Türkiye bugün dost ülke

Erdoğan ne kurtarıcı lider ne de pusuda bekleyen düşman. Pek çok konuda onunla aynı fikirde olmayabiliriz ama bölge hükümetleri gibi onun da anlaşmazlıkları sona erdirmeye hazır olduğu açık

Atılan diplomatik adımlar Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin yeniden güçlenmesini sağlamaya başladı / Fotoğraf: AA 

Bugün bazılarının yaşadığı kafa karışıklığının nedeni, Erdoğan hakkında geçtiğimiz yıllarda çizilen imajın, kendisini İran'ın Sünni versiyonu olması için Türkiye'yi değiştirmeye gelen ideolojik bir lider olarak sunmasıdır.

Bu imaj, Ankara'da halkla ilişkiler sorumluları tarafından özenle mi örüldü yoksa sadece geçmişe dalmış Arapların dilekleri, onun kahramanlıklarını alıp bugün olmasını istedikleri dünyamıza yansıtmalarının sonucu muydu bilmiyorum.

Pratikte bundan hiçbir şey elde edilemedi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Kral Selman ve BAE Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed ile yakın ve yakında Cumhurbaşkanı Sisi'nin konuğu olarak Kahire'de olacak. Türkiye Cumhurbaşkanı bölgeyi ziyaret etti ve bu ziyaretinde bölgeye gücün kaynaklarını ve sınırlarını bilen bir siyasi lider olarak davrandı.
 

695574.jpg
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Suudi Arabistan Kralı Selman / Fotoğraf: AA 



Türkiye jeopolitik olarak etkili bir ülke ve ideoloji yanlıları bunu sembolik olarak kullanmaya çalıştılar ama başaramadılar. Daha önce de Malezya'nın ikonu olan ve yaklaşık çeyrek asır başbakanlık yapan Mahathir Muhammed'i kullanmışlardı, ancak Malezya çok uzak ve bölge üzerinde çok az etkiye sahip.

Mahathir de belki sadece bir kez, düzenlediği ilk zirvede başarısız olan alternatif bir İslami örgüt icat etmeye çalışması dışında oyuna dahil olmadı. Humeyni bile yönetiminin ilk 10 yılında aşırılık yanlısı İslamcılar, solcular ve Arap devrimciler tarafından bölgenin lideri olarak taçlandırıldı. İran, Türkiye gibi çevresi üzerinde etkisi yüksek bir ülke, ancak Irak ile savaşının devam etmesi Humeynicilerin Arap takipçilerinin yaklaşık yarısını kaybetmesine neden oldu.

Bence 2011 olayları çoklu bölünmelerde önemli bir rol oynadı. Bu olaylar 5 Arap ülkesini sarstı ve yansımaları çatışmaları körükledi, birden çok eksen inşa etti ve ardından Körfez anlaşmazlığı gibi krizler yarattı. Irak'taki yönetim projesini zayıflattı, bölgesel güçler İran ve Türkiye'nin müdahalelerini artırdı.

Peki, neden bugün bu çoklu atılımlar yaşanıyor? Anlaşmazlıkların sebepleri olduğu gibi uzlaşmaların da sebepleri var. Anlaşmazlıklar maliyetli ve kendi kendini tüketen bir hal aldı.

Bu nedenle hükümetler aralarındaki gerilimi azaltmaya başladı ve bu durum, her iki taraf, diğer tarafın uzlaşma için gerekli koşulları yerine getirdiğini görene kadar devam etti.

Türkiye'nin ve onunla ihtilaf içinde olan ülkelerin başına gelen de buydu. Herkes muhalif grupları desteklemeyi ve barındırmayı bıraktı, provokasyon ve kışkırtmaları durdurdu, görünür ve gizli ticari boykotlara son verdi.
 

thumbs_b_c_8634fcebecb9ba06be965b17a727f2bc.jpeg
Türkiye Arap aleminde "dost" ülke olarak görülüyor / Fotoğraf: AA



Ekonomik iş birliği ivmesi, hükümetler arasındaki anlaşmalarla geri döndü ve zirve düzeyindeki ziyaretlerle doruğa ulaştı. Bunlar garip değil.

Ukrayna'da savaşan taraflar barışmaya karar verdikleri gün de savaşan güçler arasında her şey normale dönecek ve Ukraynalılar ölülerini gömmek ve evlerini onarmakla meşgul olacaklar. Ama bunun zamanı henüz gelmedi. Nitekim Türkiye ile uzlaşma süreci yaklaşık iki yıl sürdü ve müzakereciler talep listelerinin son noktasına ulaşana kadar onlarca görüşme yapıldı.

Örneğin Mısır-Türkiye müzakerelerinde, Libya gibi coğrafi çatışma alanları, deniz sınırları, aranan kişiler ve diğer meselelerle ilgili yapılan toplantılar, yaşanan anlaşmazlıklar ve ardından varılan uzlaşılar hakkında birçok haber yapıldı.

Erdoğan ne kurtarıcı lider ne de pusuda bekleyen düşman. Pek çok konuda onunla aynı fikirde olmayabiliriz ama bölge hükümetleri gibi onun da anlaşmazlıkları sona erdirmeye hazır olduğu açık.
 

1071418874_0_609_2047_1760_1920x0_80_0_0_d9dc9b8b25fa6ac6be4201e47a261472.jpg
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan / Fotoğraf: AA 



Burada soru şu; bu geri adım atmalara yol açan ana faktör neydi?

Soğuk savaş yaklaşık 7 yıl sürdü ve askeri silahlar dışında tüm silahlar kullanıldı. Sonra Türkler bu ülkelerin halen ayakta ve güçlü olduklarını, dış muhalefetle veya şiddetli dış kampanyalarla sarsılmadıklarını gördüler.

Arap muhalifleri de Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olarak kalacağını ve her seçim turunu kazanarak bölgesel olarak etkili Türkiye’nin başkanı olmaya devam ettiğini gördü.

Erdoğan gerek bölge gerekse Avrupa ve ABD olsun herkesle ilişkilerinde üst düzey bir pragmatizm gösterdi.

Kesin olarak çözülmemiş diğer çatışmaların çokluğu nedeniyle bölgedeki ilişkiler ve bunların izleyeceği yol hakkında çok fazla tahmin yapmak mümkün değil.

Gelgelelim, bölgedeki temel ülkelerin, örneğin Suudi Arabistan, İran ile Mısır ve Türkiye’nin uzlaşmalara mümkün olduğu kadar ileri düzeyde katılmaları önemli. Gerçek şu ki, kolektif biçimde yaşanan bu katılımın eşi benzeri yok.

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

DAHA FAZLA HABER OKU