Karamollaoğlu'ndan 6'lı Masa çıkışı: "Bunlar uzlaşamazlar" zannediliyordu ama biz uzlaştık

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, "İnşallah bütün çabalara rağmen birlikteliğimizi devam ettireceğiz" dedi

Fotoğraf: AA

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bugün düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti'nin 20 yıldan daha uzun süredir iktidarda olduğunu hatırlatan Karamollaoğlu "Sadece ülkemiz için değil, despotik ülkelerde iktidara gelenler, ömürleri boyunca iktidarda kalırlar. Rusya’da, Çin’de geçmişte olduğu gibi. Ama demokratik ülkelerde değişim kaçınılmazdır. Çelişkilerin en önemlisi ise Sayın Erdoğan’ın başlangıçta söylediği sözler, verdiği sözler. Bunların ne kadar gerisinde kaldığımızı görmekten hakikaten üzüntü duyuyoruz. 2002 yılında seçime giden, siyasi hakkı bile olmayan bir kişinin bugün geldiği noktadaki tavrı, çelişkiyi görmemek mümkün değildir" diye konuştu.

"Uygulanan ekonomi politikasıyla Türk ekonomisinin aslında çökertildiğini" kaydeden SP lideri, "Kalkınıyormuş gibi bir intiba doğuruldu ilk başta, bugün geldiğimiz noktayı hepimiz görüyoruz" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"‘FETÖ’cü’ diye tarif edilen ekip, doğrudan doğruya Sayın Erdoğan’ın kendi eliyle inşa ettiği bir ekiptir"

İktidar tarafından yargıya müdahale edildiğini ifade eden Karamollaoğlu şöyle devam etti:

Adalete her noktada müdahale ediliyor, en alt kademeden en üste kadar. Bu değişiklikler sağlanırken hiç yoktan, birdenbire yeni bir ekiple iş birliği yaptı Sayın Erdoğan. Bugün ‘FETÖ’cü’ diye tarif edilen ekip, doğrudan doğruya Sayın Erdoğan’ın kendi eliyle inşa ettiği bir ekiptir. Öyle bir noktaya geldi ki kendisini bile tehdit ettiği kanaati doğduğu için 15 Temmuz’dan sonra şartlar değişti. Bugün Sayın Erdoğan’ın yanında bulunmayan, ama görevde olan birçok insan ‘FETÖ’cü’ olarak nitelendiriliyor. Erdoğan’ın yanındaysa farklı bir kategoriye konuluyor.

Nebati'ye: Senin gözünde ışık olsa ne yazar, olmasa ne yazar?

Hazine ve Maliye Bakano Nureddin Nebati'ye de tepki gösteren Karamollaoğlu "Sayın Maliye Bakanı, ‘Gözümdeki ışığa bak’ diyor. Senin gözünde ışık olsa ne yazar, olmasa ne yazar? Ben, senin yaptığın israfa, yolsuzluğa, yanlış kararlara bakarım. Şimdi çareyi muhalefeti tenkitte buluyorlar. Muhalefet, elbette tenkit yapmak mecburiyetindedir. Çünkü muhalefet, iktidarı denetlemek için gözünü açar, yanlışları tespit eder ve bunları kamuoyuyla paylaşır. Bu, muhalefetin görevidir. Ama bundan çok ciddi manada rahatsızlık duyuyor iktidar" diye konuştu.

"Seçime 6 ay kala, Karadeniz’de bulduğumuz doğal gaz milyarlarca dolara tekabül ediyor"

Karadeniz'de bulunduğu iddia edilen doğal gaz da Karamollaoğlu'nun gündeminde yer buldu.

SP lideri şunları kaydetti:

Şimdi gaza geliyoruz. Öyle bir havaya girdik ki birdenbire, tam seçime 6 ay kala, Karadeniz’de bulduğumuz doğal gaz milyarlarca dolara tekabül ediyor. 30 yıl bizi besleyecek 1 trilyon dolarlık gaz rezervi bulmuşuz. Bundan önce bulduklarımız… Onların önemi yok. Doğu Akdeniz’de, Ege’de, birçok yerde biz gaz ve petrol bulduk. Ne oldu bunlar? Tarihe karıştı. Bizim de söyleyeceğimiz milletimize; sakın ola ki gaza gelmeyin. Bu sadece sizin değil bütün ülkenin felaketi olur kanaatindeyiz. 

"Asgari müştereklerimizi belirledik"

6'lı Masa'nın çalışmalarına da değinen Karamollaoğlu şöyle konuştu:

6'lı Masa sırf bu sistemi değiştirmek isteyen altı parti tarafından kurulan bir masadır. Biz, tek adam rejiminin ülkemize fayda sağlamadığını gördük. Yeniden, biraz daha tedbir alarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçme kararı aldık. Bu kararda da inşallah bütün çabalara rağmen birlikteliğimizi devam ettireceğiz. Ben buna inanıyorum, böyle de görüyorum. Bazı medya grupları, özellikle de iktidar yanlısı; ‘Bu masanın işi bitti, artık bunlar birlikte yürüyemezler’. Nereden çıkardın? Sen, bunun için belki yatıp kalkıp dua edebilirsin. Dua etmeyi bile beceremezsin sen. Yalan söylemeyi şiar edinmişsin, yalan söyleyen adam dua etse neye yarar? Önümüzdeki seçimden sonra Türkiye’de şartlar değişecek, normale dönecek, herkes düşündüğünü rahatlıkla ifade edebilecek, bir sıkıntı olduğu zaman ister devletle ister kendi aralarında mahkemelere gidildiğinde hakkını alacağından emin olacak. Bu şartları oluşturacağız mutlaka. Ekonomide israf, yolsuzluk bütünüyle ortadan kalkacak. Ekonomi, üretim bazlı bir modele dönüşecek. Devlet de bütün kaynaklarını bu yolda yatırım yapmak isteyen müteşebbislere tahsis edecek ve biz bir bütün olarak Edirne’den Kars’a, Ardahan’a kadar; Iğdır’dan, Hakkari’den Antalya’ya, Muğla’ya kadar üretime dönük yatırımlarla bu ülkeyi kalkındırmayı bir görev addediyoruz. Dışarıdan bakıldığında ‘bunlar uzlaşamazlar’ zannediliyordu ama biz uzlaştık. Asgari müştereklerimizi belirledik. Türkiye’yi, bu sistemi değiştirecek ve bu sistem değişene kadar da uygulanacak politikaları belirleyen çalışmalar yaptık. Son çalışmamızı da inşallah önümüzdeki toplantıyı müteakiben kamuoyuyla paylaşacağız.

 

 

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU