İran'ın hedef alınması heyecan verici ve şaşırtıcı

Tahran, zaman geçtikçe ve savaşlar arttıkça zayıflıyor. Liderlik piramidi, evdeki hoşnutsuzluk ve kendisine yönelik ekonomik yaptırımların sürmesi ile artık şartlarını dayatabileceği bir güç merkezinde değil

Fotoğraf: Reuters

ABD'nin İran'a içeride yaptığı ilk ve son saldırı, 'Kartal Pençesi' adlı askeri operasyondu.

1980 yılında ABD hükümeti, Tahran'daki büyükelçiliğinde alıkonan vatandaşlarını kurtarmaya karar verdi ve uçak gemisi, savaş uçakları, askeri kargo uçakları, helikopterler, özel ve denizci kuvvetlerin kullanıldığı bir yıldırım saldırısı olarak öngörülen bir askeri hamle tasarladı.

Gelgelelim toz fırtınası, operasyonu başarısız kıldı ve ardından Amerikalılar, doğrudan hücum fikrinden uzaklaşarak vekaleten misilleme operasyonlarıyla uzaktan karşılık vermeyi yeterli gördü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dünya, İsfahan'daki insansız hava aracı fabrikalarına ABD ve İsrail'in parmak izini taşıyan beklenmedik ve şaşırtıcı bir saldırı ile hayrete düştü.

İnsansız hava araçlarıyla saldırı, İran'ın Ukrayna savaşına insansız hava araçlarıyla katılmasına yönelik açık bir cevap.

ABD'nin Çin'le anlaşmazlığının büyümesi ve Rusya ile Ukrayna'da savaşın patlak vermesinden sonra petrol, gaz, bölge ve İran tekrar gündeme geldi.  

ABD ve İsrail'in geçen haftaki tatbikatları, açık bir şekilde İran'a yönelik ve önemli bir olaydı, üstelik nükleer tehditlerle mücadele eğitimini de kapsıyordu.

Askeri saldırı, bir savaş ilanından ziyade bir mesajdır ve Tahran, yıkılan bölgeleri eski haline getirebilir. Yoksa İran, Ukrayna'daki savaşın hedef dairesi içinde olacak.


Ukrayna savaşında da İran'a yönelik saldırılarda da elimiz yoktu ama bunlar yeni bir boyut ekleyerek Rusya-Batı çekişmesini, Suriye çekişmesinin ötesine geçecek şekilde Ortadoğu'ya taşıdı.

Rus medyası, hükümetini, İran'a ve onun nükleer de dahil olmak üzere silah programına destek olmaya teşvik ediyor.

Moskova'nın birkaç nedenden ötürü bunu yapması pek muhtemel değil.

İranlılar, Ukrayna'da Rusların insansız hava araçları için ana tedarikçisi olmayı kabul ettiklerinde tehlikeli başka bir oyuna girdiklerini fark etmiş olmalıydılar.

Ki bence hedefleri, kendi lehlerine tercihli şartlara uygun olarak Batı ile kapsamlı bir anlaşmaya dönmek için pazarlık yapmaktı.

Kısacası Ukrayna savaşına dolaylı olarak girmelerinin hedefi, Viyana müzakereleri.

Şaşırtıcı olansa Joe Biden yönetiminin, İran'ı geçmişte olduğu gibi yurtdışındaki vekillerini hedef alarak değil, doğrudan vurarak tepki göstermesidir.

Rus medyası bu gelişmeye, ABD ile müttefiklerinin İran askeri merkezlerini bombalamaktaki amacının ABD'nin İran'la gizli müzakerelerini örtbas etmek olduğu yönündeki söylentiyi pazarlayarak yanıt veriyor.

İşin gerçeği, müzakere çabaları bir sır değil; nitekim gerek Viyana'da gerek New York'ta İran dosyasından sorumlu ABD yetkilisi Robert Malley ile İran'ın BM Elçisi arasında bu çabalara tanık olundu.

Büyük saldırının hedefi İran'ı, Rusya'yı Ukrayna'da silahla takviyeyi durdurmaya zorlamaktır ve İran insansız hava araçları ve füzelerini göndermekte ısrarcı olursa muhtemelen saldırılar İran'ı hedef almaya devam edecek.


ABD ve İsrailliler, istedikleri takdirde, İran'ın füzeler ve insansız hava araçları için askeri üretim sistemini yerle bir etme gücüne sahipler.

Yerin 8 metre altında bir cephanelik ve bir sığınakla birlikte iki buçuk metrelik bir örtü ile korunan nükleer projesinin aksine bu üretim alanları açıkta ve ulaşılabilir.

Mesele askeri güçte değil, istek ve kararlılıkta. ABD, 24 ay önce Afganistan'dan çekilmişken şimdi İran'la bir savaş riskini alır mı?

ABD, Ukrayna savaşının, doğrudan güvenliğine temas ettiğini ve liderliğini yaptığı NATO'ya bir meydan okuma olduğunu düşündüğü için Tahran rejimiyle yüzleşmeye hazır görünüyor.

Onun, resmi olarak benimseme de güç gösterisi yapmak, İsrail ile tatbikatlarını ve askeri varlığını artırmak ve İran askeri fabrikalarını bombalamak suretiyle hazır olduğunu ilk kez hissediyoruz desek yeridir.

Bu bizi şu son soruya itiyor:

İran'ın hedef alınması bizim için işi kolaylaştıracak mı yoksa durumu daha da karmaşık hale mi getirecek?
 


Rejimin zayıflatılması, şüphe yok ki bölgenin yanı sıra Ukrayna ve Azerbaycan gibi ülkeler için sevindirici bir haber; ama bunun için bahse giremeyiz.

Tahran, kapsamlı anlaşmanın, beklentilerine göre canlandırılması karşılığında Rus savaşçılara silah takviyesini durdurmak için Washington'la pazarlığa girerek denklemi değiştirebilir.

Bu noktada denklem farklılaşır. Zira Batı, Rusya'yı kuşatmak istiyor, ille de İran'ı değil.

Bununla beraber Tahran, zaman geçtikçe ve savaşlar arttıkça zayıflıyor.

Liderlik piramidi, evdeki hoşnutsuzluk ve kendisine yönelik ekonomik yaptırımların sürmesi ile artık şartlarını dayatabileceği bir güç merkezinde değil.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU