Türkiye'de cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler yaklaştıkça siyasetteki hareketlilik ve muhalefete yönelik baskılar dikkat çekiyor.
Baskı ve engellemelere en çok maruz kalan partilerin başında ise Halkların Demokratik Partisi (HDP) geliyor.
Özellikle 2010'un ortalarında "Çözüm Süreci"nin bitmesiyle bu daha da arttı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehirleri başta olmak üzere onlarca il ve ilçe belediyelerine kayyum atandı.
HDP Eş Genel Başkan ile milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılarak yönetici ve üyelerin de içinde olduğu binlerce HDP'li gözaltına alındı, tutuklandı.
Önceki gün ise bir polis, hasta mahpus yakınlarının adalet nöbetinde HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encü'ye tokat attı.
Polis şiddetini protesto etmek isteyen birçok partili gözaltına alındı.
Liderlerden tepki
Kadıköy ilçe binası önünde Eş Genel Başkan Mithat Sancar ve milletvekilleri, sokakta polis ablukasına alındı.
Polis, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın ilçe başkanlığından çıkışına bir süre izin vermedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan dahil birçok siyasi, yaşanan bu duruma tepki gösterdi.
"Bu ayıbı kınıyorum"
Konuyla ilgili sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Kılıçdaroğlu, "Hiçbir siyasi partinin genel başkanı, hiçbir şart altında, talimat üzerine polis ablukasıyla muhatap edilemez! HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'a yönelik bu ayıbı kınıyorum" ifadelerine yer verdi.
Hiçbir siyasi partinin genel başkanı, hiçbir şart altında, talimat üzerine polis ablukasıyla muhatap edilemez! HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’a yönelik bu ayıbı kınıyorum.
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) December 19, 2022
"İkiyüzlü siyasetin son örneğidir"
Polis ablukasının kabul edilmeyeceğini belirten Davutoğlu ise "Demokrasi tatile mi çıktı? Bir siyasi parti genel başkanına karşı polis ablukası kabul edilemez. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar'a yapılan engelleme hukuksuzdur. Ankara'da HDP'ye heyet göndermek, İstanbul'da bu hukuksuzluğu yapmak ikiyüzlü siyasetin son örneğidir" paylaşımında bulundu.
"Yapılan hukuksuzluğu reddediyorum"
Demokratik siyasete engel olmanın alışkanlık haline getirilemeyeceğine değinen Babacan da "Bir siyasi parti genel başkanının, kendi ilçe binasına girerken engellenmesi kabul edilemez. HDP Eş Genel Başkanı Sayın Mithat Sancar'a ve partili arkadaşlarına yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demokratik siyasete engel olmak alışkanlık haline getirilemez. İzin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Bir siyasi parti genel başkanının, kendi ilçe binasına girerken engellenmesi kabul edilemez.
— Ali Babacan (@alibabacan) December 19, 2022
HDP Eş Genel Başkanı Sayın Mithat Sancar'a ve partili arkadaşlarına yapılan hukuksuzluğu reddediyorum.
Demokratik siyasete engel olmak alışkanlık haline getirilemez. İzin vermeyeceğiz.
Tüm bunlar olurken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin'in HDP kapatılması istemiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesi'nden (AYM) partinin hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulmasını talep etmesi son gelişmelerden biri oldu.
Peki, HDP iktidar eliyle ablukaya mı alınmak isteniyor?
"Yapılanlar seçmenlerin kararlılığını pekiştiriyor"
Independent Türkçe'ye açıklamalarda bulunan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, iktidarın HDP'yi ablukaya almayı çok istediğini ama alamadığını, çünkü tüm bu yapılanların parti seçmenlerinin kararlılığı ve duruşunu pekiştirdiğini söyledi.
Roboski ailelerin bir ferdi Ferhat Encü'ye atılan tokadın hem Kürtlere hem de HDP'ye atıldığını savunan Oluç, "Cevabını şiddetle değil, tam tersine demokratik yollarla vereceğiz, faturasının ne kadar ağır olacağını görecekler" dedi.
"AYM siyasi baskı altında"
Hazine yardımının kesilmesi için daha önce de talepte bulunulduğunu hatırlatan Oluç, AYM'nin reddetmesine rağmen bir kez daha gönderildiğini belirterek, şunları kaydetti:
Ortada herhangi bir hukuk kalmadı. AYM siyasi bir baskı altında. Onun için bu tür taleplerle mahkemeyi etkilemeye, yönlendirmeye çalışıyorlar. Bu bir siyasi baskının sonucudur. Çünkü bu talebi aslında hem iktidar ortağı olan Vatan Partisi hem de Cumhur İttifakı'nı destekleyen MHP yakın tarihte bunu dile getirmiştir. Talebin siyasi olduğu açıktır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, siyasi partilerin taleplerini AYM'ye dayatarak bir sonuç almaya çalışmaktadır. Tamamen siyasi nedenlerle açılmış olan savada sonuç almak için adımlar atılmaktadır. Ortada hukuk yok, mesele bu kadar basittir."
"Düzenli ve sistematik saldırılar yapıldı"
HDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren ise iktidarın uzun zamandır HDP'yi ablukaya aldığını ifade etti.
Son 6-7 yılda halkın iradesi gasp edilerek birçok belediyeye kayyum atandığını, eş genel başkanlar ve milletvekilleri dahil binlerce partilinin gözaltına aldığını, tutukladığını anımsatan Eren, "Partimize yönelik düzenli ve sistematik bir şekilde saldırılar yapıldı. İzmir'de Deniz Poyraz arkadaşımızın katledilmesi bu örneklerden biridir. 15 bini aşkın gözaltı oldu. Bununla yetinmediler Kobani kumpas davasıyla HDP'yi abluka altına almaya çalıştılar" diye konuştu.
"HDP'yi tasfiye ederek denklemin dışına itmek istiyorlar"
İktidarın çok uzun süredir HDP'yi denklemin dışına itmek ve siyaseten tasfiyesini amaçlayan saldırılarda bulunduğunu aktaran Eren, devamında şunları dillendirdi:
Aslında HDP'ye yönelik abluka uzun süredir devam eden bir abluka. Son zamanlarda yapılan saldırılar 2015'ten itibaren partinin tasfiye stratejisinin birer parçası olarak değerlendirilebilir. Bütün bunlar yapbozun (puzzle) parçaları, birbirinden bağımsız değil. Hayata geçirilen bu plan ve stratejiyle HDP'yi tamamen tasfiye ederek denklemin dışına itmek ve Kürtleri baskı altına almak, bastırmak üzerine kurulu bir politikadır."
"Muhalefet siyasetin geldiği düzeyi asla kabul etmemeli"
HDP Basın, Yayın ve Propagandadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel de Encü'ye atılan tokadın demokratik siyasete, hak, hukuk ve adalet arayışına atıldığını ifade etti.
Eski Şırnak Milletvekili olan Encü'nün vekilliği hukuksuzca düşürüldüğünü ve cezaevine atıldığını hatırlatan Temel, "İktidarın her gün bize karşı ürettiği nefret dili ve düşmanlık politikalarından cesaret alan hadsiz bir polis memuru, kameraların önünde tokat atıyor, galiz küfürler edebiliyor. Muhalefet siyasetin geldiği bu düzeyi asla kabul etmemeli. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' anlayışı günün sonunda herkesi bu nefretin hedefi yapar" değerlendirmesinde bulundu.
"Zorba düzeni hep birlikte mücadele ederek sona erdirebiliriz"
"HDP belediyelerine yapılan kayyum atamalarına muhalefet ses çıkarabilseydi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için böylesine bir karar alınabilir miydi" sorusunu yönelten Temel, iktidarın herkesi düşman olarak gördüğünü belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
Unutmayalım ki bu zorba düzeni ortak ilkeler etrafında hep birlikte mücadeleyi yükselterek sona erdirebiliriz. Bu çarpık düşman zihniyetinin sonuncunda rakibini siyaseten yenemeyen iktidar partimize kapatma davası açtı. Kapatma davasının hukuki olmadığını, siyasi olduğunu herkes biliyor. Bize tevdi edilen bir karar yok ama HDP'nin hesaplarına bloke konulması talebinde bulunulduğu yazıldı. Demokratik siyasete böylesine düşman bir iktidarın yarattığı iklimde böyle düşmanca talepler doğurabiliyor. Bu tamamen siyasidir. Sözüm ona bizi boğmaya çalışan her karar karşı bir hamlemiz var. Mirasını aldığımız gelenek yıllarca halkın gücüyle, emeğiyle en zor koşullarda var olan bir gelenek. Temel gücümüz halktır, bu davaya gönül veren milyonlardır. Bunun herkes tarafından bilinmesi gerekir."
© The Independentturkish