İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, barış akademisyenleri için hak ihlali veren Anayasa Mahkemesi’ni (AYM) tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş üzerinden eleştirdi.

Eleştirilerini Twitter üzerinden paylaşan Soylu, şunları yazdı:

Her şey ortadayken, çukur ve barikat eylemlerini yıllarca ve defalarca ortaklık yaptıkları FETÖ üzerinden okuyarak bu suçu örtbas etmeye çalışmak, kurnazlık ve sinsiliktir. Oysa tarih, adalete ve gerçeklere teslimdir, kurnazlığa değil. Üstünü örtemeyecekleri gerçek şudur; çukur eylemleri sonrası orada yaşayan, evleri PKK'lılar tarafından işgal edilen, yakıp yıkılan halk, PKK'ya kabarık bir fatura kesti. Demirtaş ve PKK, bu faturadan kurtulmaya çalışıyor. Yakıp yıktıkları yerlerde bugün var olan huzuru kıskanıyor olabilirler. Bunu anlayabiliyoruz. Ancak PKK ve Demirtaş, milletin kestiği faturadan kaçamayacaklardır. Bu bağlamda AYM'nin malum kararını içimize sindirmemize aklımız, vicdanımız ve yaşadıklarımız mani olmaktadır. Demirtaş gibilere tarihi çarpıtma imkanı sağlamaları da ayrı bir üzüntümüzdür.

Demirtaş ne demişti?

Kasım 2016’dan bu yana Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demirtaş, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yargılanan barış akademisyenleri hakkında "hak ihlali" kararına karşı bildiri yayınlayan akademisyenleri eleştirmişti.

Açıklamasına “AYM’nin barış akademisyenleri kararı hukuki açıdan tartışılıyorken, ben de siyasi bir hatırlatmayla katkı sunmuş olayım” diyerek başlayan Demirtaş, 2015’te Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan operasyonlarda güvenlik güçlerinin haksız yere suçlandığı fikrine karşı çıkmıştı.

1066 akademisyenin de bir gün “darbecileri desteklemekle” suçlanabileceğini vurgulayan Demirtaş, “Her halükarda tarihin utanç sayfasına yazıldılar bile. Hala ikna değillerse Taybet İnan, Cemile Kasırga, Sevê Demir, Pakize Nayır, Fatma Uyar, Aziz Yural ve katledilen onlarca sivil insanı kendilerine hatırlatıyorum” dedi. 

Barış akademisyenleri ve AYM'nin kararı

Sur, Cizre ve Silopi başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki sokağa çıkma yasakları ve operasyonlara karşı çıkan “Barış için Akademisyenler" inisiyatifinin 2016’da 1128 akademisyen imzasıyla yayınladığı "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisi nedeniyle başlatılan soruşturma dört yıldır devam ediyor. 

Son olarak Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda “Barış Bildirisi" olarak da bilinen bildiriye imza attıkları için yargılanan akademisyenlerden dokuzunun bireysel başvurusunu karara bağladı. 

Akademisyenlerin bildiriyi imzaladıkları için "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan cezalandırılmaları nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği kararına varıldı. 

Bu karardan sonra 1066 akademisyen AYM’nin kararını kınayan bir bildiriye imza attı:

Sözde ‘barış bildirisi’ adı altında terör örgütü propagandası yapan bazı akademisyenlerin ceza almalarını ‘hak ihlali’ gören Anayasa Mahkemesi skandal bir karara imza atmıştır.  Bu karar şehit ve gazilerimizin hatırasını zedelemiş, maşeri vicdanı yaralamıştır. Terörle mücadele ettiği için devleti suçlayan açıklamalar yapmak dünyanın hiçbir ülkesinde ifade özgürlüğü olarak değerlendirilmez.

Gelen tepkiler üzerine Anayasa Mahkemesi, 30 Temmuz’da bir basın duyurusu açıkladı ve kararın, bildirideki düşüncelerin desteklendiği anlamına gelmediğine vurgu yaptı. 

Independent Türkçe