İnsanlarımızın kahır ekseriyeti ve bilhassa siyasetçilerimiz, beceriksizliklerinin sorumlusu olarak, Anayasayı göstermektedirler.
Oysa anayasalar devletin çatısını düzenler. Anayasa, çalıştırılmasını da idarecilere vermektedir.
Diğer taraftan belirtelim ki, anayasalar yazılı metinlerdir, canlı değildir. Onun için anayasaları insanlar uygulamaya koyar.
Uygulama eksikliği bahis konusu olduğunda, zamanı gelince bu eksikliğin telafi edileceği yer, külliyeler, saraylar değil, parlamentolardır.
Parlamentolar bu görevi yerine getiremediği zaman, beklenilmeyen güçler devreye girerek düzenleme yaparlar.
Bazen ihtilal, bazen devrim, bazen de son dönemlerde moda olan post-modern darbelere tevessül ederler.
Bunun sorumlusu ihtilali, darbeyi yapanlardan ziyade, ülkeleri bu raddeye getiren uyumsuz, kavgacı siyasilerin tutumudur.
Zira siyasetimiz kirlendikçe, tüm hukuki ve ahlaki değerlerimiz yozlaşır. Bunun hesabı da millete ödetilir.
İşte naehil siyasetçilerin varacağı sonuç da bu olur.
Necip Fazıl der ki;
Su arama, kanunun delinmiş kırbasında!
Anasını denedik, şimdi iş babasında
Çek gözünü çöplükten
Siyasetçi yetenekli olduğu zaman siyasi çöplükle meşgul olmaz. Yetenekli siyasetçiler, hukuki olan düzenlemeleri yapmaya çalışır. Başkaları için biçilen elbiselerin bize uygun olduğu düşünülemez.
Bu husus göz ardı edilerek, devamlı yeni terzi aramanın anlamı yoktur. Milletin terzisine ihtiyaç vardır.
Medeni kanunu, ceza kanununu, ticaret kanununu, usul kanunlarını yabancıların siyasi çöplüğünde aramanın faydası yoktur.
Buna rağmen hâlâ eski tas, eski hamam denecek olursa, o zaman yaygara koparmaya gerek yoktur.
Bu anlayış mutlaka değiştirilmelidir. Her şey milli ve manevi olmalıdır.
Onun için Necip Fazıl der ki;
Şu yol, bu yön, o taraf, hepsini rafa kaldır
Çek gözünü çöplükten, gökten tarafa kaldır
Yerde sürüklediniz
Yıllarca Ufukların Efendisi olmuş Osmanlının tüm değerlerini bir çırpıda yok ederek, milletimiz 'batı, batı' diyerek batırılmış, tüm değerleri yerlerde sürüklenmiştir.
İyi olanı, doğru olanı, faydalı olanı insaf eleği ile eleklemek yeterlidir. Bu yapılmadı, buna dikkat edilmeden nevzuhur bir millet oluşturuldu.
Onun için derler ki;
Eşeğe giydirsen nakışlı bir çul
At olmaz, huyunca zırlar
Hemen ifade edelim ki, geri kalmışlığımızın müsebbibi millet değil, milleti anlamadan devrimlere girişilmesidir.
Onun için devamlı anayasa değişiklikleri yapılmış, ancak başarılı olduğu söylenemez.
Bu sebeple anayasayı değiştirme yerine bir kerecik de olsa baba yasayı değiştirelim, böylece milleti soluklandıralım. Böylece Hakk'a uyalım.
Harcadınız İslam'ı, yerde sürüklediniz
Yıkıldınız ve suçu kadere yüklediniz(N.F.K.)
Oysa;
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya,
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya(Necip Fazıl)
Kalın selametle.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish