Binyamin Netanyahu: Siyasetin generali ve savaşın hahamı

Filistin güçlerini birleştirmek, tüm anlaşmazlıkları bitirmek, paletli döner kapı Netanyahu liderliğindeki ezici sağcı Siyonist yerleşim planına karşı koymak amacıyla acilen çalışmaktan başka seçenek yok

Fotoğraf: Yonatan Sindel/Flash90

Siyasetin ve savaşın kodlarını kıran, barış kağıtlarının sayfalarını barut ve kana bulayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, siyasetin generali ve savaşın hahamı.

İttifakı, İsrail'de 4 yıl içinde beşinci kez yapılan seçim turunda zafer elde etti. Bütün bu seçim turları onun için ve onun katılımıyla yapıldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Seçim turları sırasında bir nakavtla ringe düşenler gibi puanla mağlup olanlar da oldu. Tıpkı tarihi partiler İşçi ve Meretz gibi.  

Bibi dedikleri bu adam din, tarih, savaşlar ve mitolojiden doğan bir oluşum içindeki savaşçı. Bütün bu bileşenlerin içinde toplandığı siyasi laboratuvar haline geldi.

İsrail'in ilk İsrail topraklarında doğan başbakanı Netanyahu, Yafa'da Amerikalı Yahudi bir anne ve Polonya'dan göç etmiş bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi.

Kendisi İsrail'in en genç ve en uzun süre görev yapan başbakanı. ABD'de eğitim gördü, diplomat olarak çalıştı ve Amerikan seçim savaşlarının diline ve sanatlarına hâkim oldu.

Kuruluşundan bu yana İsrail'de siyasete yön verenlerin çoğu Doğu Avrupa kökenli Aşkenaz Yahudileridir ve Netanyahu bazılarıyla çalıştı ve onlarla savaştı.

Ekonomi bakanlığı, mühendislik ve askerlik yapan Netanyahu, Ekim 1973'teki savaşta Mısır cephesinde yüzbaşı rütbesiyle görev yaptı.

Siyasi kariyerine Araplara ve Müslümanlara karşı nefretle dolu bir tarih profesörü olan babası Benzion Netanyahu'nun ellerinde erken bir dönemde başladı.

Rüşvet, yolsuzluk ve görevini kötüye kullanma suçlamaları peşini bırakmadı. Müttefikleriyle kavga etti ve düşmanlarıyla ittifak kurdu.

Zorba bir hitabet tekniğiyle verdiği sözlerden caydı. Netanyahu katıldığı askeri operasyonlardan, Gazze'deki savaşlarından ve İran ile istihbarat savaşlarından, keza subay kardeşi Yonatan'ın Uganda'daki Entebbe Havalimanı'nda İsrailli rehineleri kurtarma operasyonu sırasında öldürülmesinden yararlanarak bilgileri seçici bir şekilde sunmakta usta.


Beşinci seçim turunda zaferle iktidara geri dönen ve sağcı bir kabinenin başına geçen Binyamin Netanyahu'nun, işgal altındaki Filistin topraklarında benzeri görülmemiş bir siyasi gerçeklik yaratacağına şüphe yok.

Zira tarihsel Siyonist liderliği ruhu kendisini ele geçirmiş ve Siyonist projenin ilk teorisyeni olan Herzl, İsrail devletinin kurucusu David Ben-Gurion, kuruluş dönemi, savaş ve siyasetin temel direkleri İzak Rabin, Şimon Peres ve General Moşe Dayan'ı aşmakta ısrarlı.

n.JPG

Netanyahu, "Yeryüzü Üzerinde Bir Yer" adıyla yayımladığı kitabının sayfalarında Yahudilerin, İsrail'in tarihi toprakları addettiği Yahuda ve Samara yani Batı Şeria'daki mülkiyetini ayrıntılarıyla anlatıyor.

Filistin'in sahil şehirleri Tel Aviv, Hayfa, Akka ve Yafa'yı vaat edilen temel topraklar arasında görmüyor. Ona göre İsrailoğullarına vadedilen toprak Batı Şeria'dır.

Filistin Kurtuluş Örgütü ile imzalanan Oslo Anlaşmalarına muhalefetini gizlemedi. Anlaşmayı imzalayan İzak Rabin'i hedef aldı, hatta bazıları onu İzak Rabin'i öldürmeye kışkırtmakla suçladı.

Bu anlaşmayı sulandırmayı, üç bölge mekanizmasını dondurmayı, yerleşim yerlerini genişletmeyi, Filistin Ulusal Otoritesi'ni terörizmin lideri olarak nitelendirerek ona karşı kitlesel bir medya savaşı yürütmeyi başardı.

İsrail'de çeşitli dini mezhepler, partiler ve siyasi akımlar bulunur. Bunların arasında Harediler gibi dini açıdan radikal ama siyasi açıdan olmayanlar gibi siyasi açıdan son derece aşırı ve radikaller de vardır.

Netanyahu işte bu sağcı hareketin ideolojik teorisyeni ve siyasi lideridir. Yazılarında ve konuşmalarında Arapların 21 ülkesi olduğunu, dünya zenginliklerinin altıda birine ve İsrail'in onlarca katı büyüklüğünde bir toprağa sahip olduklarını, Filistinlilerin de bu ülkelere gitmeleri gerektiğini söylüyor.


Doğu Kudüs (Orşelim), onu tüm kurucu Siyonist liderler ve savaşçıların üzerine çıkaracak madalya olduğu için kendisini müzakere konusu yapmayı kesinlikle reddediyor.

Devletin ilanından sonra David Ben-Gurion, "Devletimizi kurduk ama vatanımızı kurmadık, çünkü Orşelim'i henüz geri almadık" demişti.

İsrail güçleri Haziran 1967 savaşında Doğu Kudüs'e girdiğinde, Moşe Dayan fotoğrafçıların orduyla birlikte oraya girmesinin engellenmesini emretmişti.

Daha sonra askeri üniformasını giymiş ve gazetecilerin Doğu Kudüs'te İsrail güçlerinin başında iken fotoğraflarını çekmesini sağlamıştı.

Bu fotoğrafları içeriye ve dışarıya servis edilmiş ve Dayan, Yahudi tarihine Kudüs'ü geri alan komutan olarak girmişti.

Dayan daha sonra şunları yazmıştı: Bugün anavatana döndük, zira Kudüs, anavatan İsrail'in bedeni, kalbi ve ruhudur.


Balfour Deklarasyonu, İsrail devletinden değil, Filistin'de Yahudiler için bir ulusal anayurttan bahseder.

Aşırı ırkçı Itamar Ben-Gvir'in radikal dini siyonist partisi dahil olmak üzere aşırı sağın katılımıyla parlamentoda kesin çoğunluğu elde ederek iktidara dönen Netanyahu, önümüzdeki 4 yıl boyunca iktidarda kalacak.

Bu süre içinde İsrail'in tarihi krallarının kralı olmak için daha önce ilhak edilen Golan ve Kudüs gibi Batı Şeria'nın İsrail tarafından ilhakını kökleştirecek.
 


Eski ABD Başkanı Barack Obama, onu Beyaz Saray'a çağırıp sınırlamak istediğinde ve kendisiyle görüşmeden önce beklettiğinde, Netanyahu öfkesini bastırmıştı.

Görüşme sırasında da Obama ona keskin bir üslupla hitap etmiş ve Filistin devletini kurarak Filistin sorununa kesin bir çözüm bulması için baskı yapmıştı.

Netanyahu bunu reddetmiş, Yahudi "AIPAC" komitesi sayesinde ABD Kongresi'nde bir konuşma yapmış ve oradan sınırsız destekle çıkmıştı.

Netanyahu, toplantıdan sonra görüştüğü bir Kongre üyesine Başkan Obama'nın Arapları tanımadığını, Arapların önce çıtalarını yüksek tuttuklarını, ardından İsrail'in gücüne boyun eğdiklerini, 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasından sonraki ilk savaştan bugüne böyle olduğunu söylemişti.


Filistin lideri Yaser Arafat aceleci davranmış ve bir Filistin devletinden, hatta bir yönetimden değil, bir otoriteden söz eden, bakanlıklardan değil, Filistin idarelerinden bahseden Oslo anlaşmasını kabul etmişti.

Hatta danışmanı Bessam Ebu Şerif'in anlattığına göre Yaser Arafat, anlaşmayı yazışmalarının ve konuşmalarının arasına yerleştirmişti.

İsrailliler ise Filistin Ulusal Otoritesi başkanına Batı Şeria bölgesinin belediye başkanı veya Batı Şeria mahallesinin muhtarı gibi davranıyorlar.

Bugün Filistin topraklarında iki gerçek var. Birincisi, aşırı ırkçı Siyonist sağın İsrail'de iktidara gelişi, diğeri ise Batı Şeria'daki silahlı Filistin intifadası ve Filistinli gençlerin şehitlik yarışı.

Filistin Ulusal Otoritesi ne yapabilir?

Tüm Filistin güçlerini birleştirmek, tüm anlaşmazlıkları bitirmek, paletli döner kapı Netanyahu liderliğindeki ezici sağcı Siyonist yerleşim planına karşı koymak amacıyla ulusal, bölgesel ve uluslararası bir pozisyon yaratmak için acilen çalışmaktan başka seçeneği yok.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU