Hüzünlü iltica

Mısır'ın Libya'nın ekonomi ve emek uzantısı olmasını umduğu günler nereye gitti?

Fotoğraf: AA

Sosyolog Saadeddin İbrahim, El-Mısrî el-Yevm'de şöyle yazdı:

Yemen ve Sudan'dan sonra en fakir Arap ülkesi olan Mısır, hâlihazırda 5 milyon Sudanlı, 3 milyon Suriyeli, 1 milyon Iraklı ve yarım milyon Filistinli olmak üzere yaklaşık on milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor.


Dr. İbrahim, Mısır'ın mültecilere sıcak baktığını ve Suriyeliler gibi bazılarının ekonomiye katkı sağladığını söylüyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kahire'de Suriyeli mültecilerin canlılığı hakkında duyduklarım bunlardı. Ancak İbrahim'in verdiği rakamlardan anlaşılan asıl mesele ilticanın niteliğidir.

Düşmanlarından değil, kendi ülkelerinden kaçan 10 milyon insan var. Elbette bunlar Polonya'daki Ukraynalılar değil, ülkelerini terk etmek zorunda kalan siyasi mülteciler.

Onlar denizleri ve karaları cesetlerle, çocuklarla ve plastik teknelerle dolduruyorlar.

'Araplığın' bir dayanışma, yardımlaşma ve kardeşlik görevi olduğu doğrudur. Lakin görev yemin etmez.

En sefil mülteciler arasında boğulan ülke, bu ezici yükleri taşımada ona yardım edecek birine ihtiyaç duyuyor.

Ve Mısır, büyüklüğü ve nüfusu bakımından 10 milyon insanı daha barındırabilir. Ancak Ürdün veya Lübnan için durum böyle değil.

Irak büyüklüğünde bir ülkeyi, malları ve zenginlikleri ile bir huzur ve kabul ülkesi olmaktansa bir göç ülkesi yapan nedir?

Suriye gibi bir ülke, çoğu enerji ve yetkinliğe sahip 12 milyon vatandaşın ülkeyi terk etmesine nasıl müsamaha gösterir?

Mülteci meselesini tüm dünya, sanki bu konu mültecileri kabul eden ülkelerin sorumluluğundaymış gibi ele alıyor.

Vatandaşlarını sınır dışı eden ülkelerin kesinlikle hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi davranılıyor. Bu da trajedinin şiddetlenmesine ve uzamasına neden oluyor.

Her yıl Lübnan'da 40 ila 60 bin Suriyeli çocuk doğuyor. Belki de Ürdün'de de aynı sayıdır. Bu insanların okullara, üniversitelere ve işlere ihtiyacı var. Aksi halde iki grubun da geleceğini tüketecek koşullarda büyüyecekler.

Mısır'ın soylu davranışı, 21'inci yüzyılın trajedisinin dayandırılacağı bir model değil. Geçen yüzyılın trajedisi, İsrail'in Filistinlileri yerinden etmesiydi.

Bugünse evsiz bir Arap yalnızca kendi ülkesinin kurbanı. 5 milyon Sudanlı Mısır'da veya başka bir yerde mülteci konumundayken Dr. İbrahim bir an duraksadı mı?
 


Sudan'ın Arapların ekini, işçilerinin yurdu, yatırımlarının merkezi olması gerekmiyor muydu? Mezopotamya ve Bereketli Hilal ülkesi gibi…

10 milyon Arap'ın Mısır'a 'göçü' ile Lübnan nüfusunun iki katına denk gelen bu rakamın Mısır'a 'kaçması' arasında çok büyük bir fark var.

Mesele övgüye değer yücelik değil, hüzünlü ilticadır. Dr. Saadeddin'in rakamlarına yarım milyon Libyalı mülteci de dahil.

Mısır'ın Libya'nın ekonomi ve emek uzantısı olmasını umduğu günler nereye gitti?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU