Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Ulusal güvenlik tehdidiyle karşı karşıya kaldığımızda izin istemeyiz, sadece müttefiklerimizle koordine ederiz

Kalın, 2019’da ABD ile varılan mutabakat doğrultusunda Washington yönetiminin PYD/YPG unsularını Türkiye sınırından 30 kilometre uzağa uzaklaştırması gerektiğinin ancak bu anlaşmanın ihlal edildiğinin altını çizdi

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Ulusal güvenlik tehdidiyle karşı karşıya kaldığımızda izin istemeyiz, sadece müttefiklerimizle koordine ederiz" dedi.

Sözcü Kalın, Al Jazeera İngilizce kanalında katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye’nin İstanbul İstiklal Caddesi'nde düzenlenen terör saldırısına karşılık Suriye ve Irak’ın kuzeyine yönelik düzenlediği hava saldırılarına değinen Kalın, havadan veya karadan bu teröristlerin peşinden gidileceğini söyledi. Kalın, İstanbul’daki terör saldırısının arkasında YPG/PYD'nin olduğuna dair ellerinde açık deliller olduğunu, bombayı yerleştiren teröriste yardım edenlerin de gözaltına alındığını anımsattı.

"İstanbul'daki saldırı PYD/YPG tarafından koordine edildi"

"PKK terör örgütünün son yıllarda taktik değişikliğine gittiğini" dile getiren Kalın, “Suriyeli Kürt denilen veya diğerleri yerine, bir çeşit kendilerini örtbas etmek için farklı milletten kişileri kullanıyorlar. (Bu saldırı) Açıkça PYD/YPG tarafından koordine edildi" diye konuştu.

Kalın, PKK’nın YPG’nin terör örgütleri olduğunu, bu örgütlere ait Suriye’nin kuzeyinde, doğusunda, batısında ya da Türkiye sınırına yakın bölgelerdeki unsurların, noktaların Ankara için meşru hedef olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde düzenlediği operasyonda PKK, PYD/YPG unsurlarını vurduğuna, ABD veya Rus güçlerini hedef almadığına işaret eden Kalın, “(ABD ve Rus güçlerine) Tabii bu unsurlardan uzak durmalarını söylüyoruz. PYD/YPG bir noktada ABD bayrağını, başka noktada da rejim bayrağını kendisini korumak için kullanıyor. ‘Burada Amerikalılar var bize saldıramazsınız, rejim güçleri burada, bize saldıramazsınız’. Yakın zamanda, çok az olsa da geçmişte bunu bazen Ruslarla da yapıyorlardı. Bana göre bu durum PYD/YPG'nin ABD ile olan ittifakını Suriye’nin kuzeyindeki varlığını meşrulaştırmak için kullandığını gösteriyor" şeklinde konuştu.

Sözcü Kalın, Türkiye’nin son günlerde Suriye’nin kuzeyine düzenlediği hava operasyonlarının ABD askerlerinin hayatını riske attığı yönünde Washington’dan gelen açıklamaları reddederek, “ABD’li müttefiklerimize, ABD’lileri, sivilleri, Rusları, İranlıları ya da diğerlerini hedef almayacağımız, bizim hedeflerimizin özellikle PKK, PYD/YPG unsurları olduğu mesajını gönderdik" değerlendirmesinde bulundu.

"Ulusal güvenlik tehdidiyle karşı karşıya kaldığımızda izin istemeyiz"

Rusya ve İran’ın Türkiye’nin operasyonuna yeşil ışık yakıp yakmadığına ilişkin soruya Kalın, “Ulusal güvenlik tehdidiyle karşı karşıya kaldığımızda izin istemeyiz, sadece müttefiklerimizle koordine ederiz" ifadesini kullandı.

Kalın, 2019’da ABD ile varılan mutabakat doğrultusunda Washington yönetiminin PYD/YPG unsularını Türkiye sınırından 30 kilometre uzağa uzaklaştırması gerektiğinin ancak bu anlaşmanın ihlal edildiğinin altını çizdi.

"PYD/YPG DEAŞ tutuklularını siyasi rehine olarak kullanıyor"

PYD/YPG’den Türkiye’nin kara operasyonu başlatması halinde Suriye’nin kuzeyinde IŞİD terör örgütü mensubu tutukluların tutulmasını garanti edemeyeceği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kalın, “Bu, PYD/YPG’nin müzakereler için, ABD’li ve Avrupalılardan daha fazla destek, askeri, siyasi, basın desteği almak için DEAŞ tutuklularını siyasi rehine olarak kullandığını gösteriyor” dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye’de Devlet Başkanı Beşşar Esad arasında görüşme olup olmayacağını, olacaksa ne zaman olacağını bilmediğini belirtti.

Sahada birçok şeyin yapıldığının görülmesi gerektiğini ifade eden Kalın, bunlardan birinin de Esad'ın Suriye’de PKK, PYD/YPG ve diğer elementlere karşı açık bir duruş sergileyip sergilemeyeceği olduğuna dikkati çekti.

Kalın, ABD, Avrupa ve birçok Arap ülkesi başta olmak üzere neredeyse tüm dünyanın unuttuğu bir dönemde Ankara’nın meşru Suriye muhalefetini unutmadığına ve desteklemeye devam edeceğine vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Esad ile görüşmeye yönelik verdiği mesajlara değinen Kalın, “Bu tür bir (Erdoğan-Esad) görüşme için acil bir planımız yok ama Cumhurbaşkanımız, ‘Sorumlu davranırsan, güvenlik endişelerini giderirseniz ve siyasi sürecin ilerlemesine izin verilirse, ondan sonra siyasi sürecin ilerlemesi, Suriye halkının korunması, bölgesel barış ve güvenliğin sağlanması, Türkiye-Suriye sınırı boyunca güvenliğin ve düzenin sağlanması gibi şeyler olursa şans vermeye hazırım’ mesajı gönderiyor. Yani (Cumhurbaşkanı Erdoğan) hemen görüşme ya da sadece buluşmak için söylemiyor” şeklinde konuştu.

"PKK, HDP ya da YPG-PYD temsil ediyor demek Kürtlerin kendilerine hakaret olur"

Kalın, HDP’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) temsil edildiğini ve halk tarafından oylandığını ancak PKK’ya karşı net bir duruş sergilemediğini ifade etti. HDP’nin çeşitli PKK unsurlarıyla bağlantılarının bilindiğini, HDP’nin de bunu inkar etmediğini ve bunun da soru işaretlerini beraberinde getirdiğini aktaran Kalın, “PKK, HDP ya da YPG-PYD temsil ediyor demek Kürtlerin kendilerine hakaret olur" diye konuştu.

Kalın, “Öncelikle şunu belirteyim ki PKK Kürtleri temsil etmiyor, nasıl DEAŞ ve El Kaide küresel ölçekte Müslümanları temsil etmiyorsa PKK da Kürtleri temsil etmiyor" ifadesini kullandı.

Körfez ülkelerinde siyasi manzaranın tamamen değiştiğine işaret eden Kalın, bunun bir fırsat olduğunu ve bu gelişmenin memnuniyetle karşılandığını dile getirdi.

Kalın, sadece Mısır’a değil aynı zamanda Katar’a uygulanan ablukada da değişim olduğunu belirterek, “Suudi Arabistan ile BAE ve Mısır ile birkaç ülke arasındaki bu ittifak sadece Katar'a değil, bize de karşıydı. Siyasi, ekonomik ve sosyal birçok fırsatı kaybettiğinizi düşündüğüm üzücü bir dönemdi. Şimdi işler değişmeye başladı” dedi.

Daha önce izlenilen yolun doğru olmadığını ve belki de hayal kırıklığına uğradıklarını söyleyen Kalın, ABD ve diğer ülkelerin politikaları dolayısıyla hayal kırıklığı yaşayan ülkelerin böylelikle değişmeye başladığını söyledi.

Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin yakın zamanda bir araya gelip gelmeyeceği sorusuna yanıt veren Kalın, “Bu noktada herhangi bir şey planlanmış değil ama işler yine nasıl gidecek göreceğiz, her iki taraftan da yapılması gereken şeyler var ama bu konuların ele alınması için bir el sıkışmanın gerçekleştiğini bilmenizde fayda var. Bazen bu ilgi alanları ve bakış açıları değişir ve bunlar bazı fırsatlar yaratır ve siz de bu fırsatları değerlendirirsiniz" diye konuştu.

Kalın, yeni bir sayfa açıldığını ve herkesin çıkarına olan bölgesel barış ve istikrara yardımcı olmak için ekonomik ve siyasi gücün sosyal sermaye gücünü birleştireceğine inandığını söyleyerek, "İran'ın izole olması yerine angaje olması gerektiğine her zaman inandık. İran ile angaje olmak, (İranlıların) bölgenin jeopolitik resmine dahil edilmesi, İran'ı izole etmekten ya da İran'a saldırmaktan her zaman daha iyi bir seçenek" değerlendirmesinde bulundu.

İran da dahil olmak üzere bölgesel bir bakış açısına sahip olunması tavsiyesinde bulunulduğunu kaydeden Kalın, “Birbirimize karşı savaşmaktansa birbirimizi güçlendirelim" dedi.

Sözcü Kalın, bunun “sıfır toplamlı bir oyun” olmadığını, özellikle Türkiye’nin doğu ile batı, kuzey ile güney arasındaki jeopolitik konumu, tarihi, kültürü ve coğrafyası göz önüne alındığında bu politikanın değerinin yıllar içinde kanıtlanmış olduğuna inandığını söyledi.

Kalın, “Eğer onu doğru kullanırsan bu bir lütuftur ama eğer kullanmazsan külfet olur" diyerek, farklı paydaşlar arasındaki bu dengenin korunmaya çalışıldığını aktardı.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU