Seçimlerden yaklaşık bir ay önce bir yazı kaleme almış ve Çin'in Türkiye'deki seçim yarışı hakkında ne düşündüğünü anlatmaya çalışmıştım.
Bunu yaparken de "Çin kimin kazanmasını istiyor ve kimin kazanacağını düşünüyor" sorularını referans almıştım.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yazımda Çin'in gönlünden geçenin de beklentisinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu ifade etmiş, Çinlilerin Erdoğan'ın kaybedeceğine yönelik algıyı ise bir yanılsama olarak gördüklerini belirtmiştim.
Seçim sonuçları Çin'deki Türkiye uzmanlarını haklı çıkarmış ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplumdaki karşılığının küçümsenmeyecek boyutta olduğunu göstermişti.
Bu yazımda yine Çin'de Türkiye ile ilgili konuşulanlara bakacak ve Erdoğan'ın zaferinin buralarda nasıl yorumlandığını aktarmaya çalışacağım.
29 Mayıs sabahı Çin medyası genel olarak sadece seçim sonuçlarını aktarıyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aldığı zaferden söz ediyordu.
Henüz ilk gün olması hasebiyle seçimleri yorumlayan içeriklere pek rastlanmıyordu.
Ancak 30 Mayıs ve sonrasında hem haber ajansları hem de araştırma kuruluşları Türkiye'deki seçim sonuçlarıyla ilgili uzman yorumlarını vermeye başlamıştı.
Erdoğan'ın zaferi iktidarın performansından ziyade seçmenin pragmatik tercihinden kaynaklandı
Şanghay Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü profesörlerinden Fan Hongda yaptığı değerlendirmede, Erdoğan'ın zaferini muhalefetin güven vermeyen tutumu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın medya gücü ve ulusal kaynaklara olan hakimiyetine bağlıyordu.
Profesör Fan ayrıca Erdoğan'ın seçimlerdeki zaferinin büyük ölçüde iktidarın performansından ziyade, mevcut yerel ve uluslararası durumda Türk seçmenlerin daha pragmatik bir tercihinden kaynaklandığına vurguluyordu.
Bir diğer yorum ise Çin'in önde gelen Türkiye uzmanlarından Şanghay Üniversitesi Türkiye Araştırmaları direktörü Profesör Guo Changgang'dan.
Profesör Guo, Shangguan News'e verdiği röportajda Erdoğan'ın zaferinin Türk milliyetçilerinin zaferi olduğunu belirterek, "Erdoğan Türk toplumundaki güçlü Amerikan ve Batı karşıtı duyguları kullanarak 'milliyetçilik' kartını oynadı. ABD ve Batı güçleri Erdoğan'ın seçimi kazanmasını istemiyordu. Erdoğan ise bunu bir fırsata çevirdi. Milliyetçilik kartıyla kendini toplumda güçlü bir figür haline getirerek seçimleri kazandı" ifadelerini kullandı.
Profesör Guo ülkenin geleceğiyle ilgili yaptığı yorumlarda ise Erdoğan'ın önceki ekonomi politikalarında bazı ayarlamalar yapıp ekonominin temel kurallarına uyacağına inandığını söylüyor.
Ayrıca, Türk toplumunda bir ayrışma olsa da toplumsal bölünmenin olmayacağını söyleyen Profesör Guo, şunları ifade etti:
Parlamento seçimlerinde, AK Parti liderliğindeki 'Cumhur İttifakı' sandalyelerin çoğunluğunu kazandı, bu da Erdoğan'ın durumu hâlâ kontrol edebileceği anlamına geliyor. Ayrıca muhalefet partisi yekpare değil ve iç farklılıklar ortada: "Bu yenilgiden sonra büyük olasılıkla ağaç devrilecek ve maymunlar dağılacak.
Çin ile ilişkiler konusuna da değinen Guo, "Erdoğan ülke ekonomisini düzeltmek istiyorsa Batı'dan gelen 'sıcak paraya' güvenemez. Erdoğan'ın Çin-Türkiye ilişkilerini istikrara kavuşturması ve Çin'den yatırım çekmesi gerekiyor. Bu nedenle Çin'in temel çıkarlarıyla ilgili konularda da Türkiye nispeten net bir pozisyona sahip olacaktır" diyor.
Son olarak Erdoğan'ın zaferinin Batı'nın Türkiye politikasının başarısızlığı anlamına geldiğini söyleyen Profesör Guo, gelecekte Erdoğan'ın Batılı ülkeler tarafından daha az kontrol edilen ve daha bağımsız bir Türkiye yüzyılı başlatacağını inandığını sözlerine ekliyor.
Seçimlerde temel belirleyici ekonomi değil güvenlik oldu
Fudan Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi'nde araştırmacı olan Zou Zhiqiang ise sonucu belirleyen kilit konunun dış dünya tarafından abartılan ekonomik sorunlar olmadığını, temel belirleyicinin milliyetçilik ve güvenlik sorunları olduğunu söyledi.
Dolayısıyla ikinci tur rekabeti öncesinde muhalefetin "mülteci kartını" oynamasına rağmen, Erdoğan'ın "terörle mücadele kartını" oynayarak zafere ulaştığını belirtti.
Ningxia Üniversitesi'nden Çin Arap Ülkeleri Araştırma Merkezi Başkanı Li Shaoxian ise yaptığı değerlendirmede "Seçimden önce Erdoğan'ın çok ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğuna inanılıyordu. Muhalefetin zafere en yakın seçimiydi. Ancak muhalefet, Türkiye'nin mevcut sorunlarına bir çözüm bulamadı ve Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a meydan okuyamayacak kadar zayıftı" diyerek muhalefetin güçsüz adayla Erdoğan'ın karşısına çıktığını ifade ediyordu.
Milliyetçilerin etkisi önümüzdeki dönemde daha da artacak
Worker's Daily'de çıkan bir haberde ise Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesiyle milliyetçilerin artan rolü şu cümlelerle anlatılıyordu:
Erdoğan, ikinci turda kazanma şansını artırmak için az bilinen bağımsız aday ve aşırı sağı temsil eden Sinan Oğan'ı kendi saflarına çekti ve bunun karşılığında bazı tavizler verdi. Erdoğan'ın bu hamlesi sağcı milliyetçi güçlerin etkisinin önümüzdeki dönemde büyük ölçüde artacağı anlamına gelebilir.
Çin'in en önemli İngilizce yayın organlarından biri olan Global Times da seçimlerle ilgili kapsamlı bir haber hazırlarken, yeni dönemin Türkiye-Çin ilişkilerine muhtemel yansımalarına da kısaca değinmiş.
Peking Üniversitesi akademisyenlerinden ve Çin'deki önemli Türkiye uzmanlarından Zan Tao verdiği demeçte, Türkiye'nin Xinjiang meselesinde görece pragmatik bir tutum benimsediğini ve Çin'i kışkırtacak radikal eylemlerden kaçındığını söyleyerek, Türkiye'nin Çin'in yükselen uluslararası etkisine önem verdiğini ifade etmiş.
Özetle Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi Çin'de yakından takip edildi ve konuyla ilgili önemli değerlendirmeler yapıldı.
Erdoğan'ın seçimleri kazanması Çinlilerin hem istediği hem de beklediği sonuçtu.
Çinli yorumcular genel olarak seçimlerin kazanılmasında milliyetçi öğelerin büyük etkisi olduğunu düşünürken, yeni dönemle birlikte Türkiye'de milliyetçi dozun daha yükseleceği yorumlarını yaptılar.
Çin sosyal medyasında da konuyla ilgili çok sayıda paylaşım yapılırken, yorumların ekseriyeti "ABD destekli Kılıçdaroğlu'nun kaybettiği, Çin ve Rusya ile iyi ilişkilere sahip Erdoğan'ın seçimi kazandığı" minvalindeydi.
Yeni dönemin Çin ile ilişkileri nasıl etkileyeceği de yer yer değinilen konular arasında bulunuyordu.
Anladığım kadarıyla Çinliler Türk ekonomisinin içinde bulunduğu zor durumdan kurtulabilmesi için Çin ile iyi ilişkiler geliştirmesi gerektiğini, bu sayede Türkiye'den bazı konularda tavizler alınabileceğini düşünüyorlar.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish