Yeni açılan kira davalarında bir yıl sonraya gün verilmeye başlandı

Artan kiralar toplumsal soruna dönüşürken kira davalarındaki artış mahkemeleri neredeyse kilitleyecek noktaya getirdi. Geç tarihlere atılan duruşmalar kiracı ve mülk sahipleri arasındaki gerilimi de büyütüyor

Ev sahibi ve kiracılar arasında son dönemlerde tahliye talebiyle açılan davalarda büyük artış var

Sait Salih Emre Savaş, kira tahliye davası nedeniyle evinden çıkması istenen kiracılardan sadece biri.

Şişli Kurtuluş’ta hayli eski denecek bir binanın zemin katındaki küçük dairede oturuyor.

Üzerine üç ayrı mülk olan ev sahibi tarafından söz konusu evin ihtiyaç kapsamında kullanılacağı söylenerek çıkması istendi.

Kabul etmeyince de hakkında tahliye davası açıldı. Geçtiğimiz günlerde son celsesi görülen davada aralık ayına gün verildi.

Yüzde 100 artışı yeterli bulmadı, iki katını istedi

Evin içinin son derece eski olduğunu söyleyen Savaş, "Banyonun tavanı çöktü. Ev sahibi üzerine düşen hiçbir tadilatı yapmadığı halde kirayı bin 500 liradan 3 bin liraya çıkardım. Ancak bölgedeki fiyatları gerekçe göstererek kiranın 6 bin lira olmasını istedi. Kabul etmeyince, 'ihtiyacım var' diyerek çıkmam için tahliye davası açtı" dedi.

Savaş, zaten kirasını ödemekte zorlanan insanların hukuki süreçte ayrı bir maddi zorluğun altına sokulduğunu kaydederek, "Bir dilekçe için avukata 3-4 bin lira gibi paralar ödemek gerekiyor. Dava kaybedilirse masraflar da kiracının üzerine biniyor. Devlet bu işe el atmalı. Kiracılar çok mağdur" şeklinde konuştu.

 

emresavaş.jpg
Sait Salih Savaş Emre / Fotoğraf: Facebook


Bu, özellikle büyükşehirlerde yaşayanların son yıllardaki en büyük ortak dertlerinden biri. 

Kiracılar, binbir zorlukla başlarını sokacak bir ev bulabilseler dahi sürekli artan kiralar onların bu evlerde uzun süreli yaşamalarını zorlaştırıyor.

Evlerini daha yüksek bedellerle başkalarına kiralamak isteyen kimi ev sahipleri, farklı nedenler ileri sürerek kiracılarının evlerinden çıkmalarını istemeye başladı.

Bu durum, kiracılar ile mülk sahipleri arasındaki sorunları daha da görünür kıldı.

Kiracılar, artık yıllar boyunca yaşadıkları semtlerinden ayrılarak işlerine uzak da olsa şehirlerin başka bölgelerine taşınmak zorunda kalıyor. Ancak "kira canavarı" orada da onları rahat bırakmıyor. Böylece dar gelirlilerinşehirlerde yaşamaları günden güne zorlaşıyor.

Kiralarda yakın zamanda bir düşüş yaşanması da beklenmiyor.
 

Kiracılar Antalya’da sokağa indi, gidişata "Dur" denilmesini istedi

Kiraların ülke ortalamasının da üzerinde arttığı şehirlerin başında Antalya var. Antalya'daki kiraların artmasının başlıca nedeni şehirdeki yoğun yabancı nüfus.

Yüksek kiralar, kiracıların kendi aralarında örgütlenmesine de zemin hazırladı.

Antalya'da "Kiracılar Dayanışması" adı altında bir araya gelen kiracılar sokağa indi.

Yapılan basın açıklamasında, barınmanın Anayasal bir hak olduğu hatırlatıldı ve bu konuda bir düzenleme yapılması talep edildi. 

 

antalya.jpg
Antalya'da fahiş kiralar protesto edildi 


Fahiş kira ile rant sağlayanlara hapis cezası iddiası

Kira uyuşmazlıklarıyla ilgili yeni düzenlemeler getiren bir çalışmanın Adalet Bakanlığı tarafından bitirilmek üzere olduğu geçtiğimiz günlerde medyaya yansıdı. Düzenlemeyle, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) değişiklik yapılarak piyasa ortalamasının üzerinde fahiş kira artışıyla haksız kazanç sağlayanlara bir ila üç yıl hapis cezası verilmesi planlanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüksek kiralara karşı açıklamaları da bu konuda bir düzenlemenin geleceğini gösteriyor.
 

azizkoçal.jpg
Aziz Koçal / Fotoğraf: Twitter

 

"Sonuçlanmayan davalar taraflar arasındaki gerilimi artırıyor"

Artan kiralar nedeniyle mülk sahibi ve kiracılar arasında açılan tahliye davalarının arttı.

