6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin yaraların sarılma faaliyetleri devam ederken normale dönüş için de adımlar atılıyor.

Spor müsabakaları o adımlardan biri olsa da son dönemde yaşananlar, gündemi meşgul etmeye devam ediyor.

Geçen hafta sonu erteleme maçlarıyla başlayan süreçte Fenerbahçe ve Beşiktaş tribünlerinden başlayan "hükümet istifa" tezahüratları dalga dalga yayılıyor.

Kulüpler, siyasiler ve Kulüpler Birliği Vakfı'nın tepki gösterdiği sloganlar sonrası Fenerbahçe'nin Kayserispor'a konuk olacağı müsabaka öncesi getirilen "deplasman yasağı" kararı gerilimi daha da tırmandırıyor. 

Kayseri İl Güvenlik Kurulu'nun aldırdığı karara itiraz eden Fenerbahçe Kulübü, "yürütmeyi durdurma" kararı çıkartsa da istediği sonuca ulaşamadı.

Yapılan itiraz sonrası Kayseri 2. İdare Mahkemesi, "yürütmeyi durdurma" ara kararını kaldırarak sarı-lacivertli taraftarların Kayseri'de yer almasının önüne geçti.

Seyircilere men yasağı

Sadece deplasman yasağı değil, tribünlerde yer alarak bu tezahüratı dile getiren taraftarlara da ceza geldiği belirtiliyor.

Fenerbahçe Kulübü, "hükümet istifa" sloganı atan taraftarların "seyirden men" edilmesi kararı için hukuki destek verileceğini duyurdu. 

Öte yandan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, düzenlediği basın toplantısında alınan karara sert tepki gösterdi.

Yasaklar sloganların önüne geçemedi

Tüm bu yasaklar ve siyasilerin açıklamaları, tribünlerde yükselen "hükümet istifa" tezahüratlarına engel olmuyor.

Hafta içi oynanan ve TRT Kurdî'de yayınlanan Batman Petrolspor-Siirt Spor maçında yine aynı slogan yükseldi.

Dün oynanan Fenerbahçe-Bologna basketbol maçında ve Göztepe-Boluspor maçlarında da "hükümet istifa" sesleri yankılandı.

"Seyirden men veya deplasman yasağı uygulanması hukuka aykırı"

Spor hukukçusu Aysu Melis Bağlan, deplasman yasağı ve seyirden men kararlarını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

Deplasman yasağı getirilmesini yorumlayan Bağlan, "Ne yazık ki bu uygulamaların tamamının hukuki olduğunu söyleyemeyiz" dedi. 

Bağlan, taraftarlara verilen yasaklarla ilgili, "Seyirden men veya deplasman yasağı uygulanması hukuka aykırı" diye konuştu.

Aysu Melis Bağlan / Fotoğraf: Independent Türkçe

"'Anayasada ifade özgürlüğü' var, hükümeti eleştirmek deplasman yasağına sebebiyet vermez"

Verilen yasakların Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na aykırı olduğunu savunan Bağlan, şu ifadeleri kullandı:

Bununla ilgili yasal dayanak aslında hiçbir özel kanunda (6222, TFF Disiplin Talimatı) yok. Anayasanın 26. maddesi uyarınca herhangi bir fikri tek başına veya toplu olarak yaymak, uygulanması için anlatmak hukuka aykırı değil. Çünkü ifade özgürlüğümüz var. Ve hükümeti eleştirmek şu an çirkin ve kötü tezahürat kapsamına veya deplasman yasağına sebebiyet vermez. Apar topar 'ortalığı toplayalım' enerjisini çalıştırmaya da hukuki olarak yetmiyor. Dolayısıyla bunun hiçbir yasal karşılığı yok."

"Belli ki devamı da gelecek"

Deplasman yasağı veya çirkin, kötü tezahürattan bazı disiplin sevkleri olduğuna ve Beşiktaş-Antalyaspor maçında bunun örneğinin yaşandığını aktaran Bağlan, "Belli ki devamı da gelecek. 'Çirkin ve kötü tezahürat' normalde FDT'nin 53. maddesidir. Madde sadece 'futbolun marka değerini, saygınlığını zedelemek' hatta 'TFF yönetiminin rencide edilmesi'ne kadar ilerletilebilir" şeklinde görüş belirtti.

"Bireysel hak gaspları söz konusu, 'Kendim hallederim' diye düşünmesinler"

Taraftarlara bireysel olarak getirilen seyirden men yasaklarında yapılması gerekenlere de değinen Bağlan, şöyle konuştu:

Bireysel olarak büyük hak gaspları söz konusu olacak. 'Kendim hallederim, 'Bir dilekçeyi kopyalayıp yapıştırırım' diye düşünmesinler. Seyirden men ile ilgili 6222 sayılı kanun devreye giriyor. Hemen herkesin gördüğü spor şube, spor büro yelekli polisler bu tip tezahüratlarla alakalı stadyumlarda çekim yaparak kişileri tespit etmeye çalışıyorlar. Bu artık sosyal medya üzerinden tüm kamuoyunun da malumu oldu. Dolayısıyla 6222 sayılı yasadan kaynaklanan 'seyirden men' kendilerine tebliğ edilecektir. Hiç gecikmeden, tebligattan kaçmadan işlemlerini sürdürmelerini tavsiye ediyorum. 

"UEFA veya FIFA'dan direkt bir yaptırımdan bahsedemeyiz"

Seyirden men veya deplasman yasaklarında UEFA veya FIFA'nın alabileceği tutum hakkında da bilgi veren Bağlan, "Direkt bir yaptırımdan bahsedemeyiz. Fakat bu durum ne yazık ki böyle hukuksuz şekilde devam ederse yıllardır birçok konuda olduğu gibi kanaat notumuz oldukça düşecek. Türkiye'nin 'demokratik ve ifade özgürlüğüne uygun' uygulamaları giderek azaldığı ve artık spor da bunun içine girdiği için 'tavsiye' niteliğinde bir karar veya bir 'basın bülteni'yle karşılaşabiliriz. Yaptırım gelmez fakat bu tip olaylar oldukça Türkiye'nin uluslararası itibarı düşecek. Üstüne sosyal, siyasal ve ekonomik sebepler de eklendiğinde 'masadan siliniyoruz' diyebiliriz" yorumunda bulundu. 

"30-40 bin kişinin aynı duyguyu hissettiği alanların elimizden alınmasının hiçbir kazananı olmaz"

Verilen bu tip kararların yansımalarını da değerlendiren Bağlan, sözlerini şöyle noktaladı:

'Devlet' ve 'hükümet' ayrımının geldiği bir ortamdayız. Herkes, kelimelerini her zamankinden daha bilinçli kullanmaya başladı. Bunun kazananı en azından hiçbirimiz olamayacağız. Her birimizin kendimizi ifade etmeye ihtiyacı var. Stadyumlar yaşayan müzelerdir. 30-40 bin kişinin aynı anda sevindiği, üzüldüğü, aynı duyguyu hissettiği alanlar artık çok kısıtlı. Bu alanların da elimizden alınması açıkçası hoş duygular hissettirmeyecektir ve hiçbir kazananı olmayacaktır.