Suriye iç savaşı Lazkiye ve Hatay'da yaşayan Arap Alevilerin iletişimini zayıflattı

2011'de başlayan iç savaş, sınırın öte tarafında yaşayan ve genellikle aynı ailelere mensup olan Lazkiyeli ve Hataylı Arap Alevilerinin bir zamanlar gayet sıkı olan diyaloglarına darbe vurdu

Arap Alevi yaşlıları bir etkinlikte birbirlerini selamlarken

"Nusayri" olarak da adlandırılan Arap Alevileri, ağırlıklı olarak Suriye'nin Akdeniz kıyı şeridindeki Lazkiye, Tartus şehirleriyle Türkiye'nin Hatay, Adana ve Mersin illerinde yaşıyor.

Hatay'da ise daha çok Samandağ, Antakya ve Defne'de ikamet ediyorlar.

Türkiye'deki yerleşik Arap Alevi nüfusunun 1 milyon olduğu tahmin ediliyor.

Suriye'de nüfusun yaklaşık yüzde 15'ini oluşturdukları belirtilen Arap Alevileri, Lazkiye ve Tartus dışında daha az sayıda olmakla birlikte Humus ve Hama şehirlerinde de yaşıyor.

Yine Lübnan'ın kuzeyindeki Trablus şehrine bağlı Cebel Muhsin bölgesinde de 100 bini aşkın Arap Alevi'nin olduğu ifade ediliyor

 

suriyeharitası1.jpg
Lazkiye ve Hatay illerinde yaşayan Arap Alevilerinin 2011'e kadar yakın ilişkisi vardı

 

1939'da sınırın iki tarafında kaldılar

Hatay'ın 1939'da Türkiye'ye bağlanmasına kadar bu ilde yaşayan Arap Alevileriyle hemen bitişiğindeki Lazkiye'de yaşayanlar bir bütün haldeydi.

Hatay'ın Türkiye'ye bağlanmasıyla genellikle aynı ailelere mensup toplumun arasına bir sınır çizilmiş oldu.

Ancak her şeye karşın komşu olmalarının da etkisiyle Hatay'da yaşayan Arap Alevileriyle Lazkiye'de kalanlar arasındaki iletişim sürdü.

Karşılıklı ziyaretler yapılıyor zaman zaman kız alınıp veriliyordu.

İki ülke ilişkilerinin 1990'ların sonunda yumuşaması ve artan ulaşım imkanlarıyla bu ziyaretler günü birlik yapılır hale gelmişti.

Suriye'yi yöneten Beşşar Esad'ın ailesi de Lazkiyeli bir Arap Alevi'si. Bunun da etkisiyle Suriye'deki Arap Alevileri, Esad yönetiminin en büyük destekçisi oldu.

Ancak Suriye'de 2011'de başlayan iç savaş ile birlikte Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler gerildi.

Hatay'dan Lazkiye yönüne açılan Yayladağı Gümrük Kapısı işlerliğini kaybetti.

Sınır hattında artan güvenlik sorunları, mezhepsel gerilim birçoğu akraba denebilecek Hataylı ve Lazkiyeli Arap Alevileri arasındaki fiziki iletişimi önemli ölçüde azalttı.

 

tülayhatimoğulları.jpg
Tülay Hatimoğulları / Fotoğraf: AA

 

"Savaştan önceki diyalog kalkmış oldu"

Bu duruma dair sınırın iki tarafında da kalan insanlara sorular yönelttik.

Kendisi de Hataylı bir Arap Alevi'si olan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ile görüştük. 

Hatimoğulları, savaşın Arap Aleviler arası iletişimi olumsuz etkilediğini doğruladı.

Savaş nedeniyle gidiş-gelişlerin bitme aşamasına geldiğini, sınır kapısının kapatıldığını belirten Hamitoğulları, "Bu tabii ki her şeyi etkiledi" dedi.

İç savaştan önce karşılıklı günlük gidiş gelişler çok fazla olduğunu, Hatay'dan birçok insanın Suriye'ye gidip birkaç gün kalabildiğini hatırlatan Hamitoğulları, "Samandağ sahilinde Hz. Hızır Türbesi var. Oranın etrafında her gün Suriye'den gelen çok insan olurdu. Bu durum tümden kalktı. Dolayısıyla savaştan önceki diyalog ortadan kalmış oldu. Ancak çok yakın akrabalar özel bir gayretle gidip gelecekler o da çok seyreldi" diye konuştu.

 

sevrabaklacı.jpg
Hataylı akademisyen yazar Sevra Baklacı, bir dönem Suriye'de de yaşadı / Fotoğraf: Facebook

 

"2011'de başlayan savaş karşılıklı ziyaretleri imkansız hale getirdi"

Akademisyen yazar Sevra Baklacı'nın ailesi de Hataylı Arap Alevi'si.

Baklacı, bir dönem eğitim amacıyla Suriye'de yaşadığından her iki ülkeyi de iyi biliyor.

"Savaş, Arap Alevilerin arasındaki ilişkileri nasıl etkiledi" sorumuza Baklacı, "Suriye savaşıyla ilgili çok görülmeyen, konuşulmayan meselelerden biri bu" diye cevap verdi. 

