İYİ Parti lideri Meral Akşener’in Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleriyle bir toplantı gerçekleştireceğinin duyurulmasından hemen sonra başlamıştı aslında "İYİ Parti masadan kalkıyor" dedikoduları kulislerde.
14:00-15:00 arası süren GİK toplantısı sonrası kameralar karşısına geçen Akşener, "İYİ Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmıştır" diyerek başladığı konuşmasını net bir şekilde "masadan kalktık" diyerek bitirmedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ancak "Altılı Masa artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’ı "ateşten gömleği giymeniz gerek" diyerek göreve çağırdı, hatta İstiklal Harbi mücadelesinden örnek vererek belki de başka bir "kıskaçta" bıraktı.
"Millet, Yavaş ya da İmamoğlu’nu istiyor, ama şahsi hırslar Türkiye'ye tercih ediliyor" dedi ve hem Meral Akşener hem İYİ Parti için "Ya herro ya merro" süreci başladı.
Ve bu süreç, sadece birkaç gün sürebilir.
Zira, altılı masanın 14’üncü toplantısı 6 Mart pazartesi günü ve bu toplantıda, ortak adayın açıklanması bekleniyordu.
Akşener, bir nevi bugünkü çağrısı için masadaki diğer partilere birkaç gün tanıdı ki biz bunu, CHP'nin ya da Gelecek Partisi'nin, kurmaylarını olağanüstü toplamasından da görüyoruz.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun açıklamalarına göre İYİ Parti, masanın diğer beş ayağına pazartesiye kadar süre vermiş durumda.
"Top onlarda"
Basın mensuplarına konuşan Ağıralioğlu da açık açık "masadan kalktık" demedi, yıllardır değişmeyen "kazanacak aday" tekliflerini yineleyeceklerini söyledi.
Independent Türkçe’nin "Pazartesi Meral Hanım masada olacak mı" sorusuna "Aday hakkında 'altı kişinin mutabakatı’ deniyordu ancak beşin mutabakatı var, biri yok. Biz masaya diyeceğimiz demiş olduk masa şimdi ne diyecek ona karar vereceğiz. Pazartesi günü, 'Merkez Karar Yönetim Kurulu’nun kararı budur’ diye masaya sunabiliriz. Top onlarda olacaktır" yanıtını verdi.
Ağıralioğlu, diğer beş partiden gelecek yanıta göre hareket edecekleri konusunda çok netti. Masanın toplu kararını duymamız için en yakın tarih, 6 Mart olduğu için, "İYİ Parti, resmi olarak birkaç gün daha masada" demek yanlış olmaz.
"Cevaba göre hareket edeceğiz"
Peki diyelim ki, diğer beş parti "Biz Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile devam ediyoruz" dedi. O zaman ne olacak? Akşener, kendisi cumhurbaşkanı adayı olacak mı misal?
Independent Türkçe’nin bu sorusuna da "Biz cevaba cevaplarla gideceğiz. Soruya verilen cevaplarla yürüyeceğiz" şeklinde yanıt verdi Yavuz Ağıralioğlu.
"Partisinin adayını değil milletinin adayını temsil eden tarafı konuşuyoruz" diyen Ağıralioğlu, "Yani biz partimizin bir adayı olsa ve bu işleri o aday lehine yürütüyor olsak bugün bunları konuşamazdık. Biz demokrasi lehine, millet lehine, ümit lehine konuşan tarafız. Masada bizim teklifimize cevap verecek olanların cevabının mahiyetine bakacak İYİ Parti. Aynı zamanda o cevabı millete de takdim edecek" açıklamasını yaptı.
"Plan yaparak değil kalbimizle gidiyoruz"
Gazetecilerden gelen "B planınız nedir?" sorusuna ise oldukça "romantik" bir cevap geldi Ağıralioğlu’ndan:
Plan yaparak değil kalbimizle gidiyoruz. Biz bundan sonraki süreci bugüne kadar geldiğimiz gibi kalbimizle taşıyacağız. Planla değil.
Belki Türk milleti için plan yapılacak. O planı devletin yapmasını istiyoruz. Biz, plan yapabilen bir devleti vücuda getirmek için milletin ümidini yönetmeye çalışıyoruz. Partisi için, milleti için plan ve program geliştiren bir iradeyi temsil ediyoruz. Satranç oynarken parti lehine değil millet lehine olana bakacağız.
Sahada duydukları aday isimlerini teklif ettiklerini yineleyen İYİ Parti Vekili, "Masaya sahada neyin duyulduğunu bir kez daha tekrarlamış olduk. Şimdi buna nasıl mukabele edilecek. Bu mukabele edilirken neye istinaden edilecek. Yani buna ne cevap verilecek. Cevap verilirken nasıl izah edilecek bu pozisyon. O verilen cevabı, milletimize de partimize de tabanımıza da emanet edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Partisinin adayını değil, milletinin umudunu konuşan partiyiz biz"
"Memleketimiz adına kurduğumuz hayallerle ilgili iddialarla ilgili yürüdüğümüz yolla ilgili bir milimlik oynama yok" diyen Ağıralioğlu, "Bize hiç kimse 'daha önce böyle demiyordunuz’ diyemez. Daha önce söylediğimiz her şeyi aynı inanç, kararlılık ve ilkelerle söylemeye devam ediyoruz" açıklamasını yaptı.
İYİ Parti’nin 3-4 yıldır devam eden süreç içerisinde demokrasinin güçlenen ümidini temsil ettiğini vurguladı Yavuz Ağıralioğlu ve masanın geri kalanına şu eleştiriyi getirdi:
İktidara "sağırsınız, duymuyorsunuz, milleti anlamıyorsunuz" diye kızanların, milleti duymak ve anlamak mecburiyeti vardır.
Meral Hanım'ın üstüne basa basa söylediği şey "duyan, dinleyen ve milletin sesine tercüman olan partiyi temsil ediyoruz biz". Partisinin adayını değil, milletinin umudunu konuşan partiyiz biz.
Kazanacağına dair, sokakta, çarşıda meydanda ismi en çok zikredilenlerin göreve davet edildiği, tarihi bir gün bugün.
Bu, hepimizin vatanı, hepimizin demokrasisi, hepimizin cumhuriyeti, hepimizin korumak zorunda olduğu devleti, hepimizin çocuklarının umudu, hepimizin ceddinden bize kalmış mirası.
Hepimizin korumak zorunda olduğu bir mesuliyet. Bu mesuliyeti alan da İYİ Parti. Kendi siyasi iradesini ve vizyonunu değil, memleketin umudunu güçlendiren tarafı temsil ediyor.
Beş paydaş Kemal Kılıçdaroğlu’nu söylüyor. Biz altıncı paydaş olarak diyoruz ki millet kazanacak aday diye bu iki belediye başkan adayını önemsiyor. Bu sesi duyun.
"'Ben bana yönelen bunca ümidi kendi siyasi irademle boşa düşürüyorum' mu diyeceksiniz?"
İYİ Parti İstanbul Milletvekili, 6 Mart’la ilgili olarak "Kabul görmeyen iradenin ne dediğini dinleyeceğiz. Bunu kabul etmiyorsanız, milletinize ne diyeceksiniz. İYİ Parti’nin masaya teklifini, demokrasiye ve cumhuriyete teklifini, ümide teklifini siz ne diye savuşturacaksınız. Onu dinleyeceğiz. "Ben ümide bakmıyorum. Ben sahaya bakmıyorum. Ben milleti duymuyorum. Ben bana yönelen bunca ümidi kendi siyasi irademle boşa düşürüyorum" mu diyeceksiniz yoksa duyacak mısınız, ona bakacağız" değerlendirmesini yaptı.
Ağıralioğlu’ndan İBB ve ABB Başkanlarına: Herkes bu kantarda, herkes vazifesiyle imtihanda
Bir gazetecinin "İBB ve ABB Başkanları sizi duymazsa ne olacak?" sorusuna ise Yavuz Ağıralioğlu, "Başkanların ne diyeceklerine bakacağız. Demokrasi böyle bir mücadele alanıdır. Milletine yakın olan, milletini duyan, milletiyle yürüyen, milletine umut verenlerin yürüyeceği yoldur. Bakalım kim milletiyle yürüyecek, kim umudu güçlendirecek, kim demokrasiden ve gelecekten yana olacak. Herkes aslında bu kantarda herkes vazifesiyle imtihanda" dedi ve ekledi:
Genel başkanımızın "vazifeye çağırılıyorsunuz" ihtarının altında olan şey şu: Türk milletine, Türk devletine, Türk bayrağına, Türk vatanına ve bu topraklara aitim diyen herkes Türkmeni, Kürdü, Alevisi, Sünnisi, dindarı, laiki, moderni, gelenekselcisi, kimimiz varsa vatan bizim, devlet bizim, bayrak bizim, diyen herkes aynı derecede mesuldür.
Biz mesuliyetimizin gereğini yapıyoruz. Herkesi de bu mesuliyet alanına çağırıyoruz.
Tarih yazacak olanlarla, tarih olacak olanlar arasında mücadele. Genel Başkanımız tarih yazacak tarafta durmaya gayret ediyor.
Tarih yazacak olanlar, mesuliyete, tarih olacak olanlar da mesuliyetten kaçmaya sıkıştı.
© The Independentturkish