Bölgecilik, particilik veya ayrımcılık hiçbir zaman yapmadık. Şeyh Edebali gibi 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' dedik. Yunus Emre gibi 'Yaratılanı severim Yaradan'dan ötürü' dedik. Ahmedi Hani gibi 'İnsan, en büyük kalemin çizdiği nakıştır' dedik. Bugün de aynı hikmet ışığının izinden gidiyoruz. Bugün de aynı idealleri, aynı ilkeleri savunuyoruz. Bugün de tüm Türkiye'ye, Hacı Bektaş'ın, Yunus Emre'nin, Pir Sultan'ın, Mevlana'nın, Ahmedi Hani'nin sevgi diliyle sesleniyoruz."
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sözleri tekrar cumhurbaşkanı olarak seçildiği "Göreve Başlama Töreni"nde söyledi.
Törenin ardından yeni kabinede görev alacak isimler de tek tek açıklandı.
İki isim dışında kabine baştan sona yenilendi, buna cumhurbaşkanı yardımcısı da dahil.
Yeni kabine üyeleri, mevcut koltuklarda oturanlardan görevi devraldı.
Ancak Türkiye'nin başta ekonomi ve Kürt sorunu olmak üzere çözülmeyi bekleyen pek çok sorunu bulunuyor.
Çözülmeyi bekleyen birçok sorun var
Özellikle Kürt sorunu en can yakıcı sorunlar arasında yer alıyor ve yıllardır çözülmeyi bekliyor.
Erdoğan'ın hem kabinede daha fazla Kürt asıllı siyasetçilere yer vermesi hem de Ahmedi Hani'ye vurgu yapması Kürtler arasında bir beklenti oluşturdu.
Kimi Kürt siyasiler bunun yeni bir çözüm sürecine kapı aralayabileceği yorumunda bulundu.
Peki Kürtler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni kabinesini nasıl görüyor, yeni hükümetten beklentileri neler?
Parti Genel Başkanları, konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"AK Parti fabrika ayarlarına dönmeli"
PDK – Bakur Genel Başkanı Sertaç Bucak, Türkiye siyasetinde hükümetlerin her zaman vaatlerde bulunduğunu ama söylenen ile yapılanın hiçbir zaman örtüşmediği görüşünde.
Yeni hükümetin icraatlarını görmeden yorum yapmanın erken olacağını kaydeden Bucak, "Hükümet, Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı bölgelerine ne kadar bütçe ayıracak? Bu bütçe bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişime katkı sunacak mı? Yoksa güvenlikçi bir bütçe mi olacak? Öncelikle buna bakmak lazım" dedi.
"Güvenlikçi politikalar terk edilmeli"
Bucak'a göre hükümetin yapacağı en önemli icraat güvenlikçi politikalardan vazgeçip, eski ayarları olan 2002 ve 2010'larda başlattığı sürece dönmektir.
Bunun hem bölge hem de Türkiye açısından önemli ve Kürtlerin beklentisinin de bu yönde olduğuna vurgu yapan Bucak, "Olup olmayacağını bekleyip göreceğiz, ancak olumlu anlamda bir beklentimiz yok. İsteğimiz; Kürt sorununda bölgede güvenlikçi politikalardan vazgeçilmesi, Kürtlerin eşit vatandaş olduğunun unutulmaması, bu konuda çaba sarf edilmesi ve bir diğer önemli husus da demokratikleşmeye hız verilmesidir. Çünkü ancak bu şekilde sorularımız çözülebilir. Bu yapılır mı? bekleyip göreceğiz. Siyasette hep iyimser olmak lazım, çünkü mücadele her zaman sürüyor" diye konuştu.
"Hükümetin bu anlayışla sorunların altından kalkması zor"
Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Bayram Bozyel de iktidarın çok daha güçlü olmadığını, toplumun yarısının ona karşı oy kullanarak değişim ve dönüşüm yönünde irade ortaya koyduğu söyledi.
Türkiye'nin ekonomik, siyasal tıkanmışlık ve toplumsal kutuplaşmayla ilgili pek çok sorunun olduğuna değinen Bozyel, milliyetçiliğin giderek yükseldiğini, iktidarın korku ve Kürt düşmanlığı siyasetiyle toplumu bir şekilde konsolide ettiğini belirtti.
Birikmiş soruların artarak devam ettiğini ve hükümetin bu anlayışla söz konusu meselelerin altından kalkmasının zor olduğunu aktaran Bozyel, "Hükümet topluma yeni bir aydınlık yarınlar sunabilir mi? bu konuda emin değilim. Çünkü toplum gerilmiş, büyük bir tepki, öfke ve karşılıklı bir kutuplaşma var" ifadelerini kullandı.
"İktidar geçmiş politikaları gözden geçirmeli"
İktidarın bu sorunları aşması geçmiş politikalarını gözden geçirmesi ve yeni bir açılım yapması ve muhalefetle birlikte diğer toplumsal kesimlere yeni bir uzlaşı ikliminin yaratmasına bağlı olduğunun altını çizen Bozyel, devamında şunları kaydetti:
Sayın Erdoğan bu seçimde Türkiye'nin en milliyetçi ittifakını kurdu. Doğrusu çok da umut vaat eden bir tabloyla karşı karşıya değiliz ama yarınlara ilişkin umutsuz olduğumuz anlamına da gelmiyor. İktidar birikmiş sorunları dikkate alarak yeni bir yumuşama süreci başlatır ve uzlaşı iklimiyle yeni bir anayasanın önünü açarsa Türkiye mevcut darboğazdan bir miktar nefes alarak yola devam edebilir. Aksi taktirde bu gerilimle ülkenin yol alması çok zor."
"Kürtçe resmi dil olsun, ana dille eğitim yapılsın"
Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik de 14 Mayıs seçimlerinden önce bin 160 Kürt şahsiyeti olarak tüm cumhurbaşkanı ve milletvekilleri adaylarına açık bir mektup kaleme aldıklarını hatırlattı.
Özçelik, "Kürtlerin acil talepleri anayasal güvencelere kavuşturulsun" başlığıyla kaleme alınan talepleri “Bugün de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunuyoruz” dedi.
PAK Genel Başkanı Özçelik'in sözünü ettiği taleplerin bir kısmı şöyle:
"Türkçenin yanında Kürtçe resmi dil olsun, ana dille eğitim yapılsın. Türkiyeliyim demek yasak değil; Kürdistanlıyım demek de yasak olmasın. Kürtçe il, ilçe, köy, kasaba isimleri de serbest olsun. Kürt, Kürdistan isimleri taşıyan partiler, kurumlar da olsun. Camilerde Türkçe vaaz verilebiliyor; Kürtçe de vaaz verilebilsin. Evrensel değerler temelinde düşünce, ifade, inanç ve örgütlenme özgürlüğü anayasal, yasal güvenceye kavuşsun. Şeyh Sait'in, Cibranlı Halit Bey'in, Seyid Rıza'nın, Saidi Nursi'nin ve diğer Kürt şahsiyetlerin mezar yerleri bilinmiyor. Bu haksızlık giderilmeli, mezar yerleri açıklanmalıdır."
"Kürtlerin bu en temel talepleri yasal güvenceye kavuşturulsun"
Son olarak "Savaşa, askeri operasyonlara, şiddete son verilsin; siyasi, sivil, demokratik, barışçıl yol ve araçlarla, diyalog yoluyla sorunlar çözülsün" çağrısında bulunan Özçelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dile getirmiş olduğum bu taleplerin, Kuzey Kürdistan ve Türkiye'de yaşayan 25 milyonu aşkın Kürt'ün en temel, acil, insani, kimliksel ortak talepleri olduğuna inanıyorum. Kürt meselesinin demokratik çözümünün; Türkiye'de eşitlik, adalet, özgürlük, demokrasinin yaşam bulmasının kapısını açacak anahtarın bu adımlar olduğuna inanıyorum. Dile getirmiş olduğum Kürtlerin bu en temel talepleri anayasal ve yasal güvencelere kavuşturulsun."
© The Independentturkish