Bir dönem Suriye'de de yaşamış, aynı zamanda bu ülkede birinci derecede akrabaları olduğunu dile getiren Baklacı, "Meselenin daha iyi anlaşılması için savaş öncesi durumdan bahsetmek gerekir" ifadelerini kullandı.

Sınırın iki tarafında aynı etnik kökenden yoğun bir nüfusun bulunduğunu hatırlatan Baklacı, şunları söyledi:

Aralarındaki tarihi ve kültürel bağlar yıllardır iki taraf arasında yapılan evlilikleri beraberinde getirmiş. Savaştan önce Hatay ile Suriye arasında her gün çalışan yolcu otobüsleri ve taksiler vardı. O zamanlar vize de istenmediği için akrabalar karşılıklı olarak birbirlerini sıklıkla ziyaret edebiliyorlardı. Ancak 2011'de başlayan savaş, bu ziyaretleri neredeyse imkansız hale getirdi."

 

 

yayladağı.jpg
Hatay'ın Lazkiye'ye açılan sınır kapısı Yayladağı yıllardır eski hareketli günlerinden uzak

 

"10 yıldır akrabalarımı göremiyorum"

Şu anda sınırların kapalı olduğunu ve vize alınamadığını anımsatan Baklacı, "Vize verilse dahi güvenlik problemi nedeniyle insanların gitmesi çok güç. Düğün, bayram ve cenaze oluyor ama akrabalar birbirlerinin yanında olamıyor. Ben de en az 10 yıldır akrabalarımı göremiyorum. Örneğin yazın kız kardeşim evlendi, sınırın öte tarafındaki akrabalarımıza düğün davetiyesinin fotoğrafını telefon üzerinden gönderdi. İki taraf da o gün bir araya gelemeyeceklerini biliyordu oysa" diye durumu anlattı.

"Dillerde hep inşallah düzelince lafı var"

Baklacı, tanık olduğu bir başka olayı da şu sözlerle dile getirdi:

Hataylı biriyle evlenen Suriyeli bir kadının ailesiyle Lübnan'da görüşmek için plan yaptığına fakat ailesinin Suriye'den çıkmasının zor olması, kendisinin de ekonomik koşullardan dolayı Lübnan'a gitmesinin güç olması sebebiyle bu buluşmadan şimdilik vazgeçtiklerine şahit oldum. Dillerde hep 'inşallah düzelince...' lafı var."

 

somersultan.jpg
Somer Sultan / Fotoğraf: Facebook

 

"Olaylarla birlikte bir kopuş yaşandı"

Lazkiye'de yaşayan bir Arap Alevi'si olan ve zaman zaman haberlerde görüşlerine yer verdiğimiz Suriyeli gazeteci Somer Sultan'ın da Hatay'da çok sayıda yakın akrabası bulunuyor.

"Bu olaylarla birlikte bir kopuş yaşandı" diyen Sultan, "Eskiden çok sayıda Hataylı öğrenci olurdu Suriye'de. Çok azı hariç hemen hemen hiç kimse kalmadı. Türkiye, 2013'teki Reyhanlı patlaması sonrası Lazkiye sınırındaki Yayladağı Sınır Kapısı'nı kapatma kararı aldı. Bununla yetinmeyip Suriyeli vatandaşlara Türkiye vizesi vermeyip sadece muhaliflerin elindeki sınır kapılarını açık bıraktı" diye konuştu.

Lazkiyeli birinin Türkiye'ye gidebilmesi için ya ikametinin Suriye'de olmaması ya da muhaliflerin kontrol ettiği kapılardan çıkması gerektiğini aktaran Sultan şöyle devam etti:

Arap Alevilerin, Nusra gibi örgütlerin olduğu İdlib'e giderek yine onların kontrolündeki sınır kapılarından Türkiye'ye gidebilme şansları çok az. İllaki gitmek isteyenler, Lübnan'a gidip, orada geçici ikamet aldıktan sonra Türk Büyükelçiliği'ne başvurup havayoluyla Türkiye'ye gitmeleri lazım. Eskiden Lübnan'daki Trabslusşam'dan Hatay'a deniz seferleri vardı. Bu yol da kapandı." 

 

hatayalevi1.jpg
Hatay'daki Arap Alevilerinin bir toplantısından / Fotoğraf: Facebook

 

"Evlilikler geçmişe oranla çok azaldı"

Bu etkenlerin sonucunda Hataylı ve Lazkiyeli Arap Aleviler arasındaki evliliklerin çok azaldığını vurgulayan Somer Sultan, "Her iki tarafta akraba olan birçok aile var. Hataylı bir kişi, aynı aileye mensup olduğu Lazkiye'den bir kızla evlenmek isterse önce Lübnan'a gidecek. İkametini orada gösterip Türk Büyükelçiliği'ne başvurması gerekiyor. Bu işlemler birkaç ayı bulabiliyor ve maliyeti daha fazla. Dolayısıyla evlilikler geçmişe göre çok azaldı. Net bir sayı veremem ama gözlemlerime göre şu anki evlilikler geçmişteki evliliklerin onda biri bile değil" diyerek sözlerini tamamladı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU