Milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, "2023 Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilleri" seçimi için sandık başına giderken seçimler de büyük heyecana sahne oldu.
İlk turda cumhurbaşkanını seçemeyen Türkiye, 28 Mayıs'ta tekrar sandık başına gidecek.
Türkiye'yi önümüzdeki 5 yıl boyunca yönetecek cumhurbaşkanı, ikinci turdaki bu oylamanın ardından belli olacak.
İkinci turda AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yarışacak.
Seçimlerin dikkat çeken en önemli unsurlarından biri de kamuoyunun nabzını tutan anket firmaları oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Independent Türkçe'nin derlediği 23 anket firmasından 14'ü seçimlerin ilk turda biteceğini, 9'u ise ikinci tura kalacağını öngörmüştü.
Verilen oranlarda ise birkaç firma dışında yakın tercihte bulunan çıkmadığı gibi uç rakam veren anket şirketleri de vardı.
Tablonun neden böyle şekillendiği ise merak konusu oldu.
"Anketin finansörü baskınsa, firma, finansörün eğiliminden etkilenebilir"
Kamuoyu araştırma firmalarının neden isabetli tahmin yapamadığını konunun uzmanları Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Sonuçlara en yakın tahminde bulunan Argetus Araştırma Danışmanı Erol Erdoğan'ın ilk yorumu, "İlan ettiğimiz seçim sonuçları ile ortaya çıkan tablo arasındaki fark kabul edilebilir düzeyde" oldu.
Erdoğan, anket şirketlerinin yanılmasının birkaç nedeni olabileceğine vurgu yaparak, "Firmaların yaptığı araştırmaların finansörü, baskın finansörse yani seçim sonucunu öğrenmek ya da seçim sürecini yorumlamaktan çok bir kamuoyu üretme peşindeyse, firma ne kadar objektif davranırsa davranırsın, finans sahibinin eğiliminden etkilenebilir. Buna sermaye etkisi diyebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
"İlk defa oy kullanacak seçmenler ile parti ve ittifaklar örneklem oluşturmayı zorlaştırdı"
İkinci bir neden olarak da örneklem oluşturmanın zor olduğunu dile getiren Erdoğan, "2018 seçiminden sonra ilk defa oy kullanacak çok ciddi bir nüfus vardı. Bu 5-6 milyon seçmenin önceki seçimlerde hangi partiye oy verdiği sorusu cevapsız kaldı. İkincisi de geçen seçimde olan, bu seçimde olmayan partiler ve ittifaklar vardı. Burada da örneklem oluşturma zorluğu çıktı" görüşünü paylaştı.
"Bilerek yanlış yapılmışsa veya sermaye etkisi varsa özür gerekir"
"Araştırma firması ilan ettiği araştırmadaki büyük hatasını araştırma disiplininden kaynaklanmayan nedenlerden dolayı yapmışsa, bunu ilan edip özür dilemeli" diyen Erdoğan, Sinan Oğan konusunda kendilerinin de hata yaptığını belirterek, şöyle konuştu:
Araştırma şirketlerinden beklenen nerede hata yapıldığının ortaya konmasıdır. Biz Sinan Oğan'ı görmekte biraz zorlanmışız. Bunu aramızda tartışıyoruz. Nedenini bulduğumuzda Argetus olarak bunu açıklamaktan rahatsız olmayız. Bilerek yanlışlık yapılmışsa veya sermaye etkisinden kaynaklı bir yanlışlık yapılmışsa orada özür gerekir."
"Anketler sonuç bilmek için değil süreci okumak için yapılır"
Seçmen araştırmalarının sonuç bilmek için değil süreci okumak için yapıldığını söyleyen Erdoğan, "Anketler sonuç odaklı hale geldi. Herkes kim bildi kim bilmedi tartışmasını yürütüyor. Biz, sonuçtan daha çok analizlerimizi paylaştık. HDP'de oy düşüşü olacağını, Erdoğan'ın gençlerden çok oy alacağını, birbirine zıt oylar çıkacağını paylaşmıştık. Süreci yorumlamak, araştırma için daha önemli. Ve vatandaşımız da entelektüelimiz de gazetecimiz de şirket araştırma sonucunu doğru bildi mi'yi merak etmekten daha çok 'süreci doğru okumuş mu' diye bakmalı. Bu aşamada bunu vurgulamak çok daha kıymetli" yorumunu yaparak sözlerini tamamladı.
"Araştırma şirketlerinin büyük bölümü son yıllarda kamplaştı"
Sektördeki herkesin bir öz eleştiri yapması gerektiğini söyleyen Adil Gür ise "Kamuoyu araştırma şirketlerinin büyük bir bölümü son yıllarda kamplaştı, kutuplaştı" dedi.
Bu kamplaşma ve kutuplaşmanın birçok olumsuz yansıması olduğunu dile getiren Gür, "Tamamı değil ama büyük bölümü belli bir adaya veya siyasi partiye seçim takvimi boyunca hep yakın durdu. 'Sonuçlar bilerek böyle çıktı' dersem haksızlık etmiş olurum. Bu angajman objektif değerlendirme yeteneğini ister istemez etkiliyor, siyasi körlüğe neden oluyor" diye konuştu.
"Tek başına araştırmacıları suçlamak doğru değil, onları bu hale getiren siyasiler"
Tek başına araştırma şirketlerinin töhmet altında bırakılmaması gerektiğini dile getiren Gür, şunları kaydetti:
Tek başına araştırmacıları suçlamak doğru değil. Onları bu hale getiren siyasiler. Siyasiler ister istemez anketlerde önde olmanın 'güçlü' olmak veya 'seçimi kazanmak'la özdeşleştiğini zannediyor. 'Bir parti yüzde 7 barajını geçiyor veya altında kalıyor' demekle ne geçer ne de altta kalır. Anketler adayların veya siyasi partilerin strateji belirlemesine yönelik yapılır.
"Sektörün ihtiyacı olan özür dilemek değil 'Hata yapmamak için ne yapmalıyım'ı düşünmektir"
Gür, "Yanlış tahminde bulunan anket şirketlerinin kamuoyuna özür borcu var mı" sorusuna şu yanıtı vererek sözlerini noktaladı:
Bence sektörün ihtiyacı olan özür dilemek, 'şurada hata yaptım' demek, kamuoyunun önünde bunu tartışmak değil. Hepimiz araştırmacıyız. Hata yapabiliriz, hatalı seçim dönemleri geçirebiliriz. Önemli olan o seçimden sonra şapkayı önünüze koyup 'Nerede hata yaptım, bir daha hata yapmamak için ne yapmalıyım'ı düşünmektir. Yoksa kamuoyu araştırma şirketlerinin 'Özür dilerim, ben şu çıkacaktı ama şu çıktı' şeklinde bir özür ihtiyacının olduğunu düşünmüyorum."
© The Independentturkish