İran rejimi… Ne hakiki bir geri adım ne de reform söz konusu

İran'daki gelişmeleri yakından takip edenlerin bir kısmı, reformistlerin ve ılımlıların onlarca yıllık yönetim deneyiminden sonra rejimi içeriden reforme etmenin zor olduğunu düşünüyor

Fotoğraf: AA

İran rejimi ahlak polisi birimini kaldırsa da kaldırmasa da önemli olan şey, protestoların baskısıyla ilk geri adımını atmış olmasıdır.

Bu kararın dış yüzü apaçık ortada. Bu resmen protestocuları kontrol altına almak için umutsuz bir girişimle verilmiş bir tavizdir.

Kararın iç yüzüne gelince, içinde pek çok gizem barındırıyor ve rejimin karşı karşıya olduğu krizin derinliğinin farkında olmaktan ziyade kibirli olup işleri istediği hale getirmek için doğru koşullara sahip olmasına yardımcı olacak zaman faktörü üzerine bahse girdiği sinyallerini veriyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ancak 10 haftayı aşkın süredir devam eden sahnede rejimin fark edemediği şey şu ki zaman lehine değil aleyhine işliyor.

Sokakta başkaldırı halini alan protesto hareketi, rejimin kendi iç yapısında yankı uyandırmaya ve devrimin ve devletin üst düzey isimlerini rejimin uygulamalarına karşı çıkmaya itti.

Reformist eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin yakın zamanda yaptığı açıklama, rejime yönelik bu ihtilafın en açık örneğidir.

Zira Hatemi 'öğrencilere yardım eli uzatılması ve çok geç olmadan yönetimin hatalı taraflarının kabul edilmesi' çağrısında bulundu.


Hatemi, rejim güçlerini kızdıran ve şiddetli bir şekilde tepkilerini çeken açıklamasında görüş ayrılığını alenen ilan ediyormuş gibiydi.

Zira bu görüş ayrılığı öyle bir noktaya ulaştı ki Hatemi 'Kadın, Yaşam, Özgürlük' şeklindeki eylemlerin ana sloganını 'harika' olarak nitelendirdi.

Bu, teokratik bir rejimde bir din adamının büyük bir cüretkarlığı ve önde gelen bir şahsiyetin cesareti olarak değerlendirilebilir.

Hatemi'nin bu tutumu dikkatlerden kaçmıyor ve çeşitli bağlamlar ve olasılıklar içinde değerlendirilebilir.

Bazıları Hatemi'yi rejimin bazı partileri tarafından sokağın havasını almak için öne sürülmekle suçlasa bile kendisinin niyetinden şüphe etmek güç. Bu suçlamalara karşılık şöyle bir ihtimal var:


Rejimin taraflarından biri çok geç olmadan Hatemi'den yardım istemeye çalışıyor olabilir.

Yine de şu bir gerçek ki Hatemi protesto hareketinin en belirgin sloganını destekledi ve bu, rejimin taviz veremeyeceği bir şey.

İran rejiminin ikilemi hakkında şöyle bir soru ortaya çıkıyor:

Rejim geri adım atabilir mi? Cumhurbaşkanı Hatemi'nin tutumundan bir nevi fayda sağlamak mümkün mü?!.

En yakın olasılık şu ki rejim doğası gereği gerçek tavizler veremeyecektir. Yani reform amaçlı gerçek adımlar atması imkansız.

Bu noktada, her ne kadar bazıları reformistler olmadan reformlar olmaz şeklinde ayrım yapılamayacağını söylese de reformlar ve reform hareketi arasında ayrım yapmak gerekir.
 


Aslında rejimin başörtüsü konusunda geri adım atması mümkün değil. Hatta ahlak polisinin ortadan kaldırılması, yalnızca misyonunu yerine getirememesinden kaynaklı.

Bu misyon, özellikle başörtüsü takmayanlara banka işlemleri yapmalarını engelleyen mali yaptırımlar sistemi olduğu göz önüne alınırsa, yeni ve daha profesyonel bir şekilde uygulanması için başka taraflara verilebilir.

Zorunlu başörtüsü, rejimin oluşumunun ideolojik bir perdesidir. Kaldırılmasını isteyen kimse, bu oluşumun perdesini kaldırmak isteyen biri gibidir. Rejimin lügatında da böyle bir şeye yer yok.

Geri çekilmenin reformların başlangıcı olmasına gelince; rejim protesto hareketi için manevi bir zafer olsa bile geri çekilmeyi göstermelik tutmaya çalışıyor. Bu da reformların imkansız olduğunu gösteriyor.

Bu bağlamda, İran'daki gelişmeleri yakından takip edenlerin bir kısmı, reformistlerin ve ılımlıların onlarca yıllık yönetim deneyiminden sonra rejimi içeriden reforme etmenin zor olduğunu düşünüyor.

Bu durum, iktidarda olduğu dönemde siyasi reformist akımın cumhuriyet rejiminin yapısı üzerindeki etkisinin zayıflığını gösteriyor.

Böylece eski Cumhurbaşkanı Hatemi'nin tutumu ve hangi bağlamda değerlendirilebileceği hakkında sorular ortaya çıkıyor.

İranlı aydın düşünür Mustafa Melekiyan'a göre İran rejimini reforme etme olasılığı konusunda bir umutsuzluk durumu var.

Melekiyat "Ben reformist değilim çünkü bütün yolların kapalı olduğunu gördüm" dedi. Bu da İranlı seçkinler arasında rejimde reform yapmanın imkansız olduğuna dair bir kanaat olduğunu gösteriyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat 

DAHA FAZLA HABER OKU