Suudi Arabistan şehirlerindeki yılbaşı kutlamalarını takip edenlerin, gördüklerinin Suudi Arabistan'da gerçekleştiğine inanmaları zor.
Sadece başkentte, Riyad Mevsimi etkinlikleri kapsamında Muhammed Abdo Arena Tiyatrosu'nda düzenlenen "Trio Talent" konseri, farklı Arap uyruklardan 12 kadın ve erkek şarkıcıyı bir araya getirerek şehrin gecesini şarkılarla, neşeyle, ışıklarla ve kostümlerle aydınlattı.
Boulevard kutlamalarını, havai fişek gösterilerini ve insan kalabalığını izleyenler, Suudi Arabistan başkentindeki el-Farah Caddesi'ni, New York'taki Times Square veya Londra, Paris ve Pekin'deki faaliyetlerden ayırt edemezlerdi.
Yeni yılı kutlamak, Suudi Arabistan'da değerler, sosyal ve politik alanda, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğinde ve Kral Selman bin Abdulaziz'in rehberliğinde gayret, kararlılık ve azimle meydana gelen değişimin büyüklüğünün göstergelerini taşıyan bir fikir...
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Suudi Arabistan artık yeni bir konumla, başkalarının seçimlerine tepki olarak kendisine çizilenden farklı bir geleceğe doğru sıçrayan farklı bir ülke ruhuyla, haritada yer aldığını söylemek için her fırsatı değerlendiriyor.
Şimdi seçim, öncelikle Suudi Arabistan halkınındır… Suudi Arabistanlı kadın ve erkeklerin seçimi, ülkeye ve insanlara yönelik tehlikeleri ne olursa olsun, orada ve burada meydana gelen politikalar, seçimler ve eylemlerden bağımsız, onların ihtiyaçlarına ve özlemlerine doğrudan bir cevaptır.
Prens Muhammed "1979'un tutsağı kalmayacağız" diyerek bunu daha önce de söylemişti ve günlük uygulamalarla bu sözüne bağlılığını deklare ediyor.
Bu sözüyle Veliaht Prens, İran'ın tüm komşularını korkutan, Cuheyma'nın Mekke'de Harem-i Şerif'e saldırısı gibi çılgınlıklara ve intihar eylemlerine ilham veren Humeyni'nin Ortadoğu'da ilk dini mezhepçi devletini kurduğu günü kastediyordu.
Suudi Arabistan bunların hepsi geride kaldı diyor. Yarınlar, sevinçleri, başarıları, ekonomileri ve yenilikleriyle Suudi Arabistanlılarındır…
En son yılbaşı kutlamaları ile ifade bulan Suudi Arabistan seçimi, daha geniş bir bölgesel bağlama giriyor.
Yıkım, yerinden etme ve milislerin şehirlerinin aksine sosyal ve politik bir seçim olarak hayat ve neşe yaratmakta ısrar eden Arap şehirleri var.
BAE'de, Şeyh Zayed Yeni Yıl Festivali, yoğun bir katılıma tanık oldu. Abu Dabi Emirliği'nin banliyölerinden biri olan el- Vasba bölgesinde toplanan ziyaretçi ve izleyiciler bir milyon sınırını aştı.
Kutlamalarda devasa havai fişek gösterileri ve üç binden fazla drone'un kullandıldığı "drone" gösterisinde Guinness Rekorlar Kitabı'ndaki beş rekor kırıldı. Dronelar etkileyici gösterilerinin sonunda el-Vasba semasına Hoş Geldin Yeni Yıl mesajını çizdiler.
Göz kamaştırıcı faaliyetlerin değişmez lideri Dubai'de yeni yıl kutlamaları için 30 gösteri ve etkinlik tahsis edildi.
Her yıl olduğu gibi Dubai'nin baş tacı ve simgesi olan Burç Halife'deki yaratıcı havai fişek gösterisi yeni yıl gösterilerinin başlıcasıydı.
Burç Halife, Fransa'da Eyfel Kulesi, New York'ta Empire State veya Londra Köprüsü gibi şehir simgelerinin başında geliyor.
Şu an ilgilendiğimiz şey, var olanın ve olması amaçlananın görünümüne doğrudan sosyal ve politik yatırım yapmaktır.
Değer modernizasyonunu, mezhep, din ve katı ulusal kimliği aşan daha geniş bir insanlık alanında kapalı kimlikleri ötekinin kimliğiyle yaratıcı etkileşime açma metotlarını finanse etmektir.
Dubai, Ortadoğu'daki şehirleri, rollerini ve faaliyetlerini yeniden tanımlamakta öncü olduğu için burada Şarku'l Avsat gazetesinde bir keresinde bölgedeki gerçek denklemin "Ya Dubai ya da banliyö" olduğunu, insanların kaderleri ve koşulları için ikisinden birini seçmeleri gerektiğini yazmıştım!
"Banliyö vizyonu" (yani Beyrut'un güney banliyösü ve Hizbullah'ın ana kalesi) olduğu yere yoksulluk, açlık, altyapının çöküşü, hastalıklar, kültürel geri kalmışlık ve ideolojik körlük; "Dubai vizyonu" ise imar, başarı ve fırsatlar getiriyor.
Bunları yazdığım zaman İran'ın banliyö modelini tıpatıp aynı şekilde başka yerlerde de kopyalamak üzere olduğunu bilmiyordum.
O zamanlar banliyöden kastım sadece bir kentsel mekan değil, daha çok bir insan grubunun dünyaya, koşullarına ve ilişkilerine bakışı, yaşam, ölüm, neşe ve diğer fikirlere yönelik tutumuydu.
Şarku'l Avsat'ta İran'ın Suriye'nin başkenti yakınlarında yayılma, evler satın alarak ve kamplar kurarak nüfuzunu Seyyide Zeynep bölgesine bitişik Şam'ın güney kırsalındaki beldelere kadar genişletme projesini yeniden canlandırma çabalarına ilişkin bir haber dosyasını okuduğumda şaştım kaldım.
İran bu projeyle Beyrut'ta Hizbullah'ın nüfuzuna tabi olana benzer bir "güney banliyösü" oluşturmayı amaçlıyor.
Sadece "banliyö ve Dubai" örnekleri arasındaki soyut imge ya da politik metafor değil, bu ikisi arasındaki fiili senkronizasyon da bölgemizdeki gerçek ayrım çizgisinin özetidir.
Mesele, mezhepsel ayrım çizgileri veya Arap şehirlerinin topraklarında beliren bölgesel çatışma çizgilerinin basit bir şekilde teşhis edilmesiyle ilgili değil.
Tüm bunlar da var ancak bölgemizdeki asıl ayrım çizgisi şu: Dubai, temel dayanağı insan refahı olan tüm modernite biçimlerine kapılmış bir deneyimin metaforudur.
Banliyö ise illüzyonların, hurafelerin ve batıl itikatların uğruna ölüme açık bir davetin metaforudur.
"Dubai metaforu", sadece bir yer değil geleceğe tutunmadır. Banliyö metaforu, geçip gitmeyen bir geçmişe hapsolmadır.
Bir hoşgörü laboratuvarı olarak "Dubai metaforu, hoşgörüyü diğerinin potansiyeli ile köprü kurmaya doğru ilerlemenin bir koşulu olarak tanımlar. Banliyö metaforu intikam fikirlerini geri dönüştüren bir fabrika gibidir. Dubai metaforu, bölgenin en parlak beyinlerinden birinin "Gelecek, onu hayal etme yeteneğine sahip olanlarındır" sözünü tekrarlayan ve ondan esinlenerek işleyen bir metafordur.
Karşıtı olan metafor ise uzak geçmişten en hastalıklı sloganları tekrarlar.
Bir kez daha söyleyelim, denklem şu:
Ya Dubai ya da banliyö!..
Yeni yılınız kutlu olsun.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia