Taliban Hareketi, Ağustos 2021'de Afganistan'ı kontrol etmeyi başardı ve hükümetin dizginlerini eline aldı. Ancak ülkeyi yönetmeye, iç ve dış zorluklarla yüzleşmeye henüz hazır değildi.
Hareketin kontrolü ele geçirmesinin ardından ABD, Afganistan'a ekonomik yaptırımlar uyguladı ve Afganistan Merkez Bankası rezervlerindeki 9,5 milyar dolar donduruldu. Bu da ekonomiyi felç etti ve Taliban'ın işini daha da zorlaştırdı.
Ayrıca, 20 yıllık direniş boyunca bir arada kalan hareketin iç dokusu çözülmeye başladı.
Taliban, yapısal bir örgütlenme olmamasına rağmen ABD'yi geri çekilmeye zorlamak gibi açık ve ortak bir hedef için örnek niteliğinde bir uyum göstermişti.
Bununla birlikte, hareket iktidara geldikten ve iç örgütlenmesi teste tabi tutulduktan sonra bu uyum kısa sürede ciddi bir baskı altına girdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Şimdi Taliban'ın başına gelen durum, isyancı bir gruptan siyasi bir harekete dönüşmesidir. Bununla birlikte hareketin izlediği dönüşüm yolu, çetrefilli ve parçalanma tehlikeleriyle dolu.
Ayrıca söz konusu yol, uluslararası tanınma peşinde ılımlı yaklaşımı savunan pragmatistler ile çıkarların üzerinde ilkeleri destekleyen katı bir ideolojik sınıf arasındaki iç bölünme ışığında ideolojik meşruiyet kaybıyla dolu.
Diğer yandan Taliban hükümetinin El Kaide örgütüyle ilişkileri, iki taraf arasında bir çekişme noktası.
Pragmatistler örgütle katı bir anlaşmayı desteklerken, tutucular bu görüşe katılmıyor. Burada, bu bölünmenin tüm Taliban gruplarında var olduğunu ve iki taraf arasında bölünmeyi daha tehlikeli hale getiren bir ayrım olmadığını belirtmeliyiz.
Hakkani Ağı grubu, aynı hizip içindeki iç bölünme ve görüş ayrılığına iyi bir örnek.
Ağ, kız çocuklarının eğitimini, dünya ile siyasi ilişkilerin başlamasını ve kapsamlı bir siyasi örgütün kurulmasını savunuyor. Ancak aynı zamanda El Kaide örgütüne de çok yakın.
Güç merkezleri
Afganistan'da şu anda iki güç merkezi var. Siyasi gücün olduğu başkent Kabil ve ideolojik gücün merkezi Kandahar. Taliban'ın dini lideri Molla Hibetullah Ahundzade de Kandahar'da bulunur.
Dini lider, Kabil'deki politikacılar tarafından alınan kararları geçersiz kılma hakkına sahip.
Örneğin geçen mart ayında, Taliban kabinesi kız çocuklar için ortaokulları yeniden açmaya karar verdi.
Ancak Bakanlar Kurulu, bu kararını, hakkında kesin çekinceleri olan din meclisine açıklamak için Kandahar'a gitmek zorunda kaldı ve bu toplantıda tutucularla pragmatistler arasında keskin bir tartışma yaşandı.
Bunun ardından Ahundzade, Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasını durduran bir karar yayınladı ve ortaokulların kızlar için yeniden açılmasına ilişkin tavsiyeleri değerlendirmek üzere bir komite kurdu.
Taliban Hareketi içindeki Hakkani Ağı hizbi ile Kandahar hizbi arasındaki anlaşmazlık, güç ve kaynakların dağılımı etrafında dönüyor.
Kandahar grubu, askeri gücün Hakkani Ağı'nın elinde toplandığından şikâyet ederken, karşı grup hükümet işlerinin çoğunun Kandahar grubu tarafından devralınmasına karşı çıkıyor.
İki tarafın farklılaştığı bir başka nokta ise Afgan savaşını kimin bitirdiğine dair sonu gelmeyen tartışmalar. Kandahar grubu, Taliban'ın zaferinin Molla Abdulgani Birader'in 2020 yılında ABD ile meseleleri bitirmek için müzakere ettiği Doha Anlaşması'ndan sonra elde edildiğine inanıyor.
Bunun aksine Hakkani Ağı, ağın birçok fedakârlık yaptığı askeri çabalar sayesinde zaferin elde edildiğine inanıyor.
Hakkani Ağı ayrıca ABD'ye yönelik intihar saldırılarına önemli ölçüde katkıda bulunduğunu iddia ediyor.
Burada Hakkani Ağı'nın Afgan başkentindeki yüksek profilli saldırılarıyla tanındığını da söylemeliyiz.
Etnik bölünmeler
Taraflar arasındaki çatışmalara ek olarak, Taliban içinde etnik bölünmeler de ortaya çıkmaya başladı.
Hareket, temelde etnik köken açısından Peştun çoğunluğuna sahip bir direniş hareketidir ve dini açıdan Diyobend ekolünü takip eder.
Son yıllarda Taliban Hareketi, Özbekler, Tacikler ve Hazaralar gibi diğer etnik kökenlerden üyeleri saflarına kattı ve onlara önemli mevkiler verildi.
Buna rağmen, diğer ırkların Taliban üyelerinin etnik ayrımcılık ve Peştunlar lehine önyargılı davranışlar konusunda çekinceleri bulunuyor.
53 kişiden oluşan Taliban kabinesinde Peştun kökenli 43, Tacik kökenli 4, Özbek kökenli 2 ve Hazaralar, Nuristanlar, Havaceler ve Türkmenlerden birer üyenin yer alması dikkat çekiyor.
Taliban içindeki etnik bölünmeler, geçen haziran ayında Taliban Hareketi'nin liderlerinden olan Mevlevi Mehdi'nin Belhab bölgesindeki Hazara Şiileri'nden ayrılmasıyla ortaya çıktı.
Mehdi, kendi bölgesine dönerek yandaşlarını toplamaya başladı. Taliban Hareketi, hareket içindeki mezhepsel ve etnik farklılıkların çıkış noktası olabilecek isyanı ortadan kaldırmak için Mehdi'nin peşine düştü.
Benzer şekilde Taliban, önemsiz nedenlerle, hareketin bu bölgelerde etkisi olmamasına rağmen kuzey Afganistan'daki Taliban zaferleriyle tanınan Özbek kökenli hareketin önde gelen iki liderinden biri olan Mahdum Alim'i tutukladı. Bu da Faryab bölgesinde protestolara yol açtı.
Hiç şüphe yok ki Taliban Hareketi, Afganistan hükümeti üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı. Ancak isyancı bir gruptan devlete yön verebilecek bir kuruma dönüşmesi konusunda, bu dönüşümün gerektirdiği siyasi esneklik ve ideolojik uyumdan yoksun olduğu için hâlâ tereddütlü.
Bu bağlamda Hibetullah Ahundzade'nin Kabil'de bir grup akademisyene hitaben yaptığı konuşma, Taliban Hareketi'nin hiçbir durumda ideolojik ilkeler yerine pragmatizmi tercih etmeyeceğini netleştirdi.
Son söz olarak denilebilir ki, Taliban Hareketi içindeki etnik, siyasi ve ideolojik farklılıklar ve iktidar mücadelesi kontrolden çıkarsa, hareketin Kuzey Afganistan'da karşı karşıya kaldığı bu farklılıklar ve direniş, hükümetin kapılarını Taliban'a kapatabilir.
Independent Arabia