Kısır döngü içinde parçalanmış bir dünya: Davos

"Davos'taki bir tatil otelinin özel süitinde geçirilen dört gün içinde, dünya çapında aylarca yapılan gezilerle imzalayabileceklerinden daha fazla anlaşma imzalayabilirler"

Fotoğraf: Reuters

Kovid-19 pandemisi nedeniyle verilen aranın ardından kış döneminde yeniden toplanan Davos Ekonomik Forumu'nun çalışmaları dün tamamlandı.

Deniz seviyesinden bin 560 metre yükseklikte, dünyanın endişelerine kesinlikle aldırış etmeden onun işlerini yöneten "süper sınıf" yeniden bir araya geldi.

53. Davos Forumu'nun parlak bir başlığı vardı: 

"Parçalanmış Bir Dünyada İş birliği"

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak gerçek slogandan çok uzaktı.

Bu yüzlerce devlet ve hükümet başkanı, üst düzey siyasetçi, bankacı, iş adamı ve etkili kişinin katıldığı etkinliğin inandırıcılığını azalttı.

Forum, dünyanın temel düzeyde benzeri görülmemiş bozulma ve dengesizlikten muzdarip olduğu bir zamanda düzenlendi.

Bahsi geçen bozukluk ve dengesizliğin başında belki de tüm insanlığın yüzünde patlayabilecek bir saatli bombaya dönüşen dünyanın iklimi geliyor.

Kanıtı da konferansın yapıldığı kasabanın bulunduğu dağ zirvelerini kaplayan kar yüzdesindeki azalmaydı.

Uydu görüntüleri, Dünya Ekonomik Forumu'nun ilk yıllık toplantısının yapıldığı 1971 yılına kıyasla kar örtüsünün ortalama yüzde 10 azaldığını gösteriyor.


Devler buluşmasının sloganına göre dünyamızın parçalanmış olmasının sebebi nedir?

Cevap, milyonlarca insanın yoksulluğunu, çile ve sıkıntılarını hafifletme fikrine odaklanan "Oxfam" organizasyonu tarafından onaylanan ve gerçekleştirilen sosyal adaletin yokluğunda yatıyor.

Forumun açılış gününde, günümüz dünyasında hâkim olan sosyal Darwinizm'i ve bunun dünyadaki serflere verdiği zararı yansıtan "En Zenginlerin Hayatta Kalması" başlıklı bir Oxfam raporu yayınlandı.

Raporda bildirilen rakamlar sadece dikkat çekici değil, aynı zamanda benzeri görülmemiş derecede tehlikeli. Nedeni de son zamanlarda dünyanın 6 kıtasının başına gelen büyük hasara rağmen, dünyadaki milyarderlerin son 10 yılda servetlerini ikiye katlamış olmaları.

Dünya nüfusunun yüzde 1'ini oluşturan zenginlerin geliri, en yoksul yüzde 50'nin gelirinin iki katından fazla.


2020'den beri dünya çapındaki 1,7 milyar işçinin yaşadığı ülkelerde enflasyon asgari ücret tutarını aşmış olsa da milyarderlerin serveti günde 2,7 milyar dolar arttı.

Forumun Başkanı Børge Brende, bu yılki oturumun "on yıllardır en karmaşık jeopolitik ve jeoekonomik koşulların gölgesinde gerçekleştiğini" kabul etti.

Ancak özellikle Rusya-Ukrayna sahnesi düzeyinde bu karmaşıklığın arkasında kimin olduğu konusunda, tatmin edici bir yanıt vermedi.

Bu sahnede, öncüsü Amerika Birleşik Devletleri ve boyun eğmiş yaşlı Avrupa kıtasıyla birlikte NATO, Çar Putin'i yenmenin kaçınılmaz olduğu bahanesiyle askeri çatışmanın alevlerini körüklemeye devam ederken, savaşı bitirmenin yollarının arandığına dair en ufak bir belirti yok.

Dünya barışını kaybetmek üzere, çatışma davullarının çalınması, gizlemeden ve açıkça bilhassa nükleer bir küresel çatışma fikrine yönlendiriyor.

Özellikle de BM'nin geçen yıl nükleer silahların yayılma alanını azaltma konusundaki başarısızlığı ve bugün yeniden birkaç ülkenin nükleer kulübe girmeye aday olmanın eşiğinde olduğu dikkate alındığında.

Davos'tan bu yıl en çok yararlananlar dünyanın yoksulları değil, Rusya'nın yokluğundan ve kendi iç krizleriyle meşgul olan Çin'in yetersiz temsilinden yararlanan Ukraynalılar oldu.

Ukraynalılar, Almanya Şansölyesi Olaf Schultz'tan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'e kadar yüzlerce önemli siyasi şahsiyete yönelirken, dillerinde, şiddetli savaşı uzatmak için daha fazla silah ve para için bitmek bilmeyen çağrılar vardı.

Her güvenilir analist, dünya ekonomisini iyileştirmeye yönelik Forum'un çıktılarını sorgulayacaktır.

Zira Forum'un düzenlenmesinden birkaç gün önce bizzat kendisi tarafından yayınlanan yıllık küresel risk raporu, içinde bulunduğumuz yılda, durgunluk, geçim maliyeti krizi ve artan borç sıkıntısı gibi dünyanın ufuklarında asılı kalacak ciddi tehlikeleri ortaya koydu.

Dünya Bankası'na gelince, iki hafta önce çoğu ülke için büyüme tahminlerini düşürdü ve dünyada durgunluğun tehlikeli bir şekilde yaklaştığı uyarısında bulundu.
 


Neticede sonuç, dünya çapında koşulları iyileştirmek ve doğaları değiştirmek için gerçek etkili önlemler alınmadan, daha fazla açıklama, söz, gereklilikler ve zorunluluklar üzerine daha fazla konuşmadan ibaret kaldı.

Davos'ta yaşananlar, küresel iklim konferanslarının aynısıydı; küresel ısınmaya neden olan büyük sanayileşmiş ülkelerden, günlük yaşamlarında bunun fahiş bedellerini ödeyen yoksul ülkelere milyarlarca dolarlık hayali vaatler verildi.

İklim ve beklenen küresel savaştan sonra dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli ve tehlikeli sorunlardan biri, enerji, tedarik zincirleri ve arz ile kökten bağlantılı dünyadaki gıda ve açlık sorunu.

Kısmi veya kısa vadeli çözümler, dünyayı içinde bulunduğu çukurdan çıkarmaya artık uygun değil. Keza G7 ülkelerinin ekonomik pragmatizmi de daha yüksek enflasyonu, daha yavaş ekonomik büyüme olasılıklarını dikkate almıyor.

Aynı şekilde toplumsal huzursuzluk sorunları, açların ve muhtaçların devrimleri, bunlara çözüm aramaya gayret edenlere dahi uzak görünüyordu. Oxfam'ın tavsiyeleri bile servet biriktirmekle meşgul büyüklerin kulağına ulaşamadı.

Davos liderlerinden, gelişmekte olan ülkelerin enerji alanında geçişini finanse etmeyi ve iklim değişikliğine eşlik eden doğal afetler için tazminat ödemeyi öngören kesin, tek bir karar çıkmadı.

Forumun nihai bildirisi, güneydeki ülkeler veya dünyanın geri kalan fakir ülkeleri tarafından onaylanmadı.

Parçalı bir üçüncü dünya savaşı yaşayan dünyanın parçalanmış olmasının sebeplerini Papa Francis'den de daha güzel ve samimi şekilde ifade eden Forum'un kurucusu Profesör Klaus Schwab'ın şu sözleriydi:

Uluslararası iş birliği eksikliği, kısa vadeli ve bencilce politikalara yol açıyor, bu da bir kısır döngü içinde dönme ve krizlerden çıkamama anlamına geliyor.


Davos Forumu'nun aldatma içermeyen gerçeği, "Davos Adamı: Milyarderler Dünyayı Nasıl Yuttu" kitabının yazarı Amerikalı gazeteci Peter Goodman tarafından dürüstçe ele alındı.

Kitapta şöyle deniyor:

Davos'taki bir tatil otelinin özel süitinde geçirilen dört gün içinde, dünya çapında aylarca yapılan gezilerle imzalayabileceklerinden daha fazla anlaşma imzalayabilirler.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU