Lübnan, Basil ve Avn!

Bu kuraklık, kısırlık, kıtlık, aşağılanma ve eziyet içinde Lübnanlılara bir orduları kalmıştı, o da bu manzaraya dayanamadı

Kolaj: Independent Türkçe

Mişel Avn, cumhurbaşkanı olduğunda damadı Cibran Basil'i Özgür Yurtsever Hareketi'nin başına halefi olarak tayin etti.

O günden sonra bu adam, Lübnan'ın benzerini görmediği bir döngü ile kendi etrafında dönmeye başladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Şöyle ki: Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca ile önce uzlaştı, sonra savaştı. Ketaib Partisi lideri Sami el-Cemil ile önce arkadaş oldu, sonra düşman.

Meclis Başkanı Nebih Berri ile savaştı, barıştı, sonra yine savaştı, ittifak kurdu ve sonunda düşman oldu. Gelecek Hareketi lideri Saad el-Hariri ile müttefik oldu, anlaşma imzaladı ve geri adım attı.

Sosyalist lider Velid Canbolat'a kızdı, sonra razı oldu, onu razı etti ve sözleşti. Hizbullah ile sözleşti, dost oldu, sonra da onu eleştirdi.

40 arabalık konvoyla Semir Caca'nın kasabasına yaptığı 'ziyaret' de dahil olmak üzere, rakiplerinin bulunduğu noktalara bizzat, neredeyse katliamlar ve ulusal felaketler halini alan kışkırtıcı turlar düzenledi.

Bir damat ve lider sıfatıyla erkek ve kadın bakanlar, erkek ve kadın büyükelçiler, müdür ve müdireler atadı.

Gücünün yettiği her alanda emirler verdi, evinde mini bakanlar kurulları düzenledi ve hükümetin kurulmasını aksattı. Bu konuda eleştirildiğinde Cumhurbaşkanı Avn, şu meşhur sözünü söyledi:

Generalin damadının hatırı için asla hükümet kurulmaz.


Yeni Ordu Komutanı General Josef Avn, Cumhurbaşkanı Avn döneminin bir tartışmaya, garipsemeye ve soru işaretlerine sebep olmayan tek atamasıydı.

Kendini işine adamış, disiplinli ve kimsenin onunla soyadı arasında bağlantı kurmayacağı ölçüde (akrabalık bağı yok) ahlakıyla tanınmış bir subaydı.

Josef Avn, subaylık kariyerinde edindiklerine bir ordu komutanı olarak çok daha fazlasını ekledi.

Cibran Basil, bu adama dair görüş birliğinden sıkılmıştı. Adam onun müdahalelerine ve diktelerine karşı çıktığında öfkesi arttı.

Komutanın adı cumhurbaşkanı olarak önerildiğinde ise bu öfke yoğunlaştı, ama eski komutan Mişel Avn'ın savaşları, çekişmeleri ve sertliği olmaksızın.
 


Dünyanın döngüsü tamamlanmadan bir saniye önce Basil, zamanı durdurdu ve Lübnan harabelerinde ve Baabda Sarayı'ndaki altı yıldan sonra ondan geriye kalan tek kurumun liderine ithamlarda bulunmaya başladı.

Basil, arkasında 'Yalnızız' sloganıyla Lübnanlılara seslenmeye koyuldu. Bir an saltanat, fitne ve tahakküm günlerini aklına getirip de kendine şu soruyu sormuyor:

Niçin yalnız kaldı? Veya neden hâlâ varlığını sürdüren siyasi anlaşmalarda kendisine bir müttefik, dost ya da ortak kalmadı?

Bu kuraklık, kısırlık, kıtlık, aşağılanma ve eziyet içinde Lübnanlılara bir orduları kalmıştı, o da bu manzaraya dayanamadı.

Ordu komutanı hakkında konuşmak, kadınların dedikodusuna benzer. Ya Avn'ın saraydan çıkışı esnasında dilinden dökülen 'Seninle devam' sloganının uygulanması…

Peki ya ülke?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU