Çok değil 2 yıl önce döviz kurları bir türlü durdurulamıyordu. Bugün olduğu gibi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise "nas" vurgusu yaparak faizleri indirmekte ısrar ediyordu.
Dolar 18,50 lirayı gördüğünde 20 Aralık 2021 de geçmişte denenmiş ve hiçbir sorunu çözmediği ortaya çıkmış bir uygulama hayata geçirildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İlk kez 1967 yılında hayata geçirilen ve adına Dövize Çevrilebilir Mevduat (DÇM) hesaplarını 2021 yılındaki versiyonun adı "kur korumalı TL vadeli mevduat (KKM) hesapları" oldu.
Bu uygulama hayata geçirildiğinde dolar bir gecede 11 liraya kadar düştü.
Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğunda oturan Nureddin Nebati, "faiz artırılmadan" gerçekleşen bu düşüşten aldığı gazla kanal kanal dolaştı.
İlk önce devletin resmi televizyon kanalı TRT'ye konuk oldu.
Burada "gözlerime bakar mısınız" diye sordu ve akabinde "gözlerinin içinin ışıl ışıl" olduğunu söyledi.
Ardından CNN Türk'ten gazeteci Ahmet Hakan Coşkun'un programına çıktı.
"Yerimde duramıyorum, kıpır kıpırım"
Burada etekleri zil çalmaya devam ediyordu. İçinin kıpır kıpır olduğunu vurgulayan Bakan Nebati, sevincini şu sözlerle dile getiriyordu:
Geliyor gelmekte olan. Cumhurbaşkanımız büyük bir özgüvenle kürsüye geldi. Büyük bir enerjiyle sözünü söylüyor ve biz sözünün bitmesini bekliyoruz. Sözünü bitirdikten sonra anında telefonlara takır takır dövizin düştüğü mesajları gelmeye başlıyor. Bu kadar hızlı düşmesini beklemiyorum. Yerimde duramıyorum. Kıpır kıpırım. Ben ‘ya arkadaşlar biz bir şey yaptık mı' dedim. Onlar, ‘yok efendim' dedi. O harika, muhteşem bir şey…"
20 Aralık tarihinin hayatının gecesi olduğunu söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı daha sonra yaptığı bir konuşmada ise "En kötü ihtimalle döviz sabit devam edecek. Hazineye olan etkisini söylüyorlar. Etkisi çok düşük. Niye çok düşük? Bunlar bekliyorlar dolar kuru 20-25 lira olacak. Bilerek yayıyorlar. Niye olsun? Zaten Türk lirası şu anda en zayıf durumda, gideceği bir yer yok. Vatandaş rahat olsun" ifadelerini kullanacaktı.
Bu açıklamanın üzerinde bir yıl geçti. Bakan Nebati'nin bu sözleri dile getirdiği 23 Mart 2022'de 1 dolar 14 liraydı.
"En zayıf durumda" TL bir yılda 6 lira daha değersizleşti. "Artmaz" denilen dolar ise 19,20'yi aştı. Euro, sterlin ve altın da sürekli rekorlar tazeliyor.
KKM'nin işe yaramadığı netleşti
Bu yükselişi engellemek için yürürlüğü konulan KKM'nin de işe yaramadığı netleşti.
Zira ilk başlarda konulan faiz üst limiti kaldırıldı. Resmi Gazete'de yayımlanan karar göre KKM hesaplara uygulanacak asgari faiz oranı, politika faizi oranında olacak ama üst limiti olmayacak.
Faiz oranını bankalarla hesap sahipleri arasında serbestçe belirlenecek.
Başından beri KKM hesaplarının getirdiği kâr ve zarar meselesi tartışma konusu oldu.
Hükümet, bu yöntemle dövizin yükselişinin frenlendiğini böylece liranın değerinin daha fazla düşmesine engel olunarak Türkiye'nin büyük zarardan kurtarıldığını savunurken, muhalefet de kamu maliyesine çok büyük yük getirdiğini görüşünde.
Kimi ekonomistlere göre 2022 yılı için bu yük 180 hatta 200 milyar Türk lirasını geçti.
"Faize tavan getirilerek bankalara ucuz kaynak sağlandı"
Ekonomi yazarı Alaattin Aktaş, karar tepkili olan isimlerden biri.
Sosyal medya hesabından "KKM'de faiz tavanı uygulamak biraz(!) maliyetli olmadı mı" sorusunu yönelten Aktaş, "Faiz tavanı hiç uygulamasaydı geçen yıl hazine ve MB'nin ödediği 181,5 milyar liranın belki yarısı tasarruf edilecekti. Ama faize tavan getirilerek bankalara ucuz kaynak sağlandı, faiz de güya düşük tutulmuş oldu" paylaşımında bulundu.
KKM'de faiz tavanı uygulamak biraz(!) maliyetli olmadı mı?
— Alaattin Aktaş (@Alaattin_Aktas) March 31, 2023
Faiz tavanı hiç uygulamasaydı geçen yıl Hazine ve MB'nin ödediği 181.5 milyar liranın belki yarısı tasarruf edilecekti.
Ama faize tavan getirilerek bankalara ucuz kaynak sağlandı, faiz de güya düşük tutulmuş oldu.
"Millet üzerinden vahşi deney yapıldı"
Bankacılık ve Finans piyasaları alanında 29 yıllık iş deneyimi bulunan Kerim Rota da KKM'de üst sınırın kaldırılmasının söz konusu politikanın resmen iflası olduğu görüşünde:
"Aralık 2021'de KKM ilanı, devletin Erdoğan'ın akıl dışı ekonomi politikalarına kefil edilmesiydi. Geçen yıl bu kefalete 200 milyar TL ödedik. Millet üzerinde vahşi deney yapıldı. KKM'de üst sınırın kaldırılması bu politikaların resmen iflasıdır. Tasfiye kurulu da 14 Mayıs'ta."
Aralık 2021'de KKM ilanı, devletin Erdoğan'ın akıl dışı ekonomi politikalarına kefil edilmesiydi.
— Kerim Rota (@kerimrota) March 31, 2023
Geçen yıl bu kefalete 200 Milyar TL ödedik.
Millet üzerinde vahşi deney yapıldı.
KKM'de üst sınırın kaldırılması bu politikaların resmen iflasıdır.
Tasfiye kurulu da 14 Mayıs'ta. https://t.co/gqm9cfFS6l
Kararın artan döviz talebi ve yükselen kurlar nedeniyle alındığı bilinen bir gerçek.
Peki KKM'de üst sınırının kaldırılması gizli faiz artışı anlamına mı geliyor?
Ekonomistler, yeni uygulamanın amacını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Seçimlerin yaklaşması nedeniyle oluyor"
Eski Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hurşit Güneş, yeni uygulamanın bankacılık sisteminde daha yüksek faiz artışını desteklenmesi anlamına geldiğini söyledi.
Son 15-20 günde döviz kurunda yavaş ama sürekli yaşanan artışla Türk lirasının değer kaybettiğini aktaran ekonomist Güneş, "Bunu piyasada oyunculara sorduğum zaman herhalde ihracatçıların kurla ilgili şikayetleri cumhurbaşkanına ulaştı, o da Merkez Bankası'na (MB) ‘kurun gevşemesine biraz müsaade edin' diye bir talimat verdiği yorumu yapıyorlardı. Ancak bunun böyle olmadı anlaşıldı" diye konuştu.
Sabah Merkez Bankası'nın yeni kararıyla karşılaştıklarını hatırlatan Güneş, "Açıklama şunu gösterdi ki aslında dövizdeki hareketlilik MB'nin kendi isteğiyle değil, bir süredir ithalatçıların talebi yahut seçimlerin yaklaşması nedeniyle oluyor" dedi.
"Daha yüksek bir faiz artışının desteklenmesi demektir"
Kurdaki hareketin MB'nin iradesi dışında piyasadaki döviz dengesinin bozulması nedeniyle ortaya çıktığını ifade eden Güneş, devamında şunları kaydetti:
"Verilen son karar da Merkez Bankası'nın bunu engelleyemediği, gücünün yetmediği görülüyor. Bu konuda yeni bir düzenlemeyle bankaların daha yüksek bir faiz vererek dövize yönelmeyi engellemeye çalışmasıdır. Bu doğrudan MB'nin değil ama bankacılık sisteminde daha yüksek bir faiz artışını desteklemesi demektir."
"Devletin sırtındaki yük daha da artacak"
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz da yeni kararla her durumda devletin sırtındaki yükün daha da artacağı görüşünde.
Döviz üzerindeki baskının arttığı ve özellikle seçim öncesi piyasada bir çalkantının oyları etkileyeceği için söz konusu kararın alındığına değinen ekonomist Yılmaz, "Bundan dolayı bir ön almak amacıyla şimdiden bunun için hazırlık yapıyorlar. Böylece faizleri yükselterek insanları döviz almaktan çok kur korumalı mevduata gidecek çünkü hem daha yüksek faiz alabiliyorlar hem de kur kontrolden çıkıp arttığında da ona karşı koruma da sağlıyor" değerlendirmesinde bulundu.
"MB ve piyasa faizleri arasındaki makası daha da açacak"
Her durumda uygulamayla kamunun üzerindeki yükün çok daha artacağına vurgu yapan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu gizli bir faiz artışı anlamına geliyor. Bu doğrudan Merkez Bankası faiziyle piyasa faizleri arasındaki makası daha da açacak. Bu politikayı seçime doğru sürdürmek zorlaşıyor. Ama seçim yaklaşırken piyasalarda herhangi bir çalkantıyı yaşamamak için çünkü oy anlamında maliyeti çok yüksek olduğu için hükümet ön alıyor. Bununla döviz üzerindeki baskının azalmasını bekliyor. Bu da KKM yükünü artıracaktır. Eğer kur önümüzdeki 3 ayda ciddi bir artış yaparsa kamuya olan maliyet de artacaktır."
"Açık bir faiz artışıdır"
Eski hazine müsteşarı ve DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Çanakçı da "kararın açık bir faiz artışı" olduğu görüşüne katılanlardan.
İlk çıkışından itibaren KKM'ye karşı olduklarını ve bunu doğru bulmadıklarını ısrarla tekrarladıklarını kaydeden Çanakçı, "Hazinenin dibine konulmuş bir dinamit olduğunu, maliyetinin çok ağır olacağını, kur farkı yoluyla bütçeye vatandaşın sırtına çok ağır bir yük geleceğini söyledik ama dinlemediler" yorumunda bulundu.
2022'deki veriler tam bilinmemesine rağmen 180 milyar liranın üzerinde KKM için kamudan kaynak aktarıldığının altını çizen Çanakçı, "Ancak buna rağmen kur üzerindeki baskıyı kontrol etmek mümkün olmadı. Çünkü kontrol ancak makul politika, tutarlı, gerçekçi ve akılcı politika, dış dengeyi istikrara kavuşturarak, makul düzeylere indirerek sağlanabilir" şeklinde konuştu.
"Hükümet hiçbir zaman faizi düşürmedi"
Hükümetin akılcı politikalar uygulamak yerine KKM gibi maceralar üzerinden yapmaya çalıştığını belirten Çanakçı, sözlerini şöyle tamamladı:
Şimdi gelinen noktada kurdaki baskıyı kontrol edemeyeceklerini anlayınca faizleri fiili olarak artırılması anlamında sınırı kaldırdılar. Daha önce bütçeden kur farkı adı altında faiz ödemesi yaparak bu işi götürmeye çalışıyorlardı, şimdi ise faizleri serbest bıraktılar. Zaten hükümet hiçbir zaman faizleri düşürmemişti. Bu son karar örtülü faiz artırımı değildir, bu açık faiz artırımıdır."
© The Independentturkish