Kış mevsiminin başlangıcı olarak da kabul edilen 21 Aralık, yılın en uzun gecesi. Farsça "Şeb-i Yelda", Kürtçe "Şeva Çile" olarak isimlendirilen bu gece, birçok Ortadoğu halkı tarafından farklı etkinliklerle kutlanıyor.
Farsçada "şeb" gece; "yelda" ise uzun ve siyah anlamına geliyor. "Şeb-i Yelda"nın kökeninin ne kadar eskiye dayandığı hakkında ise farklı rivayetler söz konusu.
O gece; şiirler, hikayeler okunur, şarkılar söylenir ve nar ile karpuz ikram edilir. Nar ikram edilmesi ve yenilmesinin sebebi; o yılın hastalıklardan uzak bereketli geçeceğine dönük olan inançtan kaynaklanıyor.
Miladi takvime göre kış ve yaz ayları iki kırk gün olarak hesaplanıyor. Kürtçe "çileyê bicuk" (küçük kırk) ve "çileyê mezin" (büyük kırk) olarak ayrılıyor ve her bir bölüm 30 değil kırkar gün şeklinde bölümleniyor.
21 Aralık ise "çileya biçuk"un başladığı gece olarak kabul ediliyor ve "Şeva Yelda / Şeva Çile" olarak isimlendirilerek kutlanıyor.
21 Aralık'tan sonra kuzey yarımkürede gündüzler uzamaya, güney yarımkürede kısalmaya başlıyor.
Şeb-i Yelda, İran'da yaşayan Farslar, Kürtler ve Azerilerin yanı sıra bölgede yaşayan birçok halk tarafından kutlanıyor.
Son yıllarda Türkiye'deki Kürt kentlerinde de sık sık kutlanmaya başlandı. Bu yıl kutlandığı yerlerden biri de Van.
Şeva Çile Eğitim Sen Van Şubesi tarafından hazırlanan bir dizi etkinliğin oldu bir kutlama yapıldı. Kentte farklı kurumlar tarafından iki kutlama programı daha düzenlendi.
Kutlamanın hazırlık çalışmalarına haftalar öncesinden başlandı. Kentte bulunan ŞanoWan isimli tiyatro salonunda gerçekleşen kutlama kapsamında bir dizi etkinlik gerçekleşti.
Katılımcılara nar ikram edilmesiyle başlayan etkinlikte ilk olarak Kürtçe şiirler okundu.
Devamında hikâye anlatıcısı ve yazar Ayhan Erkmen'in anlattığı, Kürt sözlü kültüründe önemli yeri olan Kürtçe hikayeler katılımcılara keyifli anlar yaşattı.
Programın en renkli etkinliği ise dengbêj dinletisi oldu. Kutlamaya katılanların bir kısmı salonun dolmasından dolayı programı ayakta takip etti.
Hikaye anlatıcısı Ayhan Erkmen: Kültürümüze sahip çıkarak manevi varlıklarımıza katmayı başardık
2 saat boyunca devam eden ve yoğun bir ilginin olduğu etkinlik sonrası etkinliğe konuk olarak katılan Ayhan Erkmen ile Independent Türkçe için konuştuk.
Şeva Yelda'nın unutturulmaya çalışıldığını söyleyen Erkmen, şunları anlattı:
Şeva Yelda unutturulmaya çalışılıyor. Son yıllarda kültürümüze sahip çıkarak manevi varlıklarımıza katmayı başardık. Bu gece 21 Aralık ve en uzun gece. Tam da Ortadoğu'nun karanlık olmasını gösterir gibi. Bu gece, en uzun karanlıkların artık olmamasına vesile olsun. Toplumların yüzleri hep aydınlığa doğru baksın.
Şeva Yelda'nın Türkiye'de uzun zamandır kutlanmadığını dile getiren Erkmen, halkın buna aç olduğunu söyledi:
Geçmişten beri Şeva Yelda kutlanıyor; orada yaşayan insanlar bir araya geliyordu. Stranlarını söylüyor, öykülerini anlatıyor ve şiirler okuyorlardı. Fakat uzun yıllardır kutlanmıyordu, buna açtık. Bu program, buna açlığımızın göstergesidir ki dün aynı salonda yine kutlandı, bugün kutlanıyor ve yarın başka bir yerde yine kutlanacak. Sadece Van'da değil Kürtlerin yaşadığı tüm yerlerde kutlamalar yapıldı. Bu çok yüce bir sahip çıkma.
Ayrıca Ayhan Erkmen, "Şeva Yelda sadece Kürtlerin değil, Ortadoğu'daki tüm halklara ait olan bir kültür. Sahip çıkmak gerekiyor. Birbirinin yüreğine öyküler, şiirler ve stranlarla yolculuk yapmak gerekiyor" sözleriyle bu kültüre sahip çıkılması gerektiğine dikkat çekti.
Av. Kadir Kutevi: Kürtler için Newroz ne kadar önemliyse Yelda da o kadar önemli
Etkinliğe konuk olarak katılan Avukat Kadir Kutevi Şeva Yelda'nın Kürtler için en az Newroz kadar önemli olduğunu ifade etti.
Kutevi, "21 Aralık'tan 21 Mart'a kadar olan sürece Çile deniliyor. Newroz ne kadar önemliyse Kürtler için Yelda da o kadar önemli. Kürtlerin kışla ve geceyle ilginç bir bağı var. Kürtler, uzun kış gecelerini hikâye ve dengbêjlikle geçiren bir halk. Şevbihêrk denilen bir kavram var, yani gecenin geçirilmesi. Kürtler bu geceleri hem hüzünle hem de mutlulukla geçiriyor. Bu, başta Serhat gecelerinin olmak üzere Kürdistan gecelerinin başlı başına bir özelliğidir'' dedi.
"Asimilasyonla karşı karşıya kalan bir halkın kültürünü yaşatmak için mücadele ediyoruz"
Eğitim-Sen Van Şubesi yöneticilerinden Lokman Babat da kurum olarak kültürel mücadele de verdiklerini ve yok olma tehlikesi yaşayan kültürleri yaşatmaya çalıştıklarını dile getirdi.
"Eğitim-Sen olarak sadece emek mücadelesini değil, ülkenin kültürel mücadelesini de veriyoruz" diyen Babat "Yok olmakla yüz yüze kalmış bazı kültürleri yeniden yaşatmaya çalışıyoruz. Bunlardan bir tanesi de Kürtlerin Şev Çile, Farsların Şeb-i Yelda dedikleri bu gecedir. Bir toplumu var eden en önemli etken kültür ve dildir. Biz de asimilasyonla karşı karşıya kalan bir halkın kültürünü yaşatmak için mücadele ediyoruz" şeklinde konuştu.
© The Independentturkish