Amerika Birleşik Devletleri (ABD) resmi görevlilerin kullandığı cihazlarda TikTok uygulamasını yasakladı.
Geçen yılın sonunda güvenlik politikasını değiştiren ve kullanıcı verilerinin Çin'den görülmesinin önünü açan TikTok'u artık ABD'li devlet memurları kullanamayacak.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Peki, ABD'nin bu kısıtlamasının şifreleri neler?
"İstihbaratın yüzde 80'i açık kaynaklardan"
Güvenlik Uzmanı Kadir Kıvam, sosyal medyanın kitleler üzerindeki etkisinin tartışmasız bir gerçek halini aldığını söyledi.
Yüzlerce farklı sosyal medya platformunun kullanıcılara dair milyarlarca baytlarda veri sakladığını belirten Kıvam, "Günümüzde istihbaratın yüzde 80'inin açık kaynaktan toplandığını da varsayıyoruz. Sosyal medya istihbaratı dediğimiz yeni bir disiplin oluşmuş halde. Bu vasıta, bu alanda çalışanlar için önemli bir haber toplama kaynağı" dedi.
Bilgilerin üç farklı kategoride sosyal medyadan elde edilebildiğini ifade eden Kıvam, "Kişilerin kendi profilleri hakkındaki genel bilgiler, doğum tarihleri, nerede yaşadıkları, o anki adres ve telefon bilgileri gibi farklı varyasyonlarda veriler elde edilebiliyor. Diğer yandan bu kişiler kimlerle iletişim halinde, hangi platformlara üyeler, hangi grupları takip ediyorlar ve buna bağlı olarak da bu kişilerin ideolojik görüşleri neler olabilir, toplumda nelere önem veriyorlar gibi toplum üzerindeki etkiye sahip olabilecek verileri elde edilebiliyor. Son olarak daha teknik boyuttaki verileri ulaşım mümkün. Örneğin paylaştığınız bir fotoğrafın çekildiği cihazın bilgisi ya da GPS bilgisi açıksa bu fotoğrafın çekildiği tam koordinat gibi verilere ulaşılabiliyor" diye konuştu.
"Veriler hangi maksatla kullanılıyor?"
İstihbarat servislerinin bu verileri temelde iki maksatla kullandığını vurgulayan Kıvam, şunları söyledi:
"Bunlardan ilki doğrudan hedef odaklı bir operasyon gerçekleştirmek. Yani bir kişi hakkında geniş çaplı bir profilleme çalışması yapmak ve buna bağlı olarak da aslında insan istihbaratı vasıtalarını kullanarak ‘elemanlama' gibi farklı faaliyetleri yürütmek. Çin'in bu tarz faaliyetler yürüttüğü hem İngiliz hem ABD gizli servislerinin yıllardır yayınladığı raporlarda mevcut. İkinci tarafı ise sosyal medyada algı operasyonları yönetmek üzerine gerçekleştirilen faaliyetler. Bu sadece istihbari bir operasyon gibi değil aynı zamanda pazarlama faaliyeti olarak da değerlendirilebilir. Çünkü pazarlama ve reklamcılık şirketleri de aktif olarak bu faaliyetleri yürütüyorlar. Temelde hangi hedef kitleyle iletişime geçmelisiniz", "bu kişiler nelere paralel olarak sizin fikrinizi benimseme eğilimi gösterebilir" gibi daha karmaşık ve davranış bilimlerini ele alan çalışmaları yürüterek faaliyetlerin gerçekleştirilmesi mümkün oluyor."
ABD'nin TikTok yasağında bazı istihbari kaygıları olduğunu aktaran Kıvam, yasağın genel çerçevesinin kamu çalışanları için geçerli olduğunu kaydetti ve istihbarat çalışanı olup belli sebeplerden dolayı bu uygulamayı kullanması gereken kişilerin özel izinle TikTok'u kullanmaya devam edeceklerini hatırlattı.
"Politik sebeplerle ilişkili"
"İstihbari kaygıların mümkün olduğunu görebiliyoruz fakat bunun bir de politik tarafına bakmamız gerekiyor" diyen Kıvam, "Çin'in son 10 yılda gerçekleştirdiği politikalar ve Amerika için Çin'in tehdit aktörü olması, ticari ilişkiler noktasında Çin'i tehdit olarak algılamaları, Çin'in hızlı boyutlardaki gelişmesi gibi nedenler var. Bundan dolayı ABD ve Batılı devletler öteden beri Çin'i kısıtlama ve bir nevi boğma stratejisi izliyorlar. Aslında TikTok yasağının tamamen politik sebeplerle ilişkili olduğunu düşünüyorum. Nitekim TikTok'un topladığı verileri WhatsApp da Facebook da Twitter da topluyor. Baktığımız zaman TikTok özel bir şirket ve yatırımcılar arasında Batılı şirketler de var. Amerika'nın bunu yasaklıyor olmasına Çin'in tıpkı bir işte ticari ambargo uygulandığında verecek olduğu tepkiyi vermesi çok da beklenebilir bir senaryo değil. Burada Amerika'nın ve Batılı devletlerin bu kararı sonrasında bu devletlerde yer alan sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü faaliyetlerdeki Çin etkisini görmemiz mümkün olabilir. Bazı örgütler bu konuda açıklamalar yaptı ve sosyal medyada kampanyalar başlatıldı" değerlendirmesinde bulundu.
Sıradan kullanıcılar ne yapmalı?
Kıvam, sıradan bir sosyal medya kullanıcısının istihbarat operasyonlarına karşı nasıl önlemler alması gerektiğini şu sözlerle anlattı:
"Özellikle dezenformasyon etkili bir araç olarak kullanılıyor. Standart bir kullanıcı, servis edilmiş herhangi bir haberi, siyasi görüşlerinden, inançlarından bağımsız olarak değerlendirmeli. Diğer önemli bir husus kişiler kendi özel hayatlarına dair bilgileri çok fazla paylaşmamalı. Günümüzde aslında en temel sorunlarından bir tanesi bu. Kendi özel hayatlarımıza dair çok fazla bilgiyi sosyal medya platformundan sürekli olarak paylaşıyoruz. Kişiler teknik anlamda da güvenliklerinin sağlayabilmeli. Bir şifre genelde birden fazla platformda kullanılıyor. Hesap güvenliğine dikkat etmemiz gerekiyor."
© The Independentturkish