Türkiye çok uzun bir süredir EYT'lileri (Erken Yaşta Emekliliğe Takılanlar) konuşuyor.
Son birkaç yıldır çok örgütlü bir şekilde EYT'liler gösteriler yapıyorlar, hükümete taleplerini iletiyorlar ve bu mağduriyetlerine giderilmesini istiyorlar.
Hükümet de uzunca bir müddet EYT'lilerin seslerini duymadı, halk tabiriyle "kulaklarını tıkadı."
Ama seçim yaklaştıkça tabii ki her seçim aslında halk için bir fırsat; yapılmayan, yapılamayan birçok şey o seçim sathı mailinde gerçekleşiyor.
Bu da tabi, ne için olursa olsun, halkın yararına. Seçimler olmasa zaten halimiz harap...
Şimdi tabii bu EYT'lilerin esas durumları şu:
Çok küçük yaşlarda işe başlamışlar; sigortalı, BAĞ-KUR'lu olmuşlar, 20, 25 yıl hatta bazen 30 sene çalışmışlar, prim ödemişler ve bunun sonucunda da belli bir prim sayısını doldurmuşlar.
Mesela hükümetin ilk ilan ettiği sayı; kadınlarda 20 yıl, erkeklerde ise 25 yıl zarfında 5 bin iş günüydü.
"Bu 5 biniş gününü dolduranlar emekli olabilecekler" denildi, ama bir müddet böyle konuşulan, "hazırlandı, hazırlanıyor" denilen bu kanun teklifi meclise geldiği an bir hayal kırıklığı yaşandı.
Niye?
"Kademeli pirim gün sayısı" diye bir sistem getirildi.
Ve o 5 bin gün, sadece erkeklerde 1976-1981 yılları arasında işe girmiş olanlar için kabul edildi.
Kadınlarda da ise 1981-1985 yılları arasında olanlar için kabul edildi.
Ondan sonrakiler için, mesela 8 Eylül 1999 son tarih olarak belirlenmişti; 1999'da işe girenler için ise 5 bin 75 güne kadar çıktı.
E şimdi zaten 1976'da işe girenin veya kadınlar için 1981'de işe girenin bir yaş sorunu yok ki.
Yani 18 yaşında işe girmiş olsalar bile, şimdi 60-65 yaşına gelmişler. Kadınlar tabii 5 yıl avantajlı bunda. Zaten bir yaş sorunu yok bu durumda…
Şimdi tabii büyük bir tepki var.
Peki niye?
Yani 5 bin iş günü ilan edildikten sonra işte 100 gün, 200 gün, 300 gün veya 500 gün eksik primi olanlar devlet dairelerine tabiri caizse hücum ettiler ve bu eksik primlerini yatırdılar.
Tabii zaten bunlar dar gelirli, geçimde büyük zorluk çeken insanlar ve elde avuçta ne varsa ortaya koydular. Zaten elde avuçta da pek fazla bir şey yok.
Ya gidip bir akrabalarından, dostlarından borçlandılar veya kredi çektiler.
5 bin ile, 5 bin 975 gün arasında, 975 gün var ve aşağı yukarı bu da üç yıla yakın bir dönem;
Buna rağmen, bir anda EYT'lilere deniliyor ki;
"Gelin bir daha borçlanın. Üstelik 2022'nin rakamlarıyla değil 2023'ün rakamlarıyla borçlanın."
İki türlü bir büyük yük söz konusu.
Hem yeniden bir ciddi meblağ hem de 2023'ün zammı.
"Hayır" yaptıysanız tam yapın.
Yarım yamalak yapmayın.
Zehir zıkkım etmeyin.
Vatandaşa yazık.
Bu sevinçler kursaklarda kalmasın.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish