Zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi ders zaman zaman polemik konusu oluyor.
Bir kısım insan, din dersinin 12 Eylül 1980 darbesinin ardından askeri yönetim döneminde yürürlüğe giren 1982 Anayasası ile başladığını, öncesinde böyle bir zorunluluk olmadığını söyleyerek, bunun laikliğe aykırı olduğunu öne sürüyor.
Bundan dolayı zorunlu din derslerine karşı itirazlar yükseliyor ve davalar açılıyor. Bu itirazlar genellikle de kimi Alevi ailelerden geliyor.
Özellikle 2000'li yılların başında yoğunlaşan ve dava aşamasına gelen bu itirazların ardından hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hem de Anayasa Mahkemesi'ne başvurular yapıldı.
Bu iki yüksek mahkemeden başvuranların lehine kararlar çıkınca, Türkiye, zorunlu din derslerinin içeriğinde değişikliğe gitti. Bu dersin adı da "din kültürü ve ahlak bilgisi" olarak değiştirildi.
Ancak bu değişikliğe karşın özellikle kimi Alevi kurumları, derslerde sadece İslam'ın Sünni inancının öğretildiğini ve "zorunlu" olmasının laikliğe aykırı olduğunu öne sürerek itirazlarını sürdürdü.
Çocukları aynı okulda okuyan 4 aile birden başvurdu
Bunun da etkisiyle Sancaktepe'de bir okulda çocukları okuyan 4 aile, çocuklarının zorunlu din derslerinden muaf tutulması talebiyle başvuruda bulundu.
Bu müracaatlardan biri de 2021-2022 eğitim-öğretim yılında 4. sınıf öğrencisi olarak eğitim gören çocuklarının zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutulması istemiyle annesi Sadegül Çavuş Çiftçi ve babası Özkan Çiftçi tarafından Sancaktepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yapıldı.
Önce kaymakamlık reddetti
Ancak ilçe milli eğitim müdürlüğüne yapılan başvuruyu değerlendiren Sancaktepe Kaymakamlığı, 14 Ekim 2021 tarihli kararıyla talebi reddetti.
Bunun üzerine aile, avukatları Seyit Sönmez aracılığıyla İstanbul 9'üncü İdare Mahkemesi'ne başvurarak, kaymakamlığın ret kararının iptalini istedi.
Yapılan iptal başvurusunda Sancaktepe Kaymakamlığı'nın işleminin; hukuka, demokratik, laik-sosyal hukuk devleti ilkesine ve anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, son olarak da Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarına aykırı olduğu iddia edildi.
Kaymakamlık sadece Hristiyan ve Musevi öğrencilerin muaf tutulduğuna vurgu yaptı
Kaymakamlığın savunmasında; Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 12. maddesinde din kültürü ve ahlak öğretiminin ilköğretim okulları ile lise ve dengi okullarda okutulan zorunlu derslerden olduğunun hüküm altına alındığı, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın 09.07.1990 tarih ve (1) sayılı kararıyla din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden T.C. uyruklu Hristiyan ve Musevi dinlerine mensup öğrencilerin muaf tutulacağının kararlaştırıldığı belirtilerek, davacıların talebinin reddinin anayasal hükümlere uygun olduğu ileri sürüldü.
Mahkeme başkanı, AİHM kararına dikkati çekip, davanın reddine karşı çıktı
Ancak bu mahkeme de 29 Kasım 2022 tarihinde verdiği kararda, davanın reddine karar verdi.
Mahkeme bu sefer oy birliğiyle değil bizzat mahkeme başkanı Nihat Toktaş'ın "karşı oyuyla" yani "şerhiyle" karar verebildi.
Mahkeme başkanı Toktaş, AİHM'in 2014'te bir başvuruya dair kararına atıf yaptı. Toktaş, din kültürü ve ahlak dersinin müfredat değişikliğinde eksikliğin yeterince giderilmediğine dikkati çekerek şöyle dedi:
Bu eksikliğin yeterince giderilemediği dikkate alındığında, davacıların çocuğunun zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutulması istemiyle yaptıkları başvurunun reddine ilişkin davaya konu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bu bağlamda, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin gerektiği görüş ve oyu ile; saygıdeğer çoğunluğun aksi yöndeki oylarıyla makbuliyet kazanan karara katılmam mümkün olmamıştır.
"Din dersi yok, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi var denilerek başvurular reddediliyor"
Ailenin avukatı Seyit Sönmez ise son süreçlerde zorunlu din derslerine karşı yapılan başvuruların "Artık din dersi yok, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi var" denilerek reddedildiğini söyledi.
Türkiye'de ne kadar ve kimin nerede dava açtığını tam bilmediğini vurgulayan Sönmez, "Şunu söyleyeyim, bazı yerlerde dava açmadan okulların bu talebini kabul ettikleri veliler de var" dedi.
"Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına karşın mahkemelerden ret kararı geliyor"
Geçmişte zorunlu din derslerine yönelik yapılan müracaatlarda Anayasa Mahkemesi'nden başvurucular lehine kararlar çıktı. Peki yerel mahkemelerde niye farklı kararlar çıkıyor?
Sönmez'in bu soruya cevabı şöyle oldu:
Bu davalar reddediliyor. Şimdi Anayasa Mahkemesi ve AİHM'in ihlal kararları olduğu için halkta sanki bu davalar kabul ediliyormuş gibi bir algı var. Yani bu davaların kabul edilmesi son dönemlerde yok. Son 5-6 yıllık dönemde ben görmedim. Yani mahkemeler, Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararlarını uygulamıyor.
4 ailenin açtığı davadan 2'si reddedildi
Sönmez, bundan dolayı Sancaktepe'de aynı okulda okuyan 4 ailenin Anayasa Mahkemesi'nin kararının uygulanması için açtığı davalardan şu ana kadar son kararla birlikte 2'si için ret kararı çıktığını belirterek, "Ne tesadüftür ki bu ikinci ret kararı da ilk kararının harfi harfine aynısıdır. Diğer 2 dava ise hale sürüyor" ifadelerini kullandı.
© The Independentturkish