Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, "İmar mevzuatına veya ruhsata aykırı yapılara verilecek yapı kayıt belgesiyle vatandaşlarımızın imar sorunlarının çözülmesidir" diyerek açıklamıştı İmar Barışı'nı.
Ve şöyle devam etmişti: Vatandaşlarımızın devletle ihtilaflı durumunu ortadan kaldırmak, imara aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı olan yapıların kayıt altına alınması yoluyla bu yapılara yasallık kazandırmaktır.
Türkiye'yi bilmeyen bir yabancı, "İmara aykırı ve ruhsatsız binaları neden kayıt altına alıyorsunuz?" diye sorsa bizim veremeyeceğimiz cevap için Bakanlık şöyle veriyor:
İmar Barışı'ndan faydalanan ve yapı kayıt belgesi alan yapılara elektrik, su ve doğal gaz bağlanabilecektir. İmar Kanunu'na göre alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen para cezaları iptal edilecektir. Yapı kayıt sahipleri kendi mülklerini ekonomik bir değer olarak gösterebileceklerdir
Bakanlık ayrıca, "depremsellik açısından yapılarda alınması gereken her türlü tedbiri maliklerin alacağını" söylüyor.
İnsanlar elektriğini, suyunu bağlayabilsin diye çıkartılan İmar Barışı, Kahramanmaraş merkezli iki deprem sonrası onbinlerce canın sebebi oldu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a göre yıkılan binaların yüzde 95'i 1999-2000 öncesi yapılar. Kurum, 11 Şubat'ta yaptığı açıklamada "2002 sonrasında yapılan yapılara baktığınızda büyük bir kısmının da sağlam olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Ailelerin, ağaç gibi devrilen enkazı başında hâlâ beklediği Hatay'ın 250 daireli lüks rezidansı Rönesans, 2013'te tamamlanmıştı.
İmar affı içerikli 23 yasa çıkarıldı
İmar affının ilk kez 1984'te uygulandığı biliniyor.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Binali Tercan'a göre 1948'den bu yana 23 adet imar affı içerikli yasa çıkarıldı. Bunlardan bazısı gecekondular, bazısı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaydı. AK Parti dönemindeki imar affı niteliğindeki düzenlemelerin sayısı ise yedi.
Türkiye'nin gördüğü son imar affı ya da imar barışı ise 24 Haziran 2018 genel seçimleri öncesi, 6 Haziran 2018 tarihinde "İmar Barışı" adı altında Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
31 Aralık 2017 tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılmış kırsal ve kentsel alanlardaki tüm yapılar İmar Barışı kapsamına alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 yılında yaptığı açıklamada "İmar Barışı ile 144 bin 556 Maraşlı, 205 bin Hataylı vatandaşımızın sorununu çözdük" demişti.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Ekim 2022'de "Ülkemizde detaylıca belirtilen imar barışı kapsamında "Yapı Kayıt Belgesi" almak için kaç kişi başvuru yapmıştır? Söz konusu başvurular neticesinde kaç kişinin başvurusu kabul edilmiştir? Ayrı ayrı belirtilmek üzere kaç konut, kaç işyeri için Yapı Kayıt Belgesi verilmiştir?" şeklinde yazılı soru önergesi vermişti.
Murat Kurum imzalı cevapta ise "İmar barışı kapsamında Türkiye genelinde 7 milyon 85 bin 969 adet bağımsız bölüm için (Konut: 5 milyon 848 bin 927 adet Ticari: 1 milyon 237 bin 42 adet) 3 milyon 109 bin 979 adet Yapı Kayıt Belgesi alındığı ve bu belgelerin 95 bin 787 adedinin usulsüz olduğu için iptal edildiği tespit edilmiştir" denilmişti.
Sekiz CHP'li vekil torba yasaya "evet" dedi
Son imar affı için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 10 Mayıs 2018 Perşembe günü açık oylama gerçekleştirildi.
550 milletvekilinden 217'sinin "kabul", beşinin "ret" oyu vermesiyle de uygulama, yasalaştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Diken'in gündeme getirdiği, kabul edenlerin arasında sekiz CHP'linin olduğu konusu bugün en fazla tartışılan konulardan.
Bu isimler Barış Yarkadaş, Engin Özkoç, Lale Karabıyık, Hüseyin Çamak, Sibel Özdemir, Musa Çam, Hayati Tekin, Kadim Durmaz.
Özkoç: Torba yasalarda beş tane iyi bir şey koyuyorlar, bir tane kötü bir şey koyuyorlar
Eleştiriler üzerine CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç bir açıklama yaparak, oy verdikleri "Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı"nın bir torba yasa olduğunu söyledi.
İmar affından yaşlı aylığının 500 liraya çıkarılmasına kadar pek çok maddenin olduğu torba yasa ile ilgili Özkoç, kamu yararı olan maddelerin de geçebilmesi için bu torba yasaya kabul oyu vermek zorunda kaldıklarını söyledi.
Özkoç, Diken'e yaptığı açıklamada konuyu "iktidarın bir taktiği" olarak tanımlayarak şunları söyledi:
Bizim baştan beri karşı çıktığımız torba yasa bu. Torba yasalarda beş tane iyi bir şey koyuyorlar, bir tane kötü bir şey koyuyorlar. Bu, Genel Kurul'a geldiği zaman, biz ona göre karar alıyoruz. Bazen o beş iyi şeyi reddetmemiz mümkün olmuyor. Çünkü toplumun yararına oluyor.
Ama kayıtlara şerh düşüyoruz, "Yanlış" diye. Örneğin, bir maddeye karşı çıkıyoruz, yanlıştır ama yararlı olan diğer maddeler için "Evet" veriyoruz.
Bir de oradaki kurulda bütün arkadaşlarımızı çıkartıyoruz. O maddeye arkadaşlarımızın tamamının oy vermesini bilerek engelliyoruz. Bizim orada sadece sekiz milletvekilimiz olması, "Biz bu karara tepki gösteriyoruz" demek.
Şimdi o torba yasaya baktığımız zaman genel başkanımızın (Kemal Kılıçdaroğlu) emeklilere bayramlarda iki maaş ikramiye verilmesi talebi de var. Örneğin, o bizim istediğimiz yasa. Yaşlıların maaşlarının yükseltilmesini istediğimiz yasa var. Milyonlarca kişiye istedik biz bunları.
Dönemin milletvekili Barış Yarkadaş ise Twitter'dan yaptığı açıklamada "CHP'li hiçbir milletvekili imar affına evet oyu vermemiş; aksine bu yasaya karşı çıkmıştır. Biz mecliste yasaya defalarca itiraz ettik ve şerh düştük. Meclis tutanaklarında hepsi var. AKP imar affını torba yasanın içine attı. Torbada, öğrencilere af, emeklilere ikramiye, yaşlılık maaşının artması, matrah düzenlemeleri vs vardı. CHP torbadaki 23 maddeye evet dedi. İmar affına ise itiraz etti" dedi.
2- AKP imar affını TORBA YASANIN içine attı. Torbada, öğrencilere af, emeklilere ikramiye, yaşlılık maaşının artması, matrah düzenlemeleri vs vardı. CHP torbadaki 23 maddeye evet dedi. İmar affına ise itiraz etti. Ayrıntılı açıklamayı çarşamba günü saat 21'de TELE 1'de yapacağım.
— Barış Yarkadaş (@barisyarkadas) February 13, 2023
Meclis'te 131 CHP'li vekil vardı, 123'ü oylamaya katılmadı
Ancak CHP'den kimin "evet" kimin "hayır" dediği tartışmaları kadar önemli olan bir konu da bu oylamaya katılmayan çok sayıda vekilin olması.
10 Mayıs 2018'de oylamada 123 CHP'li, 111 AK Partili, 43 HDP'li, 31 MHP'li, altı İYİ Partili ve bir bağımsız milletvekili oylamaya katılmadı.
O dönem oturumda milletvekili sandalye dağılımına göre toplamda 316 AK Parti, 131 CHP, 48 HDP, 35 MHP, altı İYİ Parti üyesi bulunuyordu.
Peki oylamalarda imar affı ile ilgili ne konuşulmuştu?
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, 9 Mayıs 2018 tarihli birleşimde Turgut Özal döneminde gelen imar affı hakkında "O zaman vatandaşlarımız faydalandı ama inanın bu kadar rezil bir imar affı gelmemişti" ifadelerini kullanmıştı.
Torba yasayla çıkarılan imar affı için "Bir torba yasa içinde bir maddelik yalapşap bir imar affı" diyen Paylan, 13 milyon işyeri ve konutu (Türkiye'de imara aykırı yapılar, yüzde 50'nin üzerinde) ilgilendiren af ile ilgili şunları söylemişti:
Yaklaşık 50 milyon vatandaşımızı ilgilendiren bir konu. Kanayan bir yara seçime kırk beş gün kala buraya Bayındırlık Komisyonu'ndan değil Plan ve Bütçe Komisyonu"ndan yalapşap, bir maddeyle getiriliyor arkadaşlar. Ya, olur mu böyle bir şey? Otuz beş yıllık kanayan bir yara böyle, bir torba maddede yalapşap bir şekilde getirilir mi arkadaşlar? Hak mıdır bu?
Turgut Özal dönemindeki imar affı için "Vatandaş proje çizdiriyordu, projesini teknikere götürüyordu, onaylatıyordu "Ya, bu bina sağlam mı, oturulabilir mi, şartlara uygun mu bu affettiğim yer?" diye. İmar affını böyle yapmıştı rahmetli Özal" dedi ve ekledi:
Şimdiki imar affı ne diyor? "Vatandaş beyannamesini yazacak, benim şu kadar metrekarelik, şu kadar katlık beyanım var diye gidecek beyannamesini verecek ve yüzde 3 vergi verecek. Ben onu affediyorum" diyor. Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar?
Herkesin şehrinde vardır. İki kat imarlı yere, iki kata göre temel atılmış yere, vatandaş 10 katlı bina yapmış, kolonu yok, deniz kumuyla yapılmış, bina üflesen yıkılacak, diyor ki: "Arkadaş, ben bu binanın "check up"ını yapmayacağım, denetlemeyeceğim, sen gel, bildir, bana da yüzde 3 para ver -para lazım, çok sıkışığız- ben senin 10 katlı binanı affediyorum."
"Arkadaşlar, bakın, bu, büyük bir vebaldir" diyen HDP Milletvekili TBMM'nin bu vebalin altına girmemesi gerektiğini söylere imar barışı için "seçim rüşveti" tanımlamasını kullanmıştı.
Düşünün ki siz o 10 katlı binayı affettiniz. O 10 katlı binada 100 vatandaşımız yaşıyor. Bir deprem oldu -Allah korusun- o vatandaşlarımız o binanın altında kaldı. Kim bu vebali taşıyacak?
Milyonlarca vatandaşımız çürük binalarda yaşıyor. O, o vatandaşlarımızın suçu değil, onlar barınma hakkı çerçevesinde yapmışlar, evet, rant çerçevesinde yapanlar da var ama bunu bu şekilde denetimsiz affetmek hak mıdır, olacak iş midir?
Paylan: Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var burada, vebal altındasınız
10 Mayıs 2018'deki oylamada "ret" oyu veren Garo Paylan, aynı gün yaptığı konuşmada "İmar affının vebali boynunuza olacak, onu söyleyeyim, biz muhalefet edeceğiz" demişti.
"Elbette vatandaşımızın mülkünün bir barınma hakkı çerçevesinde kayıt altına alınmasını sonuna kadar destekliyoruz ama barınma hakkı ile rantiyeciyi ayırmazsanız böyle varlık barışı olmaz arkadaşlar" diyen Paylan, şunları söylemişti:
Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var burada, vebal altındasınız. O binalar denetimden geçmeden o binaları kayıt altına alırsanız arkadaşlar, yarın öbür gün olabilecek her şeyde vebal altında olacaksınız.
O binalar bir depremde yıkıldığında binlerce, on binlerce, yüz binlerce insanımız hayatını kaybedebilecek. O binaları kayıt altına aldığımızda arkadaşlar, onlara iskân belgesini verdiğimizde o binalar yıkılmayacak, kentsel dönüşüm yavaşlayacak, bunu böyle bilin çünkü 10 kat kaçak binası olan bir insana siz derseniz ki "Arkadaş, ben senin binana kayıt veriyorum, temize çıkarıyorum."
Kürkçü: İlk sallantıda içinde yaşayanların başına çökecek binaları siz temize çekiyorsunuz
Oylamada "ret" oyu veren beş kişiden biri olan HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise yaptığı konuşmada binaların depreme dayanıklı olup olmadığı konusunun yalnızca mal sahibinin beyanına bırakılmasını eleştirdi.
"İlk sarsıntıda, ilk sallantıda içinde yaşayanların başına çökecek binaları siz böylece temize çekiyorsunuz ve bununla ilgili başka hiçbir önleminiz yok" diyen Kürkçü şunları söylemişti:
13 milyon binayı temize çekiyorsunuz ve bununla ilgili hiçbir standart getirmiyorsunuz. Bütün mesele, şimdi kanunla ihtilaflı olan milyonlarca insanın bu ihtilaftan kurtulmuş gözükmesi ve bunun karşısındaki medyunu şükranlığını yani Hükûmete minnet borcu dolayısıyla acaba Adalet ve Kalkınma Partisine oy verir mi... İnsanlar birden çok sebeple oy veriyorlar fakat bu kadar çiğ çıkarların, sadece bunun insanların oy davranışlarını etkilemediğini, mutlaka ve mutlaka şöyle ya da böyle aftan istifade etseler de başka türlü davranacaklarını öngörebiliriz.
İstanbul'da Türkiye nüfusunun beşte birinin yaşadığını hatırlatan Kürkçü, "En ağır, en sert deprem riski içerisinde yaşayan bir bölgeyi, esas nüfus yoğunlaşmasının merkezi hâline getirdiğinizde nasıl bir felakete kapı açtığınızı düşünemiyor olabilir misiniz? Bence düşünüyorsunuz fakat aldırmıyorsunuz. Nasıl olsa bir çaresi bulunur diyorsunuz fakat bunun bir çaresi yok sevgili arkadaşlar. Tik taklar bize İstanbul depreminin, büyük İstanbul depreminin her dakika yaklaştığını söylüyor ve Hükûmetin yurttaşlarımıza sunduğu şey, "Boş ver ağabey, bir şey olmaz"dan başka bir teklif değil" demişti.
Kuyucuoğlu: Tepkileri azaltmak için "imar affı", "imar barışı" oldu
Oylamaya katılmayan CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu ise oturum sırasında yaptığı açıklamada çıkarılan imar aflarının amacından uzaklaştığını söyleyerek "Ülkemizde şimdiye kadar çıkarılan tüm imar afları, mevcut iktidarların seçim dönemlerinde ekonomik gelir ve oy elde etme amacıyla gündeme getirilmiştir" ifadelerini kullanmıştı.
"1984 yılında çıkarılan 2981 sayılı İmar Affı Yasası sonrası yaşanan 1999 Marmara depremleriyle büyük ölçüde imar aflarının yarattığı sağlam olmayan yapı stokunun yıkılmasının ağır bedeli topluma ödetilmiştir" diyen Kuyucuoğlu, "Yapıların hatta mahallelerin yerle bir olması ve yaşanan can kayıpları nedeniyle imar afları bugüne kadar gündemden kaldırılmıştı" açıklamasını yapmış ve şöyle devam etmişti:
AKP tarafından seçim sürecinde yasalaştırılmak üzere Meclis gündemine getirilen bu tasarı tepkileri azaltmak amacıyla da "imar barışı" olarak tanıtılmak istenmektedir.
Bugün görüştüğümüz imar affıyla, denetimsiz yapıların, toplumun sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atan bütün kaçak yapıların yasal hâle getirilmesi söz konusudur. Bu yasa seçim öncesi verilen bir rüşvettir.
Türkiye'de 2000'li yıllara kadar kentlerin büyümesi planlamanın önünde gitmiştir. Ancak 2000'li yıllarda biz planlı gelişmeyi, planlı büyümeyi yakalayabildik ama bu yasaya şöyle bir baktığımızda maalesef nasıl bir şeyle karşı karşıya olduğumuzu net olarak göreceğiz.
Yasada şunu söylüyor, diyor ki: "Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması" yani imara aykırı ne kadar yapı varsa ruhsatsız olarak yapılmış, ilaveler yapılmış, ekler yapılmış yani sadece binanın yerini değil 50 santim büyütmüş insan ile 3 kat ilave yapmış insan veya gidip kısıtlı arsasına yani yeşil alan ise arsası, tapusu kendine aitse, gidip oraya yapı yaptıysa veya bir okul alanı ise oraya gidip bina yaptıysa bunların hepsi af kapsamı içerisine giriyor.
Şimdi, bunlar bir taraftan af kapsamına girerken devlet, özellikle de belediyeler bir sürü gelirinden vazgeçiyor. Hangi gelirlerden vazgeçiyorlar? Yüzde 1 ile 3 arasında veya yüzde 3, iş yerlerinden de yüzde 5 harç alınarak bunlar affa giriyor. Hâlbuki, bunlardan belediyelerin aldığı değişik harçlar var. Neler alıyorlardı? İmar harcı alıyorlardı, belediye katılım payı alıyor, bina inşaat harcı alıyor, otopark harcı alıyor, proje denetim harcı alıyor, hafriyat harcı alıyor, suret harcı alıyor, iskan harcı alıyor, kullanma izni harcı alıyor, yapı denetim ücreti alıyor ve proje ücreti alıyor. Yani vatandaştan, doğru dürüst işini yapan, ruhsatlı yapanlardan bunların hepsi alınıyor. Ama bunların hepsi bugün affediliyor.
MHP'li Şimşek: Bu önergenin gecenin bu saatinde bu şekilde geçmesine MHP grubu olarak karşıyız
MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek de oturum sırasında yaptığı konuşmada imar affıyla ilgili düzenlemelerde daha hassas olunması gerektiğine vurgu yapmıştı.
"Bu önergenin gecenin bu saatinde -Meclisin de gerekli bilgi ve belgelere sahip olmadan- bu şekilde geçmesine biz Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak karşıyız" diyen Şimşek, "Burada imar planları üzerinde bir çalışma yapılmadan, belediyelerin bir çalışması olmadan, sadece neyin ne olduğunun belli olmadığı bir krokiyle getirilip bu işin oldubittiyle buradan geçirilmesi, bunda böyle bir değişiklik yapılması kabul edilebilir bir durum değildir" ifadelerini kullandı.
Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığını da hatırlatan Şimşek, "Bakanımız yıllarca büyükşehir belediye başkanlığı yapmıştır, bu işin doğru olmadığını kendisi de biliyor. Yani böyle bir yanlışın altına Meclisin imza atmaması lazım" demişti.
"Bu önergenin bu şekilde geçmesi son derece yanlıştır" diyen MHP'li vekil, "Yani imar affının kapsamı içerisinde biz birtakım şeyleri destekliyoruz ama bu şekilde gelmesini de doğru bulmuyoruz" açıklamasını yapmıştı.
© The Independentturkish