• İnsanda duygu, sevinç, üzüntü, umut, kıvanç, aşk, heyecan, neşe, keder, hepsi bir arada bulunur. İnsan bunlardan istediğini alır.
   
• İnsanlar çirkinle güzeli, haklıyla haksızı, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, faydalı olanla faydasızı, zalimle mazlumu, haram yiyenle-yemeyeni ayıramayacak kadar maalesef derbeder olmuş, hissizleşmiş. Bu gibi insanlardan fayda beklenemez.
   
• Bir memlekette siyaset ayağa düşerse, siyasetle birlikte ilim yuvaları ve etik-estetik değerler de ayağa düşer. Günümüzde olduğu gibi…

Günümüz siyasilerinin birçoğu cin oldular, bir anda adam çarpar hale geldiler. Siyaseti meslek edinenler de, milletin iyi niyetini istismarla işe koyuldular.

Siyaset eleği zaman içinde insanları elekler ve başkalarının eteğine kapananları ortaya çıkarır. Böylece sinsi siyasilerin dayandığı duvarlar yıkılır. Güvendiği adamlar da ölür.

Bunun için insanlar daima ölümü hatırlayıp, mefluç hale gelmemeli, ölümü unutup da, nefsi emmaresinin peşinde koşmamalıdır.

Çünkü az yaşayanın da, çok yaşayanın da, hepimizin de akıbeti bellidir. Önemli olan her şeyin güzeline ram olmaktır.

İnsan için en büyük keramet, nefse hâkim olmak, Hakk'a ubudiyettir. Hemen belirtelim ki siyasi ihtiras peşinde koşanlar, eninde sonunda çıkmaza düşmeye mahkûm olur.

Halka verdiği sözü tutmayan politikacılar, politikayı terk ederse, siyasi alandan çekilmiş olur. Ama siyasette kalıp, milleti aldatmaya devam ederse, millet nezdinde ölmüş olur.

Elbette saygılı davranan ve doğruyu müdafaa eden siyasilere saygılı davranmak nezaket gereğidir. Taşkınlık yapanlara da, gerekli ders mutlaka verilmelidir.

Ziya Paşa'nın dediği gibi;

Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.

Politikada tenkitler tükenmez, zira politik alanımız kirlenmiştir. Malumdur ki, tenkit bazı siyasiler için zevktir, bazılarına göre de ayıptır. Anlayana…

Siyasette hürriyet diyenler ve böylece devleti ele geçirenler, hürriyeti sadece kendileri için kullanmaya başlayınca, katmanlar arasındaki uçurum daha derinleşir. Sonucunda da siyaset çıkmaza girer ve çirkinleşir.

Bugün siyasilerimize baktığımızda, durum asla farklı değildir. İktidar-muhalefet çatışması insanlarımızı usandırmıştır.

Bundan dolayı siyasete itibar azalmıştır. Hemen belirtelim ki, siyasette dostlarınız azalıyorsa, bilmek gerekir ki, durum kötüye gidiyor.

Bunu önlemek, oy veren vatandaşların daha temkinli davranması, laf-ı güzafa itibar etmemesi ile sağlanır. Kelam-ı kibarda söylendiği gibi;

Bal toplamak isteyen kimse, arı kovanını asla devirmemelidir.

Sözü, sohbeti ve davranışı ile ağırbaşlı olmayanlara yarenlik yapılmaz. Siyasette çalan, çaldıran, soyan, soyduranlarla da ahbaplık yapılmaz.

Zira eninde sonunda çirkin yüzler ortaya dökülür, ayıplanma zirve yapar.

Bugün her alanda, münakaşa, itham, didişme alabildiğine. Ülkenin bu hale gelmesine sebep olan naehil insanların söz sahibi olmasıdır.

Cim karnında bir nokta bile olamayan insanları yüceltmek gibi bir dengesizlik revaç buluyorsa, suçu insanın kendisinde araması gerekir.

Asayişi teminle mükellef olan insanların yolsuzluk sarhoşu olması, son derece sakıncalıdır. Çünkü emanete ihanet eder.

Özetle halimiz:

• Kul hakkı yiyenlere ses çıkaran yok.
   
• Devlet soyuluyor, siyasiler susuyor, tepki koyan yok.
   
• Katmanlar arasında uçurum büyüyor, bunu telafi etmesi gerekenler sadece susuyor.
   
• Her türlü rezalet diz boyu, aldıran yok.
   
• Helal-haram ayrımı yapmadan, midesini ve kasasını dolduran çok…
   
• Yalan bir nevi hak oldu, hakkı savunanlar bu düzen içinde yok oldu.

Kalın selametle. 

 

 

Not: Adapazarı'nda, merhum eşim Zümrüt Müftüoğlu için yaptırmış olduğumuz Zümrüt Müftüoğlu Aile Sağlığı Merkezinin, 04.11.2022 Cuma günü, saat: 15.00'de açılışı yapılacaktır. Okuyucularımız davetlidir.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.