CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şu çok önemli; seçeceğiniz cumhurbaşkanı adayı, egosunun esiri olmayacak. Egosunun esiri olursa şöyle bir tablo ortaya çıkar; ‘Oh ne güzel ya cumhurbaşkanı seçildim, bir imzayla her şey oluyor, nereden çıktı bu Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, ben bunu kabul ediyorum, böyle devam edeceğim’ derse olmaz bu. O nedenle cumhurbaşkanı adayının, egosunu yenen, devleti bilen, devleti tanıyan, Altılı Masa’yı yine çalıştıracak olan, temel bazı kararları beraber, müşterek alma sözü veren birisinin olması lazım. Bu çerçevede hareket ediyoruz” diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Kulübü öğrencileriyle dün CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı konusund aşunları kaydetti:
Şu çok önemli; seçeceğiniz cumhurbaşkanı adayı, egosunun esiri olmayacak. Egosunun esiri olursa şöyle bir tablo ortaya çıkar; ‘Oh ne güzel ya cumhurbaşkanı seçildim, bir imzayla her şey oluyor, nereden çıktı bu Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, ben bunu kabul ediyorum, böyle devam edeceğim’ derse olmaz bu. O nedenle cumhurbaşkanı adayının, egosunu yenen, devleti bilen, devleti tanıyan, Altılı Masa’yı yine çalıştıracak olan, temel bazı kararları beraber, müşterek alma sözü veren birisinin olması lazım. Bu çerçevede hareket ediyoruz. ‘Başkanlık sisteminde kalma ihtimali var mı?’ Hayır.
CHP lideri, gençlere sandığa gitme çağrısı da yaptı:
Kadının kılık kıyafetiyle uğraşılmaz. Size 1935, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurultayından söz edeceğim. Terk parti dönemi. Atatürk hayatta. Kurultayın konusu şu; ‘Kadına peçe ve çarşaf yasaklansın mı, yasaklanmasın mı? Bu konuda kanun teklifi verelim mi, vermeyelim mi?’ 4 gün tartışılır ve dördüncü günün sonunda şu karar varılır: ‘Kadının kılık kıyafetiyle uğraşılmaz. Ama kadın manto giymek istiyorsa Halkevleri manto yapacak. Çarşaf giyen kadın, gelip mantoyu bedava alacak, hiçbir şekilde para ödemeden.’ 1935’te kadına bakışa bakın, 2000’li yıllarda Türkiye’nin kadına bakışına bakın. Dolayısıyla başörtüsü konusunda bizim verdiğimiz kanun teklifi, diğer şeyler… Yaptığımız hataları kabul etme, helalleşme sürecini başlatma, aslında 1935 kurultayının bir devamıdır. Yani halkın partisi olmak istiyoruz. Halkın her katmanıyla sıcak, samimi ilişkiler kurmak istiyoruz. Tek isteğim; sakın ‘Sandığa gitmiyorum’ demeyin. Mutlaka gidin, mutlaka. Vicdanınızın sesini dinleyeceksiniz, oyunuzu ona göre kullanacaksınız. 6 milyon genç, ilk defa sandığa gidecek. Demokrasiden yana oy kullandığınızda zaten Türkiye’nin kaderini değiştirmiş olacaksınız.
ANKA