Batı'nın Nijer'de korktuğu tehlikeler

Niamey'de darbe destekçilerinin ellerinde Rus bayrakları taşımalarından, bunun bir bütün olarak Batı karşıtı bir tutum olduğu anlaşılabilir

Fotoğraf: AFP

Kurt, hayvanlar arasında tek gözüyle uyumasıyla, yorulduğunda dinlenmek için bir gözünü kapatıp, diğerini açık ve uyanık tutmasıyla ünlüdür.

Bunun bilimsel bir gerçek mi olduğu, yoksa sürekli tetikte olduğuna ve derin uykuda olsa bile etrafında olup bitenlerin gözünden kaçmadığına dair bir atıf mı, bilinmiyor.

Bir Arap şair de kurdun başka hiçbir hayvanın kendisiyle rekabet edemediği bu eşsiz özelliğinden etkilenmiş, oturup bunu insanlar arasında benzer durumlarda kullanılan ve atasözüne dönüşen bir şiir dizesiyle kaydetmiş.

Şair şöyle demiş:

Gözlerinin biri kapalı, diğeriyle de tehlikelere karşı tetikte
Odur gözleri açık uyuyan

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Etrafımızdaki hiçbir şey Batı'nın Nijer ve ardından Gabon'daki siyasi duruma karşı tutumu kadar kurdun bu garip durumuna daha yakın olamaz.

Oysa başlarına gelenler birbiriyle örtüşüyor, zira ilkinde 26 Temmuz'da yaşananlar, ikincisinde 30 Ağustos'ta yaşandı, yani aralarında neredeyse bir ay bile yok.

Batı dünyasının genel olarak onlara karşı tavrını takip ettiğinizde, Nijer'in olup bitenlere başka bir 10 yılda, Gabon'un ise olup bitenlere başka bir 10 yılda sahne olduğunu hissedersiniz.

Aralarındaki zamanın gerçekte olduğu gibi gün ve saatlerle değil, yıllarla ölçüldüğünü fark edersiniz.

Nijer'de bir darbe gerçekleşti ve bu darbe Cumhuriyet Muhafızları Komutanı tarafından yapıldı ve seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'u devirdi.

Gabon'daki durum da neredeyse aynı, çünkü burada da bir darbe oldu, darbeyi yapan da yine Cumhuriyet Muhafızları komutanıydı ve yine yeni başkanlık dönemi henüz başlamış, seçilmiş bir cumhurbaşkanı olan Ali Bongo'yu devirdi.

Nijer'deki Cumhuriyet Muhafızları Komutanına karşı dünya ayağa kalktı ve kendisini asker yoldaşlarıyla birlikte, birden fazla tarafın sert ekonomik yaptırımlarıyla karşı karşıya buldu.

ECOWAS olarak bilinen Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu, ondan derhal darbeden vazgeçip geri adım atmak ile örgütün hâlâ tehdit ettiği ve bayrağını taşıdığı askeri müdahale arasında seçim yapmasını istedi.

ECOWAS ne darbe liderine ne de başkanlığını yaptığı askeri konseye bir an bile tolerans göstermedi.

​ECOWAS'ın son derece sert tutumu, genel uluslararası tutumun başlıkları arasında yalnızca küçük bir başlık.

Çünkü Fransa'nın tutumu herkesten daha sert ve inatçıydı, hâlâ da öyle. Yeni iktidar Fransız büyükelçisinin diplomatik dokunulmazlığını kaldırmış ve Fransız kuvvetlerinin ülkeden çekilmesini talep etmiş olmasına rağmen Paris; büyükelçisini Nijer'in başkenti Niamey'den, askeri güçlerini de ülkeden çekmeyi reddetti ve hâlâ da reddediyor.

ABD, Batı'nın başı olduğu için ECOWAS'ın tutumundan ya da Fransa'nın tutumundan çok da farklı olmayan bir tutum sergiliyor.

Ama onun tutumu içerik olarak aynı olsa da biçim olarak farklı. Washington, yeni Nijer yönetimiyle yumuşak ve sakin bir şekilde konuşuyor ama diğer yandan elinde de kalın bir sopa tutuyor gibi görünüyor.

Dikkatinizi Gabon'a çevirdiğinizde ise neredeyse tam tersi bir tutumu keşfedersiniz, çünkü Nijer'e karşı sonuna kadar açık olan bu Batılı göz, Gabon'da olanları görmüyor.

Nijer olayında gözünü sonuna kadar açan Batı, Gabon örneğinde gözünü kapatıp neredeyse hiç açmıyor.

Sanki iki olay arasında hiçbir benzerlik ya da yakınlık yok veya sanki Gabon için meşru olan şey, aynı zamanda Nijer için meşru değil gibi.
 


Bu açık çelişkinin elbette bir açıklaması var ve bu hiçbir temeli olmayan şeytani bir çelişki değil. Çelişkinin temelinde, Nijer'deki yeni yönetim grubunun Rusya'ya dönük siyasi tutumu yatıyor.

Söz konusu yönetim ilk günden itibaren bu yönelimini gizlemek istemedi ve de destekçilerini sokağa çıkmaya, ülkelerinin bayrağı ile birlikte Rus bayraklarını taşımaya yönlendirdi.

Destekçileri, Niamey'deki Fransız büyükelçiliği karargâhı önüne gittiklerinde, aynı bayrakları onun önünde de salladılar, büyükelçiliğin adının yazılı olduğu plaketi söktüler sonra da ayakları altında çiğnediler.

Bunu anlık bir dürtü ile yapmadılar, aksine Fransa'ya karşı tavırlarını ifade ediyorlardı. Fransa ise olup bitenler karşısında şoke oldu, bunu nasıl algılayacağını veya buna nasıl tepki vereceğini bilemedi.

Bu yüzden son derece katı davrandı, büyükelçisini ve güçlerini geri çekmeyi reddetti. Bu konuda kararlı davrandı ve hâlâ da öyle davranıyor.

Nijer'deki Fransız varlığını reddeden tutum aslında yalnızca Fransa'ya karşı bir tutum değildi.

Niamey'de darbe destekçilerinin ellerinde Rus bayrakları taşımalarından, bunun bir bütün olarak Batı karşıtı bir tutum olduğu anlaşılabilir.

Ancak Gabon'daki yeni yönetim daha akıllıydı, Rus bayrakları taşımadı ve kimseye karşı düşmanca bir tavır almadı.

Bu nedenle şurada utangaç bir kınama, orada çekingen bir ayıplama dışında Batı kendisini umursamadan darbenin başı ülkenin başkanı olarak yemin etti.

Batı'nın bir gözüyle Nijer'de tetikte olduğu ve korktuğu tehlike, kara kıtada ilerlemekte olan Rus varlığından başka bir şey değil.

Diğer gözü Gabon'da kapalıysa, orada Rus varlığı görünmediği içindir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU