Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin verilerine göre Lübnan'da 865 bin civarında Suriyeli sığınmacı bulunuyor.
Bu rakam nedeniyle Lübnan nüfusuna oranla dünyada en çok Suriyeli sığınmacı bulunduran ülkeler arasında ilk sırada.
Suriye iç savaşının başlamasından sonra Türkiye gibi Suriyeli göçmenlere kapısını açan Lübnan, son yıllarda ciddi ekonomik kriz yaşıyor.
Bu nedenle ülkesindeki Suriyeli sığınmacıların geri dönüşünü istiyor.
Bunun için Şam yönetimiyle uzun süren görüşmeler gerçekleştirildi. Varılan anlaşma sonucunda geçen çarşamba, göçmenlerin Suriye'ye geri gönderme planını uygulamaya başladı.
Beyrut yönetimi, her ay 15 bin Suriyeli sığınmacıyı ülkelerine göndermeyi hedefliyor. Benzer bir uygulamanın Türkiye tarafından da hayata geçirilip geçirilmeyeceği merak konusu oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Gönüllü değil zoraki bir geri dönüş var"
Ancak Türkiye'de faaliyet gösteren Suriyelilerin kurmuş olduğu sivil toplum kuruluşlara (STK) göre ortada gönüllü bir geri dönüş yok.
Bu görüşü dile getiren STK'lardan biri de Harmoon Çağdaş Araştırmalar Merkezi.
Suriyeli aydın ve girişimcilerin düşünce kuruluşunun genel müdürü Samir Seyfan, geri dönüşleri Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Lübnan Genel Güvenlik ajansı tarafından koordine edilen geri dönüşün "gönüllü" değil "zoraki" olduğunu belirten Seyfan, sadece Şam yönetimiyle hiçbir sorunu olmayan kişilerin kabul edildiğini söyledi.
Seyfan, Lübnan'daki Suriyelilerin büyük bir çoğunluğunun ülkede yaşanan ekonomik kriz ve yaşam standartlarının kötüleşmesi nedeniyle bir an önce çadırlarını terk edip evlerine dönme arzusunda olduğunu ancak Esad yönetimini buna müsaade etmediğini ifade etti.
Lübnan'da yaşanan ekonomik krizin Suriyeli göçmenlerden kaynaklandığı iddialarına karşı çıkan Seyfan, "Siyasetçilerin yolsuzlukları, İran'a bağlı Hizbullah ülkeyi yaşanmaz hale sürüklemiştir" dedi.
Seyfan'a göre Lübnan'daki Suriyelilerin yüzde 40'ı, Hizbullah'ın işgal ettiği ve geri dönüşlere izin vermediği sınır köy ve kasabalara göç ederek buralarda yaşıyor.
"Önce Hizbullah'ın işgal ettiği yerlerden çekilmesi gerekiyor"
Bu konuda Lübnan'daki Arsal kampını örnek gösteren Seyfan, şunları söyledi:
"Bu kamp, iki ülke arasındaki dağların eteğinde yer alıyor. Kampta barınan insanlar, o bölgeye yakın olan Kuser, Fleta ve Zabadani şehirlerinden göç etmişlerdir. Bahsi geçen bu bölgeler, Hizbullah tarafından işgal edilmekte ve ahalisinin geri dönüşüne izin verilmemektedir. Dolayısıyla, bu şehirlerden göç eden Suriyelilerin evlerine, köylerine ve arazilerine dönmeleri için ilk önce Hizbullah'ın çekilmesi ve Lübnan'a dönmesi gerekmektedir."
"Suriye rejimi, çok sayıda mültecinin geri dönüşüne izin vermeyecektir"
Şam yönetiminin kontrol ettiği bölgelerde yaşayan Suriyelilerin, yaşam koşulları ve can güvenliğinin olmaması nedeniyle insanların kurtulmak için ölümü göze alarak kaçmaya devam ettiklerini savunan Seyfan, "Suriye'de minimum yaşam standartlarına erişilmiyor. Ülkede yoksulluk oranı yüzde 80'nin üzerine çıkmıştır" ifadelerini kullandı.
Lübnan ile Suriye arasında gerçekleştiği ifade edilen geri dönüşlerin gönüllü olmadığını vurgulayan Seyfan, şunları kaydetti:
Bu geri dönüşler Lübnan makamlarınca yapılan baskılar neticesinde gerçekleşiyor. Ayrıca Suriye'deki güvenlik güçlerinin onayı olmadan hiçbir Suriyelinin dönüşüne izin verilmemekte ve güvenlik soruşturmaları ve kovuşturmaları devam etmektedir. Bu yüzden, bu sürecin geçici bir medya yutturmacasından ibaret olduğunu düşünüyoruz. Bahsettiğim nedenlerden dolayı Suriye rejimi, çok sayıda mültecinin geri dönüşüne izin vermeyecektir.
"Ülkedeki en zayıf halka göçmenler, krizlere çözüm getirmez"
Suriye yönetiminin en temel insani ihtiyaçları bile sağlayacak kapasiteye sahip olmadığını ve bu nedenle geri dönüşleri hoş karşılamadığını dile getiren Seyfan, "Rejim göçmen sorununun devam etmesini istiyor. Bunu, uluslararası toplumun uyguladığı yaptırımların kalkması, kendileriyle olan ilişkilerin normalleşmesi ve yeniden imar sürecine destek almak için arzu ediyor. Suriyeli sığınmacılar, özellikle Lübnan'ı silah gücüyle kontrol eden Hizbullah'ın yanı sıra ülkedeki siyasetçilerin başarısızlıklarının sorumlu tutulduğu zayıf halka haline gelmiştir. Bu geri dönüş, Lübnan'daki farklı krizlere çözüm getirmez" değerlendirmesinde bulundu.
"Lübnan kazanımlarını kaybedecek"
Suriyeli sığınmacıların 2011'den bu yana Lübnan'da inşaat, tarım ve hizmet sektörlerinde çalıştırıldığını anımsatan Samir Seyfan, "Lübnan'ın her zaman Suriye ekonomisinin arka kapısı olduğu ve bundan dolayı önemli kazanımlar elde ettiğini belirtmekte fayda var" dedi ve şunları ifade ederek sözlerini tamamladı:
Suriye'deki iç savaşın başlamasıyla yüzbinlerce Suriyeli, vahşi saldırılardan, ölümden ve açlıktan kaçarak Lübnan'a sığındı. Lübnan Hizbullah'ının katkısıyla Suriye halkına uygulanan bu saldırılar sonucunda yaklaşık 1 milyon Suriyeli Lübnan'da bulunmuştur. Ancak Lübnan hükümeti, Suriyelilere herhangi bir yardım veya destek sağlamamaktadır. Aksine, BM tarafından sağlanan yardımların bir kısmı Lübnan hazinesine gitmektedir. Suriyelilerin bugün Lübnan'dan gitmesi Lübnan'daki birtakım ekonomik sektörleri olumsuz etkileyecek ve Lübnan kazanımlarını kaybedecek. Ayrıca Suriyelilerin gitmesi, Lübnan'daki krizleri çözmeyecektir. Çünkü krizlerin sebebi Suriyeliler değil Lübnan'daki siyasetçileri yolsuzluğudur.
© The Independentturkish