14 Mayıs Pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde yalnızca ülke içinde değil, 74 ülkede de sandık kuruldu.
Buralarda yaşayan Türk seçmenler de oy haklarını kullandı.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerine göre, ülke sınırları dışında yaşayan 3 milyon 416 bin seçmenin 1 milyon 768 bini sandık başına gitti.
Yurtdışı oylarının 57,47'sini Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 39,57'sini Kemal Kılıçdaroğlu, 1,9'unu Sinan Oğan ve 1.6'sını da Muharrem İnce aldı.
Buna karşın AK Parti'nin oy oranı 2018'de 52,5 oranından 44,3'e geriledi, CHP'nin ise 17,5'ten 23,8'e yükseldi.
Türklerin yoğun olduğu ülkelerde Erdoğan ağırlıkta
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Birleşik Krallık, ABD, Kanada, Balkan ülkeleri ve daha az sayıda Türk'ün yaşadığı dünyanın farklı yerlerindeki ülkelerdeki seçmenlerden daha fazla destek aldığı görüldü.
Türklerin en yoğun bulunduğu Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Avusturya'da ise Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tartışmasız üstünlüğü oldu.
Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Erdoğan, 1,5 milyon seçmenin bulunduğu Almanya'da yüzde 65,49 oranında oy aldı.
400 bine yakın seçmenin olduğu Fransa'da yüzde 64,76, 286 bin seçmenin olduğu Hollanda'da yüzde 68,41, 153 bin seçmenin yaşadığı Belçika'da yüzde 72,31 ve 95 bine yakın seçmenin ikamet ettiği Avusturya'da yüzde 71,96 oranında oy aldı.
Keza Norveç, Danimarka gibi ülkelerde yaşayan Türklerden de Erdoğan ciddi destek aldı. Rakamlara bakılınca yurtdışındaki seçmenlerin kayda değer bölümü adı geçen ülkelerde yaşıyor.
Geçen seçimlerde de adı geçen ülkelerde, Erdoğan neredeyse aynı oranlarda oy almıştı.
Türkiye'de polemik konusu oluyor
Yurtdışında doğmuş, ailesi neredeyse 50-60 yıldır ülke dışında olan gençler arasında bile Erdoğan yüksek oranda destek görüyor.
Erdoğan'ın Avrupa'da yaşayan Türkler arasında ciddi destek bulması sosyal medyada tartışma konusu oluyor.
AK Parti'nin ve Erdoğan'ın kimisi neredeyse 1960'lardan beri Avrupa'da yaşayan Türkler arasında Türkiye'yi de aşan oranda destek bulmasının nedeni ne?
"Gelenlerin çoğu muhafazakârdı"
Almanya'da yaşayan din bilimci akademisyen Yılmaz Kahraman bu durumu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Avrupa'da yaşayan Türkiyelilerin son derece muhafazakâr olduğunu hatırlatan Kahraman, "1960 ve 1970'lerde gelenlerin çoğunluğu kırsal kesimlerden göçen muhafazakâr insanlardı. Türkiye'de geldikleri memleketleri ve köyleri bile yıllar içinde sosyolojik olarak değişti ama onlar bu değişimi göremediler hatta biraz gerisinde kaldılar. Muhafazakârlık bir miras gibi kuşaktan kuşağa taşındı. İşte kültürümüzü, inancımızı değerlerimizi kaybetmeyelim diye daha da muhafazakâr bir yapıya büründüler" dedi.
"Gençler ilk kuşaklar gibi muhafazakârlığı pratikte yaşamıyor ama Türk-İslam kimliğini sahipleniyor"
Kahraman'a göre, Avrupa'da yeni yetişen Türkler arasında da kimlik bilincinin önemli. Türk ve Müslüman kimliği onlar için çok değerli.
Avrupa'da yaşayanların her yerde Türk-İslam kimliği vurgusu yaparak bunu sahiplendiklerine işaret eden Kahraman, "Aslında yurtdışında doğup büyümüş bu genç nesle bakarsak araştırmalara göre sürekli camiye de gitmiyor. Mesela birçoğu artık ramazanda oruç tutmuyor. Yani pratikte bakıldığında ikinci kuşaktaki muhafazakârlığı yaşamıyorlar Ancak o Türk-İslam kimliğini sahiplenmeleri politik ortamda kendini gösteriyor" diye konuştu.
"Avrupa'daki ötekileştirmeye karşın Erdoğan'ın "güçlüyüz" mesajları hoşlarına gidiyor"
Avrupa'da ırkçılık ve ötekileştirmenin görüldüğünü hatırlatan Kahraman, şunları kaydetti:
"Almanya'da 3 milyona varan nüfuslarıyla Türkiyeliler de ötekileştirmeye maruz kalıyor. Recep Tayyip Erdoğan, buradaki Türklere 'siz değerlisiniz, biz güçlüyüz' mesajını vererek duygularına oynuyor. Onun için de buradaki Türkiyeliler biraz da Osmanlıcılık havasını giriyor. Erdoğan'ın mesajlarıyla Türkiye'nin güçlü bir devlet olduğunu düşünerek üstünlük duygusuna giriyorlar."
"Diyanet örgütlenmesi de Türkiye ile bağlılığı koruyor"
Kahraman, bunun yanında başta Diyanet olmak üzere Türk kuruluşlarının Almanya'da yaygın bir örgütlenmesi olduğuna dikkati çekti.
Sadece Diyanet'e ait bine yakın cami olduğunu anımsatan Kahraman, Türkiye'nin bu yolla Almanya'da yaşayan Türklerin anavatanlarıyla bağlılıklarını korumaya ve artırmaya çalıştığını söyledi.
Akademisyen Yılmaz Kahraman, bu kurumların kültürel bir bilinç vermekle kalmayıp Türk-İslam sentezine uygun bir politika sürdürüldüğünü vurgulayarak, bütün bu etkenlerin başta Almanya olmak üzere kimi Avrupa ülkelerindeki Erdoğan'a desteğin temel nedenlerini oluşturduğunu sözlerine ekledi.
© The Independentturkish