TÜKODER (Tüketiciyi Koruma Derneği) Başkanı Aziz Koçal, kira tahliye davalarının özellikle son 10 ayda geçmişe oranla bariz bir şekilde arttığını belirterek, "Ancak davalarda henüz sonuç yok. Çünkü duruşmalar neredeyse bir yıl sonraya atılıyor. Taraflar beklemeye başladıkça bu süreçte kimi davalılar arasında gerilim artıyor. Mülk sahibi, 'evimi gasp ettin' diyerek tepki göstermeye, kiracısını taciz etmeye başlıyor. Bunun da sonucu kaçınılmaz sosyal patlamalara neden oluyor" şeklinde konuştu.
 


 

yankıbüyüksezer.jpg
Yankı Büyüksezer / Fotoğraf: Linkendln

 

"Büyükşehirlerde yeni açılan davanın duruşması bir sene sonrasına gün veriliyor"

Yankı Büyüksezer, ağırlıklı emlak hukuku üzerine çalışan bir avukat.

Büyüksezer de Koçal’ın değindiği gibi kira davalarının arttığını belirterek, "Bir önceki döneme göre artık mahkemeler kira davalarından iflas etme noktasına geldi" dedi.

Yeni açılan bir davanın duruşma gününün büyükşehirlerde en yakın bir yıl sonrasına verildiğini kaydeden Büyüksezer, şöyle devam etti:

Tek sorun bu da değil, artan iş yükünden dolayı karara çıkan davaların gerekçeli kararları dahi yazılamıyor. Personel sayısı yetersiz, duruşma dışı işleri yapacak gün yok. Adliye personeli elinden geleni yapıyor elbet ama ne hakimlerin ne personelin bu iş yüküne dayanması mümkün. Hem kiracılar hem ev sahipleri hep birlikte mağdur oluyorlar.

"Hem kiracı kimi zaman da mülk sahibi gerçekten mağdur olabiliyor"

Tahliye taleplerinin genelde üç ana başlıkta toplandığını belirten Büyüksezer, şu bilgileri verdi:

Bunlar kiranın eksik ödenmesi ya da hiç ödenmemesi, tahliye taahhüdü ve ihtiyaç sebebiyle tahliye. Bu davalarda kimi zaman kiracı kimi zaman ev sahibi gerçekten mağdur olabiliyor. Bu davalara tek taraflı bakmamak lazım. Yani, 'ev sahibi kötü, kiracı mazlum' ya da tam tersi şeklinde düşünmemek gerekiyor. Tarafların ayrı ayrı haklı olduğu durumlar olabiliyor. Ne yazık ki ekonomik bozulma ya da dengesizlik bu alanda kendini çok hissettiriyor" dedi.
 

davalar.jpeg
Büyüksezer'e göre ihtiyaç gerekçe gösterilerek açılan davalar genellikle mülk sahibi lehine sonuçlanıyor

 

"Ev sahibi ihtiyaç sebebini gerekçe gösterince bir şekilde o davayı kazanıyor"

Kiracı ve mülk sahibinin davalık olması hele hele yargılama süreçlerinin aşırı uzaması iki tarafı da zorluyor.

Büyüksezer, evden hemen çıkmak istemeyen kiracı açısından yargı süresinin uzamasının bir avantaj gibi görüldüğünü hatırlatsa da şu notu ekledi:

Sözleşme başında kiracılardan tahliye taahhüdü gibi ileride kiracının başına dert olacak belgeler isteniyor. Bu da Demoklesin Kılıcı gibi her an kiracının üzerinde sallanıyor. Ev sahipleri, ihtiyaç sebebini gerekçe gösterirse zaman alsa bile o davayı kazanıyor. İhtiyacın samimi olup olmadığını denetlemek de mümkün değil, sonuçta bunlar subjektif kriterler.

"İnternette kira uyuşmazlıklarına dair çok yanıltıcı bilgi var"

Büyüksezer, kira uyuşmazlığına dair davalarla ilgili kamuoyunda epey yanlış bilginin olduğunu hatırlatarak, "Özellikle internette çok yanıltıcı bilgi var. Vatandaşların bir avukattan hukuki destek almasını öneriyoruz. Çünkü yanlış bilgilerle hareket edilmesi yüzünden ciddi hak kayıpları yaşanıyor" diye konuştu.
 

kira.jpg
Artan kiralar gittikçe toplumsal bir soruna dönüşüyor


"Yabancı mülk sahipleri uzlaşmaya daha uzak"

Büyüksezer, kira uyuşmazlık davalarına taraf olan yabancıların sayısının da arttığını kaydederek, "Yatırım veya vatandaşlık amacıyla ev alan yabancılar da aynı davaları açıyor. Ve onların aceleleri olmadığı için anlaşmaya da uzaklar" diyerek sözlerini şöyle tamamladı.

"Şimdi hapis cezasından bahsediliyor ama yüzde 25 sınırlaması hiçbir sorunu çözmediği gibi sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Artık ev sahibi-kiracı olaylarında fiziki müdahalelere varan durumlar oluştu. İşi çözemediğimiz gibi daha da karmaşık hale getirdik. Şimdi bir de özel hukuk uyuşmazlıklarına cezai yaptırım ile müdahale düşünülüyor. Daha da olmaz derken dahası oluyor. Bir sonrakinde bu davaları konuştuğumuzda yepyeni sorunları da konuşacağız."

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU