Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, 6’lı masanın önceki gün açıkladığı anayasa teklifindeki değişiklikleri neden “1991-1995 yılları arasında yapmadığını” sordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Karahasanoğlu bugünkü köşe yazısında şu görüşlerini savundu:
1991-1995 arasında koalisyon hükümeti olarak görev yapan CHP+İP (O tarihteki Erdal İnönü’nün SHP’si, sonradan ismini değiştirerek CHP’ye dönüşmüştü.. O tarihteki DYP’nin içinde yer alan Meral Akşener’in de, bugünkü İP’in Demirel’in partisini temsile devam ettiği kanaatindeyim. Bu açıdan CHP+İP diyorum) hükümeti, YÖK’ü kaldırmamıştı..
Şimdi kaldırma sözü veriyorlar.. Oysa bu yönde ciddi bir niyetleri var idiyse, 1991-1995 arasındaki hükümet döneminde niye kaldırmadılar? Hakimler ve Savcılar ile ilgili kurulu ikiye ayırmak istiyorlar ise.. Seyfi Oktay dede ve Mehmet Moğultay gibi mezhepleri ile tanınan iki özel ismi Adalet Bakanlığı’na getirip ne yapmak istemişlerdi, niye açıklamıyorlar? Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu diye iki ayrı kurul gerekiyor idiyse, o tarihte niye bunu yapmamışlardı?
Parti kapatmanın zorlaştırılmasını gerçekten istiyorlar ise, 1991-1995 arasındaki dönemde bunu niye hayata geçirmediler? Tam aksine, Refah Partisi kapatılırken, Fazilet Partisi kapatılırken, CHP’li vekiller niçin, ayakta alkış tuttular? Şimdi, parti kapatmak için, önce TBMM’nin 3/5’inin vereceği karar şart olacakmış.. Bu ne demektir? TBMM’nin 2/5’i kadar vekil sayısı olan parti hakkında, ne yaparsa yapsın, kapatma davası açılamaz, demektir..
Bence mahsuru yok.. Parti kapatılmasın.. Ama ne yaptıklarını, millete açık açık söylesinler.. 240 vekili olan parti hakkında, fiilen kapatma kuralı by-pass edilmiş olacağı gibi.. Terörle açıkça işbirliği yapan partiler de, çoğunluk partisinin şantajına teslim edilecektir.. “Bize destek verin. Yoksa partinizin kapatılması kararına oy veririz” denilerek, “Güneş Motel” benzeri kirli ilişkiler, en rezil şekli ile hayata geçirilecektir..
Akit