Saçma ve aptalca olaylar vardır ama içlerinde önemli olguları veya rahatsız edici olasılıkları gizlerler.
Bunun gibi olaylar, bu olguları çarpıtılmış veya kesik bir şekilde sunabilir ve hatta bazen doğmadan önce öldürebilir, fakat gizli varlıklarını ve belki de tehlikelerini de ortaya çıkarır.
Almanya'daki son darbe girişimi de bu olaylar kategorisine giriyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Almanya'da darbe" veya herhangi bir Batı Avrupa ülkesinde darbe ifadesi, ifadenin kendisindeki iç çelişki nedeniyle hezeyana yakın anlamlar ve izlenimler uyandırmıyor mu?
Basına yansıyan şekliyle darbe girişiminin detayları, sağcı çılgın grupların eylemlerine çok benziyor: Almanya'yı değiştirme görevi, 25 aşırı sağcıya, emekli askerlere ve Almanya İçin Alternatif Partisi'nin eski sembollerine verilmiş.
Bunlar tutuklanmadan önce parlamento binasını (Reichstag) basmayı ve iktidarı ele geçirmeyi planlıyorlardı.
Son başkanlık seçimleriyle birlikte ABD'de Capitol Binasına yapılan baskından etkilenme açık bir şekilde görülüyor.
Bu komplocular için model, 1871 öncesi emperyal Almanya. Örgütlerinden birinin adı "Reich Citizens" (Reich Vatandaşları) ve en önde gelen yüzleri, kendisine "13. Henry" diyen 71 yaşındaki bir aristokrat.
En nefret ettikleri şey, kendisini tanımayı ve ona vergi ödemeyi reddettikleri modern Almanya Federal Cumhuriyeti; hatta bazıları alternatif para birimleri ve kimlik kartları basmışlar.
Örgütlerinden biri olan KN, fiili Alman yönetiminin gizli ve tehlikeli güçlere sahip bir "derin devlet"in elinde olduğuna inanıyor.
Kurumlara veya bilime güvenleri yok. Onlara göre "Kovid" sadece bir komplo ve bu konudaki yanlış bilgiler, halkı kontrol etmeyi ve boyun eğdirmeyi amaçlayan bir planın parçası.
Medyadan yanıltıcı olduğu için nefret ediyorlar. Sosyal medya, hurafelerini ve efsanelerini yayma ve popüler hale getirme için en etkili silahları.
ABD ve Yahudiler, her zamanki gibi, tehlike ve şeytani komplolar listesinin başında yer alıyorlar.
"Der Spiegel" dergisi, bunlara bir unsur daha ekledi ve girişimin arkasında Rus parmağı olduğuna işaret etti, ancak Kremlin sözcüsü bunu yalanladı.
Bu kişiler hakkında süzgeçten geçirilen bilgiler, birbiriyle bağlantılı iki konuda toplanıyor:
Birincisi, çözüm olarak çoğu hayal edilen bir geçmişin çekimine kapılma. Bunun gibi bir kapılış, dönüşen ve sıkıntılı bir şimdide yaşama kaygısını yansıtır.
Küreselleşmenin getirdiği zorlukları, iltica, göç ve günümüzde ulus-devletin yaşadığı çatırdamaları buna dahil etmek mümkün.
Diğer konu ise, demokrasi ve kurumları hakkındaki popülist şüphecilik, bu tarz bir yönetim ve sosyal ilişkilerin artık nüfus için ekonomik veya başka herhangi bir güvenlik sağlamadığına dair artan inanç.
Bunda ürkütücü olan, ne askeri darbe hazırlığı yapan ve ardından tutuklanan 25 kişi, ne aşırı Almanların silahlı olması ne de silahlı olanların sayısının son yıllarda artması değil.
Ürkütücü olan, zayıf demokrasi ve zamana karşı direniş birleşiminin, çirkin olguların sebebi olması ve askeri darbe sadece bunlardan biri.
Demokratik Avrupa'daki bu tür bazı girişimlerin tarihinin hızlı bir şekilde gözden geçirilmesi bu anlamı onaylar.
1961'de dört emekli Fransız general, Cezayir'de sömürgeciliğin sona erişini reddederek, Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle'ü devirmeye çalışmışlardı.
Zamana direnme, Cezayir savaşının Fransız demokrasisi ve Beşinci Cumhuriyet'te neden olduğu zayıflamayla aynı zamana denk gelmişti.
İtalya, 1964'te ve 1970'te, Komünist Parti'nin meşruiyetini tanıma ve onu hükümete dahil etme girişimlerini engellemeyi amaçlayan iki darbe girişimine tanık oldu.
O zamanlar İtalyan demokrasisi, analistlerin sıklıkla açıklamaya çalıştığı bir zayıflıktan muzdaripti (ve hala da öyle).
1978'de İspanya, ancak 1975'te diktatör Franco'nun ölümüyle başlayan demokrasiye geçişi engelleme girişimine tanık oldu.
Son olarak 2017 yılında küreselleşmenin, modern devletin reddi ve Rusya'da Putin modelinin etkisi Avusturya'da bir darbe girişimine yol açtı.
Avusturya darbe girişimi fikir, hazırlık ve yetersizlik açısından son Alman girişimine çok benziyordu.
Girişimin lideri Monika Unger, hareketinin ordunun gerçekleştireceği bir askeri darbeye zemin hazırlamasını istiyordu.
Almanya'nın kendisine gelince, geçen yüzyılın yirmili yıllarında, ekonomik çöküş ile Weimar Cumhuriyeti'nin siyasi ve demokratik yaşamına duyulan güvenin azalması arasındaki yarışın yol açtığı birden fazla darbe girişimine tanık olmuştu.
1923'te Münih'ten başlatılan bu girişimlerden biri, başarısızlıkla sonuçlandığı için hapse atılan Adolf Hitler tarafından yönetilmişti.
Ne var ki Hitler, sadece 10 yıl sonra seçim yoluyla iktidara geldi.
Bu, Avrupa'nın ve özellikle Almanya'nın bir asır önce olanların tekrarı tehdidi altında olduğu anlamına gelmiyor.
Ancak son darbe girişimi ihtiyatlı olmayı teşvik ediyor ve endişeli olmayı gerektiriyor.
Unutmayalım ki aşırı sağ partiler şu anda İtalya gibi bir ülkeyi yönetiyorlar.
Keza ABD'de ve bir dereceye kadar Brezilya'da yapılan son başkanlık seçimlerinin de kanıtladığı gibi, popülizm karşısında demokrasinin en sarsılmaz ilkesi olan seçim ilkesinin kendisinin sorgulanmaya başlandığını unutmayalım.
Donald Trump'ın anayasadan vazgeçilmesi yönündeki son çağrısını, İsrail seçimlerini ve oradan çıkacak hükümeti hatırlayalım.
Aşırı sağ ile aşırı sol arasındaki demokrasiyi yıkma ve onun ölümünü ilan etme yarışına her zaman dikkat edelim.
Bütün bunlar her yöne ölümcül ve zehirli mermiler atan silahlara dönüşebilir ve dönüşüyorlar.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia