4 Şubat Dünya Kanser Günü... "Erken teşhis edilirse vakaların yüzde 90'ı kurtuluyor"

Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman ve Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Evrim Metcalfe, kanserden değil geç kalmaktan korkulması gerektiğini söylüyor

Taramaların geciktirilmemesi gerektiğini kaydeden hekimler; sağlıklı beslenilip fazla kilolardan kurtulunması, sigara içilmemesi, hareket edilmesi, mümkün olduğunca stresten uzak durulması ve kaliteli şekilde yaşlanılması tavsiyesinde bulunuyor / Fotoğraf: Reuters

Son yıllarda kanser vakalarını daha sık duyuyor; ya ailemizde ya bir yakınımızda ya da uzak çevremizde bu zorlu sürecin yaşandığına tanık oluyoruz.

Bu durum akıllara, "Kanser vakaları artıyor mu?", "Bu hastalığa yakalanmamak için neler yapılabilir?" ya da "Erken evrede teşhis nasıl mümkün olabilir" gibi soruları getiriyor. 

Independent Türkçe, 4 Şubat Dünya Kanser Günü'nde Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman ve Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Evrim Metcalfe'yle bu soruların yanıtlarını ele aldı.

"Taramalarınızı geciktirmeyin"

Geçmişte tıp alanındaki imkânlar bu denli gelişmediğinden hastalar kanser olsalar dahi bunun bililnmediğini belirten Duruman ve Metcalfe, buna ek olarak ortalama ömür de uzadığından günümüzde daha fazla vakanın görüldüğünü aktardı.

Meme, prostat, akciğer, kolon ve mide kanserlerinin başı çektiğini belirten uzmanlar, taramaların geciktirilmemesi gerektiğini kaydetti.

"Kanser olmaktan değil, geç kalmaktan korkun"

Erken teşhisin önemine vurgu yapan hekimler, kanser olmaktan değil geç kalmaktan korkulması gerektiği kanaatinde.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Her sene 300 bin yeni kanser vakası görülüyor, erken teşhis edilirse yüzde 90'ı kurtuluyor”

Her yıl 300 bin yeni kanser vakasının görüldüğünü belirten Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, erken teşhis edilmesi durumunda bu vakaların yüzde 90'ının kurtulduğunu aktardı.

"Taramayla, erken teşhisle kurtulabilecekken yüzde 60'lık kesim alınan randevulara bile gitmiyor"

Taramayla, erken teşhisle kurtulabilecek vakaların yüzde 60'ında alınan randevulara bile gidilmemesine tepki gösteren Duruman, bir sene gecikildiğinde hastalığın devre birden devre ikiye ilerlediği uyarısı yaptı. Pandemi sürecinde muayenelerin geciktirilmesinin yol açtığı olumsuzluklara da değinen Duruman, "Meme kanserinde yüzde 15l'ik gerileme yakalamıştık, sıfır evrede yakalayıp ilaçla atlattığımız durumlar vardı ama onu kaybettik" dedi.
 

Burak Duruman AA.jpg
Burak Duruman, "Bu aydan öbür aya yanlış yaptığınız bir şey sizi kanser yapmaz, maruz kaldığımız şeyler kanserde 7-12 sene sürer. Devamlı kötü bir duruma maruz kalırsanız risk artar" diyor / Fotoğraf: AA


"Hasta ve imkânı kısıtlı olanlar, bize ulaşabilirler"

Derneğe internet üzerinden ya da telefon yoluyla ulaşılması halinde ücretsiz şekilde en yakın yerde taramaların yapıldığını duyuran Duruman, "Mucize evlerini kurduk, kanser bakım merkezlerimiz var. Yemekleri, diyetisyenleri, barınmaları, psikolojik destekleri ücretsiz. Bunu Anadolu’ya yaymaya çalşıyoruz. İstanbul’da güne 100 kişi kalıyor. Ankara ve İzmir’de otel odaları tutuyoruz. 10 günde bir gelen de var, 1 buçuk senedir kalan da. Hasta ve imkanı kısıtlı olanlar, bize ulaşabilirler. Onkoloji hastaneleri her yerde büyük şehirlerde olur ama kanser ameliyatınız yoksa, kemoterapi ve radyoterapi alırsınız, sonra size gitmeniz söylenir. Düşünün Şanlıurfa’dan gelmişsiniz, cebinizde para yok, bağışıklığınız neredeyse sıfıra inmiş, sizin üşütmemeniz, hijyenli ortamda olmanız ve iyi beslenmeniz gerekiyor. Tedavi hariç bunlar şart. Misafirlik yapsanız kaç gün sürebilir? Kalacak yeriniz yoksa biz sunuyoruz" diye konuştu.

"Erken evre maliyeti 10 bin lira, 4. evreninki 4 milyon lira"

Hastalığın manevi açıdan bireyleri yıpratmasının yanı sıra işin ekonomik yönüne de değinen Duruman, ilk evrede teşhis edilen meme kanserinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) ya da hastaya maliyeti 10 bin lirayken, 4. evrede bu bedelin 4 milyon liraya yükseldiğini aktardı.

"Türkiye'deki onkolog sayısı yetersiz"

Nüfusun yaşlandığına ve ileride daha fazla sağlık problemlerinin çıkabileceğine değinen Burak Duruman, Türkiye'deki onkolog sayısının alarm verdiğini savundu:

Şu an 800 küsur onkolog var ülkede, sayı çok az. Bu isimlerin yarısı özelde, yarısı devlette olsa, bu sayının hiçbir yere yetmesi mümkün değil. New York'ta sadece bir hastane grubunda 16 bin onkolog var! Türkiye’deki onkolog sayısı yetersiz. Böyle giderse ileride daha büyük sorunlar yaşanacak."

"Onkolog olmak isteyen hekim adaylarına burs veriyoruz"

Duruman, onkolog olmak isteyen hekim adaylarına da dernek olarak burs, barınma sağlayıp bu branşı özendirmeye çalıştıklarını da sözlerine ekledi.

 

Kanser kan hastane AA.jpg

Fotoğraf: AA

"Nüfus yaşlanıyor, hizmete ulaşmak zorlaşacak"

Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Evrim Metcalfe de tarama ve erken teşhisin önemine vurgu yaptı.

Geçmişte ortalama ömrün 15-20 sene daha kısa olması neticesinde bireylerin kanser olmadan yaşamını yitirdiğini belirten Metcalfe, günümüzde ise tansiyon, şeker, kalp rahatsızlıklarından ölmeyenlerin ileri yaşlara geldiğinde kanser olduğunu ve yaşlanan nüfusta sağlığı korumanın çok daha önemli hale geldiğini belirtti.

Ancak Evrim Metcalfe'ye göre yine de nüfusa oranla kanser vakalarında çok büyük bir artış yok. Günümüzde kanser kayıt sisteminin iyi işlemesi, e-nabız gibi uygulamaların varlığı nedeniyle vakalar çok daha görünür durumda. Eskiden 20-30 hastaya bakan bir hekimin günümüzde 100 kişiyle ilgilenir hale geldiğini ve ileride bu sayının daha da artacağını öngören Metcalfe, hastaların daha çok beklemek zorunda kalacağı ve hizmete ulaşmanın zorlaşacağını ileri sürdü.

"Kaliteli yaşlanmıyoruz, kendine iyi bakmayan sürünebilir"

Bireylere kendi sağlıklarına yatırım yapmaları çağrısında bulunan Metcalfe, "Kendine iyi bak ki muhtaçlığın azalsın. Kendine iyi bakmayan sürünebilir" dedi ve gerçekten ihtiyacı olanların sağlık sisteminden faydalanabilmesi için de bunun şart olduğunu vurguladı.

İçinde bulunduğumuz enflasyonist ortamda sağlıklı beslenmenin de güçleştiğini belirten Metcalfe, ucuz gıdalara yönelim tehlikesine dikkati çekerek, "Kaliteli yaşlanmıyoruz" yorumunu yaptı. 

"Yaşlanıyoruz ama bununla başa çıkabilecek sağlık ekonomimiz var mı?"

Gelecekte hasta bakımına daha fazla ihtiyaç duyulacağını kaydeden Prof. Dr. Rvrim Metcalfe, kaliteli yaşanmak zorunda olduğumuzu savundu:

Geçmişte yaşlılara çocukları, gelinleri bakıyordu ancak şimdi onlar da çalışmak zorunda. O nedenle yaşlıların kendilerine daha iyi bakmaları şart. Kaliteli yaşlanmazsak sağlık sistemi yetişmez. Özel sağlık sistemi yetmez, ABD'de de böyle. Farkındalık sadece 4 Şubat'ta olmaz. Yaşlanıyoruz ama bununla başa çıkabilecek sağlık ekonomimiz var mı?

Prof. Dr. Evrim Metcalfe Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği.jpg
Prof. Dr. Evrim Metcalfe / Fotoğraf: Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği


"Giderek şişmanlayan, ek hastalıkları olan, hareket etmeyen ve kasları azalan bir yaşlı kesim var"

Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Geriatrik Onkoloji Çalışma Grubu Başkanlığını da yürüten Prof. Dr. Metcalfe, geçmişte daha sağlıklı beslenildiğini, ev yemeklerinden günümüzde uzaklaşıldığını, bahçede, sokakta daha hareketli bir yaşam sürülürken mevcut koşullarda hareketsizliğin arttığını belirterek, tüm bunların kanser ve pek çok hastalığa etki eden çevresel faktörlerden olduğuna dikkati çekti.

Hastalarının yüzde 70'ini yaşlı kesimin oluşturduğuna da değinen Metcalfe, "Eskiden bahçeye çıkıp domatesimizi, sebzemizi toplayıp yiyorduk. Şimdi böyle değil. Kalabalık popülasyona yemek yetiştirmek de güçleşiyor. Bizim yaşlımız daha mutsuz, depresif. Avrupa'dakiler kütüphanede gönüllü çalışıyor, bisiklete biniyor. Giderek şişmanlayan, ek hastalıkları olan, hareket etmeyen, kasları azalan kesimden bahsediyorum. Türkiye'deki yaşlılar daha hareketsiz ve bakıma muhtaç" dedi.

"Görüntüleri fit ama aslında sağlıksız bir nesil var"

Yaşlılarda kas yetersizliğiyle oluşan sarkopeni konusunda uyaran Evrim Metcalfe, günümüz gençlerinin de genel sağlığının çok iyi olmadığını ileri sürdü:

Hastalıklara dayanıksız, dışarıdan şişman görünmeyen bir kesim geliyor. Yağlı, işlenmiş şekerli içecekler, sağlıksız gıdalar tüketiyorlar. Geçmişteki kadar anne yemeği, sebze, salata, sağlıklı yiyecekler tüketilmiyor. Görüntüleri fit ama aslında sağlıksız bir nesil var. Kiloları yükselmiyor belki ama sağlıklı beslenmiyor, spor yapmadıkları için kas kütleleri düşük, yağ oranları yüksek. Kötü alışkanlıklar da çok tehlikeli. Gençlerde sigara kullanımı da yükseliyor."

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU