Amerika'daki kitle saldırılarından bahsederken "güvende kal" temennisi anlamını yitiriyor

İnsanların öldüğü bir zamanda dil, hakkında endişelenecek son şey gibi görünebilir. Fakat dil, böyle korkunç olayları idare ya da manipüle etmek için kullanılabilen ve uzun süredir de kullanılan, sosyal bir araç

 

El Paso'daki katliamın gecesinde bir grup insan kurbanları anmak için Meksika-ABD sınırı yakınlarında nöbet tutmuştu (Reuters)

"Güvende kal!"

Twitter'da memleketimden haberleri takip ederken bu cümle tekrar tekrar karşıma çıkıyor. Gilroy, El Paso ve Dayton'dakiler için kaçınılmaz bir temenni. Silahlı bir adam insanlara ateş açtığında, ambulanslar hastanelere ve morglara hücum ettiğinde, parçalanmış bir kasabanın yıkılmış insanları yaralarını sarmaya çalışırken böyle tweet atarsınız. "Güvende kal!"

1980'lerden bu yana bu ifadenin kullanımı yangın güvenliğiyle ilgili olsun, çevrimiçi güvenlikle ya da yaz aylarında cilt bakımıyla ilgili olsun, onlarca kampanyanın sloganı olarak şimşek gibi arttı. Tekrarlayan s'leri ve kafiyeli ünlü harfleriyle (ifade İngilizce'de 'stay safe' diye yazılıyor çn.) duman dedektörünün pilini değiştirmeyi veya 50 faktör güneş kremini bolca yaymayı hatırlatmak için akılda kalan bir slogan. Ne var ki paçasından bile silah akan günümüz Amerika Birleşik Devletleri'nde düpedüz hayali bir temenni.

İster El Paso'nun eski Demokrat kongre üyesi Beto O'Rourke tarafından ister şu anki Cumhuriyetçi senatörü Ted Cruz tarafından tweetlenmiş olsun, "uzun boylu ol" temennisi ne kadar boşsa bu da o kadar boş. Bazı insanlar güvende kalacak, bazıları kalmayacak ve bunun onların güvende kalma çabalarıyla pek de ilgisi olmayacak. Aslında temenni ettikleri şeyse şu: "umarım şansın yaver gider."

Politikacılar tabii ki çareyi “güvende kal” demekte buluyor çünkü başka ne diyeceklerini bilemiyorlar. Amerikan silah şiddeti klişelerinin düzenli olarak yenilenmesi gerek. “Düşüncelerimiz ve dualarımız sizinle” siyasetçilerin favori ifadelerinden biriydi, ta ki yas tutanlar ve eylemciler ifadenin abesliğine ve sonra da, bir yandan kurbanlar için dua ederken öte yandan da cebi para dolu Ulusal Silah Birliği'nin (National Rifle Association, NRA) daha ölümcül insanların daha ölümcül silahlara daha rahat ulaşabilmesini sağlayan politikasını mütemadiyen destekleyen siyasetçilerin ikiyüzlülüğüne dikkat çekene kadar. Bugün de siyasetçiler dua ediyor veya düşüncelerini gönderiyor ama söz konusu klişeden kaçınıyorlar.

 

 

“Kederli” ve “trajedi” gibi diğer ifadeler kullanıla kullanıla o kadar aşındı ki artık olması gerektiği kadar şok edici değiller. ABD'deki durum İngiltere’den Shakespeare’in bir trajedisi gibi görülebilir: ülkenin kendi vahim hataları - ikinci anayasal değişiklik ve kurumsal ve siyasi yolsuzluk - felaketini de beraberinde getiriyor. Ancak ABD'de kitlesel cinayetleri “trajik olaylar” olarak nitelendiren politikacılar sanki deprem gibi bir doğal afetten bahsediyormuş gibi davranıyorlar. Sanki karşımızda o kadar muazzam ve kudretli bir şey var ki kendimizi ona teslim etmekten başka elimizden gelecek bir şey yok.

Bu bağlamda “güvende kal”, “güçlü kal” ve (bazı çevrelerde) “inancını koru” gibi komutlar Amerikalıların bu delilik karşısında hala yapılabilecek bir şey olduğunu hissetme ihtiyacını besliyor. Fakat bu duygunun kendisi de delilik. Yemek festivaline katılan veya okul malzemeleri için Walmart'a giden kişiler güvende kalmak için daha ne yapabilirdi ki? Kim bilir belki de bazıları ABD’de okula dönüşün olmazsa olmazı kurşun geçirmez sırt çantalarından almak için dışarı çıkmıştı. Sırt çantalarını online sipariş edip evlerinde kalsalardı dahi, ABD'deki ev içi silahlı şiddet istatistikleri düşünüldüğünde çoğu yine de güvende olmazdı.

İnsanların öldüğü bir zamanda dil, hakkında endişelenecek son şey gibi görünebilir. Ancak dil idare ve manipüle etmek için kullanılabilen sosyal bir araçtır. İşte bu yüzden kelimelere bakmalıyız, ne dediklerine dikkat etmeli ve bizi ölümcül bir statükonun içinde tutan sanılara sokup sokmadığını tespit etmeliyiz. Bu vakalardan bahsederken “ateşli saldırı” mı, “cinayet” mi, yoksa “terör saldırısı” mı demeliyiz? Onları gerçekleştikleri yerlerin ismiyle mi anmalıyız - Sandy Hook, Columbine, Gilroy - yoksa eski silah denetimlerini fesheden ve yenilerini engelleyen siyasetçilerin isimleriyle mi?

Twitter'da El Paso'daki kitle cinayetini NRA'nın finanse ettiği Teksas senatörü John Cornyn'in adıyla Cornyn Katliamı olarak anan bir hareket var. Rağbet görmeyebilir ama en azından sadece "güvende kal"maktan fazlasını yapabilecek birisine sorumluluk yükleyip bir iletişim başlatıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU