T24 yazarı Tolga Şardan, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremin yaşandığı ilk anlarda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun askerin afet bölgesine çıkmasını istemediği iddiasını köşesine taşıdı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Şardan, bugünkü yazısında depremin ilk anlarından itibaren yaşananların kısa bir özetini okuyucuları ile paylaştı:
* Tarih: 10 Şubat. Depremin yarattığı tabloyu görmek için Adıyaman'a giden Erdoğan, devletin zamanında müdahale edemediği itiraf etti adeta:
"Müdahaleleri istediğimiz hıza ulaştıramadık. Depremin yıkım etkisi 10 il ve 500 km'lik alana yayıldığı için işimiz maalesef çok zor oldu. Buna bir de bölgedeki kamu görevlilerinin kendisinin ya da ailesinin yıkım altında kalması eklenmiştir. Bölgede sert bir kış yaşanıyor olması da bir diğer engel olarak önümüze çıkmıştır. Yolların bir kısmı da ciddi bir trafik yüküne maruz kalmıştır."
* Tarih: 15 Şubat. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından AKP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantının ana gündemi depremdi.
* Tarih: 17 Şubat. Toplantının ardından, Erdoğan'ın depremin ilk 48 saatinde yaşanan aksaklıklar için, "Bunun hesabını tek tek soracağım" dediği bilgisi kulislere yansıdı. Cumhuriyet'ten gazeteci Selda Güneysu, bu bilgileri haberinde paylaştı.
* Tarih 17 Şubat: AKP içinden elde edilen bu önemli bilginin kamuoyuna yansıdığı günün akşamında İçişleri Bakanı Soylu, katıldığı televizyon programında şu değerlendirmeyi yaptı:
"3 - 4 yıldır Türkiye, 99 depreminden itibaren deprem hazırlıklarını sürdürüyor. Devletin gücünün nasıl olabileceğini ortaya koymaya çalışıyor. Bizim hazırlığımız İstanbul depremiydi. Fakat Kahramanmaraş hattı da bizim için önemli alanlardan bir tanesiydi."
Soylu, depremin hemen ardından bölgeye neden müdahale edilmediğine yönelik eleştirileri "Havalimanlarının kapalı olması, telefonların çekmiyor olması, hava şartlarının ciddi şekilde etkilemesi, evet bir zaman diliminde alana ulaşmayı zorlandırdı" sözleriyle yanıtladı.
* Tarih: 19 Şubat. Depremde yaşanan süreci kontrol etmekle görevlendirilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk anından itibaren AFAD Merkezi'nde olduklarını söyledi. Oktay, "Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, ilk andan itibaren, 04.17'den itibaren buradaydık" dedi.
* Tarih: 20 Şubat. Kamuoyunda artan tepkiler üzerine bu kez devreye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar girdi. Akar, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Saat 05.00 itibarıyla Genelkurmay Başkanı Orgeneral Güler ve Kuvvet komutanlarından bilgi aldım. Bilgileri aldıktan sonra Saat 05.10'da sayın Cumhurbaşkanımızı arayarak TSK ile ilgili ilk raporları sunduk. Aldığımız ilk bilgilere göre, Hatay'da bir binamızın yıkılıp 3 erimizin şehit olduğu haberini kendilerine sunup, Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı ile Hatay'a hareket edeceğimizi kendilerine arz ettik. Uygun buldular ve bu çerçevede çalışmalarımızı sürdürdük. Deprem bölgesinde yer alan 2. Ordu Komutanlığı birlikleri, valilik ve AFAD ile koordineli olarak saat 06.00'da Kahramanmaraş, Malatya ve İskenderun'da arama kurtarma çalışmalarına başlandı. Çalışmalar kapsamında saat 07.00'de iki askeri ambulans uçağı da Etimesgut'taki askeri havaalanında hazırdı."
“Bu takvimlemeye bakıldığında; deprem sürecinin yönetilmesiyle birlikte AKP içinde de ciddi ‘fay kırılmasının’ yaşandığı anlaşılıyor” diyen Şardan, şunları kaydetti:
Yansıyan bilgiler ve açıklamaları "sıradan" olarak görmemek lazım. Hepsinin AKP içindeki siyasi kırılmayı gösteren işaretleri var.
Fotoğrafa bakalım:
* AKP kulislerinden yansıyan bilgiye göre; Erdoğan, ilk önce Fuat Oktay ile görüşerek "AFAD'ın süreci tek başına götüremeyeceğini belirterek askerin görev başına geçmesi" talimatını verdi.
* Ardından MSB Akar ve İçişleri Bakanı Soylu ile Ankara'daki AFAD merkezinde bir araya gelen Oktay, her iki bakana Erdoğan'ın talimatını iletti.
* Akar, talimat üzerine askerin sahada koordine edilmesini sağlayan hazırlıklarda bulundu. O sabah yapılan hazırlıklara 20 Şubat'taki açıklamasında yer verdi.
* Ancak İçişleri Bakanı Soylu, askerin sahaya çıkmasına tepki gösterdi. Kulislere yansıyan iddialara göre, "Askeri niye karıştırıyorsunuz, AFAD'ın sorumlusu benim" mesajını Oktay'a aktardı. Bu arada Akar ile Soylu arasındaki ilişkilerin geçmişte yaşanan bazı olaylar sebebiyle "limoni / gergin" olduğunu ekleyeyim. (Burada CHP grup Başkanvekili Özgür Özel'in, askerin yeterli ve etkili ölçüde afet bölgesinde sahada olmamasını eleştirirken, "Soylu'nun 'bir şekilde hallederiz' mantığıyla 'askeri sahaya sürelim' talebine itiraz ettiğini, sürülmüşlerin bir kısmının geri çağrıldığını" söylediğini ve "Askeri sahaya sürmemesi 'Askere sığındı' dedirtmemek için midir? Bir ihtimal 'darbe paranoyası' diyorlar, bundan mıdır, başka bir sebebi mi vardır, cevaplayacak olanlar Hulusi Akar'dır, Ömer Çelik'tir, Tayyip Erdoğan'dır" dediğini hatırlatayım).
* Yaşanan trafiğin sonrasında AFAD sahaya çıkarken, TSK, göreve hazır halde ilk gün "sadece" bekledi.
* Depremin yarattığı tahribatla birlikte AFAD'ın ilk müdahalede yetersiz kalmasının verdiği sıkıntı sebebiyle deprem bölgesinden ve kamuoyundan başlayan sert eleştirilerin akabinde TSK, ikinci gün sahaya çıktı.
* Erdoğan, bizzat Adıyaman'da gördüğü vahim tablo ve gelen bilgiler ışığında 15 Şubat'ta toplanan MYK'daki çıkışını yaptı.
* Sahada AFAD'a yönelik eleştirilerin artmasının yanı sıra Erdoğan'ın değerlendirmelerinden haberdar olan Soylu, aynı akşam televizyon programına çıkarak üstü kapalı Erdoğan'a "çalışıyorum" mesajını verdi. Diğer bir deyişle, kendisine yönelecek eleştirilere karşı ön almaya çalıştı, daha önce benzerlerinde yaşadığı gibi.
* Askerin ilk gün neden sokağa çıkmadığı ve kararda Erdoğan'ın etkili olduğu yönündeki tepkilerin yoğunlaşması Oktay'ı, 19 Şubat'taki açıklamayı yapmayı zorunlu hale getirdi. Oktay, açıklamasıyla Erdoğan'a çevrilen okların hedefinin olmadığını üstü kapalı açıkladı.
* Ertesi gün bu kez Akar konuştu. Akar da Oktay'ın açıklamalarına örtülü destek vererek, TSK'nın aslında deprem sabahında hazır olduğu bilgisini aktardı.
Ülkenin yaklaşık beşte birini yıkan ve 13,5 milyon yurttaşın zarar görmesine neden olan deprem felaketinde yaralar sarılmaya çalışılırken, AKP'de yaşanan siyasi gelişmeler böyle.
Önümüzdeki günlerde kulislere yeni bilgiler yansıyacaktır kuşkusuz. Zaman içinde kimlerin bu süreçte sorumluluğunun ne kadar olduğu daha net görülecek.
Sonuç olarak; depremin iki kez vurduğu Samandağ'ın Belediye Başkanı Eryılmaz'ın tespitine katılmamak mümkün mü?
T24