HaberTürk yazarı Sevilay Yılman, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgeye Kızılay'ın göremediğine ilişkin yazısının tepkiyle karşılandığını belirterek, "Şu dikkatimi çekti, (Kızılay Başkanı) Kerem Kınık'a enteresan bir koruma kalkanı oluşturmuş bazıları" dedi. Yılman, Kınık'ı savunan kişiler için "Sanki dersiniz ellerine hazırlanmış bir metin verilmiş" yorumunu yaptı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yılman bugünkü köşe yazısında şunları söyledi:
Depremin ikinci günü bizzat bölgeye giden ve başta Gaziantep, Kahramanmaraş ve sonrasında da Malatya’da gözlemlerde bulunan bir gazeteci olarak sahada Kızılay’ın varlığını görmediğimi yazmam inanılmaz tepkiyle karşılandı. Hele de kurumun başkanı Kerem Kınık’a istifa çağrısında bulunmam delirtti bazılarını! Umurumda mı peki? Elbette ki değil! Ben kimin ne dediğine değil, gözümle gördüğüme bakarım! Ancak şu dikkatimi çekti, Kerem Kınık'a enteresan bir koruma kalkanı oluşturmuş bazıları. Hiç sorgu sual etmeden canhıraş savunmalar, eleştiren herkese türlü hakaret ve iftiralarla saldırmalar… Sanki dersiniz ellerine hazırlanmış bir metin verilmiş... Farklı hesaplardan ama aynı cümlelerle yazıp duruyorlar.
Yılman, şöyle devam etti:
Bir de diyorlar ki mesela: "Sevilay, sen bir yalancısın! Çünkü Kızılay depremin olduğunun saniyesinde aksiyon aldı ve bunu da sosyal medya hesabından paylaştı!” Kurumun resmi hesabını inceledim. Doğru. Paylaşılanlara göre depremin hemen akabinde Kızılay’a ait yardım yüklü birkaç tırın yollara düştüğünü gösteren fotoğraflar var. Var da… Biz neden o tırları da, taşıdığı yardımları da göremedik! Hem de kasabalarda, köylerde falan da değil!
"Sağa sola kıvırmaya gerek yok çünkü Kızılay yoktu kardeşim!" diyen Yılman, şu ifadeleri de kullandı:
Bu arada beni yalancılıkla itham edenler iki gündür bir video yolluyorlar… Efendim sanatçı Suavi Hatay’da Kızılay mutfağını ziyaret etmiş ve öve öve bitirememiş… Ne zaman peki? Depremin 4. Günü! Düşünün… Yunanistan’dan, İspanya’dan, Rusya’dan ve hatta Japonya’dan yardıma gelmiş elin insanı… Kızılay da sağ olsun, bir zahmet görünmüş artık! Ha bu arada çok özel bir hikayem daha var... Annem, yeğenlerim, akrabalarım, tanıdıklarım…
Malatya’da 24 saat boyunca su, ekmek ve de akaryakıt bulamadılar. Ben İstanbul’dan telefonla çırpındım onlara yardımcı olmak için ama muvaffak olamadım. En sonunda Diyarbakır’ı aradım. Oradaki arkadaşlara yalvardım Malatya’ya ekmek, su ve akaryakıt götürün diye! Tabii o da mümkün olamadı, çünkü yollar kapalıydı. Sonunda bir arkadaşın desteği ile bir yerlerden bir bidon benzin bulundu ama şaka gibi ekmek, su bulunamadı. Soruyorum şimdi Kızılay’a kalkan olan arkadaşlara… Madem vardı depremin hemen sonrasında ve her noktasında…
Malatya gibi koca bir şehirde bile millet niye kıyamet filmlerinde olduğu gibi “Lütfen suuu, bir parça ekmekkk” diye sokaklarda yalvararak gezdi. Bütün bu söylediklerime başta Malatya Büyükşehir Belediyesi ve tüm kamu, kurumların yetkilileri şahit! İsimleri bende saklı ama ben o gün kimleri kimleri aradım ekmek, su bulunsun diye… Bana inanılmıyorsa açsınlar onlara sorsunlar. Ha buna rağmen hala söylediklerime yalan mı diyorsunuz? O zaman pes! Vallahi billahi pes!
Habertürk