Brezilya, Lula da Silva'yı başkan yaptı

Hüsamettin Aslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Latin Amerika ülkesi Brezilya'da geçen hafta sonu devlet başkanlığı seçimleri yapıldı. İkinci turda oyların yüzde 99'undan fazlasının sayıldığı ülkede; mevcut sağcı Cumhurbaşkanı Bolsonaro yüzde 49,1 oranında oy alırken; eski devlet başkanı solcu Lula da Silva yüzde 50,9 oranında oy alarak Brezilya'nın üçüncü kez cumhurbaşkanı oldu.

Lula da Silva'nın için tekrar seçimi kazanmak çarpıcı bir geri dönüş oldu. 77 yaşındaki liderin yolsuzluktan hapsedildikten sonra muhafazakar toplumsal değerleri yüksek bir toplumda tekrar cumhurbaşkanı seçilmek önemli bir güven desteğini de test etmiş oldu.

Lula, 27 eyaletin ağırlıklı olarak kuzey ve kuzeydoğusundaki 13 eyalette; Bolsonaro ise merkez ve güneyde kalan 14 eyaleti kazandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Brezilya'nın aşırı sağ cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro, seçim yenilgisi üzerine Lula da Silva'nın zaferini tebrik etmeyi ve tanımayı reddetti.

Buna rağmen neredeyse iki günlük sessizliğini bozarak geçiş sürecini başlattı.

Bolsonaro, Brezilya'nın on yıllardır en önemli seçimi olarak görülen 2022 seçimi 2,1 milyon oyla (yüzde 50,9'a yüzde 49,1) kaybetti.

Bir önceki en yakın yarış, 2014 yılında 3,46 milyon farkla belirlendi.

Onlarca dünya lideri Lula'nın zaferini çabucak tanıdı. Lula'nın seçim zaferine piyasalarda hemen olumlu tepki verdi. 

Brezilya'nın para birimi real, dolar karşısında yüzde 2'den fazla değer kazanırken, bir Brezilya borsası olan Bovespa (BVSB) yüzde 0,6 arttı.

Bolsonaro'nun seçim kampanyası, oylamadan önce seçim manipülasyonu iddialarını tekrarlayarak, kaybederse yenilgiyi kabul etmeyeceği yönündeki korkuları artırdı.

Bolsonaro'nun Brezilya demokrasisine yönelik saldırıları ile birleştiğinde, Lula eski siyasi rakibi de dahil olmak üzere çeşitli ittifaklar yaptı.

Bunların başında 2006 seçimlerinde Lula'nın rakibi olan merkez sağdan eski Sao Paulo Valisi Geraldo Alckmin'i, başkan yardımcısı olarak ilan etti.

Evanjeliklerin en azından bir kısmıyla görüştü ve ittifaklar yaptı. Her ne kadar evanjelikler büyük oranda Bolsonaro'yu desteklemiş olsalar da Lula'nın hatırı sayılır bir kitleyi (anketlere göre yüzde 30) yanına çektiğinden bahsedebiliriz.

Lula, "Brezilya'yı yeniden inşa etme" taahadünde bulunarak; yıllarca yetersiz yatırımla yıpranan kamu hizmetlerini yeniden kurma, enerji fiyatlarını düşürmek ve enflasyonla mücadele etmek için Brezilya'nın fosil yakıt kaynaklarını kullanma ve gıda güvensizliği ile mücadele eden milyonlarca Brezilyalıya yardım etme sözü verdi.

Lula, dünyanın en büyük demokrasilerinden birini derinden bölen zehirli bir güç yarışının ardından ülkesini yeniden birleştirme sözü verdi.

Lula zafer konuşmasında "215 milyon Brezilyalıyı yöneteceğim… ve sadece bana oy verenler için değil. İki Brezilya yok. Biz tek ülkeyiz, tek halkız; büyük bir milletiz" dedi ve ekledi:

Bölünmüş ve sürekli savaş halinde olan bir ülkede yaşamak kimsenin çıkarına değildir.


Bolsonaro'nun Kovid-19 sürecindeki yaklaşımı ve aldığı/almadığı kararlar nedeniyle 700 bin kişi öldü. On milyonlarca Brezilyalı Kovid oldu.

Bolsonaro hastalığı "küçük bir grip" olarak önemsizleştirdi. Brezilyalıları sosyal mesafe kurallarına uymamaya teşvik etti. Aşı üreticilerinin ülkeye tedarik etmek için erken tekliflerini reddetti.

İşte bu handikaplar yüzünden Bolsonaro, Brezilya'nın 1985'te demokrasiye dönüşünden bu yana görevdeki bir başkan, ilk kez yeniden seçilemedi. 


Lula'nın önündeki en büyük zorluk, ülkeyi sakinleştirmek olacak

Lula da Silva'nın 1 Ocak 2023'te göreve başlaması planlanıyor.

Lula eski rakibi ve merkez sağ Sao Paulo eski Valisi Geraldo Alckmin'i başkan yardımcısı olarak seçti. 

Bu ittifak Bolsonaro'yu devirmek için değil, aynı zamanda yönetmeyi kolaylaştırmak için geniş, demokrasi yanlısı bir cephe yaratma çabasının bir başka önemli parçasıydı. 

Nitekim Lula, seçimi ilk turda üçüncü sırada tamamlayan sağcı ve ılımlı Senatör Simone Tebet'ten de destek aldı.

Eğer Lula, Bolsonaro'nun kendisine oy vermeyen seçmenleriyle konuşmayı başarırsa; ekonomik, sosyal ve politik krizler için çözüm ararsa; ve diğer ülkelerle temasa geçerse Brezilya'nın ayağa kalkması uzun sürmez.

Lula'nın en büyük çekiciliği, Brezilya'nın altın bir dönem hatırlatmasından kaynaklanıyor.  

Lula ülkede açlığı başarıyla ortadan kaldırdı, yoksulluğu azalttığı ve orta sınıfı güçlendirdiği için büyük bir ilgi görüyor.  

Özellikle de Bolsonaro'nun pandemi ile mücadelede başarısız olması ve demokratik kurumları ve medeni hakları baltalamakla suçlayanların desteğinden de yararlanıyor.

Brezilya, 8 yıldır bir ekonomik krizden diğerine sendeliyor. Şimdi, Ukrayna'daki savaştan kaynaklanan küresel ekonomik kargaşa enerji fiyatlarını artırırken, yıllardır devam eden kuraklık tarım sektöründe üretime darbe vuruyor.

Buna rağmen Lula, yatırımcıları sağlam maliye politikaları konusunda kararlı olduğuna ikna etmeye çalışsa da, pandemi sonrasında artan yaşam maliyetleri, artan yoksulluk ve açlığa karşı artan kamuoyu öfkesine yanıt vermek zorunda kalacak. 

Lula, kamu harcamalarını sınırlayan kuralları değiştireceğini, vergi sistemini zenginlerin daha fazla ve fakirlerin daha az ödemesi için reform yapacağını, Brezilya'nın petrol ve yakıtta kendi kendine yeterli hale gelmesini ve Amazon yağmur ormanlarını koruyacağını söyledi. 

Lula da Silva, solcu İşçi Partisi'nin ötesine geçme sözü veriyor. Brezilya sağını güçlü temsil eden Merkezcileri ve hatta kendisine ilk kez oy veren sağa eğilimli evanjeliklerle ilişki kurmak ve ülkenin daha müreffeh geçmişini restore etmek istiyor. 

Yine de ekonomik büyümenin yavaşladığı ve enflasyonun yükseldiği politik olarak kutuplaşmış bir toplumda ters rüzgarlarla karşı karşıya.

Lula seçimi 1,8 gibi az bir farkla kazandı. Hukuken değil ama siyaseten başkanlığı sürekli tartışılacaktır.

Lula, sorunlu bir ekonomiye sahip, derinden kutuplaşmış bir ülkeyi devralacak. Üstelik bazı Brezilyalılar ülkeyi tekrar rayına oturtabileceğinden umutluyken, diğerleri onu bir dolandırıcı olarak görüyor.


Bolsonaro, oylarını artırmak için ne yaptı?

Bolsonaro'nun görevdeki dört yılı, muhafazakarlık ve geleneksel Hıristiyan değerlerinin savunulmasıyla damgalandı. 

Lula'nın iktidara dönmesinin komünizme, yasallaştırılmış uyuşturuculara, kürtaja ve kiliselere zulme yol açacağını iddia etti.

Nitekim bu iddialarla İlk turda anketlere göre yüzde 10-yüzde 12 arasında beklenenden fazla oy aldı.

Bolsonaro aynı strateji ve aynı argümanlarla seçim öncesi yüzde 30-32 bandında oy alması beklenirken, ikinci turda da yüzde 49,1 oy alarak sürpriz bir çıkış yaptı.

Dolayısıyla seçim öncesine göre 'kabaca' oylarını yüzde 20 arttırmayı başardı.


Bolsonaro, Kovid-19 sürecinde ciddi eleştiri konu olmuş 700bin  kişinin ölümü on milyonlarca Brezilya'nın salgına bulaşmasından sorulu tutuluyordu.

Bolsonaro, Kovid-19'un etkisini hafifletmek ve; yoksul Brezilyalıların artan yaşam maliyetlerini azaltmak için büyük para harcadı. 

Hükümet yoksullara 600 Real (2,200 TL) nakit yardım dağıtırken, popülaritesi arttı. Bu yılın başlarında yüzde 10'u aşan enflasyon oranı nedeniyle Bolsonaro, yaklaşık 18 milyon aileye hibe verdi.

Akaryakıt vergilerini düşürdü. Ayrıca, yüksek yakıt fiyatlarına karşı rahatlatmak için kamyon ve taksi şoförlerine geçici nakit yardımları verdi.

Bolsonaro'nun düzen karşıtı duyguları, sosyal muhafazakarlığı ve aile değerlerini birleştiren mesajı, Brezilya toplumunun büyük bir bölümünde açıkça yankılandı.

Bolsonaro'nun sola (İşçi Partisi-PT) yönelik saldırıları, ekonomik kriz için Lula'yı ve PT'yi sevimsiz göstermesi, yolsuzluklarını ve beceriksizliklerini suçlaması birçok Brezilyalı tarafından olumlu karşılandı.

Bolsonaro ayrıca 2022'de Brezilya'nın anahtarlarının Evanjelik Kilisesi ve tarım ticareti baronlarında olduğunu anladı.

Brezilyalıların yaklaşık üçte biri, sadece 20 yıl öncesine göre bugün Evanjelist; Brezilya ekonomisinin en büyük bölümünü yılda 125 milyar tarımsal ihracat oluştururken, onların desteğini almayı bildi.

Özellikle de Evanjeliklerin ve tarım ticaretinin çıkarlarının en güçlü oy bloklarından ikisi olduğu Kongre'de büyük bir taban oluşturdu.


Bolsonaro gitti ama fikirleri kaldı

Brezilya siyasi denklemi ile uluslararası ana akımda eksik okunuyor. Zira Lula, Bolsonaro'yu koltuğundan etti ama Bolsonaro'nun ideolojisi ve fikirleri kongrede çoğunluğa sahip.

Bahsedilmesi gereken ilk nokta, Lula'nın kazanmasına rağmen, Bolsonaro ve daha yaygın olarak bolsonarismo hiçbir yere gitmiyor.

Bolsonaro'nun partisi Liberal Parti (PL), Kongre ve Senato'daki en büyük parti iken, Bolsonaristalar Rio de Janeiro, Minas Gerais ve diğer 7 eyaletin, eyalet valiliklerini kazandı. 

Bolsonaro'nun öncülük ettiği bu sağcı hareket, destekçilerle iletişim kurmak ve muhalifleri itibarsızlaştırmak için sosyal medyayı ve sahte haber kampanyalarını etkin bir şekilde kullanan oldukça karmaşık bir harekettir. 

Dolayısıyla Lula'nın Kongrede radikal bir düzenleme yapması mümkün gözükmüyor. 


Bolsonaro'nun seçi kaybetmesindeki en önemli etkenlerin başında medyayı karşısına aldı. Irkçılığı körükledi. Devlet kurumlarını zayıflattı.

Brezilya'nın seçim sisteminin meşruiyetini sorguladı ve kaybetse bile iktidarda kalacağını ima etti.

Nitekim  Bolsonaro, henüz yenilgiyi kabul etmedi ve Bolsonaro yanlısı kamyoncular resmi sonuçları protesto etmek için ülkenin 27 eyaletinin 12'sinde yolları kapattı.

Bununla birlikte, Bolsonaro Brezilya'daki başkanlık sarayından ayrıldığında; tıpkı ABD'de Trump'ın görevi bıraktığı zamanki gibi, Brezilya'da kutuplaşmış görünüyor.

Buna ek olarak, Brezilya siyaseti, Lula da Silva'nın 2003-1010 yılları arasında ilk göreve geldiği zamandan çok daha muhafazakar hale geldi.

Birçoğu da Silva'yı suçlu ve gayri meşru bir lider olarak görüyor ve asgari ücreti artırma, yoksullukla mücadele programlarını destekleme ve Amazon yağmur ormanlarını koruma çabalarını engelleyebilir.


Sonuç olarak Birçok Brezilyalı, Bolsonaro'nun muhafazakar toplumsal değerleri savunmasını destekliyor ve Bolsonaro, büyük hükümet harcamalarıyla bir seçim yılında desteğini artırdı.

Bolsonarismo'nun devam eden çekiciliği, Brezilya'da solun rolünü kaçınılmaz olarak sorguluyor. 

Lula gibi güçlü bir figür olmasaydı, Sol'un bu seçimde yenimesi veya mücadele etmesi muhtemeldi. 

Birçok yönden Lula, partisinin hem en büyük düşmanı hem de en büyük varlığıdır. Karizması ve karakter gücü ile şüphesiz siyasi zekası onu başkanlık sarayına geri getirdi. 

Bununla birlikte, kendisini ve partisini rahatsız eden yolsuzluk iddiaları, birçok Brezilyalı arasında itibarını zedeledi.

Neredeyse Bolsonaro'nunki kadar yüksek olmasa da reddedilme oranlarına yol açtı. Bu bağlamda Lula'nın zaferi, ülkenin neredeyse yarısının onu onaylamadığı gerçeğini değiştirmiyor. 


Lula, siyasi anlaşmalar ve koalisyonlar müzakere etmenin yanı sıra, son dört yılda siyasi olarak kutuplaşan bir ülkeyi birleştirme konusunda daha da büyük bir görevle karşı karşıya.  

Lula, yeniden seçimi kazanmak için Brezilyalılardan, kendisinin en son başkan olduğu zamandaki hayatın nasıl olduğunu hatırlamalarını istedi. Ancak Brezilya ve dünya 2010'da tamamen farklıydı.

2022'de Lula, Avrupa'da bir savaş ve durgun bir küresel ekonomi ile uğraşmak zorunda kalırken, yurt içinde aşırı karmaşık bir vergi sistemi ve kronik düşük üretkenlik ile boğuşan bir ekonomiyi ele almak zorunda kalacak. Brezilya'nın bunu çözebilmesi için Lula'ya ihtiyacı var.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU