Rehber Hamaney manevra yapıyor ama çok geç

"Eğer hidayet hevadan ve kibirden geliyorsa, bunu dalalet olarak isimlendirin"

Fotoğraf: Reuters

İran'da genç bir kadının "kurallara uygun olarak başörtüsü takmaması" nedeniyle gözaltındayken hayatını kaybetmesinin ardından patlak veren protestolardan dört ay sonra, rejimin zirvesinde oturan "Rehber" Ali Hamaney, İranlılara yapılan onca baskının ardından, tam olarak örtülü olmayan kadınların "din karşıtı ve devrim karşıtı" suçlamalarıyla hedef alınmasını reddettiğini açıkladı.

Hamaney, İranlı kadınlardan oluşan bir topluluğun önünde yaptığı konuşmada "Başörtüsü tam olmayanlar da bizim kızlarımızdır" dedi ve ekledi:

Başörtüsü hiç şüphesiz uyulması gereken dini bir yükümlülüktür. Ancak bu, başörtüsü kuralına tam olarak uymayanların dinsiz ve devrim karşıtı olmakla itham edilmesine de yol açmamalıdır.


Hamaney, "Başörtüsünün tam olmaması doğru bir şey değil ancak bu, insanları din ve devrim çemberinin dışına da çıkarmaz" dedi.

"Farklı kademelerde kadın istihdamı önerisi, uzun zamandır aklımda olan önemli bir konu" sözleriyle kadınların hassas, kritik pozisyonlara atanmasına açık olduğunu dile getirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Burada üç sütuna dayalı bir rejimi temsil eden İran rejiminin liderinin huzurundayız.

Bunlar; "devrim ihracı", kadınları başörtüsü takmaya zorlamak ve "Amerika'ya ölüm" sloganı.

Rejiminin kafası karıştığı ve İran halkı ona karşı ayaklandığı için fırtınaya boyun eğmeye ve manevra yapmaya çalışıyor.

Bu, dini liderin rejimini ve otoritesini sağlamlaştırmak için her şeyden, hatta kesin gördüğü şeylerden bile taviz vermeye ve artık yalnızca kendi çıkarı için "din ve devrim"i yeniden tanımlamaya hazır olduğu anlamına geliyor.

Rehber şimdi bunu yapıyor. İran halkının yaklaşık kırk yıllık kayıp yaşamından sonra başörtüsünün detaylarına kadar daldı.

Bu, 'Humeyni İranı'nın bölgede barışa, istikrara, ekonomiye ve hatta İslam dinine verdiği tahribattan başka bir şey değil.

Rehber şimdi bunu, masum İranlıların kanı döküldükten ve geri kalmışlık tüm İran'ı vurduktan sonra yapıyor.

Beyin göçü, yolsuzluk ve ekonomik zayıflığın olduğu yerde, sırf kendi otoritesini sağlamlaştırmak adına İran'ı ne ilk ne de son olacak yaptırımlara tabi tuttu.

Bugün molla rejiminin temellerini güçlendirmek için her şey tartışılabilir ve yeniden gözden geçirilebilir.

Burada soru işareti olan şey bireylerin, son endişesi insan onuru ve hayatı olan rejimi kontrol etme arzusu nedeniyle bu bölgenin ne kadar çok fırsatı ve hayatı boşa harcadığıdır.
 


En önemli soru da şu:

İran'ın sahneyi, özellikle de siyasal İslam söylemini tekelinde tutmadığı, Hizbullah ve Hamas gibilerine ayak uydurduğu bahanesiyle bölgedeki bazı ülkeler, İran ve ona bağlı çağ dışı rejimlerle ihale oyununa devam etseydi bölgedeki durum nasıl olacaktı?

Tüm bu noktalar çözüm sunmak veya düşmanlık yaratmak için değil, bilhassa İran veya siyasal İslam söylemine ayak uydurmak gerektiğine inananlar için tefekküre davettir.

İran'da rejimin ilk sarsılmasında dini lider, "din ve devrimde" bile müzakere ve takas yapmaya hazır hale geldi.

Rehber bunu yaşam biçimi olan reform ve gelişim için yapmıyor. Aksine, otoritesini ve etkisini güçlendirmek, İranlılar, tüm bölge ve onlarla bu konuda boy ölçüşmek isteyen herkes için mollaların yıkıcı rejiminin istikrarını sağlamak amacıyla yapıyor.

Burada Şair Ahmed Şevki'nin şu mısraları üzerine ona rahmet dilememek elde değil:

Eğer hidayet hevadan ve kibirden geliyorsa,

Bunu dalalet olarak isimlendirin.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU