devam ediyor.

Alternatif, altyapı projelerine yatırım sağlama yöntemiyle ilgilidir. Şirketler ve özel yatırımlar bunda hemen bir getiri veya kâr görmediği için genellikle hükümet fonlarına bağlıdır.

Çin'e gelince, Şangay'daki Fudan Üniversitesi'nin son istatistiklerine göre Kuşak ve Yol Girişimi, 10 yıl önce başladığından bu yana 148 ülkeyi ortak olarak bünyesine katabildi.

Londra'daki Bağımsız Ekonomik ve Ticari Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, girişimin küresel gayri safi yurt içi hasılayı 2040 yılına kadar yılda 7,1 trilyon dolar artırması bekleniyor.

Sadece Orta Doğu'da Çin, 12 ülkeyle stratejik ortaklık anlaşmaları, Biden'ın Ekonomik Koridor Girişimi'ne katılan iki ülke olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de dahil olmak üzere, 21 Arap ülkesi ve Arap Birliği ile işbirliği anlaşmaları imzalamıştır.

Sonuç olarak Çin, ABD ve Batı yatırımlarındaki düşüşü Körfez yatırımlarıyla telafi etti.

Bloomberg'in verilerine göre Körfez şirketlerinin Çin'deki yatırımları, yüzde 1000'den fazla artarak 5,3 milyar dolara ulaştı.

Çin'in yatırımlarına gelince bunlar, genellikle Çin devlet bankalarının katıldığı kredilerle bağlantılı ve örneğin Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) alınan kredilerden daha yüksek faiz oranına sahip ve bu oran, bazen yüzde 4- 5'e ulaşıyor.

Aynı şekilde diğer inşaat ve altyapı projeleri de çoğunlukla Çinli şirketler tarafından üstleniliyor.

Singapur Ulusal Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Chung Ja Ian, "Borç sorununun yanı sıra, büyük altyapı projeleri genellikle yıllar sonra geri dönüş alamadıkları ve getiri ilk yatırımın değerine ulaşamayabileceği için yüksek riskli görünmektedir" dedi. 

Ancak 2020 ile bu yılın mart ayı sonu arasında Çin, girişime katılmış gelişmekte olan ülkelere olan borçların çoğunu sildi veya yeniden yapılandırdı.

New York merkezli danışmanlık firması Wardium Group'un verilerine göre bu dönemde dünya genelindeki altyapı projelerini finanse etmek için Çin'den sağlanan 78,5 milyar dolarlık kredi silindi veya yeniden yapılandırıldı.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